• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. EĞİTİMİN, EKONOMİK BÜYÜME VE GELİR DAĞILIMINA ETKİLERİ DAĞILIMINA ETKİLERİ

2.2. Eğitimin, Ekonomik Büyüme ve Gelir Dağılımına Dolaylı Etkileri

2.2.2. Toplumsal Refahı Artırma Yönünde Ortaya Çıkan Etkiler

2.2.2.9. Boşanma Oranlarına ve Riskine Etkisi

Boşanma oranları ve boşanma riski gelir düzeyi, eğitim düzeyi, sağlık, çocuk sahibi olup olmama, eşlerin özellikleri ve birbirlerine davranışları, sosyo kültürel yapı farklılıkları, eşlerin dünya görüşleri ve inançları, cinsel sorunlar, ihanet, şiddet, iletişim

149

bozukluğu, vd. birden fazla faktör tarafından belirlenmektedir. Özellikle çiftlerin eğitim düzeyi, eğitim uyumu, gelir düzeyi ve çocuk sahibi olmanın boşanma oranları üzerinde en etkili faktörlerin başında geldiği söylenebilir. Bu bağlamda eğitimin toplumsal refah üzerinde ortaya çıkardığı diğer bir dışsallığın eşler arası uyumu etkilemesi ve boşanma oranlarındaki düşüşe katkı yapması olduğu belirtilebilir100. Özellikle boşanma sürecinde ve boşanma sonrasında kişinin sosyal ve psikolojik durumunun kişinin verimliliğine olan etkisi ve dolayısıyla ekonomik büyümeye de etkisi dikkate alındığında boşanma oranlarının az olmasının ekonomik büyüme ve gelir dağılımı açısından önemi daha artmaktadır.

Eğitim düzeyi yüksek olan çiftlerin evlilikleri eğitim düzeyi düşük olan çiftlere nazaran daha istikrarlıdır (Lyngstad, 2004:138). Bu bağlamda hem bayanın hem erkeğin eğitim düzeyi ile boşanma ihtimali arasında ters bir ilişki olduğu belirtilebilir (Tzeng ve Mare,1995: 332). Tzeng ve Mare (1995), ABD özelinde yaptıkları çalışmada eğitimli eşlerin evliliklerinin daha istikrarlı oldu sonucuna ulaşmışlardır. Lyngstad (2004:138) ise eğitimin boşanma üzerindeki etkisini Norveç özelinde araştırdığı çalışmasında eğitimin boşanma üzerindeki etkisinin negatif olduğu [yani azaldığı] sonucuna ulaşmıştır. Yazara göre eğitim düzeyi düşük olan bir çiftin boşanma riski eğitim düzeyi yüksek olan çiftlere göre dört kat daha yüksektir. Rootalu (2010) Estonya üzerinde 1983-2005 yılları arasında eğitim ve boşanma riski arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında yüksek eğitime sahip kişilerin boşanma risklerinin daha düşük olduğunu ve özellikle erkeklerde kadınlara nazaran eğitim almanın koruyucu [boşanma riskini düşürücü] etkisinin daha kuvvetli olduğu sonucuna ulaşmıştır. Battal (2008) tarafından Türkiye’ye ilişkin yapılan çalışmada eğitim seviyesi arttıkça boşanma oranlarının azaldığı belirtilmektedir.

Eğitim gelir artışını ve gelir dağılımını etkilemesi sebebiyle de boşanma oranlarını azaltabilmektedir. Erkeğin eğitim seviyesindeki ve bu çerçevede gelirindeki artış evlilikte bir istikrar unsurudur. [Eğitimin kişinin gelirini artırdığı dikkate alındığında]

100 Kuşkusuz burada eğitimin bazı faktörleri etkilemesinin önemi büyüktür. Burada; eğitim yoluyla aile hakkında daha ileri derecede bilgi sahibi olma, evlilik yaşlarının geç olması dolayısıyla duygusal yaklaşım yanında mantık yaklaşımlarının daha etkili olması, düzenli bir gelire sahip olarak ekonomik sıkıntının az yaşanması, (Yıldırım, 2004: 74) bilinçli evlilik yapma, eğitimin evliliğin istikrarında ve uyumunda önemli olan eş seçimini etkilemesi (Tzeng ve Mare,1995: 335) gibi faktörlerin boşanma oranlarının düşmesine katkı sağladığı belirtilebilir.

150

özellikle istikrarlı bir işi olan ve geliri yüksek olan erkeklerin, geliri düşük ve işsiz erkeklere nazaran daha istikrarlı bir evliliğe sahip oldukları belirtilmektedir.(Tzeng ve Mare,1995: 332, Jalovaara, 2003: 78). Eğitim her ne kadar boşanma oranlarını azaltsa da bu durumun kadın eğitimi söz konusu olduğunda değiştiği, kadınlarda eğitim düzeyinin artması ve bir işe sahip olma ile boşanma oranları artışı arasında pozitif bir ilişki olduğu belirtilmektedir (Tzeng ve Mare,1995, Poortman ve Kalmijn 2002, Jalovaara, 2003, Uçan, 2007). Tzeng ve Mare (1995) Norveç, Jalovaara (2003) ise Finlandiya özelinde yaptıkları çalışmalarında kadının eğitim düzeyinin yükselmesinin ve kadının çalışmasının boşanma oranlarını artırdığını sonucuna ulaşmışlardır. Yazarlara göre kadınların eğitim düzeyinin artması boşanma oranlarını artırmakta ve aile istikrarını olumsuz etkilemektedir. Poortman ve Kalmijn (2002: 198) ise Hollanda özelinde yaptıkları çalışmada eğitim seviyesi yüksek ve çalışan kadınların boşanma oranlarının eğitim seviyesi düşük ve çalışmayan kadınlara göre 22 kat daha yüksek olduğunu belirtmektedir. Uçan (2007) tarafından Türkiye üzerine yapılan çalışmada kadının eğitiminin ve çalışma hayatının boşanmayı etkilediğini belirtmektedir. Battal (2008: 105) ise kadınların eğitim seviyesi arttıkça boşanma oranlarının erkeklere göre daha az olduğunu belirtmektedir.

Boşanma olayları, eşlerin yanı sıra özellikle çocuklar üzerinde oldukça olumsuz etkiler yaratmaktadır. Anne ve babanın boşanması (her ne kadar çocukların boşanma karşısında duygusal tepkileri içinde bulunduğu yaş dönemine göre farklılık gösterse de) genel itibariyle çocuğun davranışlarını ve eğitim hayatını olumsuz etkileyebilmekte ve dolayısıyla da elde edeceği beşeri sermaye birikiminin düşmesine neden olabilmektedir. Beşeri sermaye birikimi düşük olan çocukların ise gelecekte verimlilikleri ve elde edecekleri gelir düzeyleri düşük olacak bu da bireyin yoksullaşmasını beraberinde getirecektir. Bu bağlamda boşanma oranlarının düşük olmasının, özellikle çocuğun eğitim hayatına devamını sağlanmasında ve beşeri sermaye birikimi yüksek bir birey olmasında, etkili ve önemli bir unsur olduğu söylenebilir. Buna katkı sağlayacak en temel faktör ise eğitimdir.

Anne babanın boşanması, [psikolojik etkinin yanı sıra] çocukların sosyal ve ekonomik imkânlarını azaltarak [çocuk aleyhine] negatif sonuçlar ortaya çıkarmaktadır (Keith ve Finlay, 1988: 797). Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkisiyle ilgili Keith ve Finlay

151

(1988: 807) 1972-1983 döneminde boşanmaların çocuğun eğitimi üzerindeki etkisini inceledikleri çalışmalarında, boşanmanın hem erkek hem kız çocuklarının eğitimlerini ve ileriki hayatlarını olumsuz etkilediği sonucuna ulaşmışlardır. Krein ve Beller (1988)’de tek ebeveynli (single-parent) ailelerde yaşayan çocukların eğitimlerinin olumsuz etkilendiğini belirtmektedirler. Elliott ve Richards (1991: 274) İngiltere’de 7-16 yaş arasındaki çocuklar101

üzerinde yaptıkları çalışmada, ebeveynleri boşanmış olan çocukların derslerden aldıkları notların (özellikle matematik notları) ebeveynleri boşanmamış olan çocukların notlarından daha kötü olduğu, ayrıca bu çocukların mutsuz ve kaygılı bir davranış gösterdiği sonucuna ulaşmışlardır. Xie (2010), ABD üzerine yaptığı çalışmada boşanmanın çocuğun eğitime katılım oranını düşürdüğü sonucuna ulaşmıştır.