• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: EĞİTİM HARCAMALARI, EKONOMİK BÜYÜME VE GELİR DAĞILIMININ KURAMSAL TEMELLERİ GELİR DAĞILIMININ KURAMSAL TEMELLERİ

1.1. Eğitim Harcamalarına İlişkin Kuramsal Açıklamalar

1.1.2. Eğitimin Kamusal Niteliği ve Kamu Harcamaları İçerisindeki Yeri

1.1.2.1. Eğitimin Kamusal Niteliği

Kişisel ihtiyaçların sunumunda başarılı olabilen özel kesim, toplumun bir arada yaşamasından dolayı ortaya çıkan ve toplumsal ihtiyaçları gideren tam kamusal mal ve hizmetlerin sunumunda etkili olamamakta ve kısmen sunabildiği yarı kamusal olanları ise optimum kaynak tahsisi açısından yeterince üretememektedir. Bu yüzden her toplumda piyasa ekonomisinin bazı hususlardaki imkânsızlıklarını ve yetersizliklerini giderecek bir ekonomik kesime ihtiyaç vardır ve bu ekonomik kesim de ”Kamu Ekonomisi”dir.(Nadaroğlu, 1996: 25) Kamu ekonomisinin ürettiği mal ve hizmetler kamusal mallar olarak adlandırılmaktadır. Eğitim hizmetlerinin ne ölçüde kamusal bir niteliğe sahip olduğunun belirlenebilmesi için öncelikle kamusal malların temel özellikleri üzerinde durulması gerekmektedir. Bu kısımda eğitim hizmetlerinin kamusal niteliği tam kamusal mallar, erdemli mallar ve dışsal ekonomiler bağlamında değerlendirilecektir.

1.1.2.1.1. Tam ve Yarı Kamusal Mal ve Hizmet Olarak Eğitim

Tam kamusal mal ve hizmetlerin11 en belirgin özelliği faydasının birimlere bölünememesi ve toplumsal nitelikte olmasıdır. Bu sebepledir ki bu malların bireylere sağladıkları faydanın toplumsal faydadan ayırt edilip ölçülmesi ve fiyat mekanizması

25

yolu ile bedelinin kullanıcılara ödettirilmesi, sadece bedelini ödeyene sunulması mümkün değildir. Bu mal ve hizmetlerin diğer bir özelliği ise faydasından kimsenin mahrum bırakılamaması, dışlamanın olmamasıdır. Dışlama olmadığı için kişiler arasında tüketimde rekabet de söz konusu değildir. Dolayısıyla bu mal ve hizmetlerden tüketen bir birey diğer bireylerin bu mal ve hizmetten aynı oranda faydalanmasına engel olmamaktadır. Kural olarak pazarlanmaları da mümkün değildir ki; bu mal ve hizmetlerin pazarlanamamazlık niteliği ”bölünmezlik” niteliğinin bir sonucudur.(Nadaroğlu, 1996:49-54) Piyasada üretilen mal ve hizmetlerden yararlanmakta veya yararlanmamakta tüketiciler özgür iken tam kamusal mal ve hizmetlerde hizmetin arzını düzenleyen siyasal güç talebi (ilköğretim hizmetinde olduğu gibi) bazen zorunlu kılabilmektedir (Nadaroğlu, 1996: 539). Bu mal ve hizmetlerden sağlanan marjinal sosyal fayda, bu mal ve hizmetlerin marjinal özel faydasından daha yüksek olduğu için üretim ve tüketimlerinde devlet müdahalesi ortaya çıkmaktadır (Nadaroğlu, 1996:53,54).

Kamu ekonomisi tarafından üretilen bir diğer mal ve hizmet gurubu ise yarı kamusal mal ve hizmetlerdir. Yarı kamusal mal ve hizmetler12, ilk bakışta tam kamusal mal ve hizmet gibi görünmelerine rağmen, faydalarının birimlere bölünebilmesi, pazarlanabilmeleri, fiyat yoluyla tüketicilere sunulmaları mümkündür (Nadaroğlu, 1996: 54). Bu nedenle, bu çeşit mal ve hizmetlerin faydasından bedel ödemeyenleri dışlamak mümkündür.(Pehlivan, 2008: 42) Kişiler arasında tüketimde rekabetin olduğu yarı kamusal mal ve hizmetlerin en temel özelliği yararlananlara olan doğrudan yararı yanında toplum üyelerine olan marjinal yararı, yani ek yararıdır (Akdoğan 2008: 46). Bu sebeple bu mal ve hizmetler pazarlanabildikleri halde özel mal ve hizmetlerde olduğu gibi tamamen piyasaya bırakılmamakta ve piyasa ile birlikte kamu ekonomisi tarafından birlikte üretilmektedir. Yarı kamusal mal ve hizmetlerin, doğrudan sunulduğu kişilere sağladığı özel fayda (bu fayda pazarlanabilmektedir) ile toplumun diğer fertlerine sağladığı dışsal faydanın (bu fayda pazarlanamamaktadır) toplamı bu mal ve hizmetlerin sosyal faydasını oluşturmaktadır.(Pehlivan, 2008: 46) Bu bağlamda da yarı kamusal mal ve hizmetlerin ”dışsal faydası” kamu ekonomisinin de bunların üretiminde rol almasına neden olmaktadır.

26

Mcmahon (2010: 261) eğitimi dışsal sosyal faydaları (topluma yönelik dışsallıkları) yönüyle kamusal mal, kişiye sağladığı özel faydalar nedeniyle de özel mal olarak değerlendirmektedir.

Bir ülkede eğitim hizmetleri, eğitimin tür ve kademelerine göre; okul öncesi eğitim, temel eğitim (ilköğretim), lise ve dengi eğitim, yükseköğretim olarak dörde ayrılabilir. Tam kamusal mal ve hizmetlerin özelliklerinden ”faydanın birimlere bölünememesi ve faydadan kimsenin dışlanamaması” özelliği dikkate alındığında eğitim hizmetlerinin hem faydası birimlere bölünebilmesi hem de istenildiği takdirde faydasından bazı kimselerin dışlanabilmesi mümkün olduğundan bu hizmetlerin yarı kamusal mal ve hizmetler sınıflandırmasına girdiği söylenebilir.

Eğitimi bir bütün olarak değerlendiren Benson, (1987: 423) eğitimin hemen hemen tüm ülkelerde hem kamu sektörü hem de özel sektör tarafından sunulması nedeniyle tam kamusal bir mal ve hizmet olmadığını belirtmektedir. Stiglitz (1994: 545)’de eğitim tam kamusal bir mal ve hizmet olmadığını belirtmektedir. Benson (1987: 423)’a göre; eğitimin ekonomik büyüme ve gelir dağılımına etkileri ve hizmet alanının genişliğinin bir sonucu olarak eğitimin finansman sisteminin karmaşık olması, ayrıca eğitimin hem kamu hem de özel sektör tarafından yürütülmesi gibi nedenler eğitimin yarı kamusal bir mal (quasipublic good) olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir.

İlköğretim, okul öncesi eğitim, lise ve dengi eğitim ve yükseköğretim hizmetleri kamusal malların özellikleri bağlamında değerlendirildiğinde bunların faydasının birimlere bölünebildiği, faydasından istenildiği takdirde bazı kimselerin dışlanabildiği, toplumun tamamına yetecek miktarda sunulamadığı, kişilerin birbirleri ile bu hizmeti tüketmek için rekabet halinde olduğu ve finansmanlarında bütçe finansmanı haricinde kişisel finansmanın da ön planda olduğu görülmektedir. Bu nedenle ilköğretim, okul öncesi eğitim, lise ve dengi eğitim ve yükseköğretim hizmetlerinin yarı kamusal mal ve hizmetler grubuna girdiği söylenebilir. Mesela okul öncesi eğitimin sunumu günümüzde herkese yetecek miktara ulaştırılamamıştır. Ülkenin bazı bölgelerinde bu eğitim türünün sunumunda yetersizlikler söz konusudur ve bu hizmetten faydalanmak isteyenler bu hizmetin finansmanına kısmen katılmak zorundadırlar. Yükseköğretim hizmeti de toplumun tamamına yetecek miktarda sunulmamaktadır. Objektif kıstaslar çerçevesinde oluşturulan ve uygulanan bazı sınavlar vasıtasıyla bu hizmetin faydasından bazı

27

kimselerin dışlanması söz konusu olabilmektedir. Ayrıca bu hizmetlerin finansmanının tamamını devlet karşılamamakta az da olsa bu hizmetlerden yararlananlardan bir bedel olarak ”harç” talep edebilmektedir13.

Şener (1987: 11)’e göre eğitim tür ve kademelerinin ortaya çıkardığı sosyal faydalar ve özel faydalar da bu hizmetlerin tam kamusal ve yarı kamusal bir mal anlamında değerlendirilmesini değiştirmektedir. Temel eğitim hizmetlerinin sosyal faydası özel faydasından daha büyüktür. Buna karşın, temel eğitimden sonraki eğitim süresi artıkça eğitim hizmetlerinin özel faydası da giderek artmaktadır. Bu özelliği dolayısıyla lise ve sonrası üniversite öğrenimi özel faydası daha fazla olan bir tür karma mallar (mixed goods) grubu içinde yer almaktadır. Mesleki ve teknik öğrenim ile ilgili eğitim harcamalarının özel faydası daha da fazla bir biçimde ortaya çıkmaktadır, fakat eğitim hizmetlerinin özel faydası ne kadar büyük olursa olsun, yine de kamusallık (publicness) özelliği ortadan kalkmaz. Mesela, mesleki ve teknik öğrenim nedeniyle bulunan yeni üretim teknikleri, kaynak kullanımında tasarruf sağladığından, sosyal fayda da sağlamaktadır.(Şener, 1987: 11)

1.1.2.1.2. Erdemli Mal ve Hizmet Olarak Eğitim

Kamu ekonomisinin varlık nedenini oluşturan mal ve hizmetlerden bir diğeri ise Erdemli (Merit) mal ve hizmetlerdir14. Bu mal ve hizmetler piyasa ekonomisi tarafından da üretilmelerine karşın, (Şener, 2008: 62) toplumsal refahı artırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla devlet tarafından bütçe ile finanse edilen ve bedava olarak sunulan (Pehlivan, 2008: 47; Şener, 2008: 62), esas itibariyle tüketimleri sonucu dışsal fayda doğuran mal ve hizmetler olarak tanımlanmaktadırlar (Eker, 2004: 48). Eğitim hizmetleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu hizmetlerin toplumun refahının artırılması ve yaygınlaştırılmasına katkısının büyük olduğu görülmektedir. Ayrıca eğitim hizmetlerini diğer mal ve hizmetlerden ayıran en önemli noktalardan birisi bu hizmetlerin tüketilmesi dolayısıyla elde edilen faydanın yok olmaması ve insanın yaşamı boyunca bu faydanın artarak devam etmesidir. Bu kıstaslar çerçevesinde eğitim hizmetlerinin tamamının toplumun refahını artırması ve yaygınlaştırmasına katkı sağlaması ve ortaya

13

Bireylerin tarafından ödenen bu bedel malın piyasa fiyatı değil, siyasi otorite tarafından belirlenen bir değerdir ve bu değer, [genellikle] marjinal maliyetin altında (Nadaroğlu, 1996: 41) olmaktadır.

14 Erdemli (Merit) mal ve hizmetlere örnek olarak toplumdaki yaşlı ve kimsesizlere yönelik hizmetler, öğrencilere yönelik yurt hizmetleri vb. verilebilir.

28

çıkardığı olumlu dışsallıklar nedeniyle erdemli bir mal ve hizmet olarak değerlendirilmesi mümkündür.

1.1.2.1.3. Dışsal Ekonomiler Olarak Eğitim

Kamu ekonomik faaliyetleri, önemli ölçüde ”dışsal ekonomiler (dışsallıklar)” yaratmaktadır. ”Dışsallık, bir ekonomik birimin faaliyeti dolayısıyla diğer ekonomik birim veya birimler üzerinde dolaylı olarak görülen olumlu veya olumsuz etkileri ifade etmekte olup, bir üretim veya tüketim faaliyetine bağlı olarak diğer üretim veya tüketim faaliyetleri üzerinde ortaya çıkmaktadır”.(Akdoğan, 2008: 53) ”Herhangi bir faaliyet gerçekleştirildiği zaman, bu faaliyeti gerçekleştiren kişi veya kuruluşa olan faydası yanında, diğer kişi veya kuruluşlara da fayda sağlanıyor ise buna ”dışsal ekonomi”, ”dış fayda”, ”dış kazanç” denilmektedir. Bu şekilde sağlanan faydalar kural olarak dışlanamaz, fiyatlandırılamaz ve fiyat sisteminin dışında kalır”.(Akdoğan, 2008: 54) Dışsallık yayan hizmetler söz konusu olduğunda piyasa dengesi ile sosyal denge hali birbirinden ayrılmaktadır (Nemli, 1990: 11-12). Dışsal ekonomiler dolayısıyla ortaya çıkan dış faydanın ya da maliyetin üretilen veya tüketilen malın piyasa fiyatına girmemesi dolayısıyla etkin kaynak dağılımının gerçekleşmesi engellenebileceğinden devlet müdahalesi söz konusu olmakta ve devlet toplum yararını dikkate alarak bu duruma müdahale etmektedir (Pehlivan, 2008: 48). Çünkü özel sektör, üretimi marjinal maliyetin marjinal içsel faydaya eşit olduğu noktaya kadar sürdürür. Devlet ise, ekonomide sosyal bakımdan en etkin kaynak dağılımını sağlamak için üretimi ”sosyal fayda = marjinal içsel fayda + marjinal dışsal fayda” durumunun gerçekleştiği noktaya kadar genişletmek amacındadır15

.(Nemli, 1990: 11-12) Bu bağlamda devlet olumlu dışsallıkları artırmaya, olumsuz dışsallıkları da önlemeye yönelik politikalar uygulamaktadır (Pehlivan, 2008: 48).

Bir bütün olarak değerlendirildiğinde eğitim hizmetleri kişinin kendisine yönelik özel faydaların yanı sıra bazı gruplara ve topluma yönelik pazarlanamaz nitelikte dışsal faydalar (dışsallıklar) yaymaktadır. Eğitim hizmetlerinin hem üretim hem de tüketimi dolayısıyla diğer üretim veya tüketim faaliyetleri ve ekonomik birimler üzerinde kısmen doğrudan kısmen dolaylı olarak ortaya çıkardığı bu dışsallıklar toplumsal refahı

15 Dışsallıklara devlet müdealesi ile ilgili grafiksel açıklamalar için “Şekil 2: Pozitif Dışsallıkların Yaygınlaştırılmasında Devlet Müdehalesi” şekline bakınız.

29

olumlu etkilemektedirler. Söz konusu olan bu dışsallıklar dolayısıyla eğitim hizmetlerinin sunumunda devlet müdahalesi ortaya çıkmaktadır.