• Sonuç bulunamadı

Suriyeli Çocuklar İçin Türkçe Eğitim

SİSTEMİNE VE TÜRK KÜLTÜRÜNE UYUMU

5. Suriyeli Çocuklar İçin Türkçe Eğitim

Suriyeliler ülkemizde mülteci veya sığınmacı olarak değil “geçici koruma” statüsünde hayatlarını idame ettirmektedir (Kağnıcı, 2017). Ancak, zaman zaman mülteci kelimesi, Türkiye’de yaşamlarını sürdüren ve geçici koruma altındaki Suriyelileri nitelemek için de kullanılmaktadır. Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin sayısı en son verilere göre 3.588.877 olduğu İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından saptanmıştır (2018). Bu sayının neredeyse yarısı çocuklardan oluşmakta olup, Türkiye’deki 0-18 yaş arası geçici koruma altındaki çocuk sayısı 1.6 milyondan fazla olduğu saptanmıştır (UNICEF, 2018).

Çocukların savaş ortamında yaşadıkları acılar, zorluklar ve travmalara karşı güvenli bir ortam oluşturabilecekleri, yeni sosyal ilişkiler kurarak psikososyal destek alabilecekleri eğitim, hayatlarında çok önemli olacaktır (Özdemir, 2017). Suriyeli çocuklara Türkçe öğretmek ve eğitim alanlarının desteklemek amacıyla, özellikle uzun süre Türkiye’de yaşayacakları öngörülen Suriyelilerin eğitimi için atılan en önemli adımlardan biri PICTES Projesidir. PICTES, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi adlı Projenin İngilizce isminin kısaltılmış hâlidir. “Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile AB Türkiye Delegasyonu arasında “Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı” anlaşması (FRIT) çerçevesinde imzalanan sözleşme ile Suriyeli çocukların Türk Eğitim Sistemine entegrasyonunda MEB’in faaliyetlerini desteklemeyi amaçlayan bir projedir.”

Suriyeli çocukların Türk eğitim sistemine entegre olmalarında Türkçe eğitimi önemli bir role sahiptir. MEB’e bağlı devlet okullarında eğitim dili Türkçedir. Türkçe bilmeyen bir öğrencinin ne matematikten ne tarihten ne de diğer derslerden başarılı olması beklenemez, proje kapsamında Suriyeli mülteci çocuklara Türkçe öğretmek için geçici süreli, sözleşmeli olarak görevlendirilen öğretmenler de üniversitelerimizin Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ve Sınıf Öğretmenliği Bölümü mezunlarından oluşmaktadır (Eyüp, Arslan ve Cevher, 2017).

Dolayısıyla çocukların Türkçeyi öğrenmeleriyle okulda ki başarıları daha da artacak ve devamları da sağlanmış olacaktır. Türkiye’deki göçmenlerin büyük bir çoğunluğunu kadınlar ve çocuklardan oluşması eğitim hizmetlerinin önemini daha da arttırmıştır. Ayrıca, kendi ülkelerinde eğitim alamamış çocuklara ülkemizde gerekli Arapça eğitimi verilmektedir. Bu eğitimin sebebi ileride kendi ülkelerinde söz sahibi olacak çocukların kendi dillerini öğrenmeleri ve unutmamaları için gerekli görülmektedir. Bu nedenle gerekli sayıda Arapça öğretmeni de görevlendirilmiştir. 6. Göçmen Çocuk ve Gençlerin Okullaşamama Nedenleri

Türkiye’de okula düzenli devam eden Suriyeli çocuk ve gençlerin dışında, henüz okula devam edemeyen yaklaşık 400 bin çocuk ve genç bulunmaktadır. Bu durumun nedenleri aşağıda verilmeye çalışılmıştır:

Sosyo-ekonomik Yetersizlikler,

Bilgilendirme ve Yönlendirme Eksikliği, Dil ve Kültürel Nedenler,

Tek Ebeveynlilik, Refakatsiz ve Engelli Çocuklar, Sürekli Yer Değiştirme,

Sosyo-ekonomik Yetersizlikler: Suriyelilerin ekonomik kırılganlıkları nedeniyle eğitime erişemeyen çocuklar için birtakım sosyal yardım mekanizmaları oluşturulmuştur. Örneğin UNICEF tarafından GEM’lerde okuyan 222.944 öğrenci için öğrenci başına 30 TL nakit yardımı okullara gönderilmiştir. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kızılay, UNICEF ve ECHO (Avrupa Sivil Koruma ve İnsani Yardım İşlemleri) iş birliğinde Suriyeli öğrenciler için okula devam şartıyla yardım sistemi kurulmuştur.

Suriyelilerin yoğun olarak bulunduğu yerleşim yerleri, genellikle kendi vatandaşlarımızın da, sosyoekonomik gelişmişlik bakımından dezavantajlı olduğu bölgeler olduğu dikkate alındığında yapılan her türlü sosyal yardımın yerleşik vatandaşlarımızı da içine alarak yapılması karşılıklı sosyal uyum açısından kritik önem taşımaktadır.

Bilgilendirme ve Yönlendirme Eksikliği: Eğitime erişimin önündeki bir diğer önemli engel, Suriyelilerin hak ve sorumluluklarına yönelik yeteri anlamında bilgi sahibi olmamalarıdır. Örneğin; Suriyeli ailelerin çoğunluğu, çocuklarının bilhassa devlet okullarında eğitim imkânlarının olduğunu bilmemektedir (Coşkun, Eren-Ökten, Dama, Barkçin, Zahed, Fouda, Toklucu ve Özsarp, 2017). Bu konuda bilgilendirilmelerin özellikle en son gelen göçmenlere yapılması uygun olacaktır.

Dil ve Kültürel Nedenler: Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle ülkemize birçok Suriye vatandaşı göç etmiş ve bu insanlara ülkemizde “sığınmacı” statüsünde yaşama hakkı tanınmıştır. Gelen sığınmacıların ülkemizde karşılaştıkları ilk ve temel sorun dil farklılığıdır. Dil sorunu sığınmacıların hem sosyal hayatlarında hem de hizmet aldıkları çeşitli kurumlarda karşılarına çıkmaktadır. Bu kurumlardan bir tanesi de okullardır. Dil farklılığının neden olduğu diğer bir olumsuzluk ise ülkemizde ki öğretmenlerin sınıfta yaşadıkları dil sorunları nedeniyle, Suriyeli öğrencileri sınıfta istememesi şeklinde karşımıza çıkabilmektedir.

Nitekim yapılan bir araştırmaya göre; Suriye’li çocukların Türkçe bilmemeleri nedeniyle ciddi sorunlar yaşadıkları saptanmıştır. Aynı çalışmada öğretmenler; Çocuklarla hiçbir şekilde iletişime geçemedikleri, çocukların akranları ile de iletişimlerinin sınırlı olduğu, sınıfta yalnız kaldıkları, yaşadıkları sorunları öğretmenlerine aktaramadıkları, karşılaştıkları sorunlar ile tek başlarına mücadele etmek zorunda kaldıkları, çocukların dertlerini anlatamadıkları, anlatsalar bile cevap alamadıkları ve bir süre sonra da nasıl olsa anlamıyor diye diğer çocukların onlarla konuşmadıkları ve yaşanan sorunlar nedeniyle, çocukların ailelerinin birkaç kez okula çağırdıkları, ancak, dil sorunu yüzünden iki tarafın anlaşamadığını belirtmektedirler (ÖRSEL, 2016)

Ayrıca ülkemiz insanları da, Suriyeli çocuklara yönelik, genellikle Suriyeliler hakkında okuduklarından, izlediklerinden ya da duyduklarından yola çıkarak çeşitli olumsuz tutumlar sergilemektedirler. Oysa ülkemize göç eden sığınmacıların hem zor koşullardan gelmeleri hem de yeni bir ülkeye ve kültüre uyum sağlamak zorunda olmaları nedeniyle birçok konuda destek görme ihtiya ihtiyaçları bulunmaktadır. Göç süreci sırasında en çok destek ihtiyacı olan kesim ise çocuklardır. Çünkü çocuklar bu dönemde hem gelişimsel desteğe, hem yaşadıkları travmatik olayları atlatmaya ve yeni geldikleri ülkeye uyum sağlamaya yönelik psikososyal desteğe ihtiyaç duymaktadırlar (Almqvist ve Broberg, 1999; Thabet, Abed ve Vostanis, 2004; Fazel ve Arkadaşları, 2012).

Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların yaklaşık olarak %34’ü 11 ilde kurulan 22 kampta yaşarken, yaklaşık olarak %66’sı kamp dışı alanlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu sığınmacıların %53’ü çocuklardan oluşmakta ve tahminlere göre kamplarda tüm okul çağındaki çocukların %20’si, kampların dışında yaşayanların %74’ü okula gitmemektedir (UNICEF,2015). Ülkemizde son yıllarda yapılan çalışmalar Suriyeli sığınmacıların eğitime erişimde çok ciddi sorunlar yaşadıklarını ortaya koymaktadır (Dinçer, Federici, Ferris, Karaca, Kirişci, ve Özmenek Çarmıklı, 2013; UNICEF, 2015)

Sürekli Yer Değiştirme: Suriyelilerin öncelikle kamplardan şehirlere doğru hareketliliği ve sonrasında da şehirler arası hareketliliği oldukça yüksektir. Bu nedenle sabit bir ikametleri bulunmamaktadır. Bu durum çocukların eğitime dâhil olamamasına, olmuşsa da devamlılığın sağlanamamasına neden olmaktadır.

Tek Ebeveynlilik, Refakatsiz ve Engelli Çocuklar: Ebeveynlerinden birini ya da her ikisini de kaybetmiş çocukların eğitim süreçleri ile ilgilenebilecek kimsenin olmaması da eğitime erişimde önemli bir engel teşkil etmektedir (Coşkun ve diğerleri, 2017). Suriyeli çocuklar arasında engellilik durumu bulunan çocukların da eğitime erişimleri oldukça kısıtlıdır. Dahası zihinsel olarak öğrenme güçlüğü olmayan çocukların, sadece fiziksel engellerinden dolayı zihinsel

engelliler okullarına ya da sınıflarına da yönlendirilmesi bu çocukların eğitimden uzaklaşmasına sebep olabilmektedir.