• Sonuç bulunamadı

Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Lisans Programı 4 Sınıf Öğrencilerinin Eski ve Yeni Programa İlişkin Görüşler

ESKİ VE YENİ ALMANCA LİSANS PROGRAMLARINA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ

7. ve 8 Yarıyıl Seçmeli Dersler

4.2. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Almanca

4.2.2. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Lisans Programı 4 Sınıf Öğrencilerinin Eski ve Yeni Programa İlişkin Görüşler

Bu araştırma kapsamında Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği Lisans Programı 4. sınıf öğrencilerine aşağıda listelenmiş olan 8 adet soru sorulmuştur:

Almanca Lisans Programı hakkında genel görüşleriniz nelerdir? İyi yönleri veya zayıf yönleri nelerdir?

Almanca Lisans eğitimi sürecinde yaşadığınız en önemli sorunlar nelerdir?

Almanca Öğretmenliği Lisans eğitimi süresince nelere dikkat edilmeli ve program içeriği ile ilgili neler yapılmalıdır? Önerileriniz nelerdir?

Almanca Öğretmenliği Lisans Programının başarılı bir şekilde hazırlanması başka bir değişle iyi Almanca öğretmenleri yetiştiren programların hazırlanabilmesi için öğretim elemanlarından ve YÖK’ten beklentileriniz nelerdir?

Lisans programındaki dersler sizce yeterli midir? Eleştirileriniz/önerileriniz nelerdir? Bu programdaki derslerin kazanımları sizce nelerdir?

Almanca Öğretmenliği Lisans Programında tabloda yer alan hangi derslerin açılmasını istersiniz? Neden?

Yeni Almanca Öğretmenliği Lisans Programındaki seçmeli dersler hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Aşağıda yer alan tabloda yeni seçmeli dersler verilmiştir. Bu tablodaki derslerden hangilerinin açılmasını veya açılmamasını isterdiniz? Neden?

Aşağıda bu araştırma kapsamında yapılan görüşme çerçevesinde T.Ü Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği 27 öğrencinin verdikleri cevaplar sıralanmıştır. Şöyle ki;

Birinci soruya ilişkin alınan cevaplar ile katılımcılar Almanca Lisans programı hakkında genel görüşlerini, programın iyi ve zayıf yönlerini şu şekilde aktarmışlardır; Öğrencilerin tamamı derslerin ve ders içeriklerinin yetersiz olduğunu alan bilgisi derslerinin geri planda kaldığını, yöntem ve uygulama açısından eksikliklerin göze çarptığını, bu programın öğrencinin kendini geliştirmesine odaklı bir program olmadığını, temel becerilerin tamamının öğrencilere kazandırılmadığını, özellikle konuşma becerisini geliştirmek için konuşmaya yönelik derslerin her dönemde olması gerektiğini ve konuşma becerisinin geliştirilebilmesi için farklı etkinlerin yapılması gerektiğini, günlük konuşmaya ve konuşma derslerine daha çok özen gösterilmesi gerektiğini, telaffuz ve dinleme derslerinin eksik olduğunu ve bu tür derslere gereken önemin verilmediğini, derslerde yeterince Almanca konuşulmadığını ve derslerin çoğunun Türkçe olarak işlendiğini ve bunun da öğretmen adaylarının dil gelişim sürecini olumsuz etkilediğini, derslerin sürekli dilbilgisi ağırlıklı işlenmesinin doğru olmadığını ve dilbilgisi dersinin içerik ve öğretim boyutunun eksik olduğunu, ancak dil bilgisi dersinin daha geniş kapsamlı verilmesinin konuşma becerisine katkı sağlayabileceğini, bazı derslerde ezber istenmesinin doğru olmadığını, uygulamalara az yer verildiğini, öğrencilere üstten ders alma fırsatının tanınmamasının yanlış bir uygulama olduğunu ve derslerde başarı sağlayanları desteklemek yerine özellikle çapraz giden öğrenciler için bu programın çok heves kırıcı olduğunu, hazırlık sınıfından sonra birinci sınıfta büyük bir ders boşluğunun olduğunu ve dile ilişkin öğrenilmiş olan bilgilerin lisans eğitimi süresince unutulduğunu belirtmişlerdir. Katılımcılar programa sadece seçmeli dersler eklenerek ders sayısının artırılmasının yeterli olabileceğini, öğretmen adaylarının sunum yapmaları durumunda özgüvenlerinin artacağını ve bu nedenle öğretmen adaylarına sunum yapma olanaklarının sağlanması ve uygulamaların artırılması gerektiğini dile getirmiş, ayrıca ‘Ruh Sağlığı’, ‘Canlıların Hakları’, ‘Günlük Hayatta Yaşananlar’, ‘İnsanlık nedir’, ‘Öğretmen nasıl olmamalı’, ‘Hak ve Hukuk’ gibi temalı derslerin de ders programına eklenmesini istemişlerdir. Katılımcılar eski programdaki Almancada ‘Kontrastive Landeskunde’ kavramı ile karşılık bulan ‘Karşılaştırmalı Ülke Bilgisi’ ve ayrıca ‘Materyal Tasarlama’ gibi derslerin yeni programda yer almamasını öğretmenlik alan bilgisi açısından bir eksiklik olarak gördüklerini belirtmiş, birkaç dersi zor bulduklarını, ancak bazı sorunlar yaşansa da bu sorunların çözülebileceğini ve baştan sona tüm derslerin gerekli olduğunu vurgulamışlardır.

İkinci soruda öğrencilere Almanca Lisans Eğitimi sürecinde sorun yaşayıp yaşamadıkları sorulmuş, katılımcılar görüşlerini şu şekilde dile getirmişlerdir: Almanca konuşma konusunda yeterince pratik yapılmamaktadır ve bu nedenle Almanca sorulan sorulara soru anlaşılsa dahi geri dönüt verilememektedir. Almanca yeterli düzeyde kullanılmamaktadır. Almanca belli bir düzeyde öğrenilmiş olsa dahi bazı durumlarda okuduğunu anlamada veya duyduğunu anlamada zorluklar yaşanmaktadır. Öğretim elemanları öğrencilerin Almancayı bildiklerini varsaymakta ve derslerini bu varsayım ile işlemektedir. Bu da öğrencilerin Almanca bilgilerinin daha da körelmesine sebep olmaktadır. Bazı derslerde sadece akademik Almanca ve çok çok özel terimlerin kullanılması, ‘Telaffuz’ dersinin olmaması, Almanca bölüm dersleri ile ilgili program ve sunumların yetersiz olması, bazı derslerde tam olarak verim alınamamasına neden olmaktadır. Bazı dersler öğrencilerin dil düzeyine uygun bir dil ile anlatılmakta ve içerik sadeleştirilmiş bir biçimde aktarılmaktadır. Ancak sınavlarda öğrencilerin cevaplandırması çok zor olan sorular sorulmaktadır. Öğrencilerin sunum yapmalarında sıkıntılar yaşanmaktadır. Grup çalışmaları istenildiği gibi yürütülememekte, istenilen sonuçlar elde edilememektedir. Dilbilgisi dersleri hala öğrencilerin çok büyük sıkıntılar yaşadıkları derslerdir. Uygulamalar yeterli değildir. Katılımcılar üstten ders alınmasına izin verilmemesini bir sorun olarak göstermişlerdir. 27 öğrenciden 2 öğrenci sorun yaşamadığını bildirmiştir.

Üçüncü soruda katılımcılara Almanca öğretmenliği lisans eğitimi süresince nelere dikkat edilmesi gerektiği sorulmuş ve program içeriği ile alakalı önerilerini belirtmeleri istenmiştir. Öğrencilerin görüşleri şu şekildedir; Eğitim bilimi derslerine değil alan bilgisi derslerine yoğunlaşmalı ve ‘Öğretmenlik Uygulaması’ dersine yardımcı olacağı için meslek bilgisi dersleri

son yılda daha fazla olmalıdır. Ders seçiminde birbirinin devamı olan derslere dikkat edilmeli, bu konuda danışmanlar öğrencileri mutlaka bilgilendirmeli ve doğru seçim yapmalarını sağlamalıdır. Derslerin Almanca işlenmesi gerekmektedir. Katılımcılar program içeriği ile ilgili şu önerilerde bulunmuşlardır: program öğrencilerin daha aktif konumda olmasını sağlamalı ve tüm yeterliliklere sahip öğretmen yetiştirmeyi hedeflemelidir. Katılımcılar bir dilin tüm özellikleri ile öğrenilmesi gerektiğini düşündükleri için ‘Sözlü İletişim Becerileri’ dersinin sadece birinci sınıfta değil, diğer dönemler içinde de olması gerektiğini, konuşma becerisini geliştirmeyi hedefleyen bir programın uygulanması gerektiğini vurgulamışlardır. Öğretmen adayları programdaki ders sayısının yeterli olduğunu fakat ders içeriği ve aktarımı açısından bazı derslerde eksikliklerin olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcılara göre kelime hazinesini genişletecek daha verimli dersler olmalı, ders saatleri artırılmalı, pratiğe önem verilmeli ve yazılı sınavlar yerine sözlü sınavlar yapılarak ezberci bir sistem ortadan kaldırılmalıdır. Dersler not korkusu ile değil, öğretme ve öğrenme ön planda tutularak işlenmelidir. Gerek derslerde gerekse sınavlarda uygulanan yöntem ve kullanılan dil düzeyi öğrencilere uygun olmalı, bağıl değerlendirme sistemine geri dönülmelidir. Derslerde öğrencilere daha çok söz hakkı verilmesini sağlayacak düzenlemelere gidilmeli ve birinci sınıftan itibaren Almanca sunumlar yaptırılmalıdır. Almanca Öğretmenliği Lisans Programı öğrencileri genellikle üniversite giriş sınavlarında İngilizce sınavındaki soruları cevaplandırmak suretiyle Almanca Öğretmenliği Lisans Programlarına yerleştikleri için ancak buna karşın öğretim elemanlarının çoğu Almanya’da yaşamış ve Alman okullarına gitmiş kişiler olduğu için öğretim elemanları öğrencileri Almanca öğrenmek ve Almanca öğretmeni mesleğinin yeterliklerini kazanabilmek için teşvik etmeli ve daha çok destek vermelidir. Öğretim elemanları motive edici olmalı, daha çok materyalle çalışılmalı ve daha çok Alman kültürü ile ilgili bilgiler aktarmalıdır. Katılımcılar ‘Öğretmenlik Uygulaması’ dersinin bir seneye sıkıştırılmayıp 4 yıllık eğitim-öğretim sürecine yayılmasının daha yararlı olacağı görüşünde olduklarını belirtmişlerdir.

Dördüncü soruda katılımcılarda Almanca Öğretmenliği Lisans Programının başarılı bir şekilde hazırlanması için öğretim elemanları ve Yükseköğretim Kurumundan neler bekledikleri sorulmuştur. Toplanan veriler şöyledir; Ders içeriklerinin daha etkili olması gerekir. Ders anlatımları hangi dil düzeyinde gerçekleşiyor ise sınavlar da aynı dil düzeyinde yapılmalıdır. Bilinçli, dil konusunda uzmanlaşmış, bir dili en iyi şekilde nasıl öğretileceğini bilen öğretmenler ve ilgili yöneticiler, işini ve öğrencileri seven personel, motive edici olan, tüm yeterliliklere sahip öğretmen yetiştirmeyi hedefleyen programlar hazırlanmalıdır. Yaparak-yaşayarak öğrenme etkinlikleri artırılmalıdır. KPSS+YDS sınavlarına ilişkin bilgilendirme yapılmalıdır. Sadece öğretmen değil aynı zamanda eğitimci de yetiştirilmelidir. Yoğun Almanca derslerine ve alan derslerine ağırlık verilerek yeterli düzeyde Almanca bilen öğretmenler yetiştiren bir lisans programı geliştirilmelidir. Lisans eğitimi süresince öğretmen adayları ilkokul ve lise gibi çeşitli okullarda da bulunmalı, Eğitim Fakültelerinde izlenen öğretmenlik lisans programları okullar ile işbirliği içeresinde öğretmen adaylarını yetiştiren programlar olmalıdır. Ezberci sistem yerine farklı teknikler kullanılmalı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda İngilizce derslerine verilen önem Almanca derslerine de verilmeli, YDS ve YÖKDİL gibi yabancı dil seviye tespit sınavları güncel konular içerecek biçimde yapılmalıdır. Dersler ile ilgili ara sınavlar ve yılsonu sınavları veya bütünleme sınavlarında küçük hatalar yüzünden kötü notlar verilmemeli ve öğrenciler arasında öğretmen tarafından hiçbir konuda ayrımcılık yapılmamalıdır. Yabancı dilde iletişim becerisini geliştiren ve hedef kültür hakkında bilgiler veren bir program hazırlanmalıdır. İngilizcedeki gibi TOEFL ve benzeri sınavların yapılmasında yarar vardır. Temel becerilerin geliştirilebilmesi için videolar hazırlanmalı, bilgi paylaşan veya çeşitli uygulamalar yapmaya imkân sağlayan web siteleri hazırlanmalı ve bunlardan öğrencilerin faydalanmasına olanak sağlanmalıdır. Derste öğretmenler yerine öğrenciler daha fazla aktif olmalı ve belli bir süreden sonra öğrencilerin derste sunum yapmalarına ve uygulama yapmalarına imkân sağlanmalıdır. Program tutarlı olmalı, eğitim derslerinin de Almanca verilmesinde yarar vardır. Öğretim elemanları sürekli Almanca konuşmalı ve yanlış da olsa öğrencilerden Almanca cevaplar vermeleri istenmelidir. Katılımcılar, istenilen yeterliklere sahip Almanca öğretmenleri yetiştirebilmek için sadece iyi bir programın yeterli olmadığını aynı zamanda öğrencilerin psikolojisini anlayabilen,

öğrenciyi analiz edebilen ayrıca kendi alanlarında ders kitabından bağımsız ders verebilen, uzman eğitmenlerin de olması gerektiğini belirtmişlerdir.

Beşinci soruda Lisans programındaki derslerin yeterli olup olmadığı sorulmuş, dersler konusunda katılımcıların eleştirilerini yazmaları ve var ise önerilerini belirtmeleri istenmiştir. Katılımcıların bazıları yeni programda seçmeli olarak sunulan derslerin zorunlu olarak ders programına eklenmesini, fazla sayıda seçmeli ders yerine konuşma ve yazma becerisini ve telaffuzu geliştirecek derslere yer verilmesini, bir taraftan derslerin iyileştirilmesinin sağlanmasını ancak öte yandan bu dersleri verecek öğretim elemanı kadrosunun da oluşturulmasını ve bazı öğretim elemanlarının daha fazla akademik bilgiye sahip olmasına özen gösterilmesini, eğitim derslerinin üstün körü değil detaylı verilmesi gerektiğini, bazı gereksiz derslerin olduğunu oysa bunun yerine YDS ve alana yönelik derslerin daha fazla olması gerektiğini düşündüklerini belirtmişlerdir. Öğrenciler yeni programdaki alan derslerinin yetersiz olduğunu, bunun dışındaki diğer dersleri yeterli bulduklarını yazmışlardır.

Altıncı soruda yeni programdaki derslerin kazanımlarının neler olduğu sorulmuş, katılımcılar yeni programın GK ve AE kodlu dersler kapsamında iyi düzeyde kazanımlar edindirdiğini, ancak ideal yeterliklere sahip Almanca öğretmenleri yetiştirmek için öğretmen adaylarına bir taraftan alan bilgisi aktarılırken öte yandan uygulamalı olarak yabancı dilin nasıl öğretilebileceğine ilişkin yöntem ve tekniklerin de öğretilmesi gerektiğini yazmışlardır.

Yedinci soruda öğrencilere, Almanca öğretmenliği Lisans Programında yer alan derslerden hangilerinin açılmasını istedikleri sorulmuş, eski ve yeni programdaki dersler verilerek neden bu dersleri seçtiklerine dair cevap aranmıştır. 27 öğrenciden 21′i yeni program eşliğinde eğitim almayı tercih ettiğini belirtirken, 3 kişi eski ve yeni programda eşit sayıda dersi işaretlemiş ve böylelikle hem eski hem de yeni programdan ders almak istediklerin belirtmişlerdir. 3 kişi ise eski programı eğitim almayı tercih etmiştir. Neden ilgili dersleri seçtiklerini ise katılımcılar şöyle açıklamışlardır: Almanca alan dersleri kadar öğretmenlik meslek bilgisi ve genel kültür dersleri de önemlidir. Katılımcılar eski programdaki temel beceri dersleri ve zorunlu olan dersleri önemli bulduklarını ancak bunun dışında yeni programdaki dersleri tercih ettiklerini yazmışlardır. Seçilen derslerin çok etkili olduğunu ve mutlaka öğrenilmesi gerektiğini düşündüklerini belirtmişlerdir. Öğretmen adayları genel kültür derslerinin birinci sınıfta verilmesinin daha uygun olacağını yazmış, yabancı dildeki 4 temel beceri derslerini özellikle seçtiklerini, alan derslerinin daha önemli olduğunu belirtmişlerdir. Seçilmeyen zorunlu derslerin sebebi ise alınan görüşlere göre şöyledir; bazı dersler gereksizdir, programa uygun değildir. Edebiyat gibi özel alan derslerinin öğrenciler tarafından okul dışında öğrenilmesi gerekmektedir. Katılımcılar ‘Bilgisayar’ dersinin gereksiz olduğunu ve ‘Eğitim Felsefesi’ dersinin ise fazla derin konular içerdiğini, ağırlıklı olarak dil becerilerinin ön planda olmasının gerekli olduğunu, ‘Dil Bilgisi’ ve ‘Kitap İnceleme’ dersinde daha etkili bir yöntem ve içeriğin kullanılması gerektiğini ve alan derslerine öncelik verilmesi gerektiğini belirtilmişlerdir.

Sekizinci soruda katılımcılara yeni Almanca Öğretmenliği Lisans Programındaki seçmeli dersler ile ilgili görüşleri sorulmuş, bir tabloda listelenen seçmeli derslerden hangilerinin açılmasını istediklerini yazmaları istenmiştir. Katılımcılar en çok Alan Eğitimi derslerinin açılmasını istemişlerdir. Açılması istenen dersler ile ilgili ikinci sırada Meslek Bilgisi dersleri ve üçüncü sırada Genel Kültür dersleri gösterilmiştir. Alan Eğitimi derslerinden hemen hemen tüm derslerin açılması istenmiş, Meslek Bilgisi seçmeli dersler için daha çok eğitim ve çocuklar ile ilgili dersler tercih edilmiştir. Öğrenciler seçtikleri dersin gerekçelerini şu şekilde açıklamışlardır; Öğretmen adayına meslek yeterliliği ve alan bilgisi açısından olumlu kazanımlar sunacağı ve bir öğretmenin görev yaptığı zaman içinde illa özel bir öğrencisi olabileceği için, bir eğitimci için gerekli ve çağın pragmatizm felsefesine uygun olduğu için, daha kapsamlı olduğu için, bilgi eksiklerinin giderilmesi ve farklı perspektifler kazandırabileceği için, içerik olarak daha zengin olduğu için, çocukları daha iyi anlamak için, öğrencilerin bakış açısını anlamak ve öğrencilerle iyi bir diyalog içine girmek için, farklı ilgi alanlarına yönelik çok ve çeşitli dersin olması gerektiği için, eğitim alanında detaylara inilmesi ile öğretmen adayları için daha fazla bilgi edinilmesi sağlanabileceği için, daha etkili dersler görmeyi istekleri için, daha fazla ilgi alanları olduğu için,

bunlara ek olarak kişisel gelişime de katkıda bulunduğu için ilgili dersleri seçtiklerini belirtmişlerdir. Seçilmeyen dersler ile ilgili gerekçe gösterilirken ise, seçilen derslerin daha gerekli ve önemli olduğu savunulmuştur. Diğer nedenler şöyle sıralanmıştır: Bölüm ile alakalı değil. Diğer dersler ile hiçbir alakası olmayan bağımsız dersler seçilmemiştir. Bazı derslerin içerikleri birbirine çok benzemektedir. Öğrencilerin öğrenirken eğlenmesi gerektiği için. Bir öğrenci ise hiç ders seçmemiş, son seneye kadar hiçbir yararını görmediğini belirtmiştir.

Bu görüşlerin hepsine ek olarak genel anlamda öğrenciler, konuşma dersinin sadece birinci sınıfta verilmeyerek, her sene verilmesi gerektiğini ve bu dersin saatlerinin arttırılması gerektiğini belirtmişlerdir. Öğretmen adayları ‘Öğretmenlik Uygulaması’ dersinin daha üçüncü sınıfta başlaması gerektiğini ve böyle bir uygulamanın daha etkili olacağını savunmuşlardır. Önerilen diğer bir konu, ‘Dilbilgisi’ ve ‘Yazma’ derslerinin ‘Dilbilim’ ile bağlantılı bir şekilde öğretilmesidir. Katılımcılar fakültedeki eğitim kadrosundan memnun olduklarını, derslerin içeriğinde değil ders işleyiş metotlarında bazı sorunların yaşandığını vurgulamış ve yeni metotlara yer verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Diğer dile getirilen bir konu ise öğretmen adaylarının belli bir sınıf ve seviyeden sonra derslerde sunum yapması gerektiği, mezun olan öğretmen adaylarının Almanca konuşma konusunda sıkıntı yaşamaması için ‘Konuşma’ derslerinin birinci sınıf itibariyle verilmesi gerektiğidir. Diğer önemle üzerinde durulan konular ise öğretim üyelerinin de hiçbir şekilde derslerde Türkçe konuşmaması gerektiği, her sene, her dönem, her derste öğrencilerin Almanca konuşturulması gerektiğidir. Katılımcılar derslerde tüm konuşma ve tartışmaların Almanca olması gerektiğini vurgulamışlardır.

5. Sonuç ve Öneriler

Bu araştırmada ilk önce eski program (2007-2018 yılları arasında uygulanan program) ve Yükseköğretim Kurulunun 12 NİSAN 2018 tarihli toplantısında güncellenmesi kararlaştırılan ve 2018-2019 eğitim-öğretim yılından itibaren Almanca Öğretmenliği Lisans Programı 1. Sınıflarında uygulanmaya konan yeni programda yer alan zorunlu ve seçmeli dersler doküman incelemesi yöntemi ile incelenmiş, iki program eleştirel bir bakış açısı ile karşılaştırılmış ve veriler betimsel yöntem ile değerlendirilmiştir. Daha sonra Alman Dili ve Eğitimi Anabilim Dalı öğretim elemanlarına ve Almanca Öğretmenliği Lisans Programı 4. Sınıf öğrencilerine bir anket uygulanarak öğretim elemanlarının ve öğrencilerin eski ve yeni programda yer alan derslere ilişkin görüşleri alınmış, eski ve yeni programın incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde ve anket sorularına verilen cevaplardan hareketle yeni programda alan derslerine daha az yer verildiği, eski programda yer alan bazı zorunlu derslerin yeni programda seçmeli ders havuzunda listelendiği, eski program ile kıyaslandığında yeni programda daha fazla seçmeli derse yer verildiği sonucuna varılmıştır.

Bu çalışma gerek öğretim elemanlarının gerekse öğrencilerin özellikle ‘Sesletim (Fonetik)’ dersinin açılması gerektiği fikrinde olduklarını ortaya koymuştur. Katılımcıların açılmasını arzu ettikleri diğer dersler ise ‘Çeviri’, ‘Konuşma Becerisi’, ‘Karşılaştırmalı Ülke Bilgisi’ ve ‘Duyduğunu Anlama Becerisi’dir. Seçmeli derslerin bazıları iki katılımcı tarafından alan ile alakasız ve gereksiz bulunmuş, bazı dersler için olumlu görüş bildirilmiştir. Öğretim elemanları ve öğrenciler lisans programları hazırlanmadan önce tüm paydaşların görüşünün alınması gerektiğini savunmuşlardır.

Sonuç olarak öğretim elemanı ve öğrenci görüşleri birbirinden ayrışmamış, anlamlı bir fark oluşmamıştır. Genel olarak eski ve yeni program karşılaştırılıp incelendiğinde zorunlu alan ders sayısının azaltılmış olduğu, zorunlu olan derslerin bazılarının seçmeli ders havuzunda yer aldığı ve seçmeli ders sayısının zorunlu ders sayısı ile karşılaştırıldığında yeni programda daha da arttığı görülmüştür. Seçmeli derslerin daha çok öğretmen adaylarının meslek bilgisini artırıcı türden dersler olduğu görülmektedir. Bu araştırma neticesinde örneğin ‘Karşılaştırmalı Ülke Bilgisi’ gibi birkaç dersin zorunlu olarak verilmesi gerektiği görüşü ortaya çıkmıştır. Zira bir dil öğrenirken, o dilin kültürünü de bilerek öğrenmek önemlidir. ‘Sözlü İletişim Becerileri’ gibi elzem derslerin ders saatlerinin düşürülmesi olumlu karşılanmamıştır. ‘İletişim Becerileri’ dersi yeni

programdan kaldırılmıştır. Oysa “Bir öğretmen için İletişim çok önemlidir” denmiştir. Öğretmen her koşulda başta öğrencileri ile iletişim halindedir. Bu dersin kaldırılması bu yüzden olumlu karşılanmamıştır. 2018 yılı yeni Almanca Öğretmenliği Lisans Programında derslerin toplam kredi sayıları ve ders saatleri azaltılmış, ancak her dönem AKTS puanı 30 olacak biçimde düzenlenmiştir. Uygulama saatlerinin de eski programa göre yeni programda azalmış olduğu tespit edilmiştir. Teorik işlenen derslerin saatleri yeni programda eski program ile karşılaştırıldığında daha çoktur. Oysa öğretmenlik mesleğini icra edecek olan bireyler için uygulamanın arttırılması şarttır. Eski programda ‘Öğretmenlik Uygulaması’ sadece 8. yarıyılda bir dönem verilirken, yeni programda iki döneme yayılmıştır ve bu önemli ve olumlu bir adım olarak değerlendirilmiştir. Fakat kesinlikle yeterli görülmemiştir. Almanca öğretmen adaylarının temel dil becerilerinin istenilen düzeyde olmadığı, özellikle konuşmada yetersiz kaldıkları, kendilerini her zaman istedikleri gibi ifade edemedikleri, bu becerilerin bir türlü istenilen seviyeye çıkarılmadığı ifade edilmiştir. Bu araştırma neticesinde ders programında yapılan değişikliklerin öğrencilerde yaratıcılığı, üretkenliği, aktifliği istenilen düzeyde artırmadığı, hatta öğrencilerin daha da pasif