• Sonuç bulunamadı

Su Yapıları 3.4 1 Şadırvanlar

3. DEĞERLENDİRME

3.4. Su Yapıları 3.4 1 Şadırvanlar

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camileri içinde incelediğimiz yapıların bir kısmında şadırvanlar yer almaktadır. Bunlar genel olarak yapılardan bağımsız avlu dışında inşa edilmişlerdir.

İkiçeşmelik, Hisar ve Kestanepazarı camilerinin şadırvanları sekizgen planlıdır. Su hazneleri de mermerden yapılmıştır. Hisar Camii’nin iki şadırvanı ile Kestanepazarı ve Başdurak camilerinin şadırvanları avlu dışında yer almaktadır. Şadırvan altı Camii’nin şadırvanının kubbesi çarşıyla bağlantılı olup, tonoz ve kemerindeki boyama şeklinde yapılmış kalemişi ve manzara tasvirleri yapıyı bu özelliği bakımından farklı kılmaktadır. Onbirgen planlı olan Şadırvan Camii’nin batı cephesindeki kütüphane altında yapıyla bitişik olarak inşa edilmiştir. Başdurak Camii’nin altıgen planlı şadırvanının üst örtüsündeki kubbe ve saçaklarda yer alan alçıdan altın yaldızla boyalı kabartma bitkisel süsleme ve bordür kuşakları yapıyı diğerlerinden farklı kılmaktadır.

3.4.2. Çeşmeler

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camileri kapsamında incelediğimiz yapıların bir kısmının bünyesinde çeşmeler inşa edilmiştir. Kare ve dikdörtgen planlı çeşmeler genel olarak mermerden yapılmış olup yalnızca Aliağa Çeşmesi taş malzemeden inşa edilmiştir. Ayrıca Aliağa Çeşmesi ile Hisar Camii’ndeki

son cemaat yeri girişinin iki yanında bulunan çeşmelerin bir süsleme

İncelediğimiz camilerin bir kısmında üç ve dört adet çeşme yer alırken, bir kısmında ise birer çeşme bulunmaktadır. Özellikle Salepçioğlu Camii bünyesinde dört çeşme bulundurması bakımından diğerlerinden ayrılmaktadır.

Bunlardan ikisi medrese giriş holündeki duvarlara gömülü, diğer ikisi ise avluya

çıkışı sağlayan merdiven basamaklarının altındaki duvara bitişiktir. Salepçioğlu

Camii’ni üç çeşmesiyle Hisar Camii takip eder. Avlu içinde yer alan

çeşmelerden biri kütüphane duvarında, diğer ikisi son cemaat yerinin girişi aksındaki sütunların iki yanındadır. Kemeraltı Camii çeşmesi kuzeydeki avlu duvarında, Damlacık Camii çeşmesi batıdaki avlu duvarında, Şadırvanaltı Camii çeşmesi son cemaat yerine çıkışı sağlayan merdiven basamaklarının duvarında, Odunkapı Camii çeşmesi ise iç avludadır ve minarenin kaidesine bitişik olarak iki cepheli yapılmıştır. Çeşmelerde, Barok ve Rokoko üslubunda yapılmış dönemin süsleme özelliklerine uygun olarak, vazodan çıkan çiçekler, birbiri ardına devam eden yaprak sırtlı ve volütlü “S-C” kıvrımları, selvi ağacı, istiridye kabuğu, akant yaprakları ve mimari tasvirler en çok kullanılan motif ve

kompozisyonlardır. Bu süslemeleri; Kemeraltı, Damlacık, Salepcioğlu, Hisar,

Odunkapı ve Şadırvanaltı camilerinin çeşmelerinde görmek mümkündür. Yalnızca Şadırvanaltı Camii çeşmesinin aynalık üstündeki alınlıkta, merkezi

planda inşa edilmiş dört minareli, kabartma tekniğinde yapılmış cami tasviri

oldukça dikkat çekicidir (Bkz. Şekil-4,39,61,106,209; Çizim-38,81).

3.4.3. Sebiller

Geç dönem Osmanlı mimarisinde önemli bir yeri olan sebiller İzmir’de,

İstanbul’dakiler kadar görkemli ve ince işçilikli olmayıp, sayı olarak da çok azdır. Kemeraltı Çarşısı içinde yer alan bu sebiller, ya bir han, cami ve otel bünyesinde veya sivil yapıların bir köşesinde bitişik olarak yapılmışlardır. İncelediğimiz camilerden Kemeraltı ve İkiçeşmelik camilerindeki sebillerden, İkiçeşmelik Camii’ndeki özgün işlevini yitirmiş olup günümüzde dükkan olarak kullanılmaktadır. Kemeraltı camii sebili ise günümüzde kullanılmamakla birlikte, oldukça bakımlı olup kullanılabilir durumdadır (Bkz. Şekil-60). Kemeraltı Camii sebili de mermerden yapılmış, kabartma tekniğindeki bitkisel

süslemeler görülmektedir. İzmir Kemeraltında Çakaloğlu Hanı sebili, Şükran oteli sebili, Katipoğlu Ahmet Reşit Efendi sebili ve Dönertaş sebilleri günümüzde varlığını devam ettiren diğer örneklerdir.

Başkent İstanbul’daki geç dönem Osmanlı camilerinde oldukça sık rastladığımız sebil örneklerine Nusretiye (Hatipoğlu, 2007:62), Nuru Osmaniye (Aslanapa, 1986:392), Laleli (Aslanapa, 1986:397) ve Beylerbeyi (Aslanapa, 1986:407) camii sebilleri gösterilebilir.

Kemeraltı Camii’nin sebilinin çeşme aynalığında “S-C” kıvrımları akant yaprakları, çiçekler ve istiridye motiflerinden oluşan kulplu geniş gövdeli veya dar ağızlı beş adet vazo bulunmaktadır. Kuzeye açılan ahşaptan yapılmış giriş kapısını iki yandan profilli başlıklara sahip sütunlar sınırlar. Geniş olan sütunun gövdesinde oval formlu geçmelerden oluşan baklava dilimi motifleri ile motiflerin birleşme noktasına yapılmış gülbezeklerden oluşan bir kompozisyon yer alır. Silmelerle profillendirilmiş olan dilimli kemer sütunlar üzerine

oturmaktadır. Kemerin çerçevesinin köşeliğinde vazodan çıkan palmet,

tepeliğinde ise bir alem göze çarpar. Batı ve kuzey cephenin köşesinde ince gövdeli, komposit başlıklı bir sütuncuk yer alır.

3.5. Eğitim Kurumları 3.5.1. Medreseler

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinden sadece Salepçioğlu Camii’nin alt katında yer alan ve tamamiyle kapalı avlulu mekanlardan oluşan belirli bir tipolojiye uymadığı için kapalı avlulu medreseler grubunda değerlendirilmektedir. Osmanlı Döneminde medreseler genellikle açık avluludur

ve öğrenci hücreleri bu avlu etrafında konumlanmıştır. Bu bakımdan kapalı

avlulu medreselere Gümüş Hacı Halil Paşa Medresesi (Kuyulu, 2002a: 293) ile 1339 tarihli Bursa Lala şahin Paşa Medresesinde (Demiralp, 1996:211) rastlarız.

Medresenin bir camiyle birlikte aynı binada konumlanması Salepçioğlu

Camii’nden başka Anadolu’da sadece Bursa Hüdavendigar Camii’nde tekrarlanmıştır. Ancak Hüdavendigarda medrese caminin üst katında yer alırken

ayrıca, mektep ile kütüphane odalarına sahip olması, yapıyı ayrıcalıklı bir konuma getirmiştir.

3.5.2. Mektep

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde mektep uygulamalarını, Salepçioğlu Camii ile İkiçeşmelik camilerinin alt katlarında görmekteyiz. Ancak Salepçioğlu Camii’nin alt katındaki medreseyle birlikte aynı binada bulunan mektep uygulaması, İkiçeşmelik Camiinin alt katında tümüyle mektep odalarından oluşan birimlerden meydana gelir. Süleyman Efendi ismiyle anılan

mektep, 1922-25 yılları arasında Şemsül Maarif ilkokulu olarak adlandırılmıştır.

Altı odalı olan ve arsanın konumu nedeniyle yamuk bir plana sahip bulunan mektep, günümüzde özgün işlevi dışında kullanılmaktadır.

3.6. Sivil Yapılar

3.6.1. Muvakkithaneler

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camileri bünyesinde inşa edilmiş olan muvakkithaneleri, Şadırvanaltı Camii’nin şadırvanının üstündeki kütüphanenin yanında, Hisar Camii’nin ise kuzeydeki avluya giriş kapısının hemen sağında

görmekteyiz. Muvakkithaneler yapılara geç dönemlerde eklenmiştir.

Günümüzde özgün işlevini yitirmiş olan bu yapılardan Hisar Camii’nin muvakkithanesinin kuzey cephesindeki pencerenin alınlığında kaş kemer içine alınmış saat yer almaktadır. Muvakkithane örneklerine İstanbul’daki geç dönem Osmanlı camilerinde oldukça sık rastlarız. Genellikle bir külliye dahilinde inşa edilen camilerde gördüğümüz muvakkithanelere örnek olarak, Üsküdar Selimiye (Hatipoğlu, 2007:56), Nusretiye (Hatipoğlu, 2007:62), Beylerbeyi (Aslanapa, 1986:407) ve Ayazma Camileri (Kuban, 1954: 29) verilebilir.

3.6.2. Kütüphaneler

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinin bir kısmında kütüphane binaları yer almaktadır. Erken tarihli ve büyük ölçekli camilerin bünyesine sonradan katılan bu kütüphaneler Hisar, Kemeraltı, Şadırvanaltı ve Salepçioğlu

camilerinde görülmektedir. Günümüzde özgün işlevlerini devam ettirmeyen bu yapılardan Hisar Camii’nin kütüphanesi, avlu girişinin solunda yer alan kare planlı ve sade bir yapıdır. Şadırvanaltı Camii’nin kütüphanesi, caminin batı cephesindeki onbirgen planlı şadırvanın üzerinde yer almaktadır. İlginç bir görünümü olan kütüphanenin alt duvarlarındaki konsollara bindirilmiş küçük sıra kemerler, Sakız Adası ve İzmir Çeşme’deki eski evlerde yaygın olarak kullanılan ve bölgeye Cenevizlilerin tanıttıkları lombard kemerlerdir (Arel, 2002:35). Konsolların ön yüzleri kıvrımlı ve volütlü kabartma akant yapraklarıyla süslenmiştir. Salepçioğlu Camii’nin Kütüphanesi caminin alt katındaki medrese içindedir. Kemeraltı Camii’ninki ise dikdörtgen planlı olup

üzeri kubbe ve tonozla örtülüdür. Güney ve batıdaki dilimli kemer açıklıkları ile

bunların üzerinde yarım daire formlu kemer düzenlemesi yapıyı hareketlendiren unsurlardır. İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde gördüğümüz kütüphane uygulamalarını İstanbul’daki geç dönem Osmanlı camilerinde de görürüz. Genellikle bir külliye dahilinde yapılan camilerdeki kütüphane örneğine Nuru

Osmaniye Camii’nin dış avlusundaki mahzen altında da rastlamak mümkündür

(Aslanapa, 1986:392). Ayrıca, Şadırvanaltı Camii’ndeki gibi sekizgen planlı ve

üzeri kubbeyle örtülü kütüphanelere örnek olarak 1711 tarihli Afyon Yeni Camii avlusundaki kütüphane ile Karaosmanoğullarına ait Manisa’daki Hacı Hüseyin Ağa Kütüphanesi verilebilir (Kuyulu, 1992:183).

3.7. Mezar Yapıları 3.7.1. Hazireler

İzmir camilerinde hazirelere daha çok küçük ölçekli yapıların avlularında karşılaşılır. Çorakkapı, Aliağa ve Hacı Mahmut Camileri’nin batı, Naturzade ve Damlacık camileri’nin güney, Odunkapı Camii’nin ise kuzey tarafında yer alan

oldukça süslü mezar taşlarına sahip hazirelerden, Aliağa ve Hacı Mahmut Camii

hazirelerinin mezar taşlarında, selvi ağacı istiridye kabuğu, camii tasvirleri,

vazodan çıkan çiçekler v.b. gibi geç dönem özelliği gösteren süslemeler bulunmaktadır. Hazirelerde, camilerin banisi ve ailelerine ait mezar taşlarının

yanı sıra; dönemin ileri gelen devlet adamlarından kadı, müderris ve paşalara ait mezar taşları da dikkati çekmektedir.

3.7.2. Türbeler

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde karşılaştığımız tek türbe sadece İkiçeşmelik Camii’nin batı cephesindeki alt katta bir köşededir. Merdivenle ulaşılan üçgen planlı yapının içinde iki sanduka yer almaktadır.

3.8. İzmir’deki Geç Dönem Osmanlı Camilerinde Tarihlendirme, Bani ve