• Sonuç bulunamadı

3. DEĞERLENDİRME

3.9. Malzeme ve Teknik 3.9 1 Taş

3.10.4. Nesnel Süsleme

Perde Tasvirleri: İzmir’deki Geç Dönem Osmanlı camilerinde oldukça yaygın kullanılan perde motifi, Eşrefpaşa Camii mihrabında, Aliağa Camii kubbe göbeğinde, Kemeraltı Camii’nin minber köşkünün korkuluklarında ve mihrabında, Başdurak Camii’nin mihrabında, Kestanepazarı Camii’nin minber, köşk ve geçit aralıklarında, Şadırvanaltı Camii’nin mihrabında, minberin korkuluğu ve yan aynalığında, Eşrefpaşa, Hamidiye, Çorakkapı, Damlacık Camilerinin mihrabı, Hisar Camii’nin mihrap, minber, merdiven, korkuluk ve yan aynalıkları ile tromplardaki üçlü pencerelerden ortadakinde yer alır.

İstiridye Kabuğu ve Balık Pulu: Eşref Paşa Camii mihrabının saçak tablasında, Kemeraltı Camii’nin tromp ve sağır kemerler içindeki pencere alınlıklarında,

Kestanepazarı Camii minberinin köşk saçağı cephelerinde, geçit alınlığında ve giriş açıklığındaki taçta, Odunkapı Camii çeşme aynalıklarında, Çorakkapı Camii minber tacında, Kemeraltı Camii’nin çeşme alınlığındaki kemer içinde, Şadırvanlatı Camii’nin çeşme aynalığında gördüğümüz istiridye kabuğu motifleri bazen akant yaprakları görünümünde de kullanılabiliyor. Balık pulu sadece Salepçioğlu Camii’nin minberinin köşk örtüsünde uygulanmıştır.

Kandil, Kase ve Saat: İzmir’deki Geç Dönem Osmanlı camilerinde kandil kullanımını, Hacı Mahmut ve İkiçeşmelik camilerinin mihrap ve minberlerinde, Damlacık, Çorakkapı, Odunkapı, Aliağa, Kemeraltı ve Hisar Camilerinin mihraplarında yer alır. Kase motifini sadece Hatuniye Camii minberinin köşk saçağı ve giriş açıklığı üzerinde, saat kullanımını ise; Şadırvanaltı, Kemeraltı, İkiçeşmelik, Kestanepazarı, Hisar, Başdurak, Hacı Mahmut ve Hamidiye Camilerinde görülür. Büyük boyutlu olan bu saatler mihrabın hemen yanına veya kıble duvarının bir köşesine yerleştirilmiş olup geç dönem Osmanlı camilerinde sıklıkla karşımıza çıkan bir uygulamadır.

Duvar Resimleri: Minyatür geleneğinin kitap resminde terk edilmeye başladığı sıralar olan 18. Yüzyılın son çeyreğinde, I. Abdülhamit ve III. Selim zamanında, İstanbul’da ve hemen akabinde Anadolu’da, Türk mimari süslemesinde yepyeni bir tür olarak duvar resimleri ortaya çıkmıştır (Arık, 1976:23).

Anadolu’da örneklerine rastladığımız duvar resimlerindeki ana temalar, kıyı manzaraları, Mekke ve Medine tasvirleri, köşk, yalı, cami, saray, gibi tek yapıların yanı sıra, şehir manzaralarının olduğu duvar resimleri ile natürmort süslemeler ve vazodan çıkan çiçekler yer alan konular arasındadır. İncelediğimiz İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde de manzara tasvirlerini Şadırvanaltı Camii’nin şadırvanının tonozu ile, harim mekanındaki merkezi kubbesinde görürüz. Şadırvanın tonozunda kıyı manzaraları, saat kadranı ve şehir manzaraları, kubbesinde de cami, köşk ve sarayların yer aldığı tek yapı grupları yer alır (bkz. Şekil-41,53). Anadolu’nun birçok yerinde görebildiğimiz bu tip duvar resimlerine İzmir’e yakın il ve ilçelerde de rastlamak mümkündür. Denizli Acıpayam Yazır Köyü Camii duvarlarında, Aydın Koçarlı Cihanoğlu cami mihrap duvarında, Urla Kapan Camii Şadırvanında izlediğimiz geç dönem

özelliğinde çeşitli manzara resimleri en önemli örneklerdendir (Arık, 1976: 42- 48).

Manzara Tasvirli Plastik Kabartmalar: 18. yüzyıldan itibaren bina bezemelerinde yapılan resimlerin ve tasvirlerin çoğu sıva üzerine yapılan boyalı nakışlardı. Ancak ege ekolünün bazı tasvir kabartmaları, doğrudan yapı malzemesine işlenmiş (bir bakıma yapıyla türdeş) dekor öğelerdir. Bu tasvirlerde perspektif ve derinlik, kompozisyonun kurgusundan olduğu kadar kullanılan malzemenin plastik işlenişinden de ileri gelir. Dolayısıyla bu alçak kabartmalar,

tezyin ettikleri mimari yapının somut plastik bir parçası oldukları halde onunla

aynı mekansal gerçekliği paylaşmayan, tersine mimari yapının mekanına kendi sanal mekanlarını katarak algıyı şaşırtan tasvirlerdir (Arel, 2002:45).

Plastik kabartma şeklinde yapılmış manzara tasvirlerine İzmir’deki cami, çeşme, sebil ve mezar taşlarında rastlamak mümkündür. İşlenen genel tema ise merkezi plan şemasına sahip bir, iki ya da dört minareli camilerdir. Hisar Camii’nin minberinin geçit kemeri alınlıkları ile merdiven korkuluklarında, Şadırvanaltı Camii’nin ise son cemaat yerine çıkışı sağlayan duvarındaki çeşmede merkezi plan şemasına sahip plastik kabartma tasvirler yer alır (Bkz. Şekil-19,39). Bunlar dışında ayrıca, İzmir’de dönertaş sebili çeşmesinde (Arık,

1976:104), İzmir Çakaloğlu-hanı Çeşmesi (Arık, 1976:106) ve Aliağa Camii

haziresindeki kabartmalarda cami tasvirli süslemelere rastlamak mümkündür. Natürmort: İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde tabakta veya farklı kompozisyonlarla doğadaki gerçek görünümleriyle verilmiş meyveli süslemeler de yer alır. Tabak içinde farklı meyve çeşitlerinden oluşan süslemeleri sadece Şadırvanaltı Camii’nin, minberinin sol tarafındaki merdiven korkuluğunda görülmekte; bunun dışında genel olarak serbest dallar üzerinde gelişen meyve çeşitlerinden dal, yaprak ve salkımlarıyla resmedilmiş üzüm kompozisyonunu, Salepçioğlu Camii’nin ana kubbesiyle mahfil kubbelerinin göbeğinde, Kemeraltı Camiinin mahfil altındaki tavan göbeğinde, kıble duvarındaki pencere alınlığında, girişteki sahınların tonozunda, Hamidiye Camii’nin mihrap tacında ve mihrabının saçak tablası kenarlarında, Hisar Camiinin ortadaki taşıntı yapan

mahfil yüzeyinin iki kenarıyla altındaki tavan göbeğinde, Aliağa Camii’nin mihrap alınlığında izlenebilmektedir.

Diğer bir meyve çeşidi olan nar motifi; Eşref Paşa Camii son cemaat yeri tavan göbeğine, Hisar Camii’nin kıble duvarındaki pencere alınlıklarına, avlu dışındaki şadırvanların kitabelik köşeliklerine, Kemeraltı Camiinin mahfil yan yüzeyine işlenmiştir.

Kozalak: İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde Salepçioğlu Camii’nin plaster görünümlü ayaklarının saçağı ile vaaz kürsüsünün korkulukları altındaki yuvarlak kemerlerin birleştiği noktada ve Çorakkapı Camii minaresinin şerefe balkonu altındaki konsol görünümlü taş süslemelerinde kozalak motifi yer almaktadır.