• Sonuç bulunamadı

3. DEĞERLENDİRME

3.9. Malzeme ve Teknik 3.9 1 Taş

3.10.1. Bitkisel Süsleme

Akantus: Yaban enginarı yaprağı biçiminde bir bezeme öğesi olan ve ilk kez antik Yunan sanatında kullanılan akant yaprağı Avrupa’da 19.yy sonuna kadar uygulanmaya devam etmiştir (Sözen ve Tanyeli, 2001:15). Türkçe adı “ayı pençesi” olan bu bitkinin doğada 200’den fazla cinsine rastlanabilmektedir. Bu bitkinin yaprakları geniş, çiçekleri asimetrik olup 4-5 dilimli çanak ve 5 dilimli taç kısmından oluşur (Özbek, 2002:532).

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinin süslemelerinde, en sık karşılaştığımız bezeme öğesi akantus yaprağıdır. Farklı şekil ve çok sayıda çeşitle karşılaştığımız bu süslemeyi, kilit taşı konumunda, konsol yüzeylerinde, kartuşlarda, volütlü “S-C” kıvrımlarının sırtında, çiçek şeklinde, simetrik ve asimetrik şekillerde, istiridye kabuğu görünümünde, dolgun katmerli yaprak şekliyle çiçek saplı akant v.b. şeklinde görürüz. Bu çeşitlilik içinde en çok “S-C” kıvrımlarıyla birlikte verilmiş akant yapraklarıyla karşılaşırız. Aliağa Camii’nin giriş açıklık alınlığı, mihrap tacı, Kemeraltı Camii’nin alt sıra pencere alınlıkları, Eşrefpaşa Camii’nin kubbe eteği, mihrap kemer köşeliği, Hacı Mahmut

Camii’nin pencere ve mihrap alınlığı ile Başdurak Camii’nin pencere alınlığı,

Naturzade Camii’nin mihrap tacında, Şadırvanaltı Camii’nin kütüphanesinin konsolları ile harim mekanının tüm kemer alınlıklarında birbiri ardına devam eden yaprak sırtlı “S” kıvrımları şeklinde, kubbesindeki pencere ve manzara resimlerinin etrafında, minber giriş kemerinde, alt kattaki kalemişi bezemeli pencerelerin etrafında, mahfil tavanı altındaki kemer alınlıklarında, Hamidiye Camii’nin pencere alınlıkları, mihrap tacı, Odunkapı Camii’nin mihrap ve pencere alınlıkları ile çeşmesinin çerçevesindeki bordürde, Çorakkapı Camii’nin minare külahı altında, mihrap ve minber tacında, pencere alınlığında, Hatuniye

Camii’nin, mihrap tacı, cihanyari güzin ve ayet panoları ile pencere

alınlıklarında, minberin merdiven korkuluğundaki bordürde, giriş kemerinde, köşk saçağı üzerinde, İkiçeşmelik Camii, mihrap tacı, kıble duvarındaki ayet panoları, minber yan aynalığı, giriş açıklığı saçak tablası altındaki bordürde ve açıklık üzerindeki inşa kitabesi alınlığında, Damlacık Camii’nin köşk korkuluğu üzerindeki saçak köşelerinde, mahfil altındaki tavanın sağ ve sol yüzünde ve mihrap kemeri yüzeyleri ile alınlıklarında, Hisar Camii’nin tromp ve tüm kemer alınlıkları, cihanyari Güzin panolarının etrafı, mahfil altındaki tavan süslemeleri ve mahfilin ortadaki taşıntı yapan cephesinde, minber yan aynalık, korkuluk, geçit, söve, kemer ve mimari tasvirlerin çevresi ile köşk korkuluğu yan

yüzeylerindeki plasterler, vaaz kürsüsü, üçlü mihrap alınlıkları, minber giriş tacı,

harime giriş sağlayan açıklığın kuzey ve güney cephesinde, kuzeydeki avluya giriş açıklığında, şadırvanın kitabeliğinin köşelerinde, Şadırvanaltı ve Kemeraltı Camileri’nin çeşme alınlıklarında, Başdurak Camii’nin şadırvanının kubbesinde, Salepçioğlu Camii’nin kuzey cephesindeki yarım daire kemerin yüzeyinde, rozet penceresinde, çeşme alınlık ve kenarlarında, minare giriş kemeri yüzeyinde, harimin alt sıra pencereler ile giriş açıklıklarının alınlıklarında, mihrap alınlık ve tacında, ayrıca genel olarak da rumi ve palmetlerle “S-C” kıvrımlarıyla karışık yapılmış akantların yanı sıra, medrese çeşmelerinin kurnaları altında görülür.

Çiçek görünümlü akant yapraklarını, Eşrefpaşa Camii tavan göbeğinde, Kemeraltı Camii minber aynalığı ile küçük kubbelerin göbeğinde, Başdurak ve Hisar Camilerinin mahfil altındaki tavan göbeklerinde, Hatuniye Camii’nin kubbe kasnağındaki balkon altı ve mihraptaki küçük plasterlerin ön yüzlerinde,

Başdurak Camii’nin şadırvanının kubbe göbeğinde, minber kasnağının kenarlarında ve çeşme kurnalarının etrafında görürüz.

Kısa bağlantı çubuklarıyla oluşturulmuş “S-C” kıvrımları ve akantları, Eşrefpaşa Camii’nin mihrap kitabeliği üzerinde, Başdurak Camii’nin mahfili taşıyan konsolların yüzeyinde ve köşelerinde, ana mekana giriş açıklığı üzerindeki kitabeliğin alınlığında, Kestanepazarı Camii’nin minber geçit üstünde, köşk korkuluğu ve tacında, Şadırvanaltı Camii’nin alt sıra kemer alınlıklarında, Hatuniye Camii’nin mihrap alınlığında, Damlacık Camii’nin plaster görünümlü sütun başlıklarında, Hisar Camii’nin yan korkuluk yüzeylerinde, ayet panolarında, mahfil tavanı altında, kartonpiyerlerin kenarlarında ve köşelerinde, çeşmesinin aynalığında, Başdurak Camii’nin şadırvan kubbesinde, Salepçioğlu Camii’nin kubbe, tromp, pencere ve kuzey cephedeki çeşme alınlıklarında, süpürgeliklerde ve mihraptaki sütun görünümlü kalemişi süslemelerde yer alır (bkz. Şekil-13,14,26,65,100; Çizim-34).

Çiçek saplı akant yaprakları; Eşrefpaşa Camii son cemaat yeri tavanında, cihanyari güzin yazılı panoların altında, mihrap sütun başlıklarında, Aliağa Camii mihrap sütun başlıklarında, Hacı Mahmut Camii’nin kubbe göbeğinde, Kestanepazarı Camii sütun başlıklarında, Şadırvanaltı Camii mihrap sütun başlıklarında, Hamidiye Camii’nin giriş açıklığının iki yanındaki konsolların ön yüzünde, Odunkapı Camiinin mihrap tacındaki oval madalyonun alt ve üstünde, Çorakkapı Camii’nin minaresinin şerefe altındaki bordürde, Hatuniye Camii’nin

mihrap sütunlarında ve mihrap önü kubbesinin göbeğinde, Damlacık Camii’nin

cihanyari güzin panolarında ve kubbe eteğinin kenarlarında, Hisar Camii’nin sütun başlıklarında ve Salepçioğlu Camii’nin harim duvarlarının üst köşelerinde yer alır.

Kilit taşı konumunda, “S-C” kıvrımlarıyla ve akant yapraklarıyla oluşturulmuş süslemeleri, Eşrefpaşa Camii’nin taç bölümündeki mihrap kemerinde, Damlacık Camii’nin mihrap ile pencere kemerlerinde, Başdurak Camii’nin harime girişi sağlayan açıklığın üzerindeki sağır kemerlerde, İkiçeşmelik Camii’nin giriş açıklığında, kuzey cephedeki günümüzde dükkan olarak kullanılan açıklık ile son cemaat yerinin batı cephesindeki pencere

kemerlerinde, Salepçioğlu Camii’nin minareye giriş kapısının kemerinde, cihanyari güzin panolarının alınlıklarında, alt sıra pencere ve giriş açıklıklarının kemerlerinde yer alır.

Konsol şeklinde S kıvrımlarıyla yapılmış akant yapraklarını; Kestanepazarı Camii’nin, minber, vaaz kürsüsü ve son cemaat yeri girişi sağlayan merdiven korkuluklarında görülür (bkz. Şekil-74,86,87)

Dolgun görünümlü ve katmeleri tek yaprak şeklindeki akant yapraklarını, Damlacık Camii’nin mihrabında, mahfil altındaki, konsol yüzeyinde, Eşrefpaşa Camii’nin cihanyari güzin panolarının tepeliğinde, Kestanepazarı Camii’nin giriş açıklığının tepeliğinde, Şadırvanaltı Camii’nin mihrap kitabeliğinin alınlığı ile üst sıra kemer alınlıklarında, Hatuniye Camii’nin minber kitabeliği ve yan aynalıklarında, Salepçioğlu Camii’nin minber yan aynalığı ile kuzey cephedeki çeşmelerinin köşelerinde görmek mümkündür.

Yumurta dizili akantları, İkiçeşmelik Camii’nin kubbe eteğinde, minber merdiven ve köşk korkuluklarında görürüz. Vazodan çıkan kıvrımlı ve volütlü akantlar ile çiçek kompozisyonlarını; Aliağa Camii’nin kubbeye geçiş elemanlarında, Hamidiye, ve Kestanepazarı Camilerinin mihrap tacında, Şadırvanaltı Camii’nin şadırvan kubbesinde, kubbeye geçiş elemanlarında, mihrap yanındaki panolarda, mihrabı çevreleyen sağır kemerlerin köşelerinde, kıble duvarındaki üçlü pencerelerde ve tromplardaki üçlü pencerelerin alınlıklarında, Çorakkapı Camii’nin mihrap tacı ile pencere alınlıklarında, Hatuniye Camii’nin minber aynalığında, Damlacık Camii’nin kubbe göbeğini çeviren bordürün kenarlarında, cihan yari güzin panolarının altında, Hisar Camii pencere alınlıklarında, mahfil altındaki süslemelerde, mihrap tacında ve kütüphane duvarına bitişik yapılmış çeşme alınlığında, gördüğümüz bu süslemelerde, bazen akant yapraklarından oluşan vazo içinde natüralist formlu çiçekler çıkarken; bazen yaprak sırtlı “S-C” şekilleri, güller, kıvrım dallar üzerinde gelişen çiçekler ve “S-C” kıvrımlarının meydana getirdiği vazo şekillerinden çıkan bitkisel süslemeler yer alır.

Rumi: Rumi İslam sanatının bilhassa adını aldığı doğu sanatının en sevilen motiflerinden biridir. Menşeinin zoomorfik ya da bitkisel olduğu hakkında çeşitli görüşler vardır. Bu görüşlerden rumi motifinin yarım palmet motifinin değişimiyle ortaya çıktığı hakkındaki görüş daha yaygındır. Diğer görüş ise zoomorfik menşeilidir. Buna göre kuşların ve esatifi hayvanların kanatları rumi motifinin menşeini oluşturur (Demiriz, 1979:27).

Rumi süslemeye geç dönem Osmanlı camilerinde pek sık rastlanmaz. Salepçioğlu Camii’nde diğer camilere oranla daha fazla kullanılmıştır. İki farklı şekilde uygulanan rumi motifini mihrapta ikinci bir alınlık şeklinde bezenmiş kalemişi süslemelerinde görürüz. Burada rumiler ya volütlü saplar üzerinde ya da bir saptan çıkarak iki yana kıvrılmış volütlü düzenlemeler halindedir. Kubbeye geçiş elemanlarının içinde ve son cemaat yeri tavan göbeğindeki sekiz kollu yıldızın köşegenlerinde ve minber köşk kemerinin köşeliklerinde aynı saptan çıkarak yüzeyi doldururlar.

Palmet: Bir sapın iki tarafında simetrik olarak sıralanmış uzunca yapraklardan oluşan üsluplaştırılmış bitkisel bezeme öğesidir (Sözen ve Tanyeli, 2001:184). Palmet motiflerini Salepçioğlu Camii’nde iki şekilde görürüz. Palmetler ya tek başlarına ya da rumiyle birlikte aynı kompozisyonları paylaşırlar. Tek palmet kompozisyonlarını mihrabın kalemişi tekniğinde yapılmış tepeliğinde ve

yanlardaki sütunce görünümlü kalemişlerinde birbirine ters yöne işlenmiş iki

palmet motifi şeklinde görürüz.

Ayrıca tek başına tepelik şeklinde işlenen palmetlerde vardır. Bunlar son cemaat yeri tavanında ve medrese avlusundaki tavan süslemelerinde görülür.

Burada palmetler geometrik geçmelerin ortalarında ve başlarında yer alırlar.

Rumiyle birlikte aynı saptan çıkan ve eğrisel hatlar oluşturarak yüzeyi dolduran palmetlere, özellikle kalemişi süslemelerin olduğu sağır kemer formlarının içinde, kubbeye geçiş elemanlarında, harim duvarlarında palmet şeklinde kontürlenen süslemelerin içinde, harime girişi sağlayan üçlü açıklıkların köşeliklerinde, son cemaat yeri tavan göbeğindeki sekiz kollu yıldızın köşelerinde ve ayrıca minberin geçit kemerinin köşeliklerinde görülür.

Palmet motifi, ayrıca süslemeleri kuşatan kartuş şeklinde olmasının yanı sıra, motiflerin kenar ya da köşelerinde veya tüm kompozisyonun çevresinde geç dönem özelliğinde yapılmış ve palmeti anımsatan görünümleriyle de karşımıza çıkar. Bu tür süslemeye, Eşrefpaşa Camii’nin sekiz dilimli kubbe eteğinde ve Salepçioğlu Camii’nin sağır kemerlerinde karşılaşırız.

Toplu Halde veya Demet Şeklindeki Çiçek Kompozisyonları: Bu tür süslemelerde çiçek ve yapraklar doğadaki gerçek görünümleriyle verilmişlerdir. Bu şekildeki kompozisyonları; Kemeraltı Camii mihrap duvarı yüzeyi ile mihrap kemer köşeliklerinde, mahfil tavanı altındaki küçük yuvarlak madalyonlarda ve giriş açıklığındaki kitabeliğin üzerindeki oval madalyonda, Başdurak Camii mihrap kemer köşelikleri, Şadırvanaltı Camii alt sıra pencerelerindeki kalemişi süslemelerde, Odunkapı Camii’nin pencere alınlıkları ile çeşme aynasında, Çorakkapı Camii’nin mihrap tacında, Damlacık Camii’nin mihrap kemer köşeliklerinde, Hisar Camii’nin mihrap kemer köşeliklerinde ve mihrap tacındaki oval kartuşlar içinde görülmektedir.

Serbest Dallar üzerinde Gelişen Çiçek ve Yaprak Kompozisyonları: Bu tür uygulamaları ya kıvrımlarıyla verilmiş tek bir dal üzerinde veya birkaç serbest dalın simetrik ve asimetrik şekilde yüzeyi doldurmalarıyla oluşturduğu kompozisyonlar biçiminde görürüz. Bu şekildeki motifler; Kemeraltı Camii’nin kubbesindeki madalyonun içinde, Kestanepazarı Camii’nin mihrap tacında, merkezi ve son cemaat yeri kubbesinde, Şadırvanaltı Camii’nin mahfil tavanı altında, kemer karınlarında, caminin şadırvanının kubbesinde, İkiçeşmelik Camii’nin mihrap tacı ve kıble duvarındaki ayet panolarında, Hisar Camii’nin kubbe göbeğinde ve yüzeyinde, pencere alınlıkları, cihanyari güzin panoları ile kıble duvarındaki üçlü mihrapta, mihrap saçak tablasının altında kıble duvarındaki alt sıra pencerelerde ve mahfil altındaki tavan göbeğinde, Salepçioğlu Camii kubbe göbeğinde ve sağır kemerler içinde, Kemeraltı Camii’nin tromp, kubbe kasnağındaki pencereler ve sağır kemer alınlıklarında karşımıza çıkmaktadır.

Stilize Kompozisyonlar: Hatuniye Camii’nin kubbe, kubbe kasnağı, minber merdiven korkuluğu ve harime giriş sağlayan kapı kanatlarında, Damlacık

Camii’nin minber kasnağında, Salepçioğlu Camii’nin son cemaat yeri ve kemer içleriyle medrese tavan süslemelerinde dikkati çekmektedir.

Girland motifini Başdurak ve Damlacık Camii’nin mihrabında, Hisar Camii’nin mahfil altındaki tavan köşelerinde, mihrap duvarındaki sağır kemer içinde, kubbeyi çevreleyen balkon altındaki konsollar arasında ve cami avlusundaki çeşme aynalığında izleyebiliyoruz.

3.10.2. Geometri

İslam sanatının en karakteristik süsleme unsurlarından olan ve yalın geometrik formların birleşmesinden meydana gelen geometrik ağlar, Türk tezyinatının önemli bir yerini işgal eder. Özellikle Anadolu Selçukluları döneminde geometrik anlamda yapılmış süslemeler oldukça yaygındır. Osmanlılarda ise bu tip motiflerin kökenlerindeki sembolik anlamı yavaş yavaş kaybolarak onların zamanla salt bir süsleme haline dönüşümleri sağlanmıştır. Geometrik desenler kare, dikdörtgen, üçgen, daire, poligon, baklava dilimi ve yıldızlar gibi birçok yalın formaların birleşmesinden oluşmakta ve anlam olarak evrenin sonsuzluğunu simgelemektedir (Akar ve Keskiner, 1978: 20).

İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde yüzeysel olarak yapılmış geometrik süslemelerde, çok kollu yıldızlar, baklava dilimleri, geçme şeritler, daire, dikdörtgen ve oval kartuşlar ile Osmanlı süslemesine geç dönemde katılan yumurta dizileri ve az da olsa mukarnasın kullanıldığı örneklerden oluşan geometrik kompozisyonlar yer alır.

Anadolu Selçukluları ve Osmanlıların erken ve klasik dönemlerindeki

mimari eserlerinde oldukça sık kullanılan, ancak geç dönemde barok ve eklektik

üslubun etkisiyle azalan mukarnas, İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinden

Hisar, Hatuniye, Naturzade ve Salepçioğlu Camilerinin minarelerinin şerefe

altlarında, Kestanepazarı Camii’nin mihrap kavsarası ve merkezi kubbeyi taşıyan sütunların kaidelerinin üst kenar köşelerinde uygulanmıştır.

Baklava dilimi motifini, İkiçeşmelik caminin giriş açıklıklarındaki söve

korkuluğunda, Aliağa Camii’nin giriş açıklığındaki sövelerde, Başdurak ve

Hamidiye camilerinin kubbelerinde, Hisar camiinin kemer karınlarında,

Salepçioğlu Camii’nin mihrap ve minber sütunlarında görmek mümkündür. İzmir’deki Geç Dönem Osmanlı camilerinde farklı sayılardaki kollardan oluşan yıldız kompozisyonlarında en çok beş kollu yıldızlardan oluşan süslemeler tekrar edilmiştir. Beş kollu yıldızları Kemeraltı ve Hisar Camilerinin kubbeleri ile Hisar Camii’nin kemer alınlık ve karınlarındaki yuvarlak kartuşlar içinde, Naturzade Camii’nin ahşap tavan süslemesinin kenar bordürlerinde ve camilerin giriş açıklıklarının kemer tepelik ve köşelikleri ile alınlık süslemelerinde altı kollu yıldız kompozisyonunu, Damlacık Camii’nin kadınlar mahfili altındaki tavanda, sekiz kollu yıldız Salepçioğlu Camii’nin kemer karınları, plasterler, kubbe kasnağı ve son cemaat yerindeki tavan göbeğinde,

yirmidört kollu yıldız kompozisyonu ise Salepçioğlu ile Hakimefendi Camii

minber köşk korkuluğunda yer almaktadır.

Geçme motifleri, Şadırvanaltı Camii’nin harim duvarlarının üst kenarlarındaki alçı frizlerle, Başdurak ve Hisar Camilerinin mahfil altındaki

tavan göbeklerinde, yumurta dizisini, Salepçioğlu Camii’nin kemer tepelikleri

ile pencere alınlıklarındaki kilit taşlarında, mihrap sütunlarıyla minber ve kubbe eteğinde, Damlacık Camii’nin mihrap ve pencere alınlıklarında, Kemeraltı Camii’nin mihrap sütun başlıklarıyla mahfili taşıyan sütunlarında, Şadırvanaltı Camii’nin mihrap saçak tablasında, Damlacık Camii’nin giriş kapısının sütun başlığında ve ayrıca Aliağa Camiinin mihrap alınlığındaki frizde benzer şekilde tekrarlanmıştır.

Bu şekiller dışında, Başdurak, Kemeraltı, Hisar, Damlacık ve Hamidiye gibi Camilerin kubbelerinde, oval, kare, dikdörtgen ve üçgen kartuşlardan oluşan kompozisyonlara da yer verilmiştir.

3.10.3. Yazı

Türk sanatına İslamiyetin kabulüyle giren yazılı süslemeyi İzmir’deki geç dönem Osmanlı camilerinde, mihrap, minber, giriş açıklıkları ve cihan yar-i Güzin panoları başta olmak üzere, duvardaki ayet, hadis veya sahabe isimlerinin

yer aldığı panolarda, inşa ve tamir kitabelerinde, pencere ve kemer alınlıklarında ve ayrıca bazı camilerin kubbe göbeğinde görmek mümkündür. İncelediğimiz camilerin yazılı süslemelerinde, sülüs hattın ağırlıklı kullanılmasının yanı sıra az

da olsa kufi ve aynalı yazı çeşitlerine de rastlanır.

İzmir’deki Geç Dönem Osmanlı Camilerinde, giriş açıklıkları, mihrap,

minber ve cihan yar-i Güzin, ayet ve sahabe isimlerinin yer aldığı panolar ile

diğer pencere ve kemer alınlıklarındaki oval madalyonlar içindeki dini ibarelerde, inşa ve tamir kitabelerinde genellikle sülüs yazı kullanılmıştır. Bunun yanı sıra, Çorakkapı Camii’nin mihrabındaki ayet kitabeliğinde ince kıvrık dallar üzerinde gelişen rumi ve palmet motifleriyle yapılmış sülüs ve kufi yazının birlikte kullanıldığı yazılı süslemeler bu özelliğiyle diğerlerinden ayrılmaktadır.

Ancak kitabeliğin Selçuk’taki İsa Bey Camii’nden getirildiği bilinmektedir ve

değerlendirmeye alınmaması gerekir.

Celi sülüs hatlı yazılı süslemeyi ise; Eşrefpaşa ve Salepçioğlu camilerinin mükebbire pencerelerinin üzerindeki küçük rozet pencerelerde ve medrese çeşmelerinde, Hacı Mahmut camiinin giriş açıklığındaki üçgen alınlık içinde, Şadırvanaltı, Başdurak ve Damlacık camilerinin kubbe göbeğindeki yazılarda

görürüz. Aynalı hatla yapılmış yazılı süsleme ise sadece Hisar Camii’nin minber

giriş tacı üzerindeki metal levhaya işlenmiştir.