• Sonuç bulunamadı

2 Nolu Çeşmeler: Çeşmeler Hisar Camii’nin son cemaat mahalli girişinin iki yanında yer almaktadır Kitabeleri olmayan çeşmelerin her ikisi de aynı

2.2. Şadırvanaltı Cam

Şekil no : 32-55

Çizim no : 7-15

Plan no : 5-6

İnceleme Tarihi: Ekim 2010 / Ocak 2011

Yeri: Şadırvanaltı Camii, İzmir Merkezde Kemeraltı çarşısı içinde yer almaktadır.

İnşa Tarihi: Şadırvanaltı Camiinin ilk inşasına dair günümüzde herhangi bir kitabe mevcut değildir. Bunun yanı sıra camiyle ilgili ilk elden bilgileri Katip

Çelebi’nin Cihannüma’sından öğreniyoruz. Herhangi bir kitabeden bahsetmeyen

Katip Çelebi “Ulu Camii, Niflizade Camiidir. Derya tarafından limana karib

fevkani, kargir, kurşun örtülü ve hurda camilerdir.” (Katip Çelebi, 1957:121).

Katip Çelebi’den sonra 1670-72 yıllarında şehri ziyaret eden Evliya Çelebi

camiden şöyle bahsetmektedir: “Cümleden cemaati kesireye malîk çarşu içinde

ve kurşunlu han önünde Bıyıklıoğlu Camii güya İslambolda Rüstempaşa Camii gibi şebruz cematden hali değildir. Ve onbir kademe taş nerdubah ile uruc olunur fevkani camidir. Ve altı seraba atlar dükkanlarıdır. Ve kıble kapusu üzeri tarihi budur altun e laciverdi hattı celi ile tahrir olunmuştur.

Sa’yi Mahmud oldu hakka bu makamı esfiya Buldı bin kırk altıda hem ihittamı essala

Güya bir beyaz incuya benzer bir camii münevver ve musanna müferrah kurşun ile mestur bir camii pürnurdur. Amma tenk mahalde vaki olmagile haremi yoktur ve çarşu içinde abdest havuz vardır.” (Evliya Çelebi, 1935:93)

Evliya Çelebi’nin bahsettiği kitabeye göre Camii 1046 H./1636-37 M.

tarihinde Bıyıklıoğlu Mahmut tarafından tamamlatılmıştır.

Bu bilgilerden hareketle caminin 17.yy başında inşa edilmiş olabileceği düşünülmektedir. Günümüzde mevcut olan onarım kitabesi ise ana mekana girişi sağlayan kuzeydeki kapı üzerinde yer alır (Şekil 45).

Kitabe metni aynen şöyledir:

“Kalen Nebiyyu Sellahhahu aleyhi ve selemle

Men benâ lillâhi mesciden ben allahu lahu bunya nen fil cenneti Allah tallâ zîh-i matbu-u dikleş cayı taatın

Nevle olsa nazire Beyt-i Mâmura olur ber câ Miyan-ı şehrimizde nurdan şadrevan iken Harik-i erkân-ı hisan olup defaatla imha Mufassıl-ı kalbi aşıkveş yanıp viran iken şimdi Yapıldı ehli hayrın himmetiyle böyle müstesna Bu hayratı cemile himmet erbabı ola nail Hadis-i men binayı imtisalen ecr-i bî hemta

Yazılsın bâ be arş üzre bu güne nüzheta tarih 1230 sene Allah tealâ sih-i matbu camii balâ (V.G.M., 350101/2)

Kitabede Şadırvanaltı Camii’nin birkaç defa yangın geçirmiş olduğu ve

nihayet 1230 H./1815 M. yılında hayır sahiplerinin himmetiyle onarıldığı

yazmaktadır (Aktepe, 2003:89).

Diğer kitabe ise kütüphanenin giriş kapısı üzerindedir. Kitabe metni

aynen şöyledir:

“Fihe kutubun kayimen

Şeref buldu bi-lutfillah bu cay-i dil-kuşa şimdi Zehr vâlâ eserdir mevkiinde böyle bir hemtâ Kapâni-zade merhum sıdk ile hal-i hayatında Li-vechil-lah kadı hayrat için vakf akçe-mustavfa Vucuh-i bir ta’mir ettiği-çün vakf-ı mezbûru, Bu dar-ı kütbü etti zevcesile kızları insâ.

Ulum erbabı gelsün hâil-i müşkil eylesün bunda. Temesükle kitabullaha bulsun feyz-i lâ yuhsâ. Muvakkit-hane mülsak oldu darül kütbe himmetle Binası kaim olsun görmesin cevri felek asla Delaletle olur bu ecre nail himmet erbabı

Hususa baniler cennat-ı adın içre bulur meva Tekellüfsüz dedi tarihini Halid bu suretle

Yapıldı bin iki yüz ellide mutbû müstesna (Sene 1250)”

Bu kitabede İzmir’in tanınmış ailelerinden birine mensup bulunan Kapanizade hali hayatında Şadırvanaltı Camii için bir miktar vakıf para bırakmış, karısı ile kızları da sonradan, bu caminin batı tarafındaki şadırvanın

üzerine bir kütüphane ile muvakkithane yaptırmışlardır. (1350 H./M.1834-1835)

(Aktepe, 2003:89-90). 1815 yılında esaslı bir onarımdan geçerek bugünkü

şeklini alan cami, en son olarak 1991 yılında restore edilmeye başlanmıştır (Bilgin, 1992:49).

Caminin Mimari Özellikleri: Şadırvanaltı Camii, fevkani bir kuruluşta inşa edilmiş olup, çeşme, şadırvan, kütüphane, muvakkithane ve altında kapalı çarşı şeklinde yer alan dükkanlarla birlikte kompleks bir yapı oluşturur (Şekil-34,38).

Kare planlı harim mekanını sekizgen kasnak üzerinde yükselen merkezi bir

kubbe örtmektedir. Merkezi kubbeye geçişler tromplarla sağlanmıştır ve merkezi kubbeyi U şeklinde çeviren bir mahfil katı bulunur. Mahfilin üzerini köşelerde pandantiflerle geçilmiş dört küçük kubbe ile çapraz tonozlar örter. Yay

biçimindeki dalgalı kemer ve silmelerle oluşturulmuş kasnağın köşelerine

baldeken tarzında süs kuleleri yapılmıştır (Şekil-32; Plan-5) (Aslanapa, 1986:429; Bilgin, 1992:49).

Dışarıdan sekizgen olan kasnak içerden yuvarlak formludur ve her bir köşesine denk gelecek şekilde vitraylı pencereler yerleştirilmiştir. Caminin içerisinde ana kubbeyi taşıyan toplam on iki ayak bulunmaktadır. Bunlardan sekiz tanesi serbest olup mahfil katını revaklı bir galeri şeklinde U biçiminde çevreler. Diğer dört ayak ise mihrap duvarına gömülüdür ve tüm ayaklar birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Daire kesitli olan ayaklar iyon başlıklara sahiptir. Harime, batıda bir kuzeyde iki olmak üzere toplam üç açıklıkla girilir. Camideki pencere ve tüm açıklıklar yuvarlak kemerlere sahiptir. Kubbe kasnağı, tromplar ve tromplar arasındaki kemerler ile kıble duvarındaki üçlü pencerelerde alçı şebekeli renkli cam kullanılmıştır. Harimi L biçiminde çeviren son cemaat yerinin üzerini batıda çapraz tonozlar, kuzeyde ise ortada

oval bir kubbe ile yanlarda çapraz tonozlar örter. Güneybatı köşesi eğimli olan son cemaat yerinin kuzey duvarı da köşedeki büyük çapraz tonozla eğimli bir şekilde birleşerek intizamsız bir görünüm sergiler (Şekil-43,44,47). Farklı boyutlardaki çapraz tonozlar birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmış olup gömme ayaklar tarafından taşınır. Son cemaat yerine giriş kuzey ve batıdaki dükkanlar üzerinde yükselen merdivenlerle sağlanır.

Batıdaki girişin üzerindeki dikdörtgen planlı oda cepheden taşırılmış olup yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan sütunlarla taşınır (Şekil-35). Caminin güney duvarına bitişik olan minare kesme taştan yapılmış ve 1941 yılında onarım görmüştür (Aslanapa, 1986:429). Dikdörtgen kesitli ve kademelenerek sonlanan bir kaide üzerinde yükselen minarenin pabuç kısmından birkaç

bilezikle gövdeye geçilir. Daire kesitli gövde ile şerefe altı sadedir. Kurşunla

kaplı külah üzerinde yükselen minare, alemle sonlanır (Şekil-32).

Caminin batı tarafında bulunan ve sekiz sütun üzerine oturan şadırvanın üzerinde sekizgen planlı kütüphane ile kare planlı muvakkithane bulunur. Şadırvandan kütüphaneye geçişte yuvarlak kemere benzer (lombard) kemerler yer alır (Arık, 1976:49). Kemerler sağır niş şeklinde girinti yapmış olup volütlü ve akant yapraklı kabartma bezemelerden oluşan konsollara oturmaktadır (Şekil- 36).

Caminin batı duvarının üst köşesinde bir kuş evi bulunmaktadır. Bir kısmı yıkılmış olan bu kuş evin günümüze ulaşan kalıntısından iki üniteli bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Birinci ünite üç tırnaklı bir konsol ve üstte iki koncadan ikinci ünite ise dikdörtgen biçimli bir cepheye açılmış üzengileri kerkitli yuvarlak kemerli iki girişten oluşmaktadır. Bu girişlerin birisi önünde bir tünek bulunan kapı diğeri ise korkulukla sınırlanmış kapalı bir balkon

biçimindedir (Barışta, 2009:51). Caminin tüm beden duvarları sıvalı olup üst

örtüsü ise kurşunla kaplıdır. Süslemenin Bulunduğu Yerler:

Şadırvan: Şadırvanın ilk defa ve ne zaman inşa edildiğine dair günümüzde

çarşı içinde abdest havuzu var dediği şadırvanın bu olması kuvvetli ihtimal

dahilindedir (Çelebi, 1935:93). Kütüphanenin altındaki şadırvan kubbeyle

örtülü olup kubbeye geçişler pandantiflerle sağlanmıştır. Onbirgen planlı olan şadırvanın kubbesini yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan kompozit başlıklı sekiz sütun taşır (Şekil-6; Plan-6). Şadırvanın ortasındaki su haznesinin üzeri demir ferforjelerle kapatılmış olup, şadırvanın suyu namazgah (agora) semtindeki bir membadan gelmektedir (Yaprak, 2009:183). Şadırvanın haznesi mermerden, diğer elemanları taş malzemeden yapılmıştır.

Caminin altındaki tonozlu geçit ile şadırvan arasına kemerli ve tonozlu bir bağlantı kurulmuştur. Buradaki tonoz ve kemer alınlıklarına manzara resimleri işlenmiştir (Şekil-40). Tonozun kilit noktasına büyük bir saat kadranı resmedilerek yüzey ikiye ayrılmıştır. Diğer iki yan yüzeye de birer manzara tasviri işlenmiştir. Tonozun güney kanadındaki tasvirde büyük bir konak deniz kıyısında yer almakta, arka planda deniz açıklarında adalar ve yelkenli gemiler görülmektedir. Gemiler ufka doğru gittikçe küçülerek kaybolmaktadır. Gökyüzündeki kuşlar tonozun öbür kanadına doğru uçuşur vaziyette resmedilmiştir. Tonozun kuzey ucundaki yapı topluluğunda oldukça ayrıntılarıyla işlenmiş evler görülmektedir. İki üç katlı gösterilen bu yapılar dar cepheli, kırma beşik çatılı olup İzmir’in eski evlerini anımsatan manzaralardır. Şadırvan tarafındaki kemer alınlığındaki resim büyük bir tablo niteliğinde işlenmiş manzara tasviridir. Kıyıda bir şehir parçası ele alınmıştır. Ön planda düzgün rıhtımlı, düzgün zeminli bir alan üzerinde taş vazolar bulunan babalar ve demir parmaklıklarla çevrilmiştir. Arka cephede parmaklıklar önünde bir cadde, yatay olarak boydan boya uzanmaktadır. Bu yolun ortasından arka plana doğru eğik doğrultuda bir yol daha uzanmaktadır. Bu ikinci yolun sol tarafında apartman gibi yapı blokları sağında ise önde saray gibi gösterişli bir yapı geniş

yer tutmakta, bunun ardından duvarlarının blok taş kaplamalarına kadar ayrıntılı

biçimde işlenmiş ev topluluklarının çatı katları ve bazılarının yan yüzleri görünmektedir ve bu manzara resmi ufuk çizgisi boyunca uzanan bir orman ile

Şadırvanın kubbesinde açık kahve tonlardaki bir zemin üzerine doğal görünümleriyle verilmiş vazodan çıkan çiçekler resmedilmiştir. Vazodan çıkan çiçekler kubbenin merkezinden başlayarak kıvrımlı ve düz dallar üzerinde gelişen yaprak ve çiçeklerden meydana gelmiş olup kubbe etrafındaki kıvrımlı bordürde son bulurlar. Kemerler arasındaki Türk üçgenlerinde de vazodan çıkan çiçekler ile vazonun tepe noktasında duvara asılı bir kurdele yer alır. Şadırvanın su haznesi, “S” “C” kıvrımlı volütlerden meydana gelen demir ferforje ile kapatılmıştır. Muslukların kenarlarına kaş kemer ile kaş kemerin tepe noktasından çıkan birer palmet işlenmiştir (Şekil-42).

Şadırvanın kitabesi kubbe eteğinde yer almaktadır. Kitabe metni zamanla hava şartlarına bağlı olarak yıpranmış ve bazı yerleri okunamaz hale gelmiştir.

Şadırvan-ı kadime ehl-i hayrın ayn-ı lütfundan Akardı ma’i saf himmeti âb-ı zülâl-âsâ

Müahhar menba’-ı feyz-i ilahiden zuhur eden Sular iş-bu şadırvana olundu sonradan icra Neşat efza olup enhur işbu şadırvanda

Hususa mü’minin eyler salâvât şartını ifâ

[Gelüp] Salih olan Müslimler ab-dest alup çıksun Kelam olunsun muradı üzre işte cami’ul…(?) ....ma musaffa bâ-husûs bunda

Nice hayvan-ı natık gayr-i natık olmada ihya Çün bir imet-i taharettir ki hem ayn-ı inayettir

Kılındı………. Bi-bedel i’ta ………

…..……….

Gerektir şükr-i ni’met akil-i danaya her demde Şeb u ruz şükr-i yezdanile arar ni’met-i uzma Bu rütbe ………….. eltaf-ı hakk su gibi caridir Bu lütfu ancak adem acz ile şükrün eder ifa Sezadır sahibû’l-hayrata ……….. şayeste Dua gevherlerin akdıkca ab-ı dest eyler ihda

………. ……….

Gelüb Halid dedi bin iki yüz ellide tarihin Şadırvan dar-ı kütbün sayesinde oldu pek rana Menlehû’l-fakir

Mehmed Rasim (Aktepe, 2003:92)

Şadırvanın 1976 yılındaki onarımla değiştirilmiş olan ve günümüzde okunabilen kitabe metni ise şu şekildedir (Yaprak, 2009:182):

Su bir ni’met ki her bir katresi bin dürr-i yektadır Eğer bu kıymeti olmaz baha dünya ve mafiha Sezadır sahibû’l-hayrata Müslimler sitayişle Du’a gevherlerin aldıkça ab-dest eylemek ihda Alın ab-dest dedi ………şadırvandan …….. Bu rütbe caridir eltaf-ı hakk su gibi her yerde Bu lütfun ancak adem acz ile…… eder ifa Hayattır herkese ma-ı musaffa ba husus bunda Nica hayvan-ı natık gayri natık olmada ihya Gelüb Halid dedi bin ikiyüz ellide tarihin Şadırvandan gelen su sayesinde oldu pek ra’na Gerektir şükr-i ni’met akil-i danaya her demde Sena ve şükr-i yezdanile ……… uzma Su bir ni’met ki Tahir hem tahur ayn-i yanından Kılındı mahzen-i lütf-ı hüdadan bizlere i’ta

Anlamı: Su her katresi binlerce tek inci olan bir nimettir. Dünya ve ahirette onun değerinde bir kıymet olmaz. Hayır sahibine Müslümanlar abdest aldıkça. (Geyik, 2007:116-117).

Çeşme: Kitabesi bulunmayan çeşme batıdaki son cemaat yerine girişi sağlayan merdivenin yan yüzeyinde yer alır. Çeşme, mermer pano şeklinde olup, zeminden 58 cm yukarıda bulunmaktadır ve dikdörtgen planlıdır (Yaprak, 2009:125). Çeşmenin ayna taşındaki süslemeler iki ayrı pano şeklinde

düzenlenmiş ve alınlığın ortasına dört minareli merkezi kubbeli bir cami tasvir edilmiştir. Yatay katlarla yükselen caminin her katının köşelerine armudi formlu birer kubbe işlenmiş olup zeminden merkezi kubbeye doğru daralan bir

görünüme sahiptir. Caminin minareleri çift şerefelidir ve minarelerin yanlarına

da iki katlı ve üzeri sütunlarla yükselen ancak aşınmadan dolayı ne olduğu tam olarak belli olmayan revaklı galeriler yapılmıştır. Ayrıca kenarlarda profilli başlıklara sahip çift sıra ince ve zarif sütunlar ile birbirine bağlanan kemer içinde süslemeler görülmektedir.

Sütunlar üzerine oturtulan kemerin merkezine bir lüle deliği açılmış ve bunun etrafına da vazo görünümlü akant yaprakları, “S”-“C” kıvrımları ve deniz tarağı gibi kompozisyonların birleşmesinden oluşan kabartma bir süsleme işlenmiştir (Şekil-39).

Mihrabı: Şadırvanaltı Camii mihrabı kıble duvarında ve son cemaat mahallinin kuzey yönündeki harime giriş kapısı aksında konumlanmıştır. Daire kesitli ve iyon başlıklı sütunlar üzerine oturtulan yarım daire formlu geniş kemer içindeki mihrap, altın yaldızla boyanmış alçı ve kalemişi tekniğinde süslemelerle bezenmiştir. Mermer ve taş malzeme kullanılarak oluşturulmuş mihrabı, iki yandan daire kesitli yüksek kaideler üzerine oturtulmuş ve iyon düzenindeki

kompozit başlıklara sahip sütunlar sınırlandırmaktadır. Sütunlar üzerindeki dışa

çıkıntılı kare unsurların ön cephelerine doğal görünümlü birer çiçek monte edilmiştir. Saçak tablasının üzerinde yer alan ayet kitabesi mihrabı taçlandıran

bir görünüme sahiptir. Dikdörtgen formlu kitabenin çerçevesi ve yazıları altın

yaldızla boyalıdır. Kitabeden Bakara suresinin 144. Ayeti, dini içerikli yazılar, tuğra ve madalyon içinde aynalı bir hat yazısı yer alır (Kuran-ı Kerim, 2/144). Kitabenin kenarlarına dolgun görünümlü ve uçları kıvrımla biten birer akant işlenmiş olup, kemer içindeki diğer boşluklara da akant yaprakları, yaprak sırtlı, volütlü ve çiçekli S kıvrımlarından oluşan kompozisyonlar doldurulmuştur. Mihrap nişini yukarı doğru kademelenerek sınırlayan saçak tablasında altta yumurta dizisi, üstte akant yapraklı iki sıra friz yer alır.

Yarım daire formlu mihrap nişinin kavsarasından kıvrımlarıyla verilmiş

renkli yağlı boya ile oluşturulmuştur. Nişle perde dışında kalan boşluklar serpme çiçeklerle bezenmiştir. Yarım daire formlu niş kemeri ve sövesinde kıvrımlı yaprak ve çiçek demetleri birbirlerine çubuklarla tutturularak sütun görüntüsü verilmeye çalışılmıştır. Mihrabı sınırlayan mermer sütunların iki yanına altın yaldızla çerçevelenmiş dikdörtgen formlu birer pano ve panolar içine kalemişi tekniğinde yapılmış doğal görünümlü vazodan çıkan çiçekler işlenmiştir. Panonun tepe noktasına dört yapraklı ve ortasında yumurta dizisi olan bir akant

ve akantın dört bir yanından çıkan volütlü, yaprak sırtlı S kıvrımları, uçlarındaki

palmet görünümlü akantlarla oval form oluşturarak sonlanırlar. Mihrap kemerinin alınlığındaki yaprak sırtlı volütlü “S”’ler birbirlerinin devamı şeklinde kemer yayını çevreleyerek yukarıda kenarları “C” şekilli ve içinde “yamucibed da vat” yazılı panoyu kavrarlar. Panonun üzeri geniş yapraklı bir akantla taçlanarak son bulur. Kemer köşelikleri de uçları volütlü ve yaprak sırtlı

“S”’lerin oluşturduğu dik üçgenin köşesinden çıkan demet halindeki yapraklarla

bezenmiştir. Sütunların yanındaki büyük saatlerde mihrabı iki yandan vurgulayan diğer öğelerdir (Şekil-52; Çizim-8).

Minberi: Şadırvanaltı Camii minberi kıble duvarında mihrabın batısında yer almaktadır. Mermer malzemeden yapılan minberin süslemelerinde kabartma, ayet kitabeliğinde ise zemin oyma tekniği kullanılmıştır. Minberin tacı ve alemi ile kitabeliğindeki yazılar altın yaldızla boyalıdır.

Birbirlerine iki yandan birer kıvrımla başlayan ve yuvarlak kemerle bağlanan kare kesitli ayaklar giriş açıklığını oluşturmaktadır. Ayakların gövdelerinde iyon başlıklı gömme sütunlar yer almakta ve ayaklar yukarda dışa doğru kademelenen bir saçakla sonlanmaktadır. Giriş kemeri aynalığında yanlardan yuvarlatılmış kartuş içinde sülüs hatlı zemin oyma tekniğinde yazılmış altın yaldızla boyalı bir ayet görülmektedir. Giriş kemeri köşeliğindeki uçları volütlü “S” kıvrımları kitabelik dışında kalan yüzeyi dolduracak şekilde işlenmiş olup “S” şeklinin gövdesinde ve altında kabartma tekniğinde yapılmış akant yaprakları ve stilize bitkisel kompozisyonlarla bezenmiştir. Minberin tacı kabartma tekniğinde altın yıldızla boyalı “S-C” şekilli kompozisyonlar ve akant yapraklarından oluşan girift bir motifle bezenmiş ve iki satırdan oluşan bir ayet

kitabeliğiyle son bulmuştur (Şekil-54). Kitabelikte sülüs hatla yazılmış Cuma suresinin 9. Ayeti yer alır (Kuran-ı kerim, 62/9). Minberin yan aynalığı dik üçgen formunda olup etrafı silmeyle belirginleştirilmiş ve ortasına içi çökertilmiş bir madalyon yerleştirilmiştir. Madalyonun kenarları kabartma bir diş sırası şeklinde işlenmiş ve ortasında da doğal görünümlü ve yaprakları kat kat verilmiş birer çiçek tasviri edilmiştir. Yan aynalığı oluşturan üçgenlerin her bir köşesine akantus yaprakları yerleştirilmiştir (Bayrakal, 2004:29). Bu akantuslar farklı formlarda yapılmış olup yan aynalığı dik kesen köşede tek yapraktan oluşan bir akant yaprağı yer alırken, diğer köşelerde ise bir saptan çıkıp dilimli ve volütlü yapraklar halinde köşeleri dolduran kompozisyonlar şeklinde yer alır (Bayrakal, 2004: 29)

Minberin merdiven korkuluğu oldukça geniş tutulmuş ve etrafı silmelerle belirginleştirilmiş iki paralel formlu düzenlemeden ibarettir. Alttaki bölümün içi üç süsleme sahasından oluşmaktadır. Bunlardan ortadakinde uçları volütlü “S”, “C” şekilleri, değişik formlu akant yaprakları, gül ve çiçeklerden oluşan karmaşık bir süsleme yer alırken, kenarlarda, sap kısmı volütlü ve yaprakları kıvrımlı akantlar ile doğal görünümlü yapraklar yer alır. Minber merdiven korkuluklarından üstte kalan bölümde ise doğu ve batı korkuluklar farklı kompozisyonlarla bezenmiş ve üç süsleme sahasına ayrılmıştır. Batıdaki korkulukta ortadaki girift kompozisyonlardan oluşan değişik formlu akant yaprakları, stilize bitkisel kompozisyonlar, yanlardaki diğer süslemelere kıvrımlarıyla verilmiş birer perdeyle bağlanmakta ve bunlarda yine değişik formlu akant yaprakları, gül, uçları volütlü “C” şekilleri ile, girift bir şekilde kabartma olarak işlenmiştir (Şekil-54; Çizim-9).

Diğer doğu korkulukta üç süsleme sahasına ayrılmıştır. Yanlarda yer alan süslemeler kabartma tekniğinde girift kompozisyonlardan meydana gelmiş ve birbirlerine uçları volütlü “S-C” şekilleriyle bağlanan değişik formlu akant yaprakları ve güllerle bezenmiştir. Bu süslemeler ortadaki kompozisyona sarmaşık şeklinde işlenmiş akant yaprakları ve güllerle bağlanmıştır. Doğu korkuluğun ortadaki süsleme sahası batıdakinden farklı olup burada tam merkezde etrafı kabartma şeklinde yapılmış bir tabak ve içinde belirgin olmayan

meyveler tasvir edilmiştir. Bu natürmort süslemeyi uçları volütlü “S-C” şekilleri, akant yaprakları ve stilize kompozisyonlar girift bir şekilde çevrelemektedir.

Geçit aralığının üzeri yuvarlak kemerle örtülüdür. Kemerin kilit taşı hizasında, bir alem motifi yer alır. Boş kalan kemer köşelikleri de perde motifleriyle doldurulmuştur. Köşk korkuluklarının üst kesimleri, ters, düz yerleştirilmiş “C” kıvrımlarıyla son bulmakta ve korkuluklar üzerindeki süslemeler birbirlerinden bazı farklılıklarla ayrılmaktadır. Doğu korkuluk

üzerinde, akantus yapraklarıyla belirlenmiş ve vazoyu andıran çerçeve yer

almaktadır. Bu çerçeve içine doğal görünümlü çiçek kompozisyonu hakimdir. Korkuluğun alt kesimindeki köşelere, akantus yaprakları yerleştirilmiştir. Batı sağ korkuluktaki madalyon içinde doğal görünümüyle verilmiş bir çiçek tasviri

görülmektedir (Bayrakal, 2004: 29). İki yandan birer kıvrımla başlayan yuvarlak

köşk kemeri daire kesitli sütunlar tarafından taşınmaktadır. Sütun başlıkları kompozittir (Bayrakal, 2004:29-30)

Köşk kemer köşelikleri uçları volütlü “S-C” şekilleri ve kıvrımlı dallar üzerinde değişik formlardan oluşan akant yapraklarıyla bezenmiştir. Kuzeydeki