• Sonuç bulunamadı

1.2. Şehrin Kentsel Dokusu

2.1.10. Eytam Sandığı

Eytam, yetimin çoğulu olup, tek kalma anlamına gelmektedir. Yetim, erginliğe ermeden annesi veya babası ölen çocuklara denilir. Yetim çocukların mallarını ve paralarını korumak, XIX. yüzyıl öncesinde şer’i işler arasında sayılmakla birlikte, yetimlerin bakımları vakıflar aracılığıyla oluşturulan kurumlar tarafından karşılanmaktaydı. Tanzimat Dönemi’nde gerek vakıflarda meydana gelen bozulmalar ve gerekse bu işlerin modern devletin görev ve denetimi altına girmesi ve bu konuda artan

651 Rıfat Özdemir, “Tokat’ta Ailenin Sosyo-Ekonomik Yapısı (1771-1810)”, Belleten, LIV(211), 1990, s.1036

652GŞS, No: 144, s.199

653GŞS, No: 145, s.1

şikayetler üzerine 31 Aralık 1851 tarihinde Eytam Nizamnamesi çıkarılmış ve yetim mallarına bakacak teşkilat anlamına gelen Emval-i Eytam Nezareti kurulmuştur. Bu teşkilat Tanzimat Dönemi’nde çocukların mallarını ve diğer haklarını korumak amacıyla oluşturulan ilk kurumdur.655

Kurulan Eytam Nezareti ile birlikte yetim mallarının ve emlakinin korunması amacıyla vilayet, liva ve kaza merkezlerinde de şer'i mahkemelere bağlı olarak Eytam Meclisi kurulması ve bu meclisin, belediye azasından seçilmiş iki daimi aza, defterdar, muhasebeci, mal müdürü, müftü ve eytam müdüründen oluşturulması kararlaştırılmıştır.656 Ayrıca yapılan bu düzenleme ile birlikte tereke kayıtlarında yer alan vasi tayinlerinde, eytam ve mal müdürlerinin de hazır bulunmasına karar verilmiştir. Örneğin, 03 Rabiulahir 1269/14 Ocak 1853 tarihli kayıtta, Abdülkadir ibn-i İsmail’in küçük çocuğuna annesi Fatma Hatun vasi olarak tayin edilirken, Eytam Müdürü Hacı Hakimi Efendi ve Mal müdürü Bekir Efendi de terekenin taksiminde hazır bulunmaktadırlar.657 Böylece yeni uygulamayla birlikte vasi tayin edilen kişinin hakları hem tayin edilen vasi tarafından hem de devletin görevlendirdiği kişiler tarafından korunmuştur.

Bu kuruluşların amacı, her ne kadar babası ölen çocukların mallarının işletilerek, aylık geçimini sağlayacak parayı vasisine veya velisine kullanabilmesi için vermek ve böylece çocuğun mağduriyetinin önüne geçmek olsa da bunun yanında deli, kayıp, dul kadın, yaşlı ve bunakların haklarının korunması, para ve mallarının değerlendirilmesi gibi işleri de gerçekleştirmekti.658

1851'de Eytam İdaresi kurulmuş olmasına rağmen, taşranın büyük bir kısmında 1880'li yıllara kadar kurumun teşkilatlanamadığı görülmekle birlikte659 hem Ayıntab’a ait sicillerdeki terekelerde yer alan görevlilerden hem de 1871 yılına ait salnamede Eytam

655 Zeki Karataş, “Osmanlı Devleti’nde Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yönelik Sosyal Hizmet Uygulamaları”, Manevi Temelli Sosyal Hizmet Araştırmaları Dergisi, 1(1), 2015, s.22; Tahsin Özcan, “Osmanlı Toplumunda Yetimlerin Himayesi ve Eytam Sandıkları”, İstanbul Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, (14) 2006, s.110

656 Mehmet Çanlı, “Eytam İdaresi ve Sandıkları (1851-1926)”, Türkler, C.14, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002, s.65

657Eytam Meclisinin kurulmasından sonraki diğer kayıtlarda da bu duruma rastlanılmaktadır. Bkz. GŞS, No: 145, s.36

658Çanlı, a.g.e., s.65

659Vehbi Ünal, “Osmanlının Son Dönemlerinde Korunmaya Muhtaç Çocuklar İçin Kurulan Sosyal Hizmet Kuruluşları”, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 36(2), 2012, s.13; Çanlı, a.g.e., s.65-69

İdaresi’nin mevcut olmasından dolayı Nizamnamenin çıkarılmasından hemen sonra Ayıntab’da bu kurumun faaliyete geçtiği anlaşılmaktadır. 1871-1872 yıllarında Hacı Baki Efendi Eytam Müdürü görevini yürütmektedir. 1873 yılında ise Eytam Sandığı memuru olarak Osman Efendi görev yapmakta olup, sandığın 84.315,15 kuruş bütçesi bulunmaktaydı.660

Eytam İdaresi’nin kurulmasıyla her ne kadar yetimlerin haklarının korunması amaçlanmış ve suistimallerin önüne geçilmek istenmişse de 17 Zilkade 1290/06 Ocak 1874 tarihli belgeden anlaşıldığı kadarıyla bu konudaki sıkıntılar yine de yaşanmaya devam etmiştir. Belgede yer alan bilgilere göre, daha önce çıkarılan Emval-i Eytama Dair Nizamname çerçevesinde yetimlere ait olan malların zarara uğratılmaması amaçlanmışsa da bazı kazalardaki eytam sandıkları idaresinin gayet yolsuz ve nizamsız işler yaptığı anlaşılmıştır. Bu nedenle böyle işler yapan sandıklarda emanet alınan paraların ve faizle verilen borçların telef olmaması ve çalınmasının önlenmesi amacıyla muhasebelerin doğru bir şekilde tutulması için her türlü gayretin gösterilmesi istenmiştir.661

1851 nizamnamesinden sonra bu konuda 3 Ekim 1874 tarihinde Meclis-i İdare-i Emval-i Eytamın Yapısı ve Görevleri ile İnfak-ı Muhtacın-i Eytam ve Eramil-i İlmiye Nizamnamesi çıkarılarak, kurumun daha iyi çalışması amacıyla yeni düzenlemeler yapılmıştır.662

660“Kazâ-i Ayıntab”, i Vilâyet-i Haleb, Haleb: Haleb Vilâyeti Matbaası, H.1288, s.47;

Salnâme-i VSalnâme-ilâyet-Salnâme-i Haleb, H.1289, s.47; Salnâme-Salnâme-i VSalnâme-ilâyet-Salnâme-i Haleb, H.1290, s.59

661Ayntab Niyâbet-i Şer‘iyesine Meveddetlü Efendi

Emvâl-i eytâmın bundan akdem nizâmnâme-i mahsus ile suret-i idare ve muâmelâtı irâe ve tayin ve ol vechle ziyâ‘ ve telefden vikâyesi ve istihsal ve ta’yin kılındığı halde bazı kazalardaki eytâm sandûkları idaresinin gayet yolsuz ve nizâmsızlığı işidildiğinden bunların nizâmına tevfîken ıslah ve tanzimi lâzımeden olduğına ve izâde-i iş‘âr olduğı üzre hükkâm-ı şer‘iyenin taht-ı nezâretlerinde bulunduğı cihetle emvâl-i merkûmenin idâne ve irbâhı telef ve serikden himayesiyle muhasebelerinin suret-i sahîhada tedkike rû’yeti vel-hâsıl menâfi-i eytâmın husul-i ezdiyâdı içün beher dürlü himmet ve muavenet-i hâlisanenin icrâsı vezâif-i mühimme-i hükümet-i şer‘iyeden bulunduğına binâen ber-minvâl-i muharrer muhtac-ı ıslah olan eytam

sandıkları var ise muamele-i mukteziyenin îfâ ve nizâmnâme-i mezkûrun tamamı icrâ-yı ahkâmına dikkat ve itina kılınması siyâkında tahrîrât-ı umûmiye tastîr ve tesyîr olundı fî 17 Zi’l-kade sene 290 fî 25 Kânûn-i evvel sene 289. GŞS, No: 148, s.128