• Sonuç bulunamadı

B. İŞSİZLİK TÜRLERİ

1. Sürelerine Göre İşsizlik

İşsizlik, süre değişkenine bağlı olarak, işsiz bireyler üzerinde farklı etkilere neden olabilmektedir. İşsizlik süresinin kısa ve ya uzun olması, işsizliğin bireyler üzerindeki duyarlılığını (olumsuz etkilerini) arttırmaktadır. Tabidir ki, işsizlik süresinin uzaması, başta gelir kaybından kaynaklı geçim sıkıntısının yaşanmasının yanı sıra toplumsal bir statüye sahip olamamak, sosyal ilişkilerde kayıplar vb. olmak üzere psiko- sosyal sorunlara da yol açmaktadır. Bu açıdan işsizlik ile ilgili olarak yapılan değerlendirmelerde/kıyaslamalarda, süre faktörü, en önemli temel değişken olarak kabul edilmektedir. Nitekim, ROWLER ve FEATHER (1987) tarafından Güney Avustralya’da yapılmış olan çalışmada, işsizlik süresi ile öz saygı ve öz saygı ile psikolojik yakınmalar arasında negatif yönlü; finansal sıkıntılar ile psikolojik yakınmalar arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir.124 WARR ve JACKSON (1984) tarafından yapılan araştırmalarda da finansal sıkıntı ile psikolojik sağlık arasında negatif yönlü bir ilişkinin bulunduğu ve finansal darboğazların özellikle iş yitirmelerinden (işsizlikten) sonra arttığı saptanmıştır. Aynı çalışmada, finansal sıkıntının; orta yaş grubunda bulunan, çocukları olan ve uzun dönemli işsizliğe maruz kalan bireylerde daha fazla hissedildiği tespit edilmiştir.125

İşsizlik sürelerinin kapsamının belirlenmesi, ülkelerin; ekonomik gelişmişlik düzeyi, makro-ekonomik göstergeleri, istihdam yapısı, aktif işgücü miktarı, sosyo-

124

K. M. ROWLEY, N. T. FEATHER, “The Impact of Unemployment in Relation to age and Length of Unemployment”, Journal of Occupational Psychology, Vol: 60, ss. 323-332, 1987, s. 328 vd.

125

P. WARR, P. JACKSON, “Men Without Jobs: Some Correlates of Age and Length of Unemployment”, Journal of Occupational Psychology, Vol: 57, ss. 77-85, 1984, s. 79.

kültürel etkilerinin yoğunluğu vb. ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerine bağlı olarak değişebilmektedir. Genel olarak, sürelerine göre işsizlik, (a)kısa süreli işsizlik ve (b)uzun süreli işsizlik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

a. Kısa süreli işsizlik

Kısa süreli işsizliğin sınırlarını net süreçlerle belirtmek mümkün olamamaktadır.126 İşsizlik süreleri ile ilgili yapılan ülkesel değerlendirmelerde, ABD’de 15 haftadan az süren işsizlik, kısa süreli işsizlik olarak tanımlanırken; İtalya’da 1 ve 5 ay arası sürelerde aktif olarak iş arayanlar, kısa süreli işsiz olarak kabul edilmektedir.127 Avusturya’da yapılan işsizlik sınıflandırmalarında, 3 ve 6 ay arasında aktif olarak iş arayanlar, kısa süreli işsiz grubunda yer almışlardır.128

Kısa süreli işsizliğin, birey üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etkiler, uzun süreli işsizliğe nazaran daha hafiftir. Çünkü, kısa bir süre işsiz kalan birey, bu süre zarfı içerisinde ihtiyaçlarını tatmin edebilmek için, kendi imkanları ve ya işsizlik sigortası ile finansman kaynağı bulabilmektedir. Dolayısıyla, kısa bir süre sonucunda iş bulabilen birey; işsizliğin kalıcı ve uzun süreli sıkıntılarından yoğun olarak etkilenmemektedir.

b. Uzun süreli işsizlik

Ülke analizlerine göre değişiklik gösteren uzun süreli işsizlik tanımlamaları; ABD’de 15 hafta ve daha fazla, İtalya’da 12-23 ay, Finlandiya’da 12 ay ve üzeri, İspanya’da 12 ay ve üzeri ve Avustralya’da 6-12 ay arası değişiklik göstermektedir.129

126

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Etkileri, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), s. 71.

127

Loretta LUCA and Michele BRUNI, “Unemployment and Labour Market Flexibility Italy”, ILO, Geneva, 1993, s. 40.

128

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Etkileri, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), s. 71.

129

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Uzun süreli işsizlikte, işsizliğin olumsuz etki ve sonuçları birey üzerinde daha kalıcı ve sosyo-psikolojik boyutu daha ciddi olan etkiler yaratmaktadır. Bununla birlikte, uzun süreli işsiz kalan bireyler; kişisel karakter bozukluğu, iş tecrübelerinin az oluşu ve eğitim eksiklikleri nedeniyle, istenmeyen çalışanlar konumuna düşerek, tecrübeli çalışanlarca ikame edilebilmektedirler.130 Bu özelliği ile uzun süreli işsiz kalan birey;bir yandan işsizliğin, kendi psikolojisi üzerinde yarattığı olumsuz etkileri bertaraf etmeye çalışırken, diğer taraftan da ailesel ve çevresel faktörler tarafından üzerinde oluşturulan baskılarla mücadele etmek zorunda kalabilmektedir. Bu sancılı durum sıklıkla, toplumsal huzursuzlukların doğmasına uygun bir zemin oluşturmaktadır. Sonuç olarak, uzun dönemde işsiz kalması sonucu iş bulma hevesi -gittikçe- kırılan birey; temel insani/toplumsal değerlere yabancılaşma/duyarsızlaşma trendine girebilmektedir ki, bu psikolojiyle uzun süre yaşamak ile aynı zamanda onarılması zor (olumsuz) sonuçları da üstlenmiş olabilmektedir.

Şekil 7. İşsizliğin Kısa ve Uzun Süreli Boyutu

Kaynak: KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki Etkileri, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), s. 74.

* Çalışma yaşamından uzak kalma süresi: Aktif işgücünün katılımı ile yeni girişler, iradi işten ayrılışlar ve irade dışı işten ayrılışlar, işten çıkarmalar vb.

* İşgücünün istihdama katılma ve dışında kalış biçimi: Yeniden istihdama katılma, çalışanların hükümet programlarına katılması, yeni ücretler, hastalık nedeni ile bireylerin işten ayrılışı, yaşlılık veya cesaretin kırılması vb.

130

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Kısa ve uzun süreli işsizliğin boyutlarını (iş piyasasındaki işgücünün işsiz kalma biçimlerini, değişimlerini ve hareketliliğini) KUMAŞ tarafından oluşturulan şekil (bkz. Şekil 7) üzerinden toparlayacak olursak, kısa süreli işsiz kalan işgücünün, istihdama yeniden katılabilme imkanının, etkin bir istihdam politikası ile kolaylıkla sağlanabilmesi mümkün görünürken; uzun süredir işsiz olan işgücünün, istihdam dışında kalışının yarattığı olumsuz etki ve sonuçların gittikçe arttığı dikkat çekmektedir.

Kısa süreli işsiz kalmış işgücünün; bir kısmının yeniden işgücüne katılımının sağlanarak ve diğer kısmının da hükümet programları ile güvence altına alınarak, istihdama katılmaları mümkün olabilmektedir. Uzun süreli işsizlikte, cesareti kırılmış (umudu kalmamış), hastalık nedeni ile işten uzaklaş(tırıl)mış işsizler ve emekli olanlar ya da istihdam yapısı içerisinde aktif olarak kullanılamayan bireyler yer almaktadır.