• Sonuç bulunamadı

B. GENÇ İŞSİZLİĞİ OLGUSU

2. Genç İşsizliği Teorileri

Genç işsizliğini çeşitli sebeplere dayandırarak açıklamaya çalışan, birbirinden farklı teoriler bulunmaktadır. Bu teoriler genel olarak iki perspektifte ele alınmaktadır. Birinci grup teoriler, genç işsizliğinin niçin göreli olarak daha yüksek olduğunu açıklamaya çalışırken, ikinci grup teoriler, genç işsizliğinin dönemsel duyarlılığı üzerinde yoğunlaşmaktadır. GÜNDOĞAN tarafından derlenen bu teoriler şunlardır: 366

a. İş Arama Teorisi (Job Search Theory)

İş Arama Teorisi’ne göre, genç işsizler -kendi arasında- “az yetenekli” ve “yetenekli” olmak üzere ikiye ayrılarak incelenmektedir. Bu çerçevede, az yetenekli gençler, istihdam piyasasında daha dezavantajlı durumdadırlar. Teori iki temel önermeye dayandırılmaktadır. Birincisi, gençler çalışan nüfusa yeni katılmalarından dolayı iş çevresine yabancıdırlar ve gençlikleri ve çalışma hayatı konusundaki becerilerinin yetersizliği nedeniyle, sorunları çözmede daha az başarılıdırlar. İkincisi ise, daha az yetenekli olan gençler -yetenekli gençlere kıyasla- okul hayatından mümkün olduğunca erken ayrılma eğilimindedirler. Dolayısıyla, yetenekli gençler, iş seçerken daha uzun vadeli düşünmekle birlikte bu gençlerin mesleki bilgi ve becerilerinin daha fazla olmasından ötürü iş mobiliteleri de daha düşük olmaktadır.

365

ILO, “Global Employment Trends for Youth Report”, Geneva, 2004, www.ilo.org/public/english/ employment /strat /download/getyen.pdf., Erişim Tarihi: 02.03. 2008.

366

Naci GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, TC Anadolu Üniversitesi Yayınları No:1320, İİBF Yayınları No:173, Eskişehir, 160 s., 2001, s. 15-18.

İş Arama Teorisi’ne göre, gençler arasındaki yüksek işsizlik, gençlerin iş değiştirme sıklıkları ile ilişkilidir. Bu nedenle, gençlerin en önemli iş arama nedenleri, çalıştıkları işten duydukları tatminsizliktir. Bununla birlikte genç işsizler, iş arama faaliyeti için bir istihdam bürosuna başvurmak gibi formel metodların yerine kişisel ilişki kurma gibi informel metodları tercih etmektedirler.

b. Seçici İşten Çıkarma Teorisi (Selective-Redundancy Theory)

Seçici İşten Çıkarma Teorisi’ne göre, işverenlerin, işten çıkarma konusunda bir seçim yapmaları gerekirse, ilk başta genç işçileri işten çıkarmayı tercih edeceklerdir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Birincisi, genç işçiler, meslek içinde (istihdam durumunda iken), genellikle kendilerine en az yatırım yapılan işçilerdir. Dolayısıyla ilk olarak onların işten çıkarılmaları, işverenler açısından daha karlı olmaktadır. İkincisi, işverenler genel olarak, son giren ilk çıkar (LIFO367) politikasını benimsemektedirler. Bu politika ise, çalışma hayatına en yeni katılanlar olmaları ve sık iş değiştirmeleri yüzünden bir işte kalma sürelerinin kısa olması nedeniyle gençlerin aleyhine işlemektedir. Üçüncü sebep ise, işten çıkarma tazminatlarının işçinin hizmet süresi ile orantılı olmasının, genç işçilerin işten çıkarılmalarda ilk sıralarda yer almaları sonucunu doğurmasıdır. Teoriye göre, sayılan bu nedenlerden dolayı, işçi sayısının azaltılması düşünüldüğünde, bu azaltmaya genellikle genç işçilerden başlanmaktadır ve bu durum genç işsizliğinin boyutlarını yükseltmektedir.

c. Yaşam Süreci Teorisi (Life Cycle Theory)

Yaşam Süreci Teorisi, genç istihdamının ücretlerin düşük ve uzun vadeli kariyer beklentilerinin az olduğu işlerde yoğunlaştığını ileri sürmektedir. Dolayısıyla bu durum, gençleri, er ya da geç işlerini değiştirmeye yöneltmektedir ki gençler, tecrübeleri az oldukları için de, nitelikli bir iş bulamamaktadırlar.

367

Gençler, işe girmekle kazanılan yetilerden, gelir elde etme dışındaki -bir takım- niteliklere daha fazla önem vermektedirler. Bu nedenle, genellikle kişisel ilişkilerin yoğun olduğu, sosyal bir iş çevresi aramaktadırlar. Bu durumun haklı sonucu olarak genç, düşük ücretli işlerde çalışma eğilimi kazanmaktadır. Gençlerin düşük ücretli işlerde yoğunlaşmasının iki temel sonucu vardır. Birincisi, birçok genç, eninde sonunda başka bir iş bulacak ve mevcut işinde ayrılacaktır. Çünkü, yaşları ilerledikçe ve bir takım sorumluluklar almaya başladıkça (evlilik, evden ayrılma vb.) mali sorumlulukları da artacak ve daha iyi maddi imkanlar sunan işler aramak zorunda kalacaklardır. İkincisi ise, genç işgücünün mobilitesinin yüksek olması sebebiyle, işverence kendilerine dikkate değer bir eğitim harcaması yapılmayacaktır. İyi bir mesleki eğitim almadan, daha iyi mali imkanlar sunan bir iş bulmak için işinden ayrılanların nitelikli bir iş bulma şansları da fazla yüksek ol(a)mayacaktır.

d. Trend Teorileri (Trend Theories)

Genç işsizliğindeki artan eğilimle ilgili olan Trend Teorileri, bu durumun sosyal yapı ve sosyal davranışlar gibi ölçülmesi zor olan bir takım olgulardan/sebeplerden kaynaklanması nedeniyle her zaman tartışılmaktadır. Burada iki temel yaklaşımdan söz edilmektedir. Birinci yaklaşıma göre, endüstriyel ekonomilerde iş değiştirme sıklığı, iş tatminsizliğinin artması nedeniyle yükselmektedir. Bu tatminsizlik işçileri, daha ilgi çekici işler bulmak için işlerinde ayrılmaya teşvik etmektedir. Bu olgu doğal olarak, yetişkinlere kıyasla, gençler arasında daha yaygındır. Çünkü, bu tatminsizlik nedeniyle duyulan rahatsızlıklar; yetişkinlerde grev vb. hareketlerde bulunmakla giderilmeye çalışılırken, gençlerde -açık bir biçimde- iş değiştirme oranlarının yükselmesi şeklinde sonuçlanmaktadır. İkinci yaklaşım ise, genç işsizliğindeki trendi, genç işgücü talebindeki ve arzındaki değişmelere bağlamaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında –temelde bir takım demografik sebeplere bağlı olarak- genç işgücü arzı, genç işgücü talebine göre daha yüksek oranda artmıştır. Ev kadınlarının işgücüne katılma oranlarının yükselmesi sebebiyle de, genç işgücüne olan talep azalmıştır.

e. Sıra-İşsizlik Teorisi (Queue-Unemployment Theory)

Sıra İşsizlik Teorisi, genç işsizliği sorununu; yetişkin ücretleri almaya elverişli duruma gelen genç işçilerin, işten çıkarılmaları şeklinde açıklamaktadır. Bu teorinin temel varsayımı, iş piyasasında farklı yaş grupları arasındaki, geleneksel bir takım faktörlerin ortaya çıkardığı ücret farklılıklarıdır. Buna göre, yetişkin işçiler göreli olarak daha yüksek ücret almaktadırlar ve genç işçiler yaşları ilerledikçe işsiz duruma düşmektedirler.