• Sonuç bulunamadı

B. İŞSİZLİK TÜRLERİ

3. İstihdam Özelliklerine Göre İşsizlik

Ekonomik sistemin dinamik yapısından kaynaklanan cari değişiklikler, ülkenin gelişmişlik düzeyiyle doğru orantılı olarak, istihdam yapısı üzerinde farklı etkiler oluşturmaktadır. Bu çerçevede istihdamın, ekonomik genişleme dönemlerinde artması; ekonomik daralma dönemlerinde azalması kaçınılmaz bir durumdur. İşgücünün niteliğine uygun iş olanakları yaratmak; uzun vadeli ekonomik istikrarın sağlanmasını ve emek piyasasındaki arz-talep dengesizliğinin giderilmesini gerekli kılmaktadır.

İktisadi literatürde, istihdam özelliklerine göre işsizlik, (i)açık işsizlik ve (ii)gizli işsizlik olmak üzere ikili ayrıma tabi tutulmaktadır.

a. Açık İşsizlik

Açık işsizlik; çalışma gücü ve arzusunda olan, yeteneklerine uygun iş isteği ve gayretinde bulunan, cari ücret seviyesinde çalışmayı kabul eden ve iş arama kanallarını aktif olarak kullanan ancak iş bulamayan bireylerin toplamının oluşturduğu işsizliği ifade etmektedir.139 Diğer bir ifade ile, bireyin; sosyal, kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla para kazanacağı (geçimini sağlayacağı) bir işinin olmaması durumudur. Açık işsizlik ile, resmi istatistiklerin kapsamında olan işsizlik

138

PARASIZ, İstihdam, İşsizlik ve Phillips Eğrileri, s. 578.

139

Muhsin HESAPÇIOĞLU, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Ekonomisi, Beta Basım Yayım Dağıtım AŞ., İstanbul, 488 s., 1994, s. 290; BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 430; Mehmet KOCAOĞLU,

Sosyal Politika, Birinci Baskı, TÜMİS Yayınları, Ankara, 245 s., 1997, s. 52; Sabahaddin ZAİM, Çalışma Ekonomisi, Onuncu Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 576 s., 1997, s. 170.

anlaşılmaktadır140 ki bu nedenle, ekonomik ve yapısal koşullara bağlı olarak geçicilik ve ya süreklilik özelliği göstermektedir.

Açık işsizlik; süreleri itibariyle (i)geçici ve (ii)sürekli işsizlik ve türleri itibariyle (a)yapısal işsizlik, (b)friksiyonel işsizlik, (c)konjonktürel işsizlik, (d)mevsimlik işsizlik, (e)teknolojik işsizlik, (f)tesadüfi ve kısmi işsizlik, (g)kronik işsizlik, (h)eksik talep işsizliği, (i)artık işsizlik ve (j)tedaviye muhtaç işsizlik sınıflandırması141 altında toplanabilmektedir.142

(1) Sürelerine Göre Açık İşsizlik

Sürelerdeki değişmenin(kısa/geçici ve ya uzun/sürekli olmasının), işsizlik üzerinde yaratmış olduğu farklı etkiler ve sonuçlar nedeniyle143, açık işsizlik de farklı özellikler göstermektedir.

(i) Geçici -açık- işsizlik

Emek piyasası, sürekli giriş çıkışların yaşandığı dinamik bir piyasadır. Piyasada; bir kısım işçilerin sürekli olarak;

v yeni bir iş aramak için mevcut işlerini bıraktıkları, v işini kaybettikten sonra yeni bir iş aradıklarını,

v ilk kez çalışmak üzere iş arayarak işgücüne katıldıklarını, v uzunca bir dönemden sonra yeniden iş piyasasına girdiklerini, v bir işte çalışıyorken diğer bir işe geçtiklerini,

140

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 430.

141

Bazı yazarlar açık işsizlik sınıflandırmasının kapsamını belirlerken sürelerine göre ayrım yapmamaktadırlar. Örneğin BİÇERLİ’ye göre, bir ekonomide meydana gelen işsizliğin (açık işsizliğin); (1)geçici işsizlik, (2)yapısal işsizlik, (c)konjonktürel işsizlik ve (4)mevsimlik işsizlik olmak üzere dört temel nedeni vardır (BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 430). Bu çalışmada, sürelerin, işsizlik üzerindeki önemi göz önüne alınarak “sürelerine göre açık işsizlik” ve “özelliklerine göre açık işsizlik” sınıflandırması temel alınmıştır.

142

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Etkileri, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), s. 61.

143

görmemizin mümkün olabileceği gibi benzer şekilde işverenlerinde sürekli olarak, • işi bırakan veya emekli olan işçiler yerine yeni işçiler alma • daha iyilerini bulabilmek ümidiyle bazı işçileri işten çıkarma • firmanın genişlemesi nedeniyle yeni açılan işler için işçi alma

faaliyetinde bulunduklarını görmemiz de mümkündür.144 Bu özelliği ile iş piyasası, tahıl ve hisse senedi gibi diğer piyasalardan ayrılmaktadır. İş piyasasının dengeye gelmesi(temizlenmesi) için, iş arayanlar ile iş sunanların eş anlı olarak, iş talep ve arzında bulunmaları gerekmektedir. Eğer emek piyasası, ideal olan tam rekabet piyasası özellikleri gösterebilseydi145 -ki bu mümkün değildir- işçi kendisi için en uygun işin hangisi olduğunu bilir (tam bilgi) ve mobilitesini engelleyecek herhangi bir engelin bulunmaması (tam mobilite) nedeniyle de o işe geçiş sağlardı. Oysa gerçek hayatta bu koşullar bulunamadığından, bir işten diğerine geçiş zaman almaktadır.146 Buna göre geçici işsizlik, emek piyasasında işçi ve işverenlerin; işçilerin sahip oldukları nitelikler ve işlerin gerektirdiği beceriler konusunda eksik bilgiye sahip olmaları ve bir işten diğerine hareket etmenin maliyetli olması nedeniyle meydana gelen kısa süreli bir işsizliktir.147

Geçici açık işsizlik, bireydeki işsizliğin, süre açısından kısa ve yaratmış olduğu etkiler bakımından telafi edilebilir olmasını ifade etmektedir ki bu nedenle, kendine has özellikler göstermektedir. Buna göre geçici işsizlik,148

* Bütün demografik gruplar, endüstriler ve bölgeler arasında çok sayıda kişiyi etkilemektedir: Diğer işsizlik türleri nüfusun belirli bir kümesini etkilerken, geçici işsizlik, emek piyasalarında daha yaygın olarak görülmektedir. Bununla birlikte, geçici işsizliğe maruz kalma ihtimali herkes için aynı değildir. İnşaat, turizm, tarım gibi yüksek işçi devrinin olduğu iş kollarında ve kadınlar, gençler, engelliler gibi yine işçi devrinin yüksek olduğu çeşitli demografik gruplarda bulunanların, diğerlerine nazaran daha fazla geçici işsizlikle karşı karşıya kaldıkları söylenebilmektedir.

144

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 430-431.

145

Tam rekabet piyasası ile ilgili olarak deyatlı bilgi için bkz. dipnot 74.

146

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 431.

147

Roy B. HELFGOTT, Labour Economics, Random House Press, New York, 537s., 1980, s. 446.

148

* Süresi kısadır: Geçici işsizlik genellikle 1 ay ve daha kısa sürede meydana gelen işsizlik türüdür.

* Sıfıra indirilemez: geçici işsizlik -belirtildiği üzere- emek piyasasının dinamik yapısından kaynaklandığı için, iş piyasası ne kadar iyi işlerse işlesin, mutlaka belirli bir oranda piyasada mevcut olacaktır.

* Diğer işsizlik türlerinin aksine ekonomiye sadece maliyet yüklemeyip, ekonomik fayda da sağlayabilir: Birey, kısa süreli işsizlik sonucunda, eğer yoğun bir iş araştırması yaparak, daha iyi çalışma koşullarının bulunduğu ve eskiye nazaran daha verimli olduğu bir işi seçebilmişse, sonuçta yarar elde etmiş olacaktır. Emek piyasası, işgücü mobilitesi işgücünün bir bölümünden diğerine etkin bir biçimde yeniden dağıtılabilmişse, ekonomik açıdan geçici işsizlikten fayda sağlanmış olacaktır. Geçici açık işsizlik, kendi arasında -yapılan bu genel değerlendirmelerin de özelliklerini taşıyan- (i)friksiyonel ve (ii)konjonktürel işsizlik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

(ii) Sürekli Açık İşsizlik

İşsizlik, yaşanılan süreçlerin uzunluğuna bağlı olarak, birey ve toplum üzerinde ağır ve kalıcı olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu süreçlerin sürekli olması durumunda işsizlik; birey, aile ve topluluklarda psikolojik baskılara neden olarak ciddi sosyal, siyasal, kültürel ve etik kimlik sorunlarına yol açmaktadır.149

Kavramsal olarak 1929 Ekonomik Buhranı ile doğan sürekli yaygın işsizlik; ekonominin bünyesinden doğan süreklilik ve yaygınlık gösteren, “sürekli durgunluk” olarak da nitelenen işsizlik biçimidir.150 Genellikle gelişmiş ve ileri ekonomilerde, ekonominin çeşitli nedenler sonucu gerilemesinin ardından ortaya çıkan durgunluk; büyük kitleleri, işsiz ve gelirsiz bırakmakta ve toplumlarda çözülmesi zor sosyal sorunları beraberinde getirmektedir.151

149

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Etkileri, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), s. 63.

150

KOCAOĞLU, s. 159.

151

KUMAŞ, İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki

Rekabetçi ekonomik yapı içerisinde tek pazar haline gelen dünyada, ekonomik gelişme gösteren ülkeler -verimlilik düzeyinin yükselmesi sonucu- daha kaliteli ve büyük miktarlarda üretim gerçekleştirerek, sirayet etkisi ile, rakip ülkelerde istihdam sorunları yaratmaktadır. Bu koşullarla oluşan sürekli işsizlik; yoksulluk ile de birleşerek yüksek sosyo-ekonomik dengesizliklere neden oluşturmaktadır. Sürekli açık işsizlik, kendi arasında (a)yapısal işsizlik ve (b)sürekli-yaygın işsizlik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

(2) Özelliklerine Göre Açık İşsizlik: Açık İşsizlik Türleri

Açık işsizlik türleri, (a)yapısal, (b)konjonktürel, (c)friksiyonel, (d)mevsimlik ve (e)teknolojik işsizlik olmak üzere beşe ayrılmaktadır.

(i) Yapısal İşsizlik

İşsizlik türleri içinde en ciddi problem olan tür, yapısal işsizliktir.152

“Strüktürel işsizlik” olarak da adlandırılabilen yapısal işsizlik, genellikle, bir ülkenin ekonomik yapısında ve toplam talebin bünyesinde meydana gelen değişmelerden kaynaklanmaktadır. Genel ekonomik yapının ortaya çıkardığı sorunların oluşturduğu153 yapısal işsizliğin temel nedeni; uzmanlaşmış, beceri ve nitelik gerektiren belirli işler için tek bir iş piyasası yerine çok sayıda alt iş piyasalarının bulunmasıdır.154 İşçiler ile açık işler arasındaki ilişkilerin çoğu bu alt piyasalarda gerçekleşir. Bu piyasalar arasında geçiş kısa dönemde nispeten kapalı olduğu gibi, uzun dönemde de piyasalar arası mobilite kolay ve maliyetsiz değildir. Bu nedenle bazı piyasalarda işsiz sayısında fazla açık işsiz bulunurken, aynı anda bazılarında iş arayanların sayısı açık işlerden fazladır. İşte, emek piyasalarında açık işler ile iş arayanların aynı anda mevcut olmaları ve bir araya gelememeleri ile oluşan işsizliğe, yapısal işsizlik adı verilmektedir.155

152

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 439.

153

LORDOĞLU ve ÖZKAPLAN, s. 398; ÖZKAZANÇ ve diğerleri, s. 356.

154

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 439.

155

Yapısal işsizlik, özellikleri itibariyle diğer işsizlik türlerinden ayrılmaktadır. Buna göre yapısal işsizlik;156

* Belirli gruplar arasında yoğunlaşmaktadır: yapısal işsizlik daha ziyade teknolojik değişimden ve firmaların ülkenin bir kesiminden bir başka kesimine taşınmasından zarar gören belirli gruplar arasında yoğunlaşmaktadır.

* Uzun sürelidir: Teknolojik yenilenme veya fabrika kapanması nedeniyle işsiz kalan işçilerin yeni bir iş bulmaları çoğu zaman aylarca süren iş arama faaliyetini gerektirmektedir.

* Eğitim düzeyi ile yapısal işsizlik arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır: Normal şartlarda, yapısal işsizlik nedeniyle işsiz kalan bir üniversite mezunu, aynı durumdaki bir lise mezunundan daha fazla iş seçme hakkına sahiptir. Çünkü eğitilmiş ve nitelikli işgücü için iş piyasaları global bir yapıda iken, niteliksiz işgücü için iş piyasaları genellikle mahalli bir özellik taşımaktadır. Bu nedenle eğitilmiş işgücünün işsizliği fazla uzun sürmezken; eğitim düzeyi düşük işçiler, iş bulmak için çok uzun süre beklemek zorunda kalabilmektedirler.

Yapısal işsizlik, (i)açık işler ile iş arayanların beceri gereği yönünden farklı olması, (ii)açık işler ile iş arayanların farklı yerlerde oluşu ve (c)teknolojik gelişmenin bazı meslekleri ortadan kaldırması nedenleri ile oluşmaktadır.157 Bu noktada özellikle, yapısal işsizlik ile teknoloji ilişkisi önem arz etmektedir. Dışa açık bir ekonomide teknolojik gelişmelerin -ekonomik yapıyı etkileyerek- işsizliği arttıracağı söylenebilir ki bu durumda oluşan yapısal işsizlik sorunu ve bunun çözümü, belirli ölçüde teknolojik gelişmelere dayandırılabilir. Örneğin ileri teknoloji ile üretimde bulunan bir işletme, geri/eski teknolojiyi sürdüren işletmeleri piyasadan silecektir. Bazen de ortaya çıkan işsizliğin çözümü; yeni teknolojinin yeni istihdam yaratması ile belirli ölçüde emilmiş olacaktır. Renkli TV endüstrisinde çalışanların bir bölümünün önceden siyah-beyaz TV üreten işletmelerde istihdam edildiğini düşünülürse, yeni teknolojinin hemen bir işsizlik baskısı yaratmasını beklememek gerekmektedir.158

156

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 444-445.

157

Ayrıntılı bilgi için bkz. BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 439-442.

158

Ekonomideki arz talep dengesizliğinden oluşan yapısal işsizliği, şekil üzerinden detaylandırmak gerektiği düşünülmektedir. Yapısal işsizliğin gösterildiği Şekil 9’un, sol diyagramı bilgisayar programcılığı, sağ diyagramın da çelik işçileri iş piyasasına aittir. Talep eğrileri sırasıyla D0B ve D0Ç iken her iki piyasada ücretler W0 ve istihdam L0

olacaktır. Sol diyagramda -örneğin bilgisayar maliyetlerinin ucuzlaması nedeniyle- bilgisayar programcılarına olan talebin arttığını, çelik iş kolunda ise -örneğin, piyasanın dış rekabete açılması nedeniyle- çelik işçilerine olan talebin azaldığını varsayalım. Bu durumda bilgisayar programcılığına olan talep eğrisi sağa kayarken, çelik işçileri talep eğrisi sola kayacaktır. Bilgisayar programcıları piyasasında ücretler artma yönünde esnek olduğundan, belirli bir zaman sonra ücretler W0’dan W1’e yükselecek, istihdam

da buna bağlı olarak L0’dan L1’e yükselecektir. Bununla birlikte eğer çelik işçileri

piyasasında - sendikalılaşma, sosyal kurumlar veya hükümetler nedeniyle- ücretler azalma yönünde esnek değilse, bu durumda istihdam L0’dan L1’e azalacaktır. İşsiz kalan

L0-L1 kadar çelik işçisi, iş piyasasında başka iş bulamazlarsa yapısal işsizlik meydana

gelecektir.159

Şekil 9. Yapısal İşsizlik

Kaynak: BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 440.

159

Lloyd G. REYNOLDS, Stanley H MASTERS and Coletta H. MOSER, Labor Economics and

Yeni klasik iktisat görüşüne göre, bütün yapısal eksik istihdam gönüllüdür.160 Örneğin, aşırı bahçıvan arzı, buna karşılık aşırı garson talebi olsun. Bu durumda işsiz bahçıvan, garsonluğu kabul etmiyorsa, bu durumda uzmanlığını kullanmayı sürdüreceği bir iş bulmak ümidiyle işsiz kalmaya gönüllü olarak karar vermiştir. Ancak, genellikle bir ekonomide uzman olmayan emek arz fazlası, buna karşılık uzmanlaşmış emek talep fazlası vardır. Bu durumda, işsiz kalan bahçıvan, garsonluk işini kabul edemez. Bir ekonomide bu örtüşmezliğin kolayca ortadan kaldırılması mümkün değildir.161

(ii) Friksiyonel (Arızi) İşsizlik: Bilgi eksikliği

İktisadi literatürde friksiyonel işsizlik, emeğin normal yer değiştirmesi, mevcut işini terk edip başka bir iş aramasına bağlı işsizlik olarak tanımlanmaktadır.162 Bu durum, daha iyi çalışma imkanları ve daha yüksek ücret elde etmek amacıyla işçilerin yer ve meslek değiştirmelerinden doğmaktadır. İnsanların işgücüne girip çıkmaları ve yeni iş olanaklarının oluşması ve ya bireyler, daha iyi çalışma koşulları elde etmek amacıyla, çalışanlar mesleklerinden ayrılarak geçici bir süre için işsiz kalmaktadırlar. Gelişmişlik düzeyinin bağlayıcı etken olmadığı163 friksiyonel işsizlik, ekonominin tam istihdam dengesinde bulunduğu durumlarda bile ortaya çıkabilmektedir ki, her ekonomide çalışanların %1-2164 ile %3-4165 arası değişen oranları, geçici bir süre için işsiz kalabilmektedir.

Friksiyonel işsizlik; genel olarak, işçi ve işverenlerin işgücü piyasası ile ilgili tam bilgiye sahip ol(a)mamaları (yetersiz bilgiye sahip olmaları) ve işçilerin yer değiştirme maliyetlerinin yüksekliğinden (talep yapısındaki değişmeden) kaynaklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, nerede iş olduğunu bilmeyen işsizlerin varlığı, yer değiştirmenin masraflı/yorucu olması veya işgücü akışkanlığının düşük olması,

160 ÖZKAZANÇ ve diğerleri, s. 357. 161 ÖZKAZANÇ ve diğerleri, s. 357. 162 ÖZKAZANÇ ve diğerleri, s. 356. 163

HESAPÇIOĞLU, s. 290; Meryem KORAY, Sosyal Politika, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa, 314 s., 2000, s. 121.

164

KOCACIK, s. 53.

165

friksiyonel işsizliğe neden olmaktadır.166 İşçilerin iş ararken işin nitelikleri ve ücretler konusunda bilgi sahibi olmaya çalışırken benzer biçimde işverenler de verimlilik ve karı arttırma konularında bilgi sahibi olmaya çalışacaklardır. Bilgi yetersizliği nedeniyle; iş arayan kişi o bölgede kendine uygun işin; işveren de işgücünün var olduğunu bil(e)mediği için her iki tarafta istihdam koşullarından yararlanamamaktadırlar.167 Sonuç olarak işgücü, iş arama süresi içinde işsiz kalıyorsa, friksiyonel işsizlik durumu oluşmakta ve bu durum talep kompozisyonunun düzelmesi ve yeterli bilginin sağlanabilmesi anına kadar devam etmektedir.168

Şekil 10. Friksiyonel (Arızi) İşsizlik

Kaynak: LORDOĞLU ve ÖZKAPLAN, s. 396.

Şekil 10’da, iki farklı sektörlü bir ekonomide, denge ücret düzeyinde oluşan işgücü arz-talep hareketliliğinin yarattığı friksiyonel işsizlik değişimi gösterilmektedir. Buna göre, her iki sektörde de aynı We denge ücret düzeyi olduğunda, A sektöründeki

tüketicilerin zevklerindeki değişme nedeniyle işgücü talebinin azaldığı varsayıldığında, B sektöründeki talep artıyorsa, A sektöründe açığa çıkan işgücü, B sektöründeki boş

166

Dilek EYÜBOĞLU, 2001 Krizi Sonrasında İşsizlik ve Çözüm Yolları, Milli Prodüktivite Yayınları No: 674, Mert Matbaası, Ankara, 109s., 2003, s. 15-16.

167

KOCAOĞLU, s. 156.

168

işlere yerleştirilecektir. Ancak, A sektöründe açığa çıkan işgücü, B sektöründeki boş işleri aradığı sürece, friksiyonel işsizlik olacaktır.169

Friksiyonel işsizlik, özellikle istihdam koşulları yeterli ekonomiler olmak üzere hemen hemen her ekonomide oluşabilmektedir. Emek arz ve talebi arasındaki kısa süreli dengesizlikler, emek sahipleri ile müteşebbislerin emek piyasası hakkındaki bilgisizlikleri, işgücünün mobilite noksanlığı friksiyonel (arizi) işsizliğin temel nedenleri arasında gösterilmektedir. Büyük ölçüde işgücü akışkanlığına dayanan doğal bir sonuçtur ki bu yönüyle, ortadan kalkması bir anlamda her çalışanın işinden memnun olup iş aramayacağı bir durumu yansıtmaktadır.170 Friksiyonel işsizlik yüzdesinin yükselmesi, işgücü niteliğinin artması ve beşeri sermaye açısından farklı bir önem taşımaktadır. Bu yönü ile çalışanların sık sık iş değiştirmesi, yani işgücü devrinin yüksekliği, işletmelerde içsel ekonomileri ortaya çıkarabilir; yani işe alma ve işyerinde eğitim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle firmalar açısından belirsizlik ortaya çıkabilir.171

(iii) Konjonktürel (Devrevi) İşsizlik: Eksik Talep İşsizliği

Konjonktür, bir ülkenin ekonomik durumunu belirli bir anda açıklayan unsurların bütünüdür. Kuşkusuz bu ögelerin arasına işsizlik de girmektedir. Ekonomide, refah ve buhran dönemleri birbirini izlemekte ve doğal olarak ekonomi dinamik bir yapı içerisinde oluşmaktadır/gerçekleşmektedir. İşte bu dalgalanmalara konjonktür hareketleri denir ki, alçak konjonktür (depresyon) dönemleri, iş gücünün tam olarak istihdam edil(ilebil)mesini engeller ve işsizliğin oluşmasına ortam sağlamaktadır. İktisat literatüründe, işte bu ekonomik konjonktür dalgalanmalarının yarattığı gerileme ve durgunluk dönemlerinde, toplam talepteki daralmaya bağlı olarak ortaya çıkan -yoğun üretim kaynaklı- işsizlik türüne konjonktürel işsizlik adı verilmektedir. Diğer bir ifadeyle, bir ekonomide, tam olarak istihdam edilen işgücünün ürettiği bütün çıktı için, yeteri kadar talep yoksa, çalışanlar işlerini kaybetme tehlikesiyle karşılaşırlar ki, toplam 169 LORDOĞLU ve ÖZKAPLAN, s. 396. 170 LORDOĞLU ve ÖZKAPLAN, s. 396. 171

talebin, tam istihdam yaratmada yetersiz olduğu zaman ortaya çıkan durgunluklar sonucu oluşan bu işsizlik, konjonktürel işsizlik olarak tanımlanmaktadır.172

Ekonomik genişleme dönemlerinde toplam talep ve üretimdeki artışlara bağlı olarak, işsizlik oranı kademeli olarak düşer. Öte yandan resesyonist dönemlerde toplam talepteki daralma, üretim ve satışları olumsuz etkileyeceğinden, istihdam da buna paralel olarak daralacak, işsizlik oranları yükselecektir.173 Konjonktürel işsizliğin, ekonomik gerileme ve ya duraklama dönemlerinde ortaya çıkışı, aynı zamanda iki önemli sorunu ortaya koymaktadır:174

• İlki, üretim ve yatırımlarda artış olmasına rağmen, toplam talebin yetersiz kalışıdır.

• İkincisi de, toplam talepteki yetersizliğe bağımlı olarak ekonominin dönemsel bir genişleme ve daralma içine girmesidir.

Konjonktürel işsizliğin en önemli nedeni, efektif talep yetersizliği olarak gösterilmektedir175 ki bu nedenle, konjonktürel işsizlikte fiili hasıla, tam istihdamda üretilebilecek olan potansiyel hasılanın altındadır.176 Bu durumu şekil üzerinde incelememiz mümkündür

172

ÖZKAZANÇ ve diğerleri, s. 357.

173

BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 444.

174

LORDOĞLU ve ÖZKAPLAN, s. 397.

175

KOCAOĞLU, s. 156; BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 444; EYÜBOĞLU, s. 15; HESAPÇIOĞLU, s. 291.

176

Kemal YILDIRIM ve Doğan KARAMAN, Makro Ekonomi, İkinci Basım, Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı, Yayın No: 145, Eskişehir, 581 s., 2001, s. 313.

Şekil 11. Konjonktürel İşsizlik

Kaynak: BİÇERLİ, Çalışma Ekonomisi, s. 445.

Konjonktürel işsizliğin gösterildiği Şekil 11’in sol tarafında toplam arz ve toplam talep eğrileri, sağ tarafında ise toplam emek piyasası yer almaktadır. Başlangıçta toplam arz eğrisi ile D0 toplam talep eğrisinin A noktasında kesiştiğini ve denge fiyat

düzeyinin P0, reel milli hasılanın ise Qn olduğunu varsayalım. Söz konusu denge fiyat

düzeyi ve reel milli hasıla da emek piyasasında, emek arzı SL0 ve talebi DL0 iken denge

a noktasında sağlanmakta, buna göre denge istihdam düzeyi Ln ve denge parasal ücret

oranı W0 olmaktadır.

Ekonomide piyasalar bu şekilde dengede iken, toplam talepte beklenmedik bir daralmanın olduğunu varsayalım. Böyle bir daralma Keynesyenlere göre, yatırım veya tüketim harcamalarındaki düşüşten, Monetaristlere göre ise para arzının daralmasından kaynaklanabilmektedir. Nedeni ne olursa olsun, toplam talepte meydana gelen böyle bir daralma -sol taraftaki şekilde de görüldüğü gibi- toplam talep eğrisinin D0’dan D1’e

kaymasına neden olur ki bu durumda, ekonominin yeni dengesinde fiyat düzeyi P1’e

gerilerken, reel milli hasıla düzeyi de Qn’den Q1’e azalmış olur.

Emek talebi mal ve hizmet talebinden üretildiği için, toplam talepteki bu daralma -şeklin sağ tarafında gösterildiği gibi- emek talebinin de azalmasına, yani emek talep eğrisinin DL0’dan DL1’e kaymasına neden olacaktır. Ekonomide toplam talep

daralmasına bağlı olarak, fiyatlar genel düzeyinin düşmesi, emeğin marjinal gelirinin177, dolayısıyla marjinal ürün gelirinin düşmesine anlamına gelecektir. Bu durum ise, emek talep eğrisinin sola kayması ile gösterilir. Böylece, emek piyasasında toplam istihdam azalacaktır. Diğer bir ifadeyle, talepteki daralmaya bağlı olarak işverenler bazı işçileri işten çıkartacaklardır.178

(iv) Mevsimlik İşsizlik

Emek dalgalanmalarının sonucu olarak ortaya çıkan mevsimlik (sezonluk) işsizlik; mevsim dışı kalan zamanlarda geçimini sağlamak için bir işte çalışmak isteyen ancak aradığı işi bulamayanların işsiz kalma durumu olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hava koşulları ve toplumun satın alma koşullarının farklılaşmasına bağlı olarak özellikle tarım, turizm ve inşaat sektörlerinde, üretimin mevsimsel olarak arttığı dönemlerde çalışan kişilerin önemli bir kısmının, izleyen dönemde işlerini kaybetmeleri