• Sonuç bulunamadı

A. GENÇ ve GENÇLİK OLGUSU

1. Genç ve Gençlik Kavramlarının Tanımlanması

Genç252 ve gençlik253 olguları tanımlanması güç kavramlardır. Temelde biyolojik bir kavram olarak nitelendirilebilecek “genç ve gençlik tanımı, günümüz şartlarında, ekonomik, toplumsal ve kültürel yönden geniş/farklı boyutlarda değerlendirilmektedir.254 Bu nedenle, gençlik çağı; gelişim hızı ve kalıbı ile sosyo- ekonomik, kültürel ve coğrafi çevrenin etkilerinin bireyler arasında ortaya çıkardığı farklılıklar ve özgüllükler dikkate alındığında, soyutluluk derecesi yükselen bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır.255 Genel olarak gençlik; biyolojik, psikolojik ve toplumsal gelişmelerle, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir.256 Çocuklukla olgunluk arasında257; biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak bir gelişme ve olgunlaşma çağıdır. Doğumla başlayan hayat süresi içinde, çocukluk çağının başlangıcında hızlanan biyolojik ve psikolojik gelişme, bu çağın sonunda yavaşlar ve erişkinlik dönemine geçerken durur.258. Bu yönüyle gençliği buluğa ermekle başlayan, sosyal olgunluğa

252

İngilizce: Young; Almanca: Jung; Fransızca: Jeune.

253

İngilizce: Youth ; Almanca: Jugend; Fransızca: Jeunesse.

254

Özkan ÜNVER, Barlas TOLAN, Işıl BULUT ve Cavit DAĞDAŞ, 12-24 Yaş Gençlerin Sosyo-

Ekonomik Sorunları, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü Yayınları, Ankara,

1986, s. 1; Nilgün ÇELEBİ, “Genç Sosyalleşme, Sosyal ve Kültürel Yapı”, I.Milli Gençlik

Kongresi Tebliğler Kitabı, Selçuk Üniversitesi Yayınları, 6-8 Kasım 1985, s. 103.

255

Süleyman Çetin ÖZOĞLU, “Çağdaşlaşma Sürecinde Gençlerin Ekonomik Konumu: Tutum ve Değerleri” Gençliğin Eğitimi ve Sorunları, IX.Eğitim Toplantısı, Türk Eğitim Derneği Yayınları, ss. 32-41, 20-22 Kasım 1985, s. 33-34.

256

Selahattin ÖZYURT ve Sait DOĞAN, Gençlik Problemleri Açısından Üniversite Gençliği

Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma, Değişim Yayınları, İstanbul, Ocak 2002, s. 1.

257

Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Interpress Basın ve Yayıncılık, Cilt: 9, 1993, s. 4490.

258

ulaşma ile sonuçlanan bir dönem olarak kabul etmek mümkün olmaktadır.259 Nitekim, sözlük anlamı olarak Türk Dil Kurumu (TDK)’na göre genç;260

• yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı,

• gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan), • gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç,

• zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy, • mecaz Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan

şeklinde tanımlanırken gençlik ise;261

§ genç olma durumu,

§ insan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi § genç insanların bütünü

§ mecaz Genç bir kimsenin tutumu, toyluk, deneyimsizlik

şeklinde tanımlanmaktadır.

Genç; belirli ve sınırlı bir yaş dilimi içinde -duygu, düşünce, davranış ve tutum olarak- gelişme çabası harcayan kişidir. Fizyolojik olarak bir büyüme ve gelişme çağı olan gençlikte, psikolojik olarak da sürekli bir olgunlaşma ve kendi kararlarını verebilme çabası mevcuttur. Bu çaba, genliğin toplumsal yapı ile karşılıklı etkileşimini zorunlu kılmaktadır. Çünkü, toplumsal açıdan, gençliğin oluşması ve biçimlenmesi, içerisinde yaşadığı toplumsal yapı ve bu yapı içerisindeki sosyo-ekonomik statüsü tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle gençlik, içerisinde yaşadığı toplumsal yapının özelliklerini, kendi toplumsal kişiliğine aktarmaktadır.262 Bu aşama içinde genç; iyiyi, doğruyu ve güzeli aramaktadır. Nitekim, A.COMTE’un da belirttiği gibi genç, “temel olarak sevgi; ilke olarak düzen; amaç olarak ilerlemeyi benimsemektedir.” Çağına has

259

Aysel EKŞİ, “Gençlik Döneminde Uyum ve Davranış Sorunları”, Aile Yazıları 3, (Derleyenler: Beylü Dikeçgil ve Ahmet Çiğdem), Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı, Ankara, 1990, s. 284; Atalay YÖRÜKOĞLU, Gençlik Çağı, Ruh Sağlığı Eğitimi ve Sorunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, No:270, Ankara, 379 s., 1985, s. 3; Birsen GÖKÇE, Orta Öğretim

Gençliğinin Beklenti ve Sorunları, MEGSB yayınları, No:270, Ankara, 1984, s. 21.

260

TÜRK DİL KURUMU, “Güncel Türkçe Sözlük”, http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F 8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=gen%c3%a7; Erişim Tarihi: 30.04.2008.

261

TÜRK DİL KURUMU, “Güncel Türkçe Sözlük”, http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8 892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=gen%u00e7; Erişim Tarihi: 30.04.2008.

262

İbrahim ARMAĞAN, Gençlik Gözüyle Gençlik: 21.Yüzyıl Eşiğinde Türkiye Gençliği, Kırkısraklar Vakfı Yayını, İstanbul, 432 s., 2004, s. 6.

olan duygu taşkınlığı içinde, kişiliğinin sınırlarını aşmak, düşünce yapısını olgunlaştırmak, değer yargılarına düzen vermek, toplumda sivrilmek ve söz sahibi olmak arzusundadır. Nitekim V.M.HUGO263’nun da belirttiği gibi, “genç bugünü yaşayan insandır. Henüz ve daima arayan ve bulmaya çalışan bir kişidir.”264 Genç, yalnızca dinleyen, eğlenen ve izleyen bir varlık olmayıp; düşünen, yaratma çabası içinde olan ve kendini ifade/kanıtlama uğraşı içinde değerlendiren bir toplumsal varlıktır. Genç ya da gençlik sözcüklerinin ilk ağızda çağrıştırdığı, toplumsal durumların, “değişiklik” ve “yenilik” kavramlarıyla yakınlığı hatta özdeşliği olduğunu ileri sürmek olanaklıdır.265 Gençlik, toplumsal yaşama katılması, onu geliştirmesi ve değerlendirerek geleceğe yönelmesi gereken dinamik bir kitledir.266 Her şeyin ötesinde gençler, her dönemde toplumların yürütücü, medeniyetlerin belirleyici fiili kuvvetleri

263

Victor-Marie Hugo (d. 26 Şubat 1802/Besançon - ö. 22 Mayıs 1885/Paris), Fransız şair, yazar, devlet adamıdır. Liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adar. 1824 yılında Fransız coşumcuların (romantikler) yayın organı olan “La Muse Française” dergisini kurar. “Cenacle” adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi olur. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşar. Romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle ciddi başarılar kazanır. 1831'de “Notre Dame de Paris (Paris'in Notredame Kilisesi)” adlı büyük romanını yayımlar. 1841 yılında Fransız Akademisi'ne üye seçilir. Çok sevdiği kızı Leopoldine'nin 1843'de boğularak öldürülmesi üzerine, 1852'ye dek yeni yapıt vermez. 1848 Fransa Devrimi'nden sonra parlemento üyeliğine seçilir. III. Napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalışır ve başaramayınca 1851 yılında Belçika'ya kaçmak zorunda kalır.

Güçlü bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak, imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazar. 1855-1870 arasında küçük bir İngiliz adası olan Guernsey'de yaşar. O dönem yazarlığının en üretken yılları olur. 1862 yılında başyaptı olan “Les Misarebles (Sefiller)” adlı romanını yayımlar. Bunu, 1866'da “Les Travailleurs de la Mer (Deniz İşçileri)” ve aynı yıl “L'Homme qui Rit(Gülen Adam)” adlı önemli romanları izledi.

Fransa'da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris'e döner ve Ulusal Meclise seçilir. 1885 yılında Paris’te hayata veda eder.

Şiirleri: Doğulular, Cezalar, Dalıp Gitmeler, Müthiş Fil, Dede Olma Sanatı, Bu Çiçek Senin İçin, Diana, Dilenci, Fransa, Kadına sitem, Gelin Böceği, Ağlamak için gözden yaş mı akmalı, Sonbahar yaprakları, Asırların efsanesi, Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdimi, Aşk dilencisi, Aşkımın Aşkı, Keder Sana Yakışmıyor

Tiyatro eserleri: Lucreca Borgia, Ruy Blas, Burgrave'lar, Hernani, Kral eğleniyor, Mary Tudor Romanları: Sefiller, İzlanda İlhanı, Notre Dame'ın Kamburu, Deniz Emekçileri, Bir idam mahkumunun son günü, Doksanüç ihtilali, İhtiyar Balıkçı, Nişanlıya Mektuplar, Deniz işçileri, Fakir Claude, Cezalar, Dalıp gitmeler, Gülen adam, Korkunç yıl, Büyük baba olma sanatı, Düşüncenin dört ana kaynağı, Hürriyet içinde tiyatro, Uğursuz yıllar, Taş yığını (VİKİPEDİ Özgür Ansiklopedi, “Victor HUGO”, http://tr.wikipedia.org/wiki/Victor_ Hugo, Erişim Tarihi: 29.04.2008).

264

KÖKNEL, Türk Toplumunda Bugünün Gençliği, s. 4.

265

Coşkun SAN, “Gençlik ve Demokrasi Eğitimi”, Gençliğin Eğitimi ve Sorunları, IX.Eğitim Toplantısı, Türk Eğitim Derneği Yayınları, ss. 200-321, 20-22 Kasım 1985, s. 205.

266

Süleyman Çetin ÖZOĞLU, “Gençlerin Kişilik Gelişimine Nasıl Yardımcı Olabiliriz?” Gençliğin

Eğitimi ve Sorunları, IX.Eğitim Toplantısı, Türk Eğitim Derneği Yayınları, ss. 150-165, 20-22

olmuşlardır.267 Çünkü, ebeveynlerin ve gençlerin; beklenti, umut ve düşleri -hep- ileriye yöneliktir.268

Gençlik dönemi -her şeyden önce- yetişme, hazırlanma, öğrenme aktiviteleri kapsayan dinamik ve değişken bir süreç olmaktadır. Gencin; aile, okul, iş ve yakın çevresi ile sürdürdüğü faaliyet ve ilişkileri sonucu edineceği davranış, tutum, düşünce ve bilgi birikimi, hem kendisinin hem de toplumun geleceğini biçimlendirecek unsurlar olacaktır. Bu nedenle genç insan, değişken ve dinamik yapısını nitelikli ve yeterli bir sosyalleşme süreci içerisinde sürdürdüğünde ancak verimli ve sağlıklı kişilik özelliklerine sahip olabilecektir. Gencin, özdeşleşme, özerklik ve sorumluluk duygularını geliştirme özlemi ve çabası sonucu ortaya çıkan sorunlarının; toplumsal ve ekonomik yapıya uygun olarak getirilecek çözümleri, gençliğin ve dolayısıyla toplumun geleceğini belirleyici önemde olacaktır.269

Gençlik, kişiyi sosyal olgunluğa hazırlayan ergenlik ve delikanlılık özelliklerinin bir arada görüldüğü geniş kapsamlı bir kavramdır. Beden gelişmesi, sosyal ve ekonomik gelişme birbirlerini etkileyerek ve tamamlayarak kişinin sosyal olgunluğa erişmesini sağlamaktadır. Genç çocuk değildir ama henüz olgun (yetişkin) de değildir.270 Bu noktadan hareketle gençliği, kişiyi sosyal olgunluğa hazırlayan bir geçiş dönemi olarak tanımlamak mümkündür.271

Genç(lik) kavramı, biyolojik, sosyolojik, politik ve yasal açılardan farklılık gösteren biçimlerde tanımlanmakta ve açıklanmaktadır:272

v Biyolojik olarak; büyümenin hızlandığı, yoğunlaştığı, temel değişme ve farklılaşmaların ortaya çıktığı, 12-25 yaş arasında bulunan bireye “genç” ve gençlerden oluşan kitleye “gençlik” denilmektedir.

v Sosyolojik olarak, genellikle 15-25 yaşları arasında öğrenim gören, henüz yaşamını kazanmak için sürekli bir işte çalışmayan, ayrı bir evi

267

Sami ŞENER, Türkiye’de Gençlik Olayı, Timaş Yayınları, İstanbul, 1991, s. 17.

268

SAN, s. 316.

269

ÜNVER ve diğerleri, s. 2.

270

ÇELEBİ, Genç Sosyalleşme, Sosyal ve Kültürel Yapı, s. 103.

271

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 11.

272

bulunmayan, toplumsal yetki ve sorumlulukları belirlenmemiş ve bir aile kur(a)mamış bireylerin oluşturduğu bir alt topluluk grup “gençlik” olmaktadır. Bu alt grubun üyeleri ise “gençler”dir. Bu alt grup, henüz kabul edilen bir kültür ve değer üretememekte ama kültürden etkilenen/etkilenmesi beklenen bir kesim olarak değerlendirilmektedir.

v Politik olarak gençlik, toplumlara ve onların yönetim biçimlerine göre değişik biçimlerde anlaşılıp tanımlanmaktadır. Seçme, seçilme ve toplumun politikaya ilişkin etkinliklerinde karar oluşturma/verme işlemlerine katılma ölçüsüne göre genç ve gençlik tanımlanmaktadır.

v Yasal (hukuki) olarak genç ve gençlik tanımlamaları daha çok ülkedeki mevcut yasalardaki, hak, suç ve ceza ile ilgili olarak belirlenmiş tanımlamalar ve incelemelerle ilgilidir. Genel olarak, rüştünü ispat etme, 18 yaşına gelince yasal sorumluluk olarak aileden kopma ve bağımsız bir birey olma, evlenme gibi, olgulardan önceki dönem ve ya yaşlar, “gençlik” olmaktadır. Böyle belirlenebilecek olan bu dönemde bulunan genç, bağımsız olamayıp, ailesinin yetki ve sorumluluğundadır. Belli kararları yasal olarak veremez. Yasal olarak belli bir biyolojik yaşa ulaşıldığında, bağımsız bir birey olunmakta, belli kararları verme hakkına kavuşmakta ama karşılığında da gençlikten çıkmaktadır. Türk toplumunda yasal olarak 18 yaş, gençlik yıllarının bittiği ve erişkinlik hak ve hukukunun başladığı bir dönüm noktasıdır.

v Psikolojik olarak “genç”; gençlik” diye nitelenen bir gelişme dönemini yaşayan ve bu dönemden yoğun bir biçimde etkilenen ve bu dönemden kurtulmaya çalışan bireydir. Bu yönü ile “gençlik” kavramının, bir geçiş dönemini, bir gelişim/aşama ve sürecini belirlediği, yoğun ve güçlü duygularla dolu olup,özgür düşünme ve davranma yönsemeleri ile biçimlendiğini ve yeni uyum sağlama yöntemlerinin öğrenilmesi gerektiğini içerdiğini görülmektedir. Bu dönemin süresi, bireye, topluma ve koşullara göre değişiklik göstermektedir.

H.W. LONGFELLOW273’a göre, “gençlik insanın başına hayatta bir kere gelir.” Bu açıdan bu çağın, gencin kendisi ve çevresi tarafından iyi bilinmesi gerekir. Çünkü, gençlik, çocukluk çağının temel çizgileriyle yoğrularak, olgunluk dönemini şekillendirir. Nitekim Fransız oyun ve roman yazarı Alfred de VIGNY (1797- 1863), bu durumu desteklemektedir: “Bütün hayat, olgunluk çağında gerçekleşen bir gençlik rüyasıdır.”274

Görülüyor ki, biyolojik olarak 15-24 yaş dilimine denk gelen gençlik çağını; psikolojik, sosyal ve kültürel olarak kesin sınırlarla ayırmaya pratik olarak imkan yoktur. Gençlik çağı ile ilgili belirtilen özelliklerin izlerinin sürüp gittiği her dönem içinde kişi, gençtir demektir. Diğer bir ifadeyle, psikolojik olarak duygusal taşkınlığını ve dinamizmini muhafaza edebilen daimi bir gelişme içinde olan ve aşama için çaba

273

Henry Wadsworth Longfellow(27 Şubat 1807/Maine - 24 Mart 1882), yazarlığa ilk kez Amerikan İngilizcesine tercüme ettiği Dante'nin "İlahi Komedya" adlı eseri ile başlar ve “Fireside Poets (Şöminebaşı Şairleri)” adlı edebiyat akımını benimseyen şairlere katılarak, bu akımın beşinci üyesi olur.

Longfellow, 1807 yılında Portland, Maine'de Stephen ve Zilpah çiftinin çocuğu olara dünyaya gelir ve bugün Wadsworth-Longfellow House olarak bilinen evde büyür. Babası bir avukattır. Longfellow'un Stephen (1805), Elizabeth (1808), Anne (1810), Alexander (1814), Mary (1816), Ellen (1818) ve Samuel (1819) adlarında yedi kardeşi vardır. Henüz üç yaşındayken anaokulu seviyesinde bir okula yazdırılır. Altı yaşında Portland Academy'ye girdiğinde okuma ve yazmayı oldukça iyi biliyordur. 14 yaşına kadar burada kalan Longfellow, 1822'de Bowdoin College (Bowdoin Yüksekokulu)’a girer. Bowodin'de, Nathaniel Hawthorne ile tanışır. 1825'te eğitimini tamamladığında Bowdoin College 'de öğretim üyesi oldu. Bu dönemde, Avrupa’da dil üzerine daha fazla araştırma fırsatı bulur. 1826-1829 yılları arasında Avrupa turuyla Britanya, Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya ve İspanya'yı gezer. Fakültede bulunduğu sıralarda Fransızca ders kitabı yazdı, İtalyanca ve İspanyolca seyahat klavuzu hazırlar. 1834'de Smith Üniversitesi'nde Fransızca ve İspanyolca Öğretim Üyeliği yapması teklif edildiğinde o bu öneriyi ya burada yalnızca bir yıl çalışması şartıyla ve Almancasını ilerletmek için Avrupa'ya gitmek şartıyla kabul eder.

Birleşik Amerika'dan 1836 yılında geri döndüğünde Longfellow, Harvard Üniversitesi'nde çalışmalarına devam eder. Longfellow'un ömrünün büyük bir kısmını Cambridge-Massachusetts’te geçirir. Burada, Amerikan İhtilali döneminde, General Washington ile beraber kalır ve o zamanlar kurmay olarak görev yapar. “Voices of the Night (Gece Düşünceleri)”ni 1839'da ve "Ballads and Other Poems (Şiirsel Öykü ve Diğer Şiirler)”i ise “The Village Blacksmith (Demirci Köyü)” ile beraber 1841 yılında yazar. Longfellow, 1854 yılında Harvard'dan emekli olur ve kendini tamamen edebiyatla ilgilenir. “Laws from Harward (Harvard Kuralları)” kitabıyla, kendisine 1859 yılında “Doktora Şeref Payesi Ödülü” verilir.

Longfellow 24 Mart 1882 tarihinde, karın zarı iltihabı nedeniyle hayatını kaybeder. Cenazesi, her iki eşinin de gömülü olduğu Cambridge, Massachusetts'deki Mount Auburn Cemetery, mezarlığında defnedilir. 1884'de Londra'daki Westminster Abbey'deki “Şairler Köşesi”ne ilk kez bir Amerikalı’nın, onun heykeli konulur.

Longfellow Amerikada yaşadığı dönemde çok ünlü bir şahsiyet haline gelir. 70. doğum günü olan, 1877 yılında genel olarak ulusal kutlamalar yapılır ve geçit törenleri, söylevler ve onun şiirleri okunur. Longfellow'un “Christimas Bells (Noel Çanları)” şiiri Noel Günü şarkısı için “I Heard the Bells on Christmas Day (Noel Günü'ün Zillerini Duyuyorum)” şeklinde kabul edilir (WIKIPEDIA The Free Encyclopedia, “Henry Wadsworth LONGFELLOW”, http://en.wikipedia.org/wiki/Henry_ Wadsworth_ Longfellow; Erişim Tarihi: 29.04.2008).

274

harcayan, kültürünü ve bilgisini yenileyebilen, kısaca çağdaş olan her insan, biyolojik yaşı ne olursa olsun, psiko-sosyal anlamda gençtir.275 Buna göre -psikolojik özellikleri perspektifiyle- gençlik çağı, davranışların duygusal olduğu, suskunluk ile başkasına açılma arasında bir bocalaman izlendiği, kaygı ve öfkenin fazlaca görüldüğü bir dönemi yansıtmaktadır.276 Buna göre, insan hayatındaki önemli dönemler ve yaş sınırlarını - oldukça genel niteliklerle- şöyle belirlemek uygun olabilecektir:277

I. ÇOCUKLUK

A.Bebeklik: Doğuştan iki yaşına kadar B. İlk Çocukluk: 2-7 yaş

C. Okul Çocukluğu:7-11 yaş (kızlar) / 7-13 yaş (erkekler) II. ERGENLİK

A. Buluğ (Erinlik) veya Ergenliğin Başları: 11-13 (12-14) yaş (kızlar) / 13- 15 yaş (erkekler)

B. Ergenliğin Ortaları: 14-16 yaş (kızlar) / 15-17 yaş (erkekler) C. Ergenliğin Sonları: 16/17-21 yaş

III. Yetişkinlik

A.Yetişkinliğin Başları veya Genç Yetişkinlik: 22-30 yaş B. Yetişkinliğin Ortaları: 30-40 yaş

C. Yetişkinliğin Sonları veya Orta Yaşa Geçiş: 40-45 yaş IV. ORTA YAŞLILIK: 45-65 yaş

V. YAŞLILIK: 65-75 yaş

VI. İHTİYARLIK: 75 yaş ve üstü

Gençliğin başlangıcı, sonu ve buluğ çağı hakkında ileri sürülen zamanlar göreceli yaş sınırlamalarıdır. Yaş sınırlamalarında yetişkin yaşının başlangıcı ile gençlik döneminin bitişi kesin olmamaktadır. Sınırlama yalnızca pratik bir kabullenmedir. Çünkü, gençlik çağının başlangıcı gibi, gençlikten yetişkinliğe geçmek de farklı toplumlarda birbirinden farklı kriterlere bağlı olabilmektedir. Bir gencin yetişkin sınıfta

275

KÖKNEL, Türk Toplumunda Bugünün Gençliği, s. 4.

276

Birsen GÖKÇE, Gecekondu Gençliği, Hacettepe Üniversitesi Yayınları No:5, Ankara, 1975, s. 15.

277

Adnan KULAKSIZOĞLU, Ergenlik Psikolojisi, Beşinci Basım, Remzi Kitapevi, İstanbul, 269 s., 2001, s. 34.

yer alması, yetişkin sorumluluklarını taşıması ve yaşına ait rollerini oyna(ma)ması onun yetişme koşullarına, zekasına, çevresindeki bireylerle kurduğu ilişkiye bağlıdır. 278

Gençliği, “kişiyi toplumsal olgunluğa hazırlayan bir geçiş dönemi” olarak nitelemek, ergenlik dönemini de gençlik çağının içinde kabul etmeyi zorunlu kılmak gerekmektedir. Ergenlik, çocukluktan çıkıp, yetişkinliğe geçiş arasındaki süreci içine almaktadır ki bu yaş dilimi genellikle 12-21 yaşları arasını kapsamaktadır.279

Bununla birlikte HURLOCK ergenlik çağını, (a)erken ergenlik(ergenliğin başlangıcı) ve (b)geç ergenlik(ergenliğin sonu) olmak üzere iki kategoride incelemektedir.280 Ergenliğin başlangıcı, kızlarda 13-17; erkeklerde 14-17 yaşları arası olurken ergenliğin sonu kız ve erkeklerde 17-21 yaş dilimini kapsamaktadır.281 Bu açıdan ergenlik daha çok biyolojik ve psikolojik değişmeyi karakterize ederken; gençlik, toplumsal olgunluğu ve ergenliği de içeren282 daha geniş bir kavramı karşılamaktadır. Michael Saint PIERRE’e göre, “gençlik bir yaş değil, bir haldir.”283 Çünkü, gençlik çağı; çizgilerinin ve izlerinin sürüp gittiği her an, yaş kriterine bakılmaksızın sürebilmektedir. Yani, psikolojik olarak duygusal taşkınlığını ve dinamizmini muhafaza edebilen daimi bir gelişme içinde olan, aşama için çaba harcayan, kültürünü ve bilgisini yenileyebilen her insan, yaşı ne olursa olsun, psiko- sosyal anlamda gençtir.284 Ancak, bu genelleme konumuzun dışındadır.

Sonuç itibariyle, ‘Gençlik’ ve ‘Genç’ kavramları ile ilgili olarak, evrensel olarak kabul edilen bir tanım yapılamamaktadır.285 Yapılan tanımlamalar, -daha çok yaş kriteri ölçütünde- kültürel, geleneksel ve siyasi faktörlere bağlı olarak, ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Sanayileşmiş ülkelerde üst sınır sıkça değişmesine rağmen alt sınır

278

KULAKSIZOĞLU, s. 33.

279

Hayrettin GÜRSOY, Çocuk, Gençlik Çağı Eğitimi ve Problemleri, Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Elazığ, 2002, s. 1.

280

Elizabeth HURLOCK, Adolescent Development, McGraw Hill Company, New York, 194 s., 1955, s. 14.

281

Sema KUT ve Nesrin COŞAR, Aile ve Çevre Sorunlarının Gencin Kişiliğine Etkisi, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1988, s. 14.

282

KULAKSIZOĞLU, s. 34.

283

DPT, Gençlik ve Spor Komisyon Raporu, Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyunu Raporu, DPT, No:1904, 1983, s. 12.

284

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 7.

285

genellikle zorunlu eğitimin sona erdiği yaşa denk gelmektedir.286 Bu yönüyle gençlik, buluğa erme ile başlayan, fizyolojik ve fizyolojik değişmeyi içeren, bireyi sosyal olgunluğa hazırlayan bir yaş dönemini ifade etmektedir.287 Bu yaş kriterleri çerçevesinde genç nüfus; İngiltere'de 16-18, İtalya'da 14-32 ve Türkiye’de MEB’e göre 12-24, DPT tarafından hazırlanan II.Beş Yıllık Kalkınma Planında 14-24 yaş, III. Beş Yıllık Kalkınma Planında 12-22 yaş, IV. ve V. Beş Yıllık Kalkınma Planlarında 12-24 yaş, VI., VII., VIII. ve IX. planlarda ise 15-24 yaş grubu olarak kabul edilmekle birlikte, Birleşmiş Milletler Örgütü (BM)288 ve OECD verileri genç nüfusu 15-24 yaş grubu olarak nitelemektedir.289 İstatistiki analizlerde, uluslar arası standart/birlik oluşturmak amacıyla, genel olarak, 15-24 yaş diliminde bulunan kişiler,290 genç olarak kabul edilmektedir.