• Sonuç bulunamadı

B. GENÇ İŞSİZLİĞİ OLGUSU

3. Genç İşsizliğinin Nedenleri

Gençlerin işsizlik sorununun nedenlerini, sorunun oluştuğu durum, yer ve zamana göre değişiklik göstermektedir. Bu nedenle, sorunun nedenini tek bir sebebe bağlayabilmek mümkün olmamaktadır.368 Gençler arasındaki işsizliğin nedenleri, genel olarak arz ve talep yönlü iki temel görüş etrafında şekillenmektedir.369 Genç işsizliğinin nedenleri, birinci görüşe göre, ekonomik gelişmenin yavaş olması, ekonomideki dönemsel düşüşler gibi nedenlere dayalı olarak genç işsizlere yönelik talebin yetersiz olmasına dayandırılırken, ikinci görüşe göre ise, gençler arasındaki işsizliğinin yüksek olmasının temel nedeni, genç işgücünün yapısından kaynaklanan arz yönlü eksikliklerdir.370

368

Siret KARASOY, Genç İşsizlerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarına İlişkin Bir İnceleme (Sivas Örneği), (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), TC Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas, 208 s., 1999, s. 48.

369

MURAT’a göre yapılan araştırmalar sonucunda genç işsizliği sorununun kaynağında üç temel faktör etkilidir: Ekonomik durgunluk, demografik faktörler(nüfus, yaş, cinsiyet ve şehirlere göç) ve yapısal faktörler (gençlerin çalışma karşısındaki tutum ve davranışları, işverenlerin eğilimleri, eğitim, istihdam giderleri, istihdam güvenlik önlemleri, asgari ücret uygulaması ve emeklilik yaşı) (Ayrıntılı bilgi için bkz. Sedat MURAT, “Gençlerin İşsizliğine Genel Bir Bakış”, Sosyal Siyaset

Konferansları Kırkıncı Kitap, İstanbul Üniversitesi Yayını, İstanbul, 1995, s. 176).

370

Richard B. FREEMAN, “Why is There a Youth Labor Market Problem?” Youth Employment and

Public Policy, (Edited by Bernard ANDERSON and Isabel SAWHİLL), The American Assembly,

Tablo 6. Genç İşsizliğinin Talep ve Arz Yönlü Nedenleri

Kaynak: FREEMAN, s. 12.

Tablo 6 incelendiğinde, genç işsizliğinin yüksek olmasının nedenlerinin; mevcut işler, ücretler, mobilite, davranışlar, nitelikler, nüfus artışı ve alternatif işler temelinde analiz edildiğinde talep ve arz yönlü farklı durumların etkisinde oluştuğu belirlenmektedir. Buradan hareketle genç işsizliğinin nedenleri, bu konuda sorulabilecek olan iki soruya verilecek yanıtlara göre iki farklı düzeyde analiz edilebilecektir:371

Birinci soru, “genç işsizliğindeki dalgalanmaların temel belirleyicileri nelerdir ve ekonomik koşullardaki değişmeler karşısında niçin genç işsizliği oranları,yetişkin işsizliği oranlarından daha fazla etkilenmektedir?” ve ikinci soru, “genç bireyler açısından, hangi özellikler istihdam edilebilme ve ya işsiz kalma ihtimalini arttırmakta ya da azaltmaktadır?” şeklinde düşünüldüğünde ilk soru, genç işgücü piyasalarının özelliklerini incelemek çerçevesinde makro perspektiften incelemeyi gerekli kılarken; ikinci soru, genç bireylerin iş bulma şanslarını etkileyen mikro perspektifte analiz edilmelidir.372

371

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 18-19.

372

Aralarında kesin bir ayrımın yapılabilmesinin mümkün olmaması düşünülmekle birlikte, bu çalışmada, konunun bütünlüğüne uygun olarak, makro ve mikro ayrımının yapılması uygun bulunmaktadır.

a. Makro Düzeydeki Nedenler

Genç işsizliğinin makro düzeydeki nedenleri, ülkedeki genel ekonomik yapıyı oluşturan/belirleyen temel değişkenlerden kaynaklanmaktadır. Doğaldır ki gençler, - ekonomik, sosyal ve psikolojik özellikleri bakımından- makro ekonomik değişkenlerden en fazla etkilenen kesim olarak öne çıkmaktadır.

(1) Ekonomik Konjonktür

Ekonominin dönemsel olarak değişkenlik göstermesi, istihdam piyasası üzerinde direkt etki yaratmaktadır. Şöyle ki, ekonominin genişleme dönemlerinde yeni istihdam olanakları yaratılarak genel işsizlik oranı azalmakta iken; ekonomik daralma dönemlerinde maddi imkanların yoksunluğunun yolaçtığı işçi çıkarmaları, yeni istihdam olanaklarının açıl(a)maması vb. nedenlerle işsiz sayısının yükselmektedir. Nitekim, ekonomik gerileme dönemlerinde, işgücü piyasasında geçmişe oranla daha fazla bireyin işsiz kalması ve işsizlik süresinin daha uzun olduğu sonucu373 bu durumu destekler niteliktedir.

Ekonomik durgunluk/gerileme dönemlerinde, öncelikle gençlerin iş bulma imkanlarının azaldığı belirlenmektedir. Şöyle ki, mevcut işgücüne yeni ilaveler yapmaktan kaçınan işverenler, gençlerin istihdam olanaklarını azaltmaktadırlar. Bununla birlikte, yine işveren perspektifiyle, işten çıkarılma durumlarında LIFO yöntemini uygulayan işveren açısından, ilk işten çıkarılması düşünülen grup gençlerdir.374 Yine ekonomik durgunluk dönemlerinde gençlerin normal dönemlere kıyasla daha alt kademelerdeki ve daha düşük ücretli işleri kabullendikleri görülmektedir.375

373

Nur SERTER, “Çalışan Çocukların Sorunları”, Sanayi Bölgelerinde Çalışan Çocukların

Sorunları, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yayın No:171, Ankara, 1997, s. 26.

374

MURAT, Gençlerin İşsizliğine Genel Bir Bakış, s. 185.

375

(2) Toplam Talep Değişiklikleri

Genç işsizliğine nedenleri incelendiğinde, toplam talebin bu konudaki en önemli faktör olduğu belirlenmektedir.376 Toplam talepte meydana gelen değişiklik genel işsizlik oranını etkilediği gibi, benzer şekilde genç işsizliğini de etkilemektedir. Toplam talepteki bir düşme, genel olarak işgücü talebini düşürecek ve genç işgücüne olan talep yetişkin işgücüne olan talep gibi düşecektir.377

Yapılan araştırmalar kanıtlamaktadır ki, gençler, toplam talep değişikliklerine yetişkinlere nazaran daha duyarlıdırlar. Diğer bir ifadeyle, toplam talepte meydana gelen bir düşüş; genç işsizliğini yetişkin işsizliğine oranla daha fazla arttırmaktadır. Bu durumun nedenlerini; gençlerin ve istihdam piyasasının yapısal özelliklerinde aramak gerekmektedir. Şöyle ki, gençlerin, yetişkinlere kıyasla gönüllü olarak işten ayrılma olasılıkları daha yüksektir. Benzer şekilde gençleri işten çıkarmanın işveren açısından fırsat maliyeti, yetişkinlere nazaran daha düşüktür. Bu kararda etkili olan, gençlerin tecrübesizliği ve iş eğitim maliyetlerinin göreli düşüklüğü olarak kabul edilmektedir.

(3) Göreli Ücret Düzeyi Farklılıkları

Göreli ücret düzeyi farklılıkları, genç istihdamı üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Gençlerin ücret düzeyleri, yetişkinlere oranla arttıkça, gençlere karşı yetişkin istihdamı teşvik edilmiş olacaktır.378 Ancak, aynı işyerindeki genç ve yetişkin işçiler, birbirini tamamlayan işlerde çalışıyorlarsa, farklı nitelikleri dolayısıyla ücret farklılıklarından etkilenmemektedirler.

Ücret ve genç işsizliği ile ilgili olarak yapılan çalışmalar, asgari ücretlerin gençlerin istihdamı üzerindeki etkisi üzerinde yoğunlaşmaktadır.379 Asgari ücret, bir işveren tarafından çalıştırılacaklara ödenecek ücretin en alt düzeyini belirlemektedir ki, kanunlara göre belirlenen bu ücret tutarının altında ücret uygulaması mümkün

376

D.G. BLANCHFLOWER, What can be Done to Reduce the High Levels of Youth Joblessness in

the World?, A report Comissioned by the ILO, 1999, s. 7.

377

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 19.

378

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 20.

379

olamamaktadır. Asgari ücret uygulamasının, genç işsizliği üzerindeki etkileri iki farklı perspektifte değerlendirilmektedir. Asgari ücret karşıtlarına göre, yüksek bir asgari ücret, genç işçilerin göreli maliyetleri üzerinde etkili olarak genç işsizliğini arttırmaktadır. Ülke düzeyinde tüm yaş grupları için aynı asgari ücretin uygulanması, yetişkin işçilerin istihdamını teşvik etmektedir.380 Asgari ücreti haklı bulan teoriye göre ise, işgücü piyasasının daima eksik rekabet koşullarında bulunmasından ötürü, işverenler ücretlere, emeğin marjinal verimliliğinin altındaki bir düzeyde sınır koyabilmekte ve böylelikle asgari ücretlerdeki bir artış istihdamdaki bir artışa öncülük edebilmektedir.381

(4) Genç İşgücünün Büyüklüğü

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hızla artan nüfus artışı sonucunda, dünyadaki genç nüfus önemli ölçüde yükselmiştir ki bu durum, işgücü piyasalarını direkt olarak olumsuz yönde etkilemiştir. Genç nüfus oranı yükseldikçe, bu artışı telafi edebilecek yeni istihdam olanaklarına olan talep, zorunlu olarak artmıştır. İnsangücü planlaması ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle, ihtiyacı tam olarak karşılayabilecek yeni iş olanaklarının yaratılamamış olması sonucunda bu hızlı nüfus artışı, tüm dünyada genç işsizlerin sayısının yükselmesine neden olmuştur. Sonuç olarak, genç işgücünün büyüklüğünün, genç işsizliği sorununa neden olduğu kabul edilir bir gerçek olarak değerlendirilmekle birlikte, genç işgücünün artışının, genç işsizliğini ne oranda etkileyeceği sorunu önem kazanmaktadır.

KORENMAN ve NEUMARK tarafından 15 OECD ülkesi üzerinde yapılan araştırmada, genç işgücündeki artış ile genç işsizliği arasında doğru orantılı bir ilişkinin bulunduğu tespit edilmiştir. Çalışmada, 18 yıllık zaman peryodu içindeki genç işgücü artışı ile genç işsizliği oranı arasındaki ilişki incelenmiş ve genç nüfus oranındaki %10’luk göreli bir artışın, genç işsizliğini %5 oranında yükselttiği tespit edilmiştir.382 Benzer şekilde FLAIM, ABD’nin 1979-1989 yılları arasını baz alarak yaptığı

380

KARASOY, s. 56.

381

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 22.

382

S. KOREMAN and D. NEUMARK, “Cohort Crowding and Youth Labour Markets: A Cross- National Analysis”, NBER W.P., Vol: 6031, Cambridge, 1997, s. 13 vd.

çalışmada, genç nüfusu oranı ile genç işsizliği arasında pozitif bir ilişki bulunduğunu belirlemiş ve ABD’de aynı dönemdeki işsizlik oranındaki %1,5 oranındaki düşmenin, genç nüfusun azalması nedeniyle gerçekleştiğini iddia etmektedir.383

b. Mikro Düzeydeki Nedenler

Mikro düzeydeki nedenler, genç bireylerin hangi niteliklerinin; istihdam edilebilmeleri ve ya işsiz kalmalarına neden olduğu sorusu incelenmektedir. Genç işsizliğine neden olabilecek mikro düzeydeki nedenlerin; cinsiyet, eğitim düzeyi, etnik köken, gençlerin çalışma karşısındaki tutumları ve işverenlerin çalışma karşısındaki tutumları olmak üzere sınıflandırılabileceği düşünülmektedir.

(1) Cinsiyet

Gençler arasındaki işsizlik verileri değerlendirildiğinde, dünya genelinde, 15-24 yaş grubundaki genç kadınların genç erkeklere kıyasla daha yüksek düzeyde işsizlik sorunuyla karşı karşıya oldukları görülmektedir.

Dünya ülkelerindeki toplam genç işsizliği oranlarının analizine de imkan veren384 Tablo 7 incelendiğinde, dünya genelinde 1994 yılına göre 2004 yılında, genç kadın işsizliği oranlarında -gözle görülür biçimde- düşüşün gerçekleşmesiyle birlikte, genç kadınlar arasındaki işsizlik oranının, genç erkeklere kıyasla yüksekliğini koruduğu tespit edilmektedir. Dünya’da genç kadın işsizliği oranın en yüksek olduğu ülke %43,3 oranı ile Polonya olurken, %1,1 oranı ile Avustralya en düşük genç kadın işsizliğine sahip olan ülke olmaktadır. Bununla birlikte, yine genç kadın işsizliği oranının yüksek olduğu Yunanistan(%35,7), Slovakya(%30,8), İspanya(%26,4), İtalya(%27,2), Fransa(%24,2) ve Lüksemburg(%23,4)’da genç kadınların ciddi istihdam sorunlarıyla karşı karşıya oldukları söylenebilmektedir. Sonuç olarak, genç kadınların istihdam

383

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 23.

384

Buna göre, Avustralya %1,7 oranıyla en düşük genç işsizlik oranına sahip ülkedir. Onu sırasıyla, Meksika(%6,4), Avusturya(%6,5), İsviçre(%7,7), Danimarka(%7,8), Hollanda(%7,8), İzlanda(%8,1), İrlanda(%8,1) ve Yeni Zelanda(%9,3) izlemektedir. G7’de %12,7, AB-15’te %16,5, OECD’te %13,5 olurken Türkiye’de %19,7 düzeyinde gerçekleşmektedir. Polonya %40,8 ile en yüksek düzeyde işsizlik oranına sahip ülkedir.

edilebilme özelliklerinin erkeklere nazaran daha düşük olduğu kabul edilir bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.

Tablo 7. Dünya’da -Genç İşgücünün Yüzdesi Olarak- Kadın ve Erkek Genç İşsizliği Oranları (%)

Kaynak: Nurhan YENTÜRK ve Cem BAŞTÜRK, Türkiye’de Genç İşsizliği, Gençlik Çalışmaları

Birimi Araştırma Raporu No:2, İstanbul, 51 s., Eylül 2007, s. 9. * Bölgeler sadece bu tabloda görülen ülkeleri kapsamaktadır.

(2) Eğitim Düzeyi

İşverenin talep ettiği yeterli eğitim kriterlerine sahip olunamaması ve ya alınan eğitimin istihdam yapısı ile olan uyumsuzluğu gibi eğitim kaynaklı sorunlar; gençlerin

istihdam edilebilmesi önünde engeller oluşturmaktadır. Eğitim, işsizliğe karşı kesin bir çözüm/garanti sunmamakla birlikte, iş piyasasında önemli bir rekabet avantajı sağlamaktadır.385 Bu konudaki temel sorun, gencin aldığı eğitimi, iş hayatına ne kadar hızlı yansıtabildiği(beklenen standartlarda iş bulmasının sağlanabilmesi) ve istihdam edilmesi halinde yapacağı işini ne kadar hızlı sürede öğrenebileceği(iş verimliliğinin yükseltilebilmesi)dir. 386

İktisadi literatürde, gelişmiş ülkelerde eğitim düzeyinin artması ile birlikte işsizlik oranının düştüğü kabul edilmektedir.387 Nitekim Şekil 17’de verilen çeşitli ülkelerdeki 20-29 yaş grubundaki gençlerin eğitimde olmayan ve işsiz olanların eğitim durumlarını incelendiğinde, gelişmiş ülkelerde, eğitim düzeyi yükseldikçe işsizlik oranı düştüğü görülmektedir. Ancak Türkiye’de bu durumun tam tersi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, Türkiye’de eğitiminin tamamlamış olan 20-29 yaşı arasındaki gençler arasında, ilköğretim ve lise öncesi okulların mezunu olanların işsiz kalma olasılığı, lise ve yüksek öğrenim görenlerin işsiz kalma olasılığından daha düşük düzeydedir. Bu durum Türkiye’de eğitim-iş uyumunun sağlanamadığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

385

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 26.

386

Bu nedenle, yürütülen eğitim politikalarında, eğitim-istihdam dengesinin gözetilmesi şarttır (Ayrıntılı bilgi için bkz. EKİN, s. 235).

387

Nially O’HIGGINS, The Challenge of Youth Unemployment, International Labour Organization, Employment and Training Papers, Geneva, 1997, s. 1.

Şekil 17. Eğitimde olmayan işsizlerin toplam nüfus içindeki oranları (20-29 yaş

grubuna göre, 2003)

Kaynak: YENTÜRK ve BAŞYİĞİT, s. 12.

YENTÜRK ve BAŞYİĞİT’e göre genç işsizlerin önemli bir bölümü; okuldan yeni mezun olmuş, askerlik hizmetini yeni tamamlamış, aileleri ile oturan ve bu gibi nedenlerle ilk kez iş arayan kişilerden oluşmaktadır. Bu okuldan (üniversiteden) yeni mezun olmuş gençlerin işsiz kalma nedenleri ise, işgücü piyasasından aranan niteliklere uygun olmama, deneyimsizlik, bu konularda yol gösterici kurumların eksikliği ve ücret beklentilerinin yüksek olmasıdır.388

(3) Etnik Köken

Gençlerin istihdam edilebilmesinin önündeki diğer bir dezavantaj unsuru da etnik kökendir. Özellikle dünya genelinde ve özellikle ABD’de etnik kökenlerinden ötürü istihdam piyasasının dışında kalan gençlerin sayısı oldukça yüksektir. ABD’de 1995 yılı itibariyle “zenci” gençler arasındaki işsizlik oranı %35,7 iken, “beyaz” gençler arasındaki işsizlik oranı, %15,7’dir. Benzer şekilde, İngiltere’de etnik azınlıklar arasındaki işsizlik oranı 1996 yılında %17 iken, “beyazlar” arasında %7,7’dir.389

388

Nurhan YENTÜRK ve Cem BAŞTÜRK, Türkiye’de Genç İşsizliği, Gençlik Çalışmaları Birimi Araştırma Raporu No:2, İstanbul, 51 s., Eylül 2007, s. 10.

389

Genç bireylerin istihdam edil(ilebil)me aşamasında etnik köken çerçevesi; özürlülük durumu, yoksulluk, toplumun işsizlik oranının yüksek olan kesimlerinde yaşama ve düzensiz bir aile hayatının içinde bulunma şeklinde genişletilebilmektedir ki, bu şartlar içerisinde bulunan genç bireylerin, işsizlik riskine en fazla maruz kalan gençler olduğu söylenebilmektedir.390

(4) Gençlerin Çalışma Karşısındaki Tutum ve Davranışları

Gençler arasındaki işsizliğin yaygınlığı üzerine yapılan çalışmalarda, gençlerin değişik düzey ve oranlarda toplum içinde çalışma hayatına karşı isteksiz oldukları ileri sürülmektedir. Bu durumun çalışmaktan kaçınma olarak yorumlanmamalıdır.391 Gençler bireyler, istedikleri işlerde çalışmayı arzu etmekte ve bunun gerekliliklerini yerine getirmekte (eğitim, araştırma vb.), ancak uygun çalışma ortamı bul(un)amayınca isteksiz davranmaktadırlar.392

İktisadi literatürde, bir mal veya hizmet ne kadar kıtsa, fiyatı da o kadar yüksektir. Benzer çerçevede düşünüldüğünde, işsiz genç sayısının fazlalığı (işsiz gençler arasındaki yoğun işe girme rekabeti) ve iş olanaklarının sınırlılığı; işverenlere büyük üstünlük sağladığı söylenebilmektedir. Bu nedenle, işverenler diledikleri şartlar ve ücret düzeylerinde işçi bulma şansına sahip olmaktadırlar ki bu durum, gençlerin (özellikle yükseköğrenim mezunu gençlerin), iş bulma ümitlerinin azalmasına, sonuç olarak çalışmaya olan istek ve eğilimlerinin yok olmasına yol açabilmektedir. Özellikle eğitim düzeyi yüksek olan genç bireylerin bu yöndeki davranışları, ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Gençlerin çalışma davranışı üzerindeki diğer bir önemli etken de işsizlik süresinin uzaması sonucu oluşmaktadır. İşsizlik süresinin uzaması, gençlerin ruh sağlığı üzerinde direkt etki yaratmaktadır ki ruh sağlığı sorunları da; iş doyumu ve genel iyilik haline zarar vererek, zaman içinde iş istikrarını bozmakta ve işsizlik riskini

390

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 28.

391

KARASOY, s. 52.

392

arttırmaktadır.393 İşsizlik süresinin uzamasının, gençlerin çalışma tutum ve istekleri üzerinde iki tür etkisi bulunmaktadır. Birinci etki/davranış; iş arama kanallarından olumsuz sonuçlanması nedeniyle, gençlerin çalışma isteklerinin düşmesi (diğer bir ifadeyle iş aramaktan vazgeçme) şeklinde görülmektedir. İkinci tür davranış ise, genç bireyin -uzun süre- kendi ihtiyacını tatmin edebilecek düzeydeki iş olanağını bulamaması sonucu, daha düşük vasıflı işleri kabullenmesi ve ya yasadışı faaliyetlere yönelmesi şeklinde gerçekleş(ebil)mektedir.