• Sonuç bulunamadı

B. GENÇ İŞSİZLİĞİ OLGUSU

4. Genç İşsizliğinin Sonuçları

İşsizlik olgusu, yarattığı etki ve sonuçları itibariyle toplumun tüm kesimleri tarafından önemli bir sorun olarak kabul edilmektedir. Bireyin bir işte çalışması; (a)atıl işgücünün üretime koşulmasının sağlanmasıyla ekonomik; (b)toplumsal yapı içerisindeki bireye sağladığı beşeri sermaye ile toplumsal ve (c)sağladığı gelir, kendine güven duygusu ve topluma olan aidiyet duygusunun kuvvetlenmesiyle bireysel(psikolojik)394 sonuçlar doğurmaktadır. Bununla birlikte, toplumun kendini yeniden üretme süreci olarak nitelendirilen gençliğin içinde bulunduğu işsizlik; ekonomik, toplumsal ve psikolojik sonuçlarıyla toplumu daha derinden etkilemektedir.395 Genç işsizliği, gençleri doğrudan etkilediği gibi, içinde yaşadıkları toplumların, kalkınma süreçlerinde de ciddi sosyal ve ekonomik kayıplar yaratmaktadır.396 Bu yönü ile önemi yükselen (yarattığı etkileri genişleyen) genç işsizliği sorunun; ekonomik, toplumsal ve psikolojik sonuçları itibariyle bütünsel bir anlayışla incelenmesi gerekmektedir.397

393

Torild HAMMER, “History Dependence in Youth Unemployment”, European Sociological

Review, Vol: 13, No:1, 1997, s. 19.

394

Özgen SOMURTKAN, “İstihdam ve İşsizlik Sorununun Çözümünde Uluslar arası İşgücü Akımları”

II.İstihdam Haftası Tebliğleri, İİBK Yayınları, Ankara, 1992, s. 225.

395

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 29.

396

Gülay ASLANTEPE, “Küresel İstihdam Eğilimleri ve Gençlerin İşsizliği”, TİSK Akademi, Cilt: 2, Özel Sayı: 1, ss. 53-58, Mart 2007, s. 54.

397

Bu çerçevede, gençler arasındaki -uzun süreli ve yüksek oranlı- işsizliğin üç nedenden dolayı zararlı olduğu belirtilebilir:398

a) Bireyin kariyerinin başında yaşayacağı işsizlik, gelecekteki verimlilik kapasitesine zarar verebilecektir,

b) İstihdam edilememe, gençlerin kendi evlerini ve ailelerini kurmalarını engelleyerek, yetişkinliğe geçişlerini tıkayabilecektir,

c) Son olarak, yüksek seviyedeki genç işsizliği topluma ve demokratik süreçlere yabancılaşmaya neden olabilecektir.

a. Ekonomik Sonuçlar

Bir toplumun sahip olduğu genç nüfus -esas itibariyle- önemli bir avantaj olarak değerlendirilebilmektedir. Ancak bu avantajın kullanılabilmesi, gençlerin gereğince eğitilip yetiştirilerek üretim sürecine koşulmalarına bağlı olmaktadır. Aksi takdirde - yaşamlarının en dinamik ve üretken döneminde- üretim ve kalkınma sürecinin dışında kalan gençler, bu dışlanmaları sonucu ekonomik değerlerde kayıplara neden olmalarının yanı sıra, yetiş(tiril)meleri için kendilerine harcanan ekonomik değerlerin de karşılıksız kalmasına sebebiyet vermektedirler.399

İşsizlerin varlığı çalışanların ücret düzeyleri üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Genç işsizler, işçi ve işverenler tarafından gerçekleşen ücret pazarlığında çalışanların aleyhine işlev görmektedir. İşveren, çalışanların ücret taleplerine, aynı işi daha ucuza yapmaya hazır olan yüksek sayıdaki işsizin varlığı nedeniyle olumsuz yanıt ver(ebil)mektedir. Bu yönüyle işsizlik ekonomik anlamda, güvencesiz, düşük ücretli işçi çalıştırmaya ve sendikasızlaşmaya gerekçe olmaktadır.400

Dinamik, esnek bir yapıya sahip olan, yeni teknikleri daha hızlı öğrenebilme yetileri bulunan, kendisini yetişkinliğe hazırlayan ve gelecek planları yapan genç

398

ILO, “Employing Youth: Promoting Employment-Intensive Growth”, Report for the Interregional

Symposium on Strategies to Combat Youth Unemployment and Marginalization, Geneva, 2000,

s. 10.

399

KARATAŞ, s. 19.

400

işgücünün içinde bulunduğu işsizlik, her şeyden önce insan kaynağı israfına neden olmakla birlikte, genç üzerinde onarımı güç tahribatlara yol açabilmektedir. Çalışma isteği olduğu halde, kariyerinin daha ilk yıllarında işsiz kalan genç birey, gelecekteki üretken kapasitesini ve verimliliğini de düşmektedir.401 Her şeyden önce bağımsızlığına çok değer veren genç, ekonomik bağımlılıktan ötürü bunu kazanamamaktadır.402 Bu yönüyle, ekonomik bağımsızlığı ol(a)mayan, diğer bir ifadeyle yaşamını sürdürebilecek bir gelirden yoksun olan genç birey; kendisinin ve ilişkide olduğu(sorumluluk hissettiği) yakın çevresinin gereksinimlerini karşılamada işlevsiz hale gelmektedir. Aksine ÇELİK (2006) tarafından 18-24 yaş grubundaki Ankara ve Şanlıurfa’da bulunan işsiz gençler ve aileleriyle yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre, gençlerin işsizlikleri boyunca maddi ve manevi açıdan (beslenme barınma, sağlık, eğitim) ailelerine bağımlı oldukları, ekonomik açıdan aileleri tarafından desteklendikleri ve iş arama sürecindeki tüm masrafları (sigara, yol vb.) için ailelerinden harçlık aldıklarını tespit edilmektedir.403 Bu nedenle, ekonomik yoksunluk; gencin kendisini değersiz hissetmesine, düşük yaşam kalitesine ve buna bağlı olarak da çözümünde başarısız kalınan birçok ekonomik ve sosyo-psikolojik sorunlara neden olmaktadır.

b. Toplumsal Sonuçlar

Genç işsizliğinin toplumsal sonuçları, çalışmanın birey ve toplum yaşamı üzerindeki öneminden kaynaklanmaktadır. Çalışmak bireyin, toplumsal işbölümü içerisindeki konumunu belirleyerek, “toplumsal bütünleşme” süreci içerisinde aktif rol almasını sağlamaktadır. Toplumsal bütünleşme kavramı; toplum içinde yer alan kurumların, toplum yaşamının sürekliliğini sağlayacak işlevsel denge içinde bulunmaları ve bireylerine karşılıklı dayanışmayı mümkün kılacak bir işbölümü olanağı sağlayarak, tüm sistemin, toplumun üyelerinin bilincinde meşrulaşması durumunu ifade etmektedir.404 Bu yönüyle işbölümü dışında kalmak bireyin toplumla bütünleşmesini engelleyen önemli bir unsuru oluşturmaktadır ki bu noktada, sosyologlara göre işsizliğin

401

GÜNDOĞAN, Genç İşsizliği, s. 30.

402

KARATAŞ, s. 20.

403

K. ÇELİK, “Possibility of Becoming A Citizen Without Work: Unemployment Experience of Youth in Ankara and Şanlıurfa”, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), TC ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2006, s. 87 vd.

404

neden olduğu esas sorun, bireyleri toplumsal işbölümü içinde olması gerekli konumdan ve toplum ile kuracağı güçlü dayanışmadan yoksun bırakmasıdır. Dolayısıyla sosyolojik perspektifte işsizlik, her şeyden önce birey-toplum bütünleşmesinde önemli bir bağın yani “iş” bağın kopması anlamına gelir ki, organik dayanışmanın egemen olduğu kent yaşamında bu bağın yerini alabilecek güçlü ve sürekli başka bir kurumsal bağın meydana getirilmesi olanaksız gözükmektedir.405 Bu geniş kapsamı ile genelde işsizlik özelde genç işsizliği olgusu, yalnızca, toplumdaki sosyal taraflar arasındaki sosyal mesafenin açılmasını sağlayarak toplumun işleyen bütününü aksatan406 toplumsal sorunlardan biri olarak kalmamakta, bireyde ve birey kanalıyla diğer kurumlarda olumsuz etki yapabilecek “temel toplumsal sorun” niteliği almaktadır.407

İşsizlik, bireyi, toplumsal işbölümü dışında bırakarak toplumsal bütünleşme olanaklarını kısıtlamakta ve böylelikle onu “anomik davranışlar”a yöneltebilmektedir. Anomi kavramı, sosyolojik literatüre, Emile DURKHEIM’in çalışmalarıyla girmiştir.408 DURKHEIM anomi kavramını, sosyal bütünleşmenin bozulduğu, yani birimler arası dayanışmanın çözüldüğü ve ya birimler arası tam işlevsel bağların kurulamadığı durumları betimlemek için kullanmıştır ki bu açıdan anomi, toplumsal hastalığın ifadesi olmaktadır.409 Özellikle işsizliğin gençler arasında yaygınlaşması, işsizliğin yaygınlaşması ve gençlerin bu süreçte desteksiz bırakılmaları yalnız onları değil, tüm toplumu etkileyecek sonuçların doğmasına yol açmaktadır.410 Gençler, karşı karşıya kaldıkları işsizlik olgusunun, kendi yetersizliklerinden çok sistemdeki eksikliklerden kaynaklandığı düşüncesiyle topluma yabancılaşmaya ve sorumluluk alma motivasyonlarını yitirmeye başlamaktadırlar. İstihdam sorunlarına formel çözüm bulamayan gençler suç ve benzeri sapma davranışlarına yönelerek toplumda anomik eğilimlerin oluşmasına yol açmaktadırlar.411

405

ERDOĞAN, s. 22.

406

Mustafa ERKAL, Sosyoloji, Yedinci Basım, Der Yayınları, İstanbul, 1996, s. 291.

407

ERDOĞAN, s. 23.

408

Bkz. Emile DURKHEIM, The Division of Labor in Society, Collier-Macmillan, London, 1969, s. 353-410. 409 ERDOĞAN, s. 23. 410 KARATAŞ, s. 20. 411

Thomas KIESELBACH, “Youth Unemployment and Health Effects” The International Journal of

İşsizliğin süreklilik kazanmasıyla, toplumsal etki alanı genişleyen -suçluluk, madde bağımlılığı, evsizlik, intihar, şiddet vb.- anomik faaliyetler, toplumu sosyo- kültürel bir çöküntüye sürükleyebilmektedir. İçinde bulunulan toplumda yükselen suç oranları, insanların -sosyal hayatları üzerinde direkt olarak olumsuz etkiler yaratarak- sosyal ve kültürel faaliyetlerini kısıtlamalarına neden olabilmektedir. Toplum insanları arasında yükselen bu korku ve endişe duygusu; zaman içinde toplumun (ve dolayısıyla ülkenin) gelişebilmesi (ilerleyebilmesi) önündeki en önemli sorun haline dönüşebilmektedir.

İşsizliğe bağlı olarak gencin, normal sosyalleşme süreci de bozulmaktadır. Herhangi bir iş sahibi olmak ile (çalışmayla) doğal olarak elde edilebilecek kimlik ve toplumsal statü kazanımından yararlanamayan genç, bu sayede çalışma hayatının ve iş tecrübesinin kendisine kazandıracağı sosyalleşme sürecinin de dışında kalmış olmaktadır.412

Bununla birlikte yine uzun süreli işsizliğe maruz kalarak, bunun yol açtığı kayıpları giderecek toplumsal desteklerden yoksun kalan gençler, informel iş sektörlerinde ve ya uygunsuz ortamlarda çalışmak zorunda kalabilmektedirler. Bu durum, her türlü sömürü ve istismara açık bir iş ortamı yaratarak; (i)uzun çalışma saatleri, (ii)yetersiz iş güvenliği ve sağlık koşulları, (iii)düşük ücret, (iv)sendikal dayanışma ve korunmadan uzaklaşma ve (v)iş güvenliğinden yoksun kalmak gibi sorunlar yaratarak, genci işsizliğe ek olarak yeni sorunlar içine itebilmektedir.413

c. Bireysel Sonuçlar

Genç işsizliğinin birey ve yakın çevresi üzerinde yarattığı sorunlar; işsizlik süresinin uzunluğu ve içinde bulunulan çevrenin etkisine göre çok yönlü değişkenlik göstermektedir. Genç işsizliğinin birey üzerinde yarattığı bu değişkenler; (a)gencin fizyolojik sağlığının bozulması, (b)gencin ruhsal sağlığının bozulması, (c)intihar, madde bağımlılığı, suç ve kumar gibi sapma davranışlara neden olması ve (d)gencin benlik

412

Oscar FORONDO, “The Social Science and the Problem of Youth Unemployment in the World”,

Facing the Future: Youth People and Unemployment Around the World, Paris, 1991, s. 243.

413

saygısını yitirmesi başlıkları altında toplanabilmektedir. Genç, içerisinde bulunduğu - özellikle uzun süreli- işsizlik sorunu nedeniyle, her türlü olumsuz psikolojik bozulma riskine açık bir hale gelmektedir.

İşsizlik, bireyin fiziksel sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. KARATAŞ bu sorunları üç başlık altında toplamaktadır:414

a)İşsizliğin ve özellikle uzun süren işsizliğin, bireyin ruhsal ve toplumsal yaşamında yol açtığı tahribatlar ve bunların fiziksel sağlığa yansımaları(Örneğin, stres)

b)İşsiz kalan bireyin karşı karşıya kaldığı gelir azalması yada gelirin tümüyle kesilmesi sonucu içine düştüğü yoksulluğun bireyi ve çevresini sağlığa uygun yaşam olanaklarında yoksun bırakması

c)İşsizliğin, birey ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin gerek duyduğu sağlık hizmetlerine yeterince ulaşmasını engellemesi

İşsizliğin gencin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri yapılan araştırmalarla desteklenmektedir. TIGGEMAN ve WINEFIELD tarafından yapılan çalışmada, genç işsiz bireylerin, çalışanlara kıyasla daha depresif, daha mutsuz ve kendisinden hoşnut olmadıkları belirlenmektedir.415 Yine Avustralya’da 16-24 yaşları arasındaki işsiz gençlerle ilgili olarak yapılan araştırmada, ortalama 9 ay süresince işsiz kalan gençlerin %56’sının tıbbi tedavi gördüğü ve bunların %75’inin işsizliğe bağlı oluşan ruhsal sorunlar nedeniyle oluştuğu tespit edilmektedir.416

Bununla birlikte gencin sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar gibi kötü alışkanlıkları da işsizlik sorunuyla birlikte artış gösterebilmektedir. Nitekim HAMMARSTRÖM tarafından, İsveç'te 1083 lise son sınıf öğrencisi üzerinde yapılan ve 5 yıl süren araştırma sonuçlarına göre; uzun süreli işsiz olan gençler arasında, çalışan gençlere kıyasla, sigara içme alışkanlıkları, alkol tüketim isteği ve uyuşturucu kullanım

414

KARATAŞ, s. 23-24.

415

M. TIGGEMANN and A. H. WINEFIELD, “The Effect of Unemployment on the Mood, Self Esteem, Locus of Control and Depressive Affect of School-leavers”, Journal of Occupational

Psychology, Vol: 57, ss. 33-42, 1984, s. 38.

416

oranlarında artış meydana gelmektedir.417 Umutsuzluğu ve gelecek kaygısını yapay bir biçimde yenmenin bir aracı olarak kabul edilen kötü alışkanlıklar, zamanla sorunlu bir toplumun belirleyicisi haline gelmektedir.418 Aile huzurunun bozulması ile ilk etkisini gösteren bu alışkanlıklar; bir çok sağlık sorunu, suç işleme, trafik kazası, cinayet, intihar ve boşanma sorunlarına neden olarak ruhen ve bedenen hasta bir neslin yetişmesine sebebiyet vermektedir.419

Genç işsizliği ile suç arasında doğru orantılı bir korelasyon ilişkisi bulunmaktadır. SANFORD ve MULLEN tarafından yapılan araştırmaya göre, genç işsizliğinin, suç işlemeyi kesin olarak etkileyen bir faktör olduğu belirlenmektedir. İşsizlik sonucu, aile ve arkadaşlık ilişkileri bozulan gencin; -bozulan psikolojik sağlığı nedeniyle- var olan ilişkilerini sürdürmede veya yeni ilişkiler kurmada sorunlar yaşaması kaçınılmazdır. Kendine olan güven duygusunu yitiren genç birey, saldırgan faaliyetler geliştirerek suç işleyebilmektedir.420 Yine BARON tarafından Kanada’da sokakta yaşayan gençler üzerinde yapılan araştırmada işsizlik ile suç işleme arasındaki ilişki sabit bulunmakta ve gençler; başarı ve zenginlik elde edebilmelerinin temel yolu olarak yasadışı faaliyetlerde bulunmayı gerekli gördükleri tespit edilmektedir.421

417

A. HAMMARSTRÖM, “Health Consequences of Youth Unemployment”, Public Health, Vol: 108, 1994, s. 403.

418

KARASOY, s. 70.

419

Sefa SAYGILI, “Şehir ve Akıl Hastalıkları”, Habitat II Kent Zirvesi İstanbul’96, Cilt: 2, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, 1997, s. 81.

420

M. N. SANFORD and P. E. MULLEN, “Health Consequences of Youth Unemployment”

Australian and New Zealand Journal of Psychiatry, Vol: 19, ss. 427-432, 1985, s. 430.

421

Stephan BARON, “Street Youth Labour Market Experiences and Crime”, The Canadian Review of

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE’DEKİ GENÇ İŞSİZLİĞİ SORUNUNUN MAKRO

EKONOMİK BOYUTLARI