• Sonuç bulunamadı

A. GENÇ ve GENÇLİK OLGUSU

3. Gençliğin Sınıflandırılması

Gençler; içinde bulundukları koşullara, eriştikleri olanaklara, yaşamlarını sürdürdükleri yerlere göre sınıflandırmak mümkün olabileceği gibi,318 istihdam dağılımlarına veya zihin ve beden özelliklerine göre de sınıflandırmak mümkündür. Genel olarak örgün eğitimine devam eden veya okumayan gençlik grubundan söz edilmektedir. Her iki grup da yaptıkları işe göre farklı sorunlara sahiptir. Okullu gençliği; ilköğretim ikinci kademe ve ortaöğretim gençliği ve yükseköğretim gençliği olarak ele almak, bulundukları yaş grubu ve eğitim kurumlarının farklı özellikler taşıması açısından gereklidir. Okul dışı gençlik, okullu gençliğe göre daha geniş bir nüfusu kapsamaktadır ki bu kesimde çalışan, başıboş, köyde yaşayan, askerlik hizmetini yapanlar gene yaşadıkları yöreye ve yaptıkları işe göre değişik tutum, tavır ve geleceğe ait düşünceler içinde olacaklarıdır. Gençliği taşıdıkları bedensel ve zihinsel özelliklere göre içinde bulundukları durumuna göre de sınıflandırmak mümkündür. Yaşama,

315

ÜNVER ve diğerleri, s. 2-3.

316

Birsen GÖKÇE, Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Toplumsal Kurumlar, Savaş Yayınları, Ankara, 344 s., 1996, s. 13.

317

ÜNVER ve diğerleri, s. 3.

318

DPT, Gençlerin Sosyal Güvenliği ve Gençlik Politikaları, Sosyal Planlama Genel Müdürlüğü, Mayıs 1992, s. 5.

gelişme ve yetişme şartları, beden ve zihin özellikleri diğerlerinden farklı olanlar gösterdikleri ortak özellikler bakımından gruplandırılabilirler.319

Türk toplumunda; evli olmak, askerliğini yapmış olmak, ekonomik bağımsızlığını kazanmış olmak, bir iş veya meslek sahibi olmak, ebeveyninden ayrı yaşamak, üniversiteden mezun olmak veya seçimde oy kullanmak, başkaları tarafından “yetişkin bir kişi” gibi algılanmaya yol açan değişikliklerdir. Ergenlik çağının sonu ve genç yetişkinliğin başları olarak kabul edilebilen yaş sınırları 21 yaş civarıdır. Okumakta olan gençler, hiç sene kaybetmediklerinde bu yaşlarda üniversiteyi bitirmek üzere olacaklardır. Okumayan erkek gençler ise 21 yaşlarında iken askerlik hizmeti içindedirler. Bu yaşlardan sonra üniversiteli gençler için askerliğini yapma, okul dışındaki gençler için ise iş bulma gibi görevler için zamana ihtiyaçları vardır. Ayrıca öğrenim hayatındaki uzamalar, lisansüstü eğitim çabaları, okula gitmeyen gençlerde iş kurma veya iş bulmadaki gecikmeler; bireyin hayata atılmasını, ekonomik bağımsızlığını kazanmasını ve dolayısıyla evliliğini ve yetişkin rollerini kazanmasını ertelemesine sebep olmaktadır.320 Bu durum “uzamış gençlik” tanımlamasının doğurmuştur.321

Gençlik kısaca, buluğ ile orta yaşlılar grubuna girmemiş olanların bulunduğu, 15-24 yaş arasındaki grup olarak kabul edilmektedir. Bu kesim, çeşitli yukarıda belirtilen çeşitli kıstaslara göre değişik adlarla anılabilmektedir. Buna göre genel olarak gençler şöyle sınıflandırılabilir:322

a. Yerleşim Birimlerine Göre Gençlik

Yerleşim birimlerine göre gençlik sınıflamasından kasıt; kent gençliği, kırsal kesim gençliği(köy gençliği) ve gecekondu gençliği ayrımıdır. Bu yerleşim birimlerindeki sosyal ve fiziki yapı özellikleri gençlik kesimine yansımaktadır. Türkiye’de 192 genel nüfus sayımından bugüne yapılan sayımlarda köy nüfusunun şehir 319 KULAKSIZOĞLU, s. 35. 320 KULAKSIZOĞLU, s. 33-34. 321

Mahmut TEZCAN, Gençlik Sosyolojisi Yazıları, Gündoğan Yayınları, 240 s., 1991, s. 4.

322

nüfusuna oranı sürekli düşmektedir. 1927 yılında toplam nüfusun %75,78’i köyde yaşarken, bu oran 1955 yılında nüfus sayımında %71,21’e, 1990 yılı sayımında %40,99’a düşmüştür. Bu durum, köyden kente hızlı bir göç edişin yaşandığının göstergesi olarak kabul edilebilir. Hızlı şehirleşme büyük oranda gecekondulaşmayı teşvik etmektedir ki bu durum sonucu, kent ve köy birimleri arası yeni bir yerleşim birimi olarak gecekondululuğun incelenmesini gerekli kılmaktadır.323

(1) Kent Gençliği

Kent gençliği, ülkelerin şehir merkezlerinin bulunduğu yerleşim yerlerinde ikamet eden/yaşayan gençlik kesimini belirtmektedir. Kentlerin, gerek ekonomik ve gerekse sosyo-kültürel imkanlarının fazlalığı ve çeşitliliği; kent gençliğini, kırsal ve gecekondu gençliğine oranla daha avantajlı veya dezavantajlı hale getirebilmektedir. Şöyle ki, kentteki genç; mevcut kent imkanları etkin bir biçimde değerlendirebildiği takdirde, gençlik sorunlarını rahatlıkla çözüme kavuşturabileceği gibi; çok kültürlü şehir yapısı içinde -doğal olarak mevcut bulunan- çok sayıdaki kötü/olumsuz uyarıcıdan (kötü alışkanlıkların fazlalığı, ulaşım problemlerinin zorluğu vb.) da kolaylıkla etkilenerek sorunlarını daha da büyütmesine neden olabilecektir.

Gelişmekte olan tüm ülkeler gibi Türkiye’de de şehirleşme oranı hızla yükselmektedir. Şehirleşme eğilimi, sanayileşmiş büyük şehirler açısından daha da hızlı bir tempoda gerçekleşmektedir.324 Bu durumun en büyük nedeni, büyük şehirlerde, iş bulma/istihdam olanaklarının yükseleceği düşüncesinin olduğu tahmin edilmektedir.

Teknoloji seviyesinin yükselmesi ile birlikte insanların boş zamana sahip olması şehirleşmenin ve işbölümünün doğmasında etkin rolü oynamıştır. Bu nedenle kent gençliği gerek formal ve informal yönden boş zaman eğitiminden en çok yararlanan kesimi oluşturmaktadır. Kentlerde kırsal kesime nazaran yapabilecekleri etkinliklerde yüksek çeşitlenme görülmektedir. Bu boş zaman etkinlikleri; kent gençliğinin - genellikle- ilköğretimin son sınıfları(6.7. ve 8. sınıf düzeyleri) ile lise düzeylerinde;

323

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 11-12.

324

Amiran Kurtkan BİLGİSEVEN, Köy Sosyolojisi, İkinci Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 304 s., 1988, s. 45.

televizyon izleme, sinema-tiyatroya gitme, kitap okuma, maça gitme, arkadaşlarıyla gezme, kahveye gitme vb. şekillerinde yaşanırken; üniversite düzeyinde ise, bu etkinliklerin yanı sıra ülke problemlerine de ilgi duyma gerçekleş(ebil)mektedir.325

(2) Kırsal Kesim (Köy) Gençliği

Kırsal kesim gençliği -genel olarak- düşük eğitimli (daha ziyade okumamış ve ya ilköğretim düzeyi eğitimli), işsiz ve ya çiftçi olarak çalışan gençlerden oluşmaktadır. Gençlerin gelişmesinde dış çevrenin/içinde bulunulan toplumsal yapının önemi göz önüne alındığında, gençler kırsal kesimlerde yaşayan gençlerin yeterince (özellikle sosyo-kültürel yönden) gelişebilmeleri -kent gençlerine kıyasla- oldukça zordur.

Kırsal kesimdeki çocuklar, gençliğe girer girmez kendisinden yetişkinler gibi davranmaları yönünde baskı kurulmaktadır.326 Gencin, gençliğini dilediği gibi yaşayabilmesi geleneksel kırsal yaşamda fonksiyonel değildir.327 Çünkü, kırsal kesim gençlerine erken yaşta ağır sorumluluklar yüklenmekte (örneğin, askerlik dönüşü evlendirilerek) ve yetişkin yaşamıyla bütünleştirilmektedir.328

Kırsal kesimlerde çalışan/yaşayan gençlerin yaşamı, yoğun olarak tarıma dayalı olduğu için, mevsimsel değişmelerden -direkt olarak- etkilenmektedir. Şöyle ki, gençlerin çoğu mevsimlik olarak işsizdir ve bu durum nedeniyle yüksek boş zamana sahiptirler. Bu nedenle kırsal kesimlerdeki erkekler, genellikle köy kahvesi, sokak meydanı vb. yerlerde sohbet ederek vakit geçirmektedir. Kırsal kesimlerde yaşayan genç kızların ise; erken yaşta evlendirildikleri ve dolayısıyla kentlerdeki akran kızlara nazaran daha erken olgunluğa eriştikleri sıkça gözlenmektedir.329 Kırsal kesimdeki bu genç kızların, serbest zaman değerlendirme biçimleri de -kadının sosyal statüsüne bağlı olarak- erkeklere nazaran oldukça kısıtlıdır. Kızlar genellikle, evde çeşitli el işleri,

325

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 12; TEZCAN, Gençlik Sosyolojisi Yazıları, s. 145-146.

326

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 11.

327

Nilgün ÇELEBİ, “Köy Gençlerinin Sorunları”, Aile Yazıları 3, (Derleyen: Beylü Dikeçgil ve Ahmet Çiğdem), Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayınları, Ankara, Tarihsiz, s. 375-376.

328

TEZCAN, Gençlik Sosyolojisi, s. 188.

329

Bu noktada kırsal kesimlerde yaşayan genç kızların, yoğun olarak ev işlerinde (halk arasında bu durum “ev kızı” olarak adlandırılmaktadır) çalıştırıldıkları da belirtilmelidir.

nakış, örgü vb. faaliyetleriyle uğraşmak ve komşu/akraba/akran gezmeleriyle vakit geçirmektedir.330

Yapılan değerlendirmeler neticesinde, kırsal kesimlerdeki gençlerin sorunlarının üç katlı bir yapı gösterdiği belirlenebilir:

• Ülkenin genel ekonomik yapısından kaynaklanan sorunlar (işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği vb.)

• Genç olmaktan kaynaklanan sorunlar (ergenlik, sosyal gelişim, kişilik oluşumu vb.)

• Kırsal kesimde yaşamaktan kaynaklanan sorunlar (kültürel gelişim kaynaklarının azlığı, yüksek olgunluk beklentisi vb.)

(3) Gecekondu Gençliği

Gecekondu, bir grup insan tarafından; genellikle kendilerinin olmayan topraklar üzerinde, kısa zamanda, izinsiz, imar mevzuatına aykırı ve sağlık şartlarından yoksun olarak yap(tır)ılmış olan konuttur. Kişilerin kendilerinin olan topraklar üzerinde yaptırdığı benzer nitelikleri taşıyan barınaklar da bu tanıma ilave edilerek, gecekondunun hukuki ve sosyolojik kapsamı da şekillenmiş olmaktadır.331

Gecekondular büyük ölçüde köyden kente göçler sonucu oluşmaktadır. Kırsal bölgelerden şehir bölgelerine göç edenlerin, şehir fonksiyonlarına uyum sağlamada gecekondulaşma bir geçiş dönemi olarak kabul edilmektedir. İstihdam kapasitesi yüksek olan kentler yoğun olarak göç almaktadır ki bu durum, bu kentlerdeki gecekondulaşma oranını yükseltmektedir. Nitekim, Türkiye şehirleri arasında eskiden beri en yoğun gecekondulaşma oranının, Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa ve Erzurum sırasını takip etmesi332 de bu durumu destekler niteliktedir.

330

TEZCAN, Gençlik Sosyolojisi, s. 144-145.

331

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 13.

332

Hayati DOĞANAY, “Türkiye’de Gecekondu Meselesi ve Çözümü için İki Teklif”, Türkiye Aile

Gecekondularda yaşayan aileler, kırsal kesimlerde yaşayan ailelere nazaran daha az nüfusa sahip olmakta ve iş biçimi çeşitlenmiş aile tipi olmaktadır.333 Gecekondu nüfusunun temel özelliği genç bir yaş demografisine sahip olmasıdır. Yapılan araştırmalarda 15-34 yaşları arasında yoğunlaşma göze çarpmaktadır ki bu durum, gecekonduda yaşayan gençlik kesiminin, gecekondululaşmanın yarattığı problemlerden yoğun olarak etkilenmekte ve o özellikleri göstermekte olduğunu belirtmektedir.334

b. Okuyan (Okullu) Gençlik - Okul Dışı Gençlik

Gençlik kesimini sınıflandırmada diğer bir kıstas okuyan ve okul dışı gençlik ayrımı olmaktadır. Okuyan gençlik grubu; (a)ortaöğretim gençliği ve (b)yüksek öğreti gençliği olmak üzere ikiye ayrılırken, okuldışı gençlik grubu ise; (i)çalışan, (ii)işsiz ve asker gençlik gruplarından oluşmaktadır.

(1) Okuyan Gençlik

Okuyan gençlik terimi, öğrenim yapan ve öğrenimine devam eden gençlik kesimi anlaşılmaktadır. Bu kesim, ortaöğretim gençliği ve yüksek öğretim gençliği kategorilerinde incelenmektedir.

(i) İlköğretim İkinci Kademe ve Ortaöğretim Gençliği

İlköğretim ikinci kademe ve ortaöğretim gençliğinden335

kasıt; ilköğretimin 6,7 ve 8.sınıfları ile ortaöğretim (lise) kademesinde336 okumakta olan öğrencilerdir.

333

İbrahim YASA, “Gecekondu Ailesi”, Aile Yazıları 1: Temel Kavramlar Yapı ve Tarihi Süreç, (Derleyen: Beylü Dikeçgil ve Ahmet Çiğdem), Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı, Ankara, 1990, s. 133.

334

ÖZYURT ve DOĞAN, s. 14-15.

335

Literatürde, bu sınıflandırma sistemi “ortaöğretim gençliği” olarak adlandırılmaktadır. Ancak, bu satırların yazarı; Türk Eğitim Sistemi’nin 8 yıllık zorunlu eğitim yapılanmasına göre yenilenmesi çerçevesinde, ilköğretim 6,7 ve 8. sınıflarda okuyan gençlerin de yaş kriterine göre genç sayılması nedeniyle, “ilköğretim ikinci kademe ve ortaöğretim gençliği” adlandırmasının daha doğru olacağını düşünmektedir.

336

Bu noktada lise düzeyi tabirinin; ilköğretim mezunu gençlerin, öğrenimlerine devam ettikleri lise dengi meslek okullarını da kapsamakta olduğunu belirtmek gerekmektedir.

İlköğretim ikinci kademe ve ortaöğretim gençliğinin genel özelliklerini/sorunlarını şu şekilde sıralamak mümkün olabilmektedir:337

§ Orta öğretim gençliğinin sosyal hayata kolaylıkla uyumunu sağlayabilecek pratik eğitim şekli tam anlamıyla uygulanamamaktadır. Ders müfredatları, genellikle gençlerin yaşadığı hayattan uzak pratik sağlamayan konulardan oluşturulmuştur.

§ Okullarda genci sosyal hayata hazırlamak amacıyla sınıf öğretmenliği, rehber öğretmenlik ve kültürel faaliyetlerinin iyi işleyemediği için, gençlere gereğince faydalı ol(a)mamaktadır.

§ Gençlerin okul içinde ve dışında özellikle yaz aylarında boş zamanları değerlendirme, spor yapma, eğlenme, okuma, gezme ve çeşitli beceriler kazanma imkanları oldukça sınırlı durumdadır.

§ Beden ve ruh sağlığı konusunda pratik bilgilerden yoksun bulunmaktadır.

§ Okullarda öğretim araç ve gereçlerinin azlığı ve personelin nitelik ve nicelik yönünden eksikliği başarısızlığa yol açan etkenler olmakta; rehberlik hizmetlerinin eksikliği de bu etkenlere ilave olmaktadır.

§ Mevcut imkanlarla beslenebilme konusunda eğitim verilmemektedir.

§ Parasız yatılılık imkanları yetersizdir.

§ Yatılı okullarda uyum problemleri sosyal ve psikolojik bir takım problemlere neden olmaktadır. Kırsal kesimdeki gençler için yatılı bölge okulu tipi okullar mevcut bulunmamakta ve yetersiz kalmaktadır.

(ii) Yükseköğretim Gençliği

Yükseköğrenim gençliği, fakülte ve yüksekokullarda öğrenim gören gençlik kesimidir. Liseden sonra en az 2 yıllık yüksekokul veya 4 yıllık yüksekokul veya fakültelerde(4,5 veya 6 yıllık) öğrenim gören gençler bu grubu oluşturmaktadır.

337

(Coşkun SOMUNOĞLU, Gençlik ve Spor Sorunları Seminer Tebliği, DPT yayını, Ankara, 1975, s. 4-6)’dan aktaran ÖZYURT ve DOĞAN, s. 15-16.

Türkiye’de yükseköğrenim gençlerinin sorunları, son dönemlerde oldukça artış göstermiştir. Diğer gençlik kesimlerinden farklı olarak, bu gençlerdeki problemler çok çeşitli sosyal problemleri de beraberinde getirmektedir. Yükseköğrenim gençlerinin, en önemli sorunları işsizlik ve eğitim temelinde oluşmaktadır. Gelecek kaygısı nedeniyle psiko-sosyal yönden ciddi sorunlar yüklenen yükseköğrenim genci -en avantajlı gençlik kesimini oluşturması gerekirken- akranlarıyla yoğun bir (ekonomik) mücadele içine girmektedir. Genç, eğitimi boyunca elde ettiği bilgilerle donanım düzeyini yükseltebildiği ölçüde, geleceğini -sağlıklı bir biçimde- şekillendirebilecektir.

Yükseköğretim gençliği yıllardan beri en çok istismar edilen kesim olmuştur ki bu gençlerin genel problemlerini338 şu şekilde sıralamak mümkün olabilmektedir:339

• Gençlerin, sosyal değişmenin sonucu olarak, kesin değer yargılarına sahip olamamaları en önemli sorunların başında gelmektedir. Araştırmalar, yükseköğrenim gençliğinin yeni örf ve adetleri kabullenmede (beni davranışları benimsemede), kararsız bir tutum içinde kaldıklarını ve topluma uyum sağlamada güçlük çektiklerini göstermektedir.

• Beden ve ruh sağlığı problemleri yükseköğrenim gençliğinin önemli bir diğer problemidir. Mediko Sosyal Merkezi faaliyetlerinin etki(n)sizliği, gençlerin sağlık sorunlarına cevap verebilecek düzeyde değildir.

• Beslenme problemleri özellikle kredi alan öğrenciler için önemli olmaktadır. Geliri az olan bu gençler, yeterli kredi imkanlarının olmaması nedeniyle, beslenme problemlerine maruz kalmaktadır.

• Barınma ihtiyacı için Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun imkanları yeterli değildir. Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun imkanlarından yararlanamayan öğrenciler, büyük barınma problemleri yaşamaktadır.

• Öğretim üyeleri ile kuvvetli ve olumlu ilişkilerin sağlanabilmesine yardımcı olabilecek, danışma ve rehberlik hizmetleri yeterli değildir.

338

Bu satırların yazarı, Türkiye’deki yükseköğrenim gençlerinin en önemli/ilk/çözümü güç sorununun, “işsizlik” olduğunu önemle vurgulamaktadır.

339

(Coşkun SOMUNOĞLU, Gençlik ve Spor Sorunları Seminer Tebliği, DPT yayını, Ankara, 1975, s. 4-6)’dan aktaran ÖZYURT ve DOĞAN, s. 16-17.

• Kitap fiyatlarının yüksekliği gençlere, ciddi maliyetler yaratmaktadır.340

• Gençlerin boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla -özellikle yaz aylarında- çalışma imkanları çok sınırlıdır. Çalışanlar da uzmanlaşacağı meslek dalı ile ilgili yerlerde görev alamamaktadır.341 Böylece gençler, meslekleri için yararlı olabilecek tecrübeyi kazanamamaktadırlar.

• Gençlerin spor yapma imkanları çok kısıtlıdır. Bu noktada, üniversitelerin spor tesisleri oluşturmak veya mevcut tesisleri genişletmek çözüm yolu olarak düşünülebilir.

(2) Okul Dışı Gençlik

Okul dışı gençlik kesimi, ilköğretim ikinci kademe ve ortaöğretim ile yükseköğretim dışında kalan çalışan gençlik, başıboş gençlik ve asker gençlik grubundan oluşmaktadır.

Türkiye’de okul dışı gençlik kesimi okuyan gençlere göre daha fazladır. 1990 yılı genel nüfus sayımına göre, gençlik kesimini (15-24 yaş) oluşturan 10.191.000 kişinin 4.012.382’si okuyan gençlerden; 6.178.618 kişi ise okul dışı gençlerden oluşmaktadır.

(i) Çalışan Gençlik

Fabrikalarda, imalathanelerde, tarım kesiminde ve benzer yerlerde çalışan kırsal, kentli ve gecekondu gençliğinden oluşan gruptur.342

340

Bu sorunun günümüzde; üniversite internet veritabanlarının ve kütüphanelerinin geliştirilmesiyle büyük ölçüde aşılabileceği düşünülmektedir.

341

Üniversite gençliğinin, uzmanlaşacağı meslekle ilgili staj faaliyetinin eksikliğini de bu soruna ilave edilmesinin uygun olabileceği düşünülmektedir.

342

(ii) Başıboş Gençlik

Başıboş gençlik; eğitim (okula gitme) almamakla birlikte, çalışma faaliyetinde de yer almayan gençlerden oluşmaktadır. Bu grup içerisinde yer alan gençler; suça ve yasadışı faaliyetlere yönelme eğilimi en yüksek olan toplum kesimini oluşturmaktadır. Başıboş gençler, gençliğin kendi bünyelerinde yarattığı fiziksel ve ruhsal sorunların yanı sıra, gelecekteki yaşamlarını olumlu yönde belirleyebilmelerini sağlayacak eğitim ve iş imkanlarının olmamasından kaynaklanan problemlerle de uğraşmaktadırlar.

(iii) Asker Gençlik

Orduda silah altına alınmış olan gençlik grubunu oluşturmaktadır. Bu grup içerisindeki gençler, tüm gençlik kesimlerinden oluşmaktadır. Türkiye’de eğitim faaliyetinde olmayan 21 yaşına gelmiş bütün gençler (sağlık problemi vb. özel durumlar haricinde), askerlik görevini yerine getirmek zorundadır.343

343

Bu noktada Türkiye’deki Askerlik Kanunu (Kanun Numarası: 1111, Kabul Tarihi: 21/06/1927, Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 12-17/07/1927, Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 631-635) kapsamı önem arz etmektedir: Buna göre;

Madde 1 - Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu kanun mucibince askerlik yapmağa mecburdur. (Son fıkra mülga: 04/01/1961 - 211/119 md.)

Madde 2 - (Değişik madde: 20/11/1935 - 2850/1 md.)

(Değişik fıkra: 16/04/1987 - 3358/5 md.) Askerlik çağı her erkeğin esas nüfus kütüğünde yazılı olan yaşına göredir ve yirmi yaşına girdiği sene Ocak ayının birinci gününden başlayarak 41 yaşına girdiği sene Ocak ayının birinci gününde bitmek üzere en çok yirmibir sene sürer. Bu süre, Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum, Milli Savunma Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu Kararıyla 5 yıla kadar uzatıla bilir veya kısaltılabilir. Yerli nüfus kütüklerinin birinde yazılı olmayan kimselerin yabancı kütükleri yerli kütükleri gibi sayılır.

Muhacirlerin askerlik çağlarının başlangıcı, geldikleri yılda nüfus kütüklerine geçen yaşlarına ve bu esasa göre hesab olunur. Nüfus doğum kağıdlarında doğumlarının ay ve günü yazılı olmıyanların doğum günleri yılın Temmuzunun birinci günü sayılır.

Geldikleri yıl ikinci kanun birinde 22 yaşını bitirmiş olanlar muvazzaf hizmete tabi tutulmayıp yaşıtları erbaş ve er arasına yedeğe geçirilirler. Bu gibilerin her ne sebeble olursa olsun nüfus kütüğüne yazılmalarının gecikmiş olması, geldikleri zaman yaşlarına göre başlıyacak olan askerlik çağlarını geciktirmez. Bunlar nüfus kütüğüne yazıldıkları tarihten başlayarak iki yıl geçmedikçe talim, manevra ve başka iş için silah altına çağrılmazlar.

(Dördüncü fıkra mülga: 27/07/1970 - 1315/3 md.)

Hükümetçe iskan edilmiyenler veya Hükümetin gösterdiği yerde yurd tutmak istemiyenler yalnız iki yıllık geciktirme hakkından istifade ederler.

Memleketlerinde tahsilleri yedek subay yetişecek derecede olupta, geldikleri tarihte 22 yaşını bitirmiş olanlarla memleketlerinde askerlik yapmış ve fakat 22 yaşını bitirmemiş bulunanlardan yedek subay olmak istiyenler ve geldikleri tarihte 22 yaşını bitirmemiş ve memleketlerinde askerlik etmemiş olanlariki yıl geciktirme müddetinden sonra 1076 sayılı Kanun hükümlerine tabi tutulurlar. Muhacirler arasında önce tabi oldukları Hükümet ordusunda yedek veya muvazzaf subay olanlardan lazım olan evsafı taşıyanlar staja tabi tutularak, yedek subaylığa geçirilirler.

Umumi seferberlikte muafiyet yoktur.

Ancak nüfus kütüğüne kayıd olundukları tarihten başlayarak üç ay geçmemiş olanların silah altına alınmaları üç ayın sonuna bırakılır. Bir yıl içinde nüfus kütüğüne kayıdlarını yaptırmıyanlar yukarıdaki muafiyetten istifade edemezler.

Eski memleketlerinde askerlik ettiklerini veya bunun yerine bedel verdiklerini tevsik edenler tekrar muvazzaf hizmete tabi tutulmayıp yaşıtları yerlierbaş ve er ile yedeğe geçirilirler. Türkiye içinde bir iskan mıntıkasından diğer bir iskan mıntıkasına Hükümetçe naklolunarak yerleştirilen vatandaşlardan muvazzaf hizmete tabi olupta bunu henüz yapmamış olanların bu hizmetleri, yerleşecekleri yere vardıkları tarihten başlayarak iki yıl geciktirilir. (Son cümle mülga: 27/07/1970 - 1315/3 md.) Kanunen muhacir tanınmıyan mülteciler ve ecnebilerden Türk vatandaşlığına girenler vatandaşlığa alındıkları tarihte hangi yaşta iseler o yaştaki yerli erbaş ve er gibi askerliklerini yaparlar.

(Ek fıkra : 25/04/1938 - 3370/1 md.; Mülga fıkra: 27/07/1970 - 1315/3 md.)

(Ek fıkra: 06/11/1981 - 2550/1 md.) Türk vatandaşlarından, Kıbrıs Türk Federe Devletinde askerlik yaptıklarını tevsik edenler tekrar muvazzaf hizmete tabi tutulmazlar.

(Ek fıkra: 21/05/1992 - 3802/1 md.) Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek esaslara göre; yurt dışında doğan ve ikamet edenler ile kanuni rüşt yaşına kadar yabancı bir ülkeye gitmiş olanlardan bulundukları ülke vatandaşlığını da kazanan Türk vatandaşları, talepleri halinde, durumlarına uyan ve Kanunun öngördüğü askerlik statülerinden biri içerisinde askerlik mükellefiyetlerini 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar yerine getirebilirler veya tabiiyetinde bulundukları diğer ülkede askerlik yapmış olduklarını belgelemek kaydıyla mükellefiyetlerini yerine getirmiş sayılırlar. Bunların 38 yaş sonuna kadar askerlikleri ertelenmiş kabul edilir.

Madde 3 - Askerlik çağı, yoklama devri, muvazzaflık ve yedek olmak üzere üç devreye ayrılır. Madde 4 - (Değişik madde: 11/08/1941 - 4102/1 md.)

Yoklama devri, askerlik çağının başlangıcından kıtaya duhule kadardır.

Yoklama devrinde bulunup 8 inci madde mucibince askere istenmesi zamanı gelmemiş olanlarla 19 yaşında bulunanlar, seferberlik zamanlarında veya fevkalade hallerde Milli Müdafaa Vekaletinin istemesi ve İcra Vekilleri Heyetinin kabul ve Reisicumhurun tasdik eylemesile askere alınabilirler. Bu takdirde bunlardan yoklamaları yapılmış olanlar sevkolunurlar. Yoklamaları yapılmamış olanlar için Milli Müdafaa Vekaletinin tayin eyliyeceği her hangi bir zamanda askerlik meclisleri derhal toplanarak bunların yoklamalarını yaparlar ve askerliğine karar verilenler askere alınırlar.