• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TÜRKĐYE’DE ÜST KURUL UYGULAMALARI

2.2. Yapı Ve Özellikleriyle Üst Kurular

2.2.3. Rekabet Kurumu, (RK)

Mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamalar ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek amacıyla hazırlanan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 13.12.1994 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Rekabet Kurumu oluşturulmuştur. Kanun’un genel gerekçesinde rekabetin düzenlenme ve Rekabet Kurumu’nun kurulma nedeni olarak: “... Piyasa ekonomisinin etkin bir şekilde işleyebilmesi için öncelikle sağlıklı bir rekabet sürecinin varlığı gerekir... Piyasaların, yeni gireceklere açık tutulmasını sağlayacak yapıda olması esastır… Diğer taraftan rekabet için rekabete istek ve arzunun, bir başka deyişle rekabet ruhunun bulunması gerekir... Rekabetin sağlıklı bir biçimde tesisi için gerekli olan bir başka koşul da bozulmayacak bir rekabet düzenini temin edebilecek gerekli hukuki alt yapının oluşturulmasıdır... Rekabetin ülkemizde yerleşmesinde ve devamında Devlete büyük görevler düşmekte, Devletin bilinçli bir rekabet politikası izlemesi kaçınılmaz olmaktadır. Piyasa ekonomilerinde rekabet politikası, genel ekonomi politikası için hayati öneme haizdir. Zira piyasa sisteminin merkezi unsurunu oluşturan rekabet sürecindeki bozukluk ekonomik sistemin bütününü tehdit etmektedir. Ticari yaşamda faaliyet gösterenlerin her türlü hakkının teminat altına alınması, ancak bağımsız faaliyet gösteren ve karar alabilme yeteneğine ve etkisine sahip organların yardımları ile gerçekleşebilir. Demokratikleşme sürecini sürdüren ülkemizde, bu şekilde faaliyet gösteren bağımsız idare ajanlarına şiddetle ihtiyaç vardır. Ülkede serbest rekabetin gelişmesi ve bunun devamı bu özelliklere sahip Rekabet Kurumu tarafından gerçekleştirilecek, serbest ticaret ve girişim özgürlüğü bu şekilde teminat altına alınacaktır.” ifadesi yer almaktadır.23

23 “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet ve Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret Komisyonları Raporları” (1/542), Dönem: 19, Yasama Yılı: 3, TBMM (S. Sayısı: 599).

Ayrıca Anayasanın 167'nci maddesi, devlete “para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri” alma; “piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi” önleme görev ve sorumluluğunu yüklemesi 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un hazırlanması ve yasalaşmasının en önemli dayanağı olmuştur.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 13.12.1994 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesine rağmen Rekabet Kurulu yaklaşık 27 aylık bir gecikmeyle 28 Şubat 1997 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile atanmıştır (RG: 4.11.1997/23160). Aradaki süre zarfında Rekabet Kanunun uygulanması mümkün olamamıştır. Ancak kurum, teşkilatını 8 ay gibi bir sürede tamamlayarak, 05.11.1997 tarihinde yayımladığı bir tebliğ (1997/5, RG: 04.11.1997/23160) ile bunu kamuoyuna duyurmuş ve bu tarihten sonra başvuruları değerlendirmeye başlamıştır. Örgütlenmede yaşanan bu gecikme nedeniyle kurum zamanında personel ataması yapamadığından ilk etapta Sanayi Ticaret bakanlığından temin edilen görevlendirilen personel ile kurum çalışmalarına başlamıştır. Böylece, 1970'lerin başında başlayan Türk Rekabet Hukukunu güvence altına alacak kurumun oluşması süreci tamamlanmıştır.

Sezen, Rekabet Kurumu’nun yasaya rağmen gecikmeli olarak kurulmasını, Gümrük Birliğine giriş sürecinin hızlandığı ve AB’nin Rekabet Hukuku’nda AB normlarına uyumun sağlanması noktasında istemleri karşısında, Gümrük Birliği’ne girişini çok önemli bir siyasi yatırım olarak gören siyasal iktidarın ister istemez ve hazırlıksız olarak bir yasa çıkarmaya yönelmesi, ancak 1995’te Gümrük Birliğine üyeliğin gerçekleşmesiyle birlikte yasada öngörülen düzenlemeleri yapacak bir kurumun oluşumunun siyasal iktidarın gündeminde önemini yitirmesi şeklinde açıklamaktadır (2003:122).

Rekabet Kurumu, mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde oluşmasını ve gelişmesini sağlamak; mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek; bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamakla görevli kamu tüzel kişiliğini haiz idarî ve malî özerkliğe sahip bir kurumdur (Yılmaz, 1999:945).

Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık, Sanayi ve Ticaret Bakanlığıdır. Merkezi Ankara’dadır. Kurum görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurumun nihaî kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.

Kurumun teşkilatı; rekabet kurulu, başkanlık, hizmet birimlerinden oluşur. Rekabet kurulu biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere toplam 7 üyeden teşekkül eder.24 Bakanlar Kurulu; iki üyeyi rekabet kurulunun, bir üyeyi Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, bir üyeyi Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığının, birer üyeyi ise Yargıtay, Danıştay ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışarıdan göstereceği ikişer aday arasından seçer ve atar. Bakanlar Kurulu, kurulun göstereceği üç aday arasından birisini başkan olarak görevlendirir. Đkinci başkanı kurul üyeleri seçer.

Kurul başkanı, ikinci başkanı ve üyelerinin görev süreleri altı yıldır. Süresi biten üye yeniden seçilebilir. Kurul üyelerinin üçte biri iki yılda bir yenilenir. Yenilenme sırasında kurulun teşekkülüne ilişkin hükümlerdeki sayılar ve oranlar dikkate alınır. Başkanlık ve üyelikler, yenilenme hariç, görev süresi dolmadan herhangi bir sebeple boşaldığı takdirde, boşalan yerlere bir ay içinde seçim ve atama yapılır. Bu halde atanan, yerine atandığı kimsenin süresini tamamlar.

Kurul başkan ve üyelerinin süreleri dolmadan herhangi bir nedenle görevlerine son verilemez. Ancak, kurul kararı ile, atanmaları için gerekli şartları kaybettikleri veya durumları kurul üyeleri için getirilen yasaklara aykırı düştüğü anlaşılan ya da görevleriyle ilgili olarak suç işledikleri mahkeme kararı ile sabit olan kurul başkan ve üyelerinin görevleri sona erer.

24

Daha önce kurulun üye sayısı 11 iken 02.07.2005 tarih ve 5388 kanunun 3. maddesiyle 7 olarak değiştirilmiştir. Değiştirilen Maddenin Eski Şekli: “Rekabet Kurulu biri Başkan, biri Đkinci Başkan olmak üzere toplam 11 üyeden teşekkül eder. Bakanlar Kurulu, dört üyeyi Rekabet Kurulunun, iki üyeyi Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, bir üyeyi Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığının, birer üyeyi ise Yargıtay, Danıştay, Üniversitelerarası Kurul ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışarıdan göstereceği ikişer aday arasından seçer ve atar. Rekabet Kurulunca gösterilecek adayların en az yarısının Rekabet Kurumunun uzmanlık sıfatını kazanmış meslek personeli arasından seçilmesi zorunludur. Bakanlar Kurulu, Kurulun göstereceği üç aday arasından birisini Başkan olarak görevlendirir. Đkinci Başkanı Kurul üyeleri kendi aralarından seçer.”

Kurul, başkan tarafından, başkanın bulunmadığı izin, hastalık, yolculuk ve diğer hallerde ikinci başkan tarafından yönetilir ve temsil edilir. Kurul üyeleri kendileri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar sıhrî hısımlarıyla ilgili olaylarda müzakere ve oylamaya katılamaz. Başkanlık; kurul başkanı, ikinci başkan ve kurul başkan yardımcılarından teşekkül eder. Kurul başkanı kurumun en üst amiri olup, kurumun genel yönetim ve temsilinden sorumludur. Bu sorumluluk, kurumun çalışmalarının genel çerçevede düzenlenmesi, denetlenmesi, değerlendirilmesi ve gerektiğinde kamuya duyurulması görev ve yetkilerini kapsar (www.rekabet.gov.tr, 2007).

Rekabet Kurumu mal ve hizmet piyasalarında etkinli artırmak amacıyla esas olarak üç tür rekabet bozucu davranışı düzenlemekte ve denetlemektedir: Bunlardan birincisi, teşebbüslerin aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlardır. Đkincisi, piyasada hakim durumda bulunan teşebbüslerin hakim durumlarını kötüye kullanmalarıdır. Üçüncüsü, piyasadaki rekabeti önemli ölçüde etkileyecek birleşme ve devralma niteliğindeki işlem ve davranışlardır (Emek, 2002:159).

Rekabet Kurumu’nun yapısal özellikleri açısından kendinden sonra gelen üst kurullara model oluşturduğu söylenebilir. “Đlişkili kuruluş” statüsü ve idari para cezalarının gelir kaleminden sayılması, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevlendirilmesi ilk defa Rekabet Kurumu’yla gündeme gelmiştir. Ayrıca personel ücretlerini belirleme ve kadro ihdas ve iptal yetkisinin doğrudan kurula verilmiş olması üst kurulların özerliğinin genişlemesinde yeni bir dönemi ve Sezer’e göre, geleneksel örgütlenmeden ciddi bir kopuşu simgelemektedir (2003:122).