• Sonuç bulunamadı

Otoriterleşmeye Dönüşeceği İddiası

Belgede Başkanlık sistemi ve Türkiye (sayfa 145-148)

BAŞKANLIK HÜKÛMET SİSTEMİ

J. Juan Linz ise, yürütme ve yasama organlarının halk tarafından seçilmesi gerektiğini belirterek, bu sistemde, çift meşrûiyet zeminin bulunması gerektiğini,

2.2. Başkanlık Hükûmet Sisteminin Avantaj ve Dezavantajları

2.2.2. Başkanlık Hükûmet Sisteminin Dezavantajları

2.2.2.8. Otoriterleşmeye Dönüşeceği İddiası

Başkanlık sisteminde, geniş yetkilerle donatılan bir Başkanın, demokratik kuralların yerleşmediği bir ülkede yönetimde olduğu takdirde, sistemde otoriterleşme eğiliminin kaçınılmaz olacağı ifade edilmektedir. Şöyle ki, ABD başkanlık sisteminden farklı şekillerde kurgulanan, kontrol ve denge mekanizmalarının öngörülmediği, başkanlık rejiminden sapmalar gösteren, devlet başkanının daha çok ön planda olduğu başkancı rejim veya bozulmuş başkanlık609 olarak adlandırılan Arjantin, Meksika, Brezilya, Bolivya ve Kolombiya gibi ülkelerde, sistemin iyi işlemediği ve sonuçta demokratik olmayan yöntemlerle, yönetime müdahale edildiği ve sistemin diktatörlüğü dönüştüğü görülmüştür.610 Bu ülkelerdeki Başkanların ortak

605 Guillermo O'donnell, "Delegative Democracy", Journal of Democracy, (1January 1994), s. 50 vd. (Yazıcı, Yazıcı, Başkanlık ve Yarı Başkanlık..., s. 87-89'dan naklen)

606 Yazıcı, Başkanlık ve Yarı Başkanlık..., s. 89.

607 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, 1997, s. 103.

608 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 103.

609 Cengiz Gül, Karşılaştırmalı Hükûmet..., s. 72.. “Başkancı Rejim; Başkanlık rejiminin kağıt üstünde var olduğu, uygulamada, başkanlık rejiminin temel esas ve kurallarına uyulmadığı rejim olarak tanımlanmaktadır.”; Teziç, Anayasa Hukuku, 16. Baskı, s. 504.

610 Kuzu, Her Yönü İle Başkanlık Sistemi, s.37.

özelliği, yönetime gelen Başkanların kişisel hareket etmesidir ve demokrasiye olan inançlarındaki eksikliktir. 611

Başkanlık sistemindeki güçlü Başkan modeli ve yasama ile yürütme arasındaki derin ayrılıklar ve bu kuvvetlerin birbirlerine etki edememesi sonucunda, hukuk dışı müdahalelerin olduğu belirtilmiş ise de, parlamenter sistemlerde de, aynı sonucun, her zaman doğma ihtimalinin bulunduğu söylenebilir. Ülkemiz de, uzun yıllardır parlamenter sistemle yönetilmesine rağmen, her defasında, hukuk dışı müdahaleler neticesinde, yönetimlerin askıya alındığı görülmüştür. Yapılan hukuk dışı müdahalelerin, doğrudan hükûmet sistemi ile bağlantısının olmadığı, ülkenin demokratik bakış açısıyla ilgili olduğu ve bu müdahalelerin, birçok nedene bağlı olarak ortaya çıktığı bilinmelidir.612

Başkanlık sisteminde darbe veya diktatörlük tehlikesi ne kadar var ise, diğer hükûmet sistemlerinde de aynı tehlike vardır. Bu nedenle, demokratik kanalların açık olduğu, istikrarın hüküm sürdüğü, toplumsal uyum ve çözüm süreçlerinin demokratik düşünce yapısıyla karşılanabildiği hiçbir ülkede hukuk dışı müdahaleler yapılamayacaktır.613 Bu nedenle, başkanlık hükûmet sisteminin uygulanması durumunda, askeri darbelerin olacağı tezi dayanaktan yoksundur. Parlamenter sistem ile yönetilen ülkemiz buna örnek olarak gösterilebilir.614

Scoot Mainwaring, 1967 ve 2002 yılları arasında, kesintisiz olarak demokrasi ile yönetilen 31 ülke tespit ettikten sonra, bu ülkelerin 24’ünde, parlamenter sistem uygulanırken, sadece dördünde başkanlık sistemi uygulandığını belirlemiştir. Ayrıca, 1945 ve 1972 yılları arasında yapılan çalışmada, parlamenter sistem ile yönetilen 44 ülkeden 25 tanesi, demokratik rejimlerini korumuş iken, başkanlık sistemi ile yönetilen 31 ülkeden sadece 7 tanesinin kesintisiz demokratik rejim başarısını gösterdiğini tespit etmiştir.615

611 Kuzu, Her Yönü İle Başkanlık Sistemi, s.38.

612 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 104.; Bozdağ, a.g.m., s. 30.

613 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 104-105.; Bozdağ, a.g.m., s. 33-35.

614 Bilir, 100 Soruda Başkanlık Sistemi, s. 78.

615 Mainwaring, p. 205-208.

Bu tartışmalar ve eleştiriler, bütün hükûmet sistemleri için yapılabilecektir.

Otoriterleşme kaygısı, tek adam yönetimi, darbelere zemin hazırlandığı korkusu gibi çıkışlar, başkanlık sisteminin sonucu olarak ortaya çıkmamaktadır. Hangi sistem ele alınırsa alınsın, aynı tartışmaları yapabilmek mümkün olacaktır. Birey hak ve özgürlüklerinin anayasa ile güvence altına alındığı, bireyle devlet arasındaki ilişkilerin net olarak ortaya konduğu, kurum ve kuruluşların, anayasaya sadık kaldıkları ve insan haklarına olan güvenin, en üst düzeyde tesis edildiği ülkelerde, bu kaygılardan hiçbiri gündeme bile gelmeyecektir.

Başkanlık sistemini başarılı bir şekilde uygulayan ülkeler olduğu gibi başarısız bir şekilde uygulayan ülkeler de bulunmaktadır. Bu durum, diğer hükûmet sistemleri için de geçerlidir. Dolayısıyla, bir sisteme yönelik eleştiri yapılırken, sorumluğun tamamını sisteme yüklemek yerine, bu sistemi ayakta tutacak hukuki alt yapıların oluşup oluşmadığı, demokratik kurumların ülkenin her bir sathına yerleşip yerleşmediği ve demokrasiye olan inancın ülkede yükselen bir değer olup olmadığı hususlarını, kendimizden başlamak üzere sorgulamamız gerekmektedir.

Hükûmet sistemini, devlet sistemi ile karıştırarak, mevcut sistemin terk edilmesi durumunda, hiç ilgisi olmadığı halde, cumhuriyetin elden gideceğini veya ülkenin kaosa sürükleneceğini söylemek suretiyle, eski sistemlere bir kutsallık bağı ile bağlı olarak eleştiri getirenlerin, ülkeyi, siyaseti ve anayasal kurumları iyi okumadıkları veya okumak istemedikleri görülmektedir. Oysa ki, sistemsel eleştirilerin teorik olarak açıklanması veya eleştirilmesi yerine, sistemlerin, o ülkenin tarihsel ve sosyal alt yapıları ile birlikte değerlendirilmesinde büyük yarar bulunmaktadır.

2.3. Başkanlık Hükûmet Sisteminin Diğer Hükûmet Sistemleri ile Karşılaştırılması

Başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinin temsili demokratik rejim niteliğinde olması, her iki sistemdeki devlet başkanı ve Başkanın halk tarafından seçilmesi ve bunların görev sürelerinin sabit olması, yürütmenin başının devlet başkanı veya Başkan olması, yasama ve yürütme organlarının her iki sistemde de halka karşı

sorumlu olması, devlet başkanı ve Başkanın, kanun teklifinde bulunamamaları gibi özellikleri benzer niteliktedir.616

Başkanlık ve parlamenter sistemlerinin; temsili demokratik rejim niteliğinde olması, yasama organının halk tarafından seçilmesi ve her iki sistemde de, yasamanın halka karşı sorumlu olması gibi özellikler benzer niteliktedir.617

Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem arasındaki ayırıma; kuvvetler ayrılığı ilkesi bakımından, yasama ve yürütme arasındaki ilişki bakımından ve Başkan veya devlet başkanının konumu açısından bakılabilecektir.

Belgede Başkanlık sistemi ve Türkiye (sayfa 145-148)