• Sonuç bulunamadı

Kuvvetler Ayrılığına Dayanan Hükûmet Sistemleri

Belgede Başkanlık sistemi ve Türkiye (sayfa 60-70)

1.4. Demokratik Hükümet Sistemleri

1.4.1. Kuvvetler Ayrılığına Dayanan Hükûmet Sistemleri

Hükûmet, bir ülkede, devletin görevlerini yerine getirmesini sağlayan yetkili organ, bir ülkedeki yönetim kuruluşu veya Bakanlar Kurulu gibi anlamlar içermektedir.169 Hükûmet, anayasada belirtilen yetkileri, milletin verdiği vekâlet ile kullanan siyasal bir yapı olarak da tanımlanabilir. Devlet kavramı, hükûmet kavramından daha geniş olmakla birlikte, devlet, icraî işlemlerini bu örgütlenme sayesinde yerine getirmektedir.170

Geniş anlamda hükûmet; içinde yasamanın da olduğu ve siyasal iktidarı kullanan bütün otoriteleri ifade etmekte iken; dar anlamda hükûmet, yasamanın karşısında yer alan yürütme kuvveti, kabine veya idare olarak açıklanabilecektir.171

169 Turhan, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, s. 14.

170 Bozlağan, a.g.e., s. 24.

171 Cengiz Gül, Karşılaştırmalı Hükûmet..., s. 43, 44. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Duverger; Siyasi Rejimler, s. 15 vd.)

Siyasal iktidar kavramı da, hükûmet kavramından daha dar bir kavramdır.

Çünkü, bir parti, hükûmet içinde yer almasına rağmen, iktidarda bulunmayabilir.

Örneğin, koalisyon ortağı olan ve hükûmet içinde yer alan parti, iktidarı kullanmıyor olabilir.172

Hükûmet sistemi ise, devleti yöneten organların kuruluşu ve yapısı ile bu organlar arasındaki ilişkilerin düzenlendiği sistemi ifade etmektedir. Hükûmet sistemi, siyasi olarak belirlenen rejim içindeki konulardan biri olarak dururken, hükûmet sisteminin yapısı, o ülkedeki siyasi rejimin ana karakterini belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. 173

Yürütme yetkisi tek kişi tarafından yerine getiriliyor ise, buna, monist (tekli) yürütme, bu yetki, bir kurul tarafından yerine getiriliyorsa, kurul halinde (kollejyal) yürütme, yürütmenin düalist bir anlayışla oluşturulmasına da çift başlı (düalist) yürütme denir.174

Devlet, egemenliğini hukuki fonksiyonları aracılığı ile icra etmektedir. Bu fonksiyonlar; yasama, yürütme ve yargı olarak karşımıza çıkmaktadır. Devletin hukuki fonksiyonları, hangi organın, hangi işlevi yürütüleceği ile ilgili iken; hükûmet fonksiyonu, daha çok, bu organlar arasındaki ilişki ve etkileşim ile ilgilidir.175

Hükûmet sistemi kavramı, kendiliğinden ve aniden çıkan bir kavram olmaktan öteye, tarihsel bir birikimin sonucu ve toplumsal ve siyasal hayatın gelişmesi ile birlikte şekillenen bir yapıdır.1761789 tarihli Fransız İhtilali, ortaya çıkış nedenleri ve sonuçları itibariyle, daha sonraki anayasal gelişmelere rehber olma özelliği taşırken,177 kuvvetler ayrılığı ilkesi ve bu ilkeyle paralel olarak ortaya çıkan

172 Cengiz Gül, Karşılaştırmalı Hükûmet..., s. 45.

173 Hekimoğlu, a.g.e., s. 6-7.

174 Cengiz Gül, Karşılaştırmalı Hükûmet..., s. 46-52.

175 Cengiz Gül, Karşılaştırmalı Hükûmet..., s. 53.

176 Erat, a.g.m., s. 348.

177 Kaboğlu, Anayasa Hukuku Dersleri, s. 133.

özgürlük düşünceleri, gelişen süreçte, monarşik sistemleri ortadan kaldırmak açısından, birer araç olarak kullanılmaya başlanmıştır.178

Kuvvetler ayrılığı, kapitalist ilerleme ve egemen sınıfa ilişkin bir olgu olarak görülürken, hükûmet sistemleri, daha çok o ülkenin siyasi kültürü ile yakından ilgilidir.179

Klasik anayasa hukuku bakış açısına göre, hükûmet sistemleri; yasama ve yürütme kuvvetlerinin aynı veya farklı elde toplanmaları açısından ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi, kuvvetler birliği, ikincisi ise kuvvetler ayrılığıdır.

Kuvvetler birliği; yasama ve yürütme kuvvetlerinin, yürütme veya yasama organı tekelinde birleşmesiyle gerçekleşebilir. Bu iki kuvvet, yürütme organı elinde ise, mutlak monarşiler veya diktatörlükler; yasama organı elinde ise, meclis hükûmeti sistemi oluşacaktır. Buna karşın, kuvvetlerin yargıda birleşmesine de yargıçlar hükûmeti sistemi denilmektedir. 180

Anayasacılık hareketlerinin hız kazandığı günden bugüne kadar, yasama ve yürütme erkleri arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiği ve bu organların, kendi içinde bu yetkileri nasıl kullanacağı ile bu yetkilerin hükûmet sistemlerine olan etkisi incelenmiştir. Bu durum, her ülkede farklı şekilde algılanmıştır. Bazı ülkelerde;

yasama, yürütme ve yargı erklerinin, farklı organlar tarafından yerine getirilmesine karşın, bazı ülkelerde, bu kadar sert bir ayırım öngörülmemiştir.181

Devlet mekanizması içinde yer alan yasama, yürütme ve yargı şeklinde üç kuvvet bulunmasına rağmen, her durumda, yargının bağımsız olması gerektiği ön

178 Teziç, Anayasa Hukuku, (2013), s. 466.

179 Erat, a.g.m., s. 332.

180 Serap Yazıcı, Başkanlık ve Yarı Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2002, s. 2; Yıldırım, a.g.e., s. 23.;

Ayhan Döner, “Yeni Anayasa Sürecinde Hükümet Sistemi Sorunu”, Yeni Türkiye Dergisi, Ocak, Şubat 2008, Y:9, S. 50, ss. 872-883. s. 873.; Göze, Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, s.

129.; Hasan Tunç, “Türkiye’de Başkanlık Sistemi mi? Parlamenter Sistem mi?”, Yeni Türkiye - Başkanlık Sistemi Özel Sayısı, Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Yayınları, S. 51, Y:9, Ankara, 2013, s. 282.; Turhan, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, s. 21-23.; Teziç, Anayasa Hukuku, 16. Baskı, s. 473.

181 Kaboğlu, Anayasa Hukuku Dersleri, s. 134.

kabul olarak ortaya konduğu için, kuvvetlerin birliğine vaya ayrılığına dayanan hükûmet sistemleri tasnifinde, yargı, genel olarak dikkate alınmamaktadır. 182

James Madison; “Federalist 51” isimli yazısında, bireylerin, her zaman denetlenmesi gerektiğini, bu nedenle “frenler ve dengeler”183 sistemi ile özdeşleşen kuvvetler ayrılığının zorunlu bir ilke olduğunu vurgulamıştır.184 “Federalist 47”

isimli yazısında ise, iyi niyetli olmayan yöneticilerin eylemlerine engel olmak açısından, bu ilkenin önemli olduğunu ortaya koymuştur.185 Bu nedenle; frenler ve dengeler sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesi ile birlikte değerlendirilmesi gereken önemli bir unsur olarak açıklanmaktadır.186

Kuvvetler ayrılığı ilkesi, her bir kuvvetin, diğerinin sınırlarına müdahale etmemesi olarak değerlendirilirken; denge ve fren mekanizması ilkesi ise, kuvvetler arasındaki görev paylaşımını da içine alarak açıklanabilecektir. Bu nedenle, her iki kavram, birbiriyle bağlantılı olarak kabul edilecekse de, birbiriyle aynı anlama gelmeyen iki olgu olarak görülecektir.187 Bu iki ilke, otoriterleşmenin önlenmesi ve bireylere daha fazla özgürlük verilmesi amacının yanı sıra,188 devlet mekanizmasının hızlı ve sistemli bir şekilde yürütülmesini sağlama amacı da taşımaktadır. 189

Yasama, yürütme ve yargı erklerinin yapısı, özellikleri ve aralarındaki ilişkinin boyutuna göre; kuvvetler ayrılığı ilkesi, üç farklı sistem içinde tartışılmıştır.

Bu sistemler; başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem olarak

182 Mehmet Parsak, “Parlamenter/Başkanlık/Yarı Başkanlık Hükümet Sistemlerine Genel Bakış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Hükümet Sistemi” Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı, Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi, Kasım 2012, s. 20.

183 “Frenler ve dengeler” mekanizması; “denge-fren” mekanizması, “kontrol ve denge”

mekanizması, “check and balances” tabirleri ile de ifade edilmektedir.

184 Küçük, Anayasa Hukuku, s. 48.

185 Küçük, Anayasa Hukuku, s. 47.

186 Levent Gönenç, “Türkiye’deki Hükümet Sistemi Tartışmalarına İlişkin Değerlendirmeler”, Yeni Türkiye - Başkanlık Sistemi Özel Sayısı, Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Yayınları, S. 51, Yıl 9, Ankara, 2013, s. 271.

187 Nomer, a.g.e., s.17-18.

188 Geoffrey R. Stone; Louis Michael Seidman; Cass R. Sunstein; Mark V. Tushnet; Pamela S.

Karlan, Constitutional Law, 6. B., Wolters Kluwer Law & Business, Aspen Yayınları, New York, 2009, s. 357.

189 Stone; Seidman; Sunstein; Tushnet; Karlan, a.g.e., s. 357.

adlandırılmaktadır. 190 Kural olarak, üç ayrı organ arasındaki ilişki ve bu organların temel işlevleri kapsamında sınıflandırılabilecek olan hükûmet sistemleri açısından, yürütme ve yasama arasındaki ilişkinin kapsamı ve sınırları, kuvvetler ayrılığı ilkesini en bariz şekilde tanımlayacak bir gösterge niteliğindedir.191

Kuvvetler ayrılığının sert veya yumuşak olması, kuvvetlerin birbiriyle çatışması veya karşılıklı denge durumları, siyasal veya yargısal denetim unsurları içermesi ile bu denetimin hukuksal sonuçları gibi hususlar, yürütme kuvvetinin işlevselliğinde büyük bir etki ve öneme haizdir.192 Kuvvetlerin, yumuşak ayrıldığı sistemlere, “parlamenter sistem”; sert ayrıldığı sistemlere de, “başkanlık sistemi” denilmektedir. 193

Başkanlık sistemi ve parlamenter sistemi arasında kalan, bazı yönlerden başkanlık sistemine, bazı yönlerden de parlamenter sisteme yaklaşan diğer bir sistem de, yarı başkanlık sistemidir. Bu sistemde; yürütme, halk tarafından seçilen bir devlet başkanı ile parlâmentonun güveni ile oluşturulan bir başbakan ve kabinesi arasında paylaşılmaktadır.194

ABD’de uygulanan başkanlık sistemi; genelde frenler ve dengeler sistemi olarak açıklanmaktadır. Diğer bazı ülkelerde ise, hükûmet sistemi olarak başkanlık sistemi benimsenmemiş olsa bile, frenler ve dengeler mekanizmasının, sistem içinde her zaman korunmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu nedenle, tek başına bu mekanizmanın varlığı, sistemin başkanlık sistemi olduğu anlamına gelmeyecektir.

190 Hekimoğlu, a.g.e., s. 23; Akgül, Hükümet Sistemleri Tartışması ve Türkiye Örneği, s. 1.

191 Akgül, Hükümet Sistemleri Tartışması ve Türkiye Örneği, s. 4; Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, (10. Baskı), s. 341.

192 Okşar, a.g.e., s. 29.

193 Faruk Bilir, 100 Soruda Başkanlık Sistemi; Stratejik Düşünce Enstitüsü Yayınları, Ankara, 2015, s. 5; Zafer Gören, Anayasa Hukukuna Giriş, Barış Yayınları Fakülteler Kitabevi, İstanbul 1997, s. 138-150; Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş: Genel Esaslar ve Türk Anayasa Hukuku, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa, 2001, s. 82-112; Burhan Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1997, s. 9-16.; Bekir Bozdağ, “Yeni ve Büyük Türkiye’nin Temellerini Atıyoruz”, Yeni Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi Özel Sayısı, Mart-Nisan 2017, Y:2017, S:94, s. 23-35, s. 24.; Nomer, a.g.e., s.13; Yazıcı, Başkanlık ve Yarı Başkanlık..., s. 2 (ayrıntılı bilgi için bkz. Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara, 2014, s.6; Teziç, (5. Baskı), s. 395-472.; Teziç, (5. Baskı), s. 391. ; Özbudun (10. Baskı), a.g.e., s. 341.; Turhan, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, s. 22-24.

194 Yazıcı, Başkanlık ve Yarı Başkanlık..., s. 2.

ABD sisteminin, diğer sistemlerden farkı, yürütme gücünü etkin bir şekilde sınırlandırarak, iktidarı frenlemesi ve dengelemesidir.195

Frenler ve dengeler sisteminin gerçek işlevini yerine getirebilmesi için, söz konusu fren ve denge mekanizmalarının gerçekçi ve yeterli düzeyde olması gerekir.196 Mesela, ABD başkanlık sisteminde; Kongre, bütçe kanununu onaylama veya Başkanın teklif ettiği adayları atayıp atamama konularında takdir hakkına sahipken, Başkan da, kabul edilen kanunları veto etme yetkisini haiz olmak suretiyle karşılıklı denetim sağlanabilmektedir.197 Zaten, bu nedenlerle, ABD başkanlık sistemine, daha çok fren ve dengeler sistemi denmektedir.198 Bu sistemdeki temel mantık, bireyleri, özgürlüklerinin kötüye kullanılmalara karşı korumaktır.199

ABD sistemini, salt kuvvetler ayrılığının uygulandığı bir sistem olarak göremeyiz. Çünkü, bu sistemde, her bir kuvvet, diğerine bağlı hale getirilerek kuvvetlerin sınırsız ve aşırı bir şekilde güçlenmesinin önlenmesi amaçlanmıştır.200 ABD Anayasası, bu dengeyi korumak suretiyle, Kongrenin ve Başkanın yetkilerini suistimal etmelerini önlemeyi amaçlamıştır. Bu şekilde, kuvvetlerin birbirlerine muhtaç olmaları ve frenlemeleri sağlanarak, özgürlüklerin ortadan kaldırılmasının önlenmesi suretiyle farklı bir kontrol sistemi kurulmuştur.201

195 Giovanni Sartori; Karşılaştırmalı Anayasa Mühendisliği; Yapılar, Özendiriciler ve Sonuçlar Üzerine Bir İnceleme; Colombia Üniversitesi, 1994, s. 118., (Çev: Ergun Özbudun), Yetkin Yayınları, Ankara, 1997. s. 10-15.

196 Küçük, Anayasa Hukuku, s. 48.

197 Küçük, Anayasa Hukuku, s. 48.

198 Ersin Kalaycıoğlu, “Türkiyenin Yeni Siyasal Rejim Arayışı”, Yeni Türkiye - Başkanlık Sistemi Özel Sayısı, Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Yayınları, S. 51, Y:9, Ankara, 2013, s.

219.; Halil Şıvgın, Türkiye İçin Umut, Krizden Çıkış-Yeniden Yapılanma ve Başkanlık Sistemi, Türk Dünyasında Demokrasiyi Geliştirme Vakfı Yayınları, No:1, Gaye Matbaacılık, Ankara, 1997, s. 45.

199 Şıvgın, a.g.e., s. 45.

200 Şıvgın, a.g.e., s. 49.

201 Şıvgın, a.g.e., s. 49-50.

En etkili sistemin hangisi olduğu tartışması devam ederken, demokratik unsurları içermesi ve birey özgürlüğüne daha yakın olması nedeniyle, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve buna bağlı sistemlerin ön plana çıktığı gözlemlenmektedir.202

Avrupa, geçmiş yıllarda monarşik sistemlerin baskısını yaşadığı için, genel olarak kuvvetlerin birliğinden uzak kalmayı tercih etmiştir.203 Klasik monarşik bir devlet anlayışında, sınırsız yetkilerin bulunduğu bir yönetim sistemi savunulurken;

kuvvetler ayrılığı ilkesi nedeni ile, bu yetkilerin sınırlandırılması ve paylaştırılması gündeme getirilmekte ve bu ilkenin, yeni anayasa hareketlerinin demokratik olması yönünde katkı sağladığı görülmektedir.204

Bir sürecin sonunda ortaya çıkan kuvvetlerin ayrılığı ilkesi, ABD Anayasasında açıkça yazmasa bile, bu ilkenin sonuçları, devlet mekanizması içinde ve toplumun ana yapısında yerini almıştır. Sistemin içindeki bütün katmanlar da, bu ilke esas alınarak belirlenmiştir.205 Amerikan Anayasası oluşturulurken, çıkış nokta olarak, bu ilke kabul edilmek suretiyle değerlendirmeler yapılmıştır. Bir anlamda, otoriterleşmeye karşı bir güvence olarak kabul edilmiştir.206 Gelişen süreç içinde, yapılan anayasa değişiklikleri ve uygulamalar dikkate alındığında, bu ilkenin öneminin ne kadar fazla olduğu bir kez daha anlaşılmıştır.207

Demokrasinin daha işler hale getirilmesi ile demokrasi ve hükûmet sistemi arasında bir ilişki bulunduğu gerekçesiyle, siyasi problemlerin yaşandığı ülkelerde, hükûmet sistemleri üzerine çok yoğun düşünceler oluşurken, en iyi hükûmet sisteminin, demokratik anlamda en büyük istikrarı sağlayacağı savunulmuştur.208

202 Mustafa Erdoğan, Anayasa Hukuku, Orion Kitapevi, Ankara, 2011, s. 70-73.; Müberra Çakmak Çelik, II. Meşrutiyetten Günümüze Hükümet Sistemleri; Zirve Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep, 2015, s. 10.

203 Yanık, a.g.e.,, s. 32.; Turhan, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, s. 23.

204 Okşar, a.g.e., s.33.; Turhan, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, s. 23.

205 King Edyvard, Joseph Hayvley, “Amerikan Hükümet Sisteminin Hatları”, (Çev: İlhan Lütem), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 17, S. 1-4, 1960, s. 87.

206 Edyvard; Hayvley, a.g.m., s. 87.

207 Yanık, a.g.e., s. 33.

208 Şadiye Deniz, Türkiye'de Parlamenter Sistem ve Hükümet Sistemi Tartışmaları, Muğla

Kuvvetler ayrılığı temeline dayanan hükûmet sistemleri, başlangıçta, tek bir gücün elinde bulunan üç erkin, daha sonra kimler arasında ve nasıl dağıtılacağı tartışmaları sonucunda doğmuştur. Gücü tek başına elinde bulunduran monarka karşı oluşan tepkinin bir sonucu olarak, 1215 tarihli Magna Carta (Büyük Şart) yazılmıştır. Bu belge, yönetenlerle yönetilenlerin karşı karşıya geldiği ve bir mücadelenin sonucu olarak ortaya çıkan belge niteliğindedir. Bu şekilde başlayan süreç, Britanya’da, monarkın halkın belli bir seviyeye kadar egemenliğini tanıması aşamasına kadar ilerlemiştir.

Britanya dışındaki diğer ülkelerde, süreç farklı şekillerde gelişmiştir. Örneğin, 1787 tarihli ABD anayasasıyla, yönetenler ve halk arasındaki ilişki, eşitlerin birbiriyle olan ilişkisi olarak kayda geçirilmiştir. 1789 tarihli Fransız Devrimi ise, kıta Avrupası açısından, anayasal gelişimler noktasında bir başlangıç olarak ortaya çıkmıştır.209

Uygulanan hükûmet sisteminin başarısı ile o ülkedeki seçim sistemi arasında da bir bağlantı bulunmaktadır. Ülkede uygulanan seçim sistemi, hükûmet sistemin genel işleyişinde önemli bir etken olarak değerlendirilebilecektir. Örneğin; Başkanın yüzde 51 oy aldığı bir seçimde, ülkede yer alan bütün partiler barajı geçmişse, Başkanın içinde yer aldığı partinin, mecliste çoğunluğu kaybetme riski oluşacaktır.

Bu da, sistemin başarısını veya başarısızlığını önemli ölçüde değiştirecektir.210

Buna karşın, demokratik yönetim sistemi olarak hangi sistem benimsenirse benimsensin, yürütmenin veya yasamanın seçimle işbaşına gelmiş olması gerekir.

Seçimle iş başına gelmeyen bir sistemin demokratik bir özelliğinden bahsedilemeyeceği için, bu tür oluşumların bulunduğu ülkede, demokratik bir hükûmet sisteminin varlığından da bahsedilemeyecektir.211

Genel olarak kuvvetler birliğini esas alan sistemlerin, demokratik olmayan hükûmet sistemleri olduğu dile getirilmektedir. Bu kapsamda, demokratik olan

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla, 2005, s. 1.

209 Akgül, Hükümet Sistemleri Tartışması ve Türkiye Örneği, s. 1.

210 Yıldırım, a.g.e., s. 26, 27.

211 Yıldırım, a.g.e., s. 25.

liberal hükûmet sistemleri kavramının tam olarak ne anlama geldiğinin de belirlenmesi gerekmektedir.212

Hükûmet sistemleri ile demokrasi arasında doğrudan bir bağlantı kurulmaya çalışılsa da, teorik olarak oluşturulmuş en iyi sistemde bile, demokrasinin zafiyete uğrayabileceği veya en kötü sistemde bile, daha demokratik bir uygulamanın gelişebileceği görülmüştür.213 Aslında, hukuk devleti ve demokrasi ekseninde tartışmalar yürütüldüğü sürece, hangi hükûmet sisteminin tercih edileceğinin de bir önemi bulunmamaktadır.214

Hükûmet sistemleri sınıflandırılmasında bir ölçüt olduğu hususunda kuşku bulunmayan kuvvetler ayrılığı ilkesi, devlet yetkilerinin, farklı kuvvetler arasında dengeli olarak paylaştırılmasını öngördüğü için, bu ilke artık bugün, hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesinde ön koşul haline gelmiştir.215

Sistemlerden hangisinin tercih edileceği konusu, o ülkenin demokratik ve siyasal yapısına bağlı olarak değişebilecektir. Toplumun siyasi kültür seviyesi, siyasi partilerin yapısı ve parti içindeki demokratik gelişmişlik ile sosyal, kültürel ve ekonomik sistemdeki gelişmeler, sistemi belirlemede ve sınıflandırmada kriter olarak kullanılabilecektir.216

Ülkemizde, Cumhuriyet Halk Partisi, 1927, 1931, 1935, 1939 ve 1943 yıllarındaki seçimlere tek parti olarak girmiştir. 1945 yılından sonra çok partili hayata geçiş sağlanmıştır. 1946 yılında kurulan Demokrat Parti, 1950 seçimlerinde zaferle çıkmıştır. Bu kapsamda; tek parti iktidarının bulunduğu bir ortamda, demokratik hükûmet sistemlerinden hangisinin uygulanacağını tartışmak bile

212 Hekimoğlu, a.g.e., s. 19.

213 Yazıcı, Başkanlık ve Yarı Başkanlık..., s. 183.

214 Tekin, a.g.e., s. 38.

215 Kaboğlu, Anayasa Hukuku Dersleri, s. 105.

216 Tekin, a.g.e., s. 39.

mümkün değildir. Zira, seçmenin demokratik bir tercih yapamadığı bir aşamada, demokratik bir hükûmet sisteminin uygulanmasından da bahsedilemeyecektir.217

Bir ülkede uygulanan hükûmet sistemi, aynı yapı korunarak, başka bir ülkede başarılı sonuçlar doğurmayabilecektir. Çünkü, o ülkenin ekonomik, sosyal, tarihi ve siyasal yapısı, diğer ülkeye göre farklılık arz edebilecektir. Bu nedenle, sistemin belirlenmesinde, ana ve milli esaslar dikkate alınarak, sistem tercihi yapılmalıdır.218

Türkiye’de anayasacılık hareketlerinin yoğunlaştığı, 1876 yılından 2017 yılına kadar, 1921 Anayasası hariç olmak üzere, genel olarak parlamenter sistemin uygulandığı söylenebilir. Geçmiş siyasi tarihimizdeki karmaşalar ve ortaya çıkan krizler dikkate alındığında, bu sistemin ve bu sistemle birlikte uygulamada ortaya çıkan kurumların, demokrasiyi olgunlaştırdığını ve ülkeyi, hukuk devleti olması noktasında, çok daha ileri taşıdığını söylemek olanaksızdır. Siyasal ve ekonomik istikrarın korunması ve sürdürülebilir bir siyasi hayatın oluşturulması amacıyla geliştirilen bu sistemlerin başarılı olamaması sonucunda, yaşanan ekonomik ve siyasal buhranların da etkisiyle ortaya çıkan yeni bir hükûmet sistemi oluşturma arayışı, günümüze kadar devam etmiştir.219

Dünyada, sistem arayışlarına yönelik çabaların, eskiden olduğu gibi, yarın da devam edeceği düşünülmüktedir. Devletlerin ve toplumların değişim geçirdiği, anayasal kavramların büyüme, istikrar ve özgürlükler üzerine oturtulduğu günümüzde, bu kaçınılmaz bir olgu olarak görülmektedir. Dünyanın tartıştığı kavramların yenilendiği ve toplumun beklentilerinin de arttığı bu süreçte, eski unsurların yerini, yeni bakış açısıyla oluşturulan ve değerlendirilen kavramlar alacaktır.

En ideal hükûmet sistemini bulabilmek amacıyla, eski ve yeninin harmanlaması yapılacak, belki de bugüne kadar düşünülmemiş bir model ortaya konulacaktır. Bugün dünyaya bakıldığında, aynı isim altında ve aynı sistemi uygulayan

217 Yıldırım, a.g.e., s. 29.

218 Mehmet Rakipoğlu, “Başkanlık Sistemi Karşılaştırılması ve Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Seçimi”; Sakarya Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, http://academidea.com/parlamenter-sistem-baskanlik-sistemikarsilastirmasi-ve-turkiyede-cumhurbaskanligi-secimi/ (E.T: 24/03/2016)

219 Deniz, a.g.e., s. 1; Bozlağan, a.g.e., s. 15-16.

ülkelerde bile, farklı bir yönetim mantığının geliştiğini görmekteyiz. Çünkü, hiçbir toplumun alt yapısı ve beklentileri diğeri ile aynı değildir. Bu nedenle, birbirine tam olarak benzeyen bir sistemin oluşturulması da mümkün değildir. Sistem, teorik olarak birbirine benzese bile, ülke uygulamaları birbirinden farklı olacaktır.

Belgede Başkanlık sistemi ve Türkiye (sayfa 60-70)