• Sonuç bulunamadı

Okul ve Sınıf Ortamı Okul ve sınıf ortamının öğrenci motivasyonunu artırması için öncelikle düzen ve güven verici olması gerekiyor Düzenli, neyin nerede

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2. Okul ve Sınıf Ortamı Okul ve sınıf ortamının öğrenci motivasyonunu artırması için öncelikle düzen ve güven verici olması gerekiyor Düzenli, neyin nerede

olduğu belli sınıflar öğrencilerin güdülenmesini arttırmaktadır. Ayrıca öğrenci sınıfta kendisini güven içinde hissetmelidir (Yüksel, 2004:140).

Grolnick , Friendly ve Bellas (2009: 279)‟da, bugünün okulunun ihtiyacının aileler ve bugünün ailelerinin ihtiyacının da okul olduğunu ileri sürerler. Birçok yönden, bu ortak karĢılıklı ihtiyacın efor değiĢikliğinde de büyük umut olabileceğini ve öğrenci baĢarısında da etkili olacağını belirtirler.

Öğrenci sınıfta baĢarılı olmak için çalıĢmaya değeceğini düĢünmelidir. Öğrencinin küçük bir ilerlemesini (bile) baĢarı olarak nitelemeli ve ödüllendirmelidir. Amaç, öğrencinin baĢarının ulaĢılabilir olduğunu hissetmesidir. Kavrama, iklim değiĢkenleri içinde diğerlerinden farklı bir yapıya sahiptir. Bireyler yeni bir Ģeyleri kavradıkları zaman, kavrama kendiliğinden pekiĢtirme iĢlevi görmektedir. BaĢka bir ifadeyle, bazen sırf kavramanın tadını almak için öğrenci davranıĢta bulunmaktadır. Sınıf ikliminin diğer bir öğesi de sosyal niteliği ağır basan meydan okuma öğesidir. Sınıf, öğrenci için bir miktar meydan okuma içermelidir. Öğrenci öğrenmekle bir Ģeylere karĢı galip geldiğini hissetmelidir (Bacanlı, 2004: 216-217).

Vural (2004: 17)‟da, eğitimin en yakın dıĢ çevresi, üst sistemi olan okulun her özelliğinin ve durumunun, sınıf içini etkilediğini savunur ve bununla ilgili olarak, “okulun fiziksel yapısı; görünüĢ, kullanıĢ, sağlık koĢulları açılarından uygun ve çekici olmalıdır. Temiz, bakımlı, iyi donanımlı okullar, yalnız morali değil, davranıĢı da etkiler” der.

Koridorlar, atölye, sınıf ortamı, nitelikli görsellerle zenginleĢtirilmelidir. Yerli ve yabancı sanatçıların röprodüksiyonları, nitelikli heykeller, farklı özelliklerde üç boyutlu çalıĢmalar gibi zengin uyaranlarla dolu bir ortam yaratılmalıdır. Motivasyonu artırıcı özellikteki bu zengin ortamda, destekleyici görsellerde algı ve dikkatin geliĢtirilmesi ve motivasyonun devamının sağlanabilmesi açısından sık sık değiĢiklik sağlanmalıdır (Yılmaz, 2010: 210).

olduğu, hafif kassal veya tekdüze çalıĢmanın yapıldığı ve muhtemelen kuzeye bakan büyük ortamlar sıcak, uyarıcı renklerle donatılmalıdır. Koyu ve sıcak bir tavan rengi hacimsel yüksekliği optik olarak azaltır. Hacim düzenlemesinde, renklerin huzursuzluk verici olmamasına ve hacmin karmakarıĢık renklerden oluĢmuĢ izlenimi vermemesine dikkat edilmelidir.

Vural (2004: 50) ayrıca, Hathaway‟in “Eğitsel Binalar” adlı bir makalesine yer vermiĢ, makalesinin giriĢini Ģöyle aktarmıĢtır:

Bizler ilk önce binaları Ģekillendiririz sonra onlar bizi Ģekillendirir. Okullar için bu çok önemlidir, çünkü gerek öğrenmeye ve insan becerisine yardımda ya da her ikisini de engellemek için eğitsel binaların birçok özelliğinin gizil güçleri vardır. Vural‟a göre; fiziki çevre öğrenci üzerinde psikolojik etkilerde bulunacaktır. Bu çevre öğrenmeyi ve geliĢmeyi ya cesaretlendirecek ve artıracak ya da önleyecek veya cesaret kıracaktır. Bu bağlamda, sıraların, masaların, dolapların, duvar renklerinin, boĢ alanların, mekânın ısı, ıĢık ve renginin ve bunun gibi birçok etkenin bir ortamın fiziki değiĢkenleri olduğu; bunların öğrencileri motive etmesi yanında öğretmeni, öğrencileri, birbirleriyle iliĢkilerini de olumlu etkilemesi kaçınılmazdır.

Nitekim Vural (2004: 63)‟ın belirttiğine göre; literatürde akademik baĢarı üzerinde fiziksel çevrenin etkisini King ve Marans incelemiĢler ve renk, ısı, mekân düzeni ve aydınlatmanın öğrenme üzerinde önemli etkilerinin bulunduğuna dair bulgular tespit etmiĢlerdir.

Vural (2004: 75), okul çevresinde gürültü seviyesinin içerideki sesleri örterek iĢitsel algılamayı engellemesi; öğrenim için arzu edilmeyen bir durum olduğunu ifade ederken, öğretmenin sınıftaki gürültüyü yok etmediği sürece huzurlu bir öğretim ortamının olmayacağını bilmesi gerektiğine dikkat çeker.

Yetenekli öğretmenler çevreyi; karıĢıklığı, istenmeyen davranıĢları ve rahatsızlıkları en aza indirecek biçimde düzenlemeyi bilenlerdir, denilmektedir. Ġyi düzenlenmemiĢ bir iĢlik karmakarıĢık bir sınıf stres yaratan bir ortamdır. Sınıf içinde yaratılan stresli havanın öğrenci üzerindeki olumsuz etkilerinden biri, sağlanan olanaklarla öğrencinin yapması gereken çalıĢma arasındaki uyumsuzluk olarak ortaya çıkar. Bir baĢka deyiĢle öğretmenin amaçladığı ile öğrencinin yapması gereken arasındaki kopukluk sonucu baĢarısızlığa götürür. Burada strese neden olan durum, çocuğun gereksinimleri ile saptanan amaçlar ya da öğrencide geliĢtirilmek istenen davranıĢlar arasındaki boĢluktur. Bu boĢluk ancak iyi düzenlenmiĢ programlar, disiplinli bir sınıf atmosferi ve gerçek anlamda öğretim durumları ile kapatılabilir (KırıĢoğlu, 2002: 160- 161).

Vural (2004: 75), güzel bir sınıf görüntüsünün öğrencilerin eğitim yaĢamına dönük algı ve beklentilerini de olumlu yönde etkileyeceğini çünkü, sınıfın görünümündeki güzelliğin öğrencinin moral- motivasyon ve enerjisini artıracağını, bunun da eğitim ortamlarında öğrencinin baĢarısı için önemli olduğunu belirtir.

“Çocuklar arasında etkileĢimi olumsuz Ģekilde yönlendirecek ya da gerektiğinde katılımı zorlaĢtıracak yerleĢim düzeninden kaçınılmalıdır. Çünkü düzenli sınıflardaki öğrencilerin düzensiz sınıflardakilere göre daha mutlu ve daha iyi davrandıkları görülmüĢtür” (Vural, 2004: 81). Buna göre, aynı Ģeyi atölyeler (iĢlikler) için de söylemek mümkün olabilir.

Sınıfın ya da iĢliğin öğretim atmosferini etkileyen bir baĢka etmen öğretmenlerin yaygın olarak benimsedikleri müzik eĢliğinde ders yapma yöntemidir. Bu yöntemde müzik iki ayrı yaklaĢım içinde kullanılmaktadır: Birincisinde müzik bir güdüleme öğesi olarak düĢünülür. Ġkinci yaklaĢımda müzik, sınıf içinde bir hava yaratmak için kullanılır. Kullanılan müziklerin sözsüz olması gerekir ki öğrencinin aklının çalıĢması ile dolu olmasını, çalıĢması üzerine yoğunlaĢmasını engellemesin. Bu konuda KırıĢoğlu ünlü ressam ve Ģair Bedri Rahmi Eyüboğlu‟nun Ģu sözünü aktarmıĢtır: “Adam hem türkü söylüyor, hem resim yapıyor (araba boyuyor). Sanat ile zanaat arasındaki en keskin farkı o gün anladığımı sanıyorum” (KırıĢoğlu, 2002: 161- 162).

3. Öğretmen karakteristiği. Veenman‟ın 9 ülkede iĢe yeni baĢlayan

Benzer Belgeler