• Sonuç bulunamadı

Bir sonraki aĢamada, konuyla ilgili olarak önceden hazırlanıp sınıfa getirilen video öğrencilere izletilmiĢ, hemen ardından öğrencilere izledikleri bu video hakkında

D DEĞERLENDĠRME

A. DERS HAZIRLIĞ

3. Bir sonraki aĢamada, konuyla ilgili olarak önceden hazırlanıp sınıfa getirilen video öğrencilere izletilmiĢ, hemen ardından öğrencilere izledikleri bu video hakkında

aĢağıdaki sorular yöneltilmiĢtir:

b. Sırasıyla neler yapıldığını sayabilir misiniz? c. En çok dikkatinizi çeken Ģey ne oldu?

d. En çok hangi Ģekiller kullanıldı? e. En beğendiğiniz Ģekiller hangisiydi? f. Parmak izlerinden neler yaratıldı? g. En çok hangisini beğendiniz? Neden? h. Siz olsaydınız neler yapardınız?

ı. Siz olsaydınız hangi renkleri seçerdiniz?

Yöneltilen bu sorularla öğrenciler uygulamada sırasıyla neler yapıldığını anlatırken kendi yapacakları uygulamayı da öğrenme fırsatı yakalamıĢlardır. Öğrenciler izledikleri görüntülerde parmak baskısıyla oluĢan renkli lekelerin, çizgilerle nasıl varlıklara/nesnelere dönüĢtürüldüğüne Ģahit olmuĢlardır. Aynı zaman da kendilerinin de bir an önce yapmaya baĢlamak için sabırsızlık duydukları gözlemlenmiĢtir. Sorulan sorularda “siz olsaydınız” ile baĢlayan cümleler kurulmasına önem verilmiĢtir. Özellikle, “siz olsaydınız neler yapardınız?” sorusu karĢısında çok çeĢitli cevaplar alınmıĢtır. Böylece öğrencilerin empati kurup, motivasyon için çok önemli olan içselleĢtirmenin kazanılması sağlanmıĢtır. Böylece öğrenciler duygu- düĢünce ve izlenimlerini ifade etmede daha rahat olmuĢlar, baĢarı göstermiĢlerdir. Yılmaz( 2010: 205)‟ın bu sonucu destekleyen yorumu da Ģöyledir: ĠçselleĢtirme özellikle sanatsal çalıĢmalarda en önemli motivasyon kaynağıdır. ĠçselleĢtirmeyi sağlayan yöntemlerden biri de empati kurmaktır. Öğrencilere empati yapma alıĢkanlığı kazandırılmalı, “ben olsaydım” ile baĢlayan cümleler kurmaları sağlanmalıdır. ĠçselleĢtirme, motivasyonun sağlanması açısından öneminin yanı sıra, “öğrenme” olgusunun da kalbidir.

Yöneltilen sorular üzerine öğrencilerin çoğunun görüĢlerinin alınması sağlanmıĢtır. Farklı görüĢlerin ortaya atılması beklenmiĢtir. Her farklı cevap için teĢekkür edilmiĢtir. Sorular üzerinde öğrencilerin duygu ve düĢüncelerini rahatça ifade etmeleri istenmiĢtir. Sınıfta aktif bir katılım sağlandığından, sorulara cevap almak konusunda bir sıkıntı yaĢanmamıĢtır. Öğrencilerin sorulara cevap vermek konusunda istekli ve heyecanlı oldukları gözlemlenmiĢtir.

C. BĠLGĠYĠ PAYLAġMA

Planlanan dersin bu aĢamasında, yapılacak çalıĢmanın tekniği ve kullanılacak malzemelerin özellikleri hakkında öğrenciler bilgilendirilmiĢtir. Aynı zamanda uygulamanın nasıl yapılacağıyla ilgili tekrar bilgi verilmiĢtir. BaĢ parmaklarını diledikleri renklerde boyaya batırıp kâğıda bastıktan sonra, çıkan lekeyi keçe uçlu kalemlerle canlı veya cansız yeni nesnelere/ varlıklara dönüĢtürmeleri istenmiĢtir. Bir örnek verilmiĢtir: Leylek gövdesine benzettikleri yumurta Ģeklinde bir lekeye renkli kalemlerle boyun, gaga, bacak, kuyruk vb. ekleyerek tamamlama yapılabileceği gibi. Aynı iĢlemin birkaç kez yapılması sırasında, lekelerin kâğıdın yüzeyinde düzgünce dağıtılmasına dikkat edilmesi uyarısında bulunulmuĢtur. Öğrencilerin hayal güçlerine kısıtlama getirilmek istenmediğinden, tamamen özgür oldukları, istedikleri Ģekilde biçimler yapabilecekleri söylenmiĢtir.

Ç. UYGULAMA

Uygulama aĢamasına geçildiğinde, öğrencilere çalıĢma Ģevk ve isteklerini artırmak, rahatlamalarını sağlamak için Mozart‟ın “Concertos Horn and Orchestra” adlı albümden ve Tchaıkovsky‟nin “Swan Lake” albümünden hareketli sayılabilecek klasik parçalar dinletilmiĢtir. Uygulama aĢamasında öğrencilere rehberlik yapılmıĢ, zorlandıkları yerlerde yol gösterilmiĢtir. KoĢan bir çocuk ve oturan bir kedi yapmak istedikleri ama nasıl yapacaklarını bilmediklerini belirten iki öğrenciye; “koĢtuğumuz zaman bacaklarımızın Ģekli nasıl olur? (göstererek) biri önde biri arkada olur ve biri daha bükük durur değil mi? kedi nasıl oturur? oturan bir kedinin ön bacakları nasıl durur? önünde ve bükülmeden dümdüz yan yana durur değil mi? karĢıdan baktığımızda oturan bir kedinin vücudunun neresini görürüz? arka bacakları görünür mü?” vb. gibi sorularla öğrencilerin yapacakları figürler hakkında daha çok düĢünmeleri ve cevapları bulmaları, aynı zamanda öğrencilerin hayal güçlerini kullanmaları sağlanmıĢtır.

Öğrencilerin derse olan ilgileri canlı tutulmaya çalıĢılmıĢtır. Öğretmenin de öğrencilere ve çalıĢmalarına olan ilgisinin canlı kalması önemli olduğundan buna dikkat edilmiĢtir. Ders süresince coĢkulu, ilgili ve istekli görünerek öğrencilere iyi bir model olmaya çalıĢılmıĢtır. Öğrencilere karĢı her zaman ilgili, sıcak tavırlar sergilenerek, ders

sürecinde zaman zaman espriler yapılarak onlarla iyi bir iletiĢim kurmak, güven oluĢturmak amaçlanmıĢtır. Olumlu bir öğrenme ortamı sağlanmaya çalıĢılmıĢtır.

Derse ilginin, motivasyonun azalıp azalmadığını fark edebilmek için sınıf sürekli gözlenmiĢtir. Bu gözlemler sırasında, etkinlik süreci içinde derse karĢı ilgisi ve konsantrasyonu zayıf olan ve hiçbir Ģey yapmayan bir öğrenci fark edilmiĢtir. Ders boyunca ara ara yanına gidilerek, onunla ilgilenilerek, konuĢturularak, yaptığı resimle ilgili sorular sorularak, küçük ipuçları verilerek çalıĢmaya karĢı ilgi ve istek duyması sağlanmaya çalıĢılmıĢtır. “Çevrende, içerisinde yuvarlak ya da yumurta Ģekli (elips) olan canlı ve cansız neler var bir düĢün bakalım. Bence sen bunu kolaylıkla yapabilirsin?”vb. sözlerle sahip olduğu potansiyeli ortaya koyabileceği Ģekilde yüreklendirilmiĢ, yol gösterilmiĢtir. Öğrencinin ders sonunda kâğıdını doldurduğu, özellikle teknik kullanımı, duygu, düĢünce ve izlenimlerini ifade edebilme, renk ve biçim çeĢitliliğinde yeterli sayılabilecek bir çalıĢma teslim ettiği görülmüĢtür ( ġekil-1). Ders sonunda bir sonraki çalıĢmayı sorarak, istekli, meraklı ve ilgili tavırlar sergilediği gözlenmiĢtir. Bu konuda çalıĢmalar yapan Yılmaz (2010: 207)‟ın Selçuk (2007)‟dan aktardıkları da araĢtırmada ki bu sonucu desteklemektedir: Cesaretlendirme, olumlu benlik ve yetkinlik algısının geliĢimi için oldukça iyi bir tekniktir. Çocuklar, değer verdikleri kiĢilerin ikna edici sözlerinden olumlu yönde etkilenirler. „Bunu yapabilirsin‟, „sana güveniyorum‟ türünden sözler, yetkinlik beklentisini, baĢarma duygusunu artırır. Yılmaz (2010: 207)‟ın yorumuna göre de; sanat derslerinde, ikna edildikten sonra öğrencinin her hangi bir Ģekilde, “baĢarısız” addedilmesi, öğrencinin inancını yitirmesine ve motivasyonun daha sonraki çalıĢmalarda çok güç sağlanmasına yol açacaktır. Bu nedenle öğretmenin ikna ederek cesaretlendirdiği bir öğrencinin, baĢarıya ulaĢmasını da sağlaması gerekmektedir. Bu baĢarı öncelikle öğrencinin sanatsal çalıĢmalardan haz duyabilmesidir.

Benzer Belgeler