• Sonuç bulunamadı

2. OSMANLI DEVLETİ’NDE MÜSÂDERE USULÜ

2.7. Müsâdere Sürecinin İşleyişi

2.7.3. Muhallefat Defterinin Kaydedilmesi

Osmanlı Devleti’nde vefat eden kişilerin çeşitli sebeplerle mal varlıklarının kaydedilmesi sonucu ortaya çıkan Tereke Defterleri, Osmanlı muhasebe tekniği çerçevesinde düzenlenmiştir. Tereke, vefat eden kişinin miras bıraktığı değeri ifade eden varlıklar demektir. Kassam, Tereke veya Muhallefat defterleri adı verilen bu defterler, bulunduğu tarihi dönemin birey düzeyinde servet ve servetle direkt ilişkisi bulunan refah düzeyini yansıtmada önemli bir başvuru kaynağı olmuştur313.

Defterlerdeki verilerin en büyük özelliklerinden biri kişisel servet analizlerine imkân tanımış olmasıdır. Vefat eden kişinin hayatta iken sahip olduğu bütün menkul ve gayr-i menkul mallar bu defterlere kaydedilmiştir. Gerek devlet hazinesine intikal edecek terekeleri, gerekse mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkan terekeleri ve vefat eden kişinin muhtelif menkul ve gayr-i menkul mallarını, deftere tek tek kaydederek, takdir edilen fiyatları da yazılan malların altlarına kaydedilmiştir314.

Tereke defterleri, diğer bir ifade ile vefat eden bir şahsın muhallefatı ile bunların rayiç değerleri belirtilerek mirasçıları arasında taksimi ve vâsiyeti, ihtiyaç varsa bunların belirlenmesi ile diğer resmi işlem ve vergileri ihtiva eden resmi kayıtlardır. Tereke kayıtları iki şekilde zuhur etmiştir. Bunlardan ilki vefat eden kişinin mirasçılarının kimlik bilgileri ve durumlarının belirlendiği ilk kısım, bir de taşınır taşınmaz malların terekenin birim ölçüleriyle birlikte tespit ve fiyat değerlerinin ayrı ayrı yapıldığı ikinci kısım olarak belirtilmektedir315.

Müsâdere uygulamasında, muhallefatına el koyulmasına karar verilen kimsenin emvâl ve eşyası ile birlikte kimlerden alacağı olduğu ve kimlere borcunun olduğuna dair vazifelendirilen memurlar aracılığı ile mahallinde tespit edilerek deftere geçirilmiştir. Bundan sonraki süreçte merkeze getirilerek, İstanbul’a getirilmesi istenilen eşya ile mahallinde, yerli rayiçten satılması istenilenler ayrı ayrı olarak işaretlenmiştir. Mahallinde satılan eşya ve satış fiyatları daha sonra ayrıca bir

313 Tahsin Özcan, “Muhallefat”, TDVİA, XXX, İstanbul, 2005, s. 406-407; Said Öztürk, Askeri Kassama Ait Onyedinci Asır İstanbul Tereke Defterleri (Sosyo-Ekonomik Tahlil), s. 11-12; Cengiz

Tomar, “Müsâdere”, TDVİA, XXXII, İstanbul, 2006, s. 65-67.

314 Cengiz Toraman, “Bir Kamu Politikası Uygulama Aracı Olarak Tereke Muhasebesi ve Osmanlı

Uygulaması”, Mali Çözüm Dergisi, S. 71, s. 119-120.

315 Nuri Köstüklü, “Osmanlı-Türk Aile Kurumu Araştırmalarında Tereke Defterlerinin Yeri ve

77

deftere kaydedilmiş ve yine İstanbul’a gönderilerek hazineye giren ya da İstanbul’a satılanlar da ayrıca defterlere kaydedilmiştir316.

Osmanlı Devleti’nde müsâdere usulü tatbik edilirken uygulama sürecinin en önemli kısmını muhallefat defterleri meydana getirmektedir. Çünkü müsâdere edilen malların sayımı ve deftere yazım işlemleri çok titizlik gerektiren ve uzun zaman isteyen bir durumdur. Bu konuda hem defterlerin tanzimi hem de işlemin tatbiki açısından muhallefat defterleri farklılıklar göstermektedir. Müsâderenin nasıl yapılacağı defterlerin nasıl tutulacağı mal ve eşyaların deftere nasıl kaydedileceği ya da hangilerinin kaydedilmeyeceği gibi hususları kesin bir dille açıklayan veya tasvir eden bir nizâmnâme ya da talimat henüz tespit edilebilmiş değildir.

Muhallefatın müsâderesi kısmındaki en önemli meselelerden biri de mutfak eşyalarının deftere kaydedilmesidir. Ancak Anadolu’da hemen her sıradan evde bile un, şeker, tuz, pirinç, bulgur, irmik gibi dayanıklı tüketim maddeleri çuvalla alınır. Bununla beraber bir Osmanlı paşasının saray ya da konağında da önemli miktarda bu gibi dayanıklı tüketim mallarından bulunması gerekir; fakat birçok müsâdere metninde bunlara tesadüf edilmez ya da umduğumuzdan daha az dikkati çekmiştir317.

Muhallefat defterindeki kayıtlar, malları müsâdere etmekle görevlendirilen müsâdere komisyonunun tuttuğu kayıtlardır. İlk defterde malların tür ve miktarları yazılı iken, ikinci defterde ise tür ve miktarlarının yanı sıra değer tespiti yapılarak kıymetleri de yazılmış ve satışa konu olmuş ise satış fiyatları da eklenmiştir.

Muhallefat uygulamasında asıl olan defter, mübaşirin bizzat ve şahitler huzurunda görüp, tarif ettiği mal ve eşyaların kaydedildiği defterlerdir. Bu işlemden sonra, muhtelif vesilelerle yapılan tanımlar ile bu esas kayıtların tutup tutmadığı tatbik edilmiştir. Müsâdere sürecinde ele alınan bir muhallefatın deftere kaydedilerek, malların ele geçirilmesi sırasında, zapt edilen malların tamamının yer aldığı muhallefat defteri ile mahallinde satılanların Füruht defteri, İstanbul’da biri biriyle kontrol edilmektedir. Eğer zaptedilen mallardan, muhtelif sebeplerle başka yerlere teslim edilenler bulunuyorsa, teslim edildikleri yerlerden alınan senetlerinin de İstanbul’a gönderilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Füruht defterleri ve belli

316 Söylemez, s. 172.

317Cahit Telci, “Muhassılın Serveti: Aydın Muhassılı Abdülbaki Paşa’nın 25 Temmuz 1697 (6

78

yerlere ulaştırılan malların senetlerinin toplamı, mübaşirin bizzat, malları teker teker görerek kaydettiği defter ile ayniyet göstermelidir. Bu senetler olmadığı takdirde müsâdere edilen muhallefatta eksik ortaya çıkmaktadır318.

Müsadere sürecinde son olarak, deftere kaydetme ve sayım işlemi bittiğinde, mal varlığının tümü belirlendikten sonra, söz konusu muhallefat hakkında ne olacağına dair birkaç türde hüküm verilirdi. Bunlar, müsâderenin esası olarak devlet miri adına tüm mallarına el koyabilir, çok tesadüf edilen bir durum olarak mallar belli bir bedel karşılığı vârislere devredilebilir veya müsâdereden umulan değerde bir servete sahip değil ise hiçbir karşılık alınmadan mirasçılara ihsan olunabilirdi. Belli durumlarda da bilhassa hazineye nakit aktarımı olurken geride kalan vârislere eşyalar terk edilebilirdi.

Osmanlı Devleti’nin mali ve idari politikası çerçevesinde ele aldığımız müsâdere sürecinde Muhallefat kayıtlarının öneminin altını bir kez daha çizmiş bulunuyoruz. Ele aldığımız konu mahiyetinde XIX. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nde âyanlıktan sadrazamlığa kadar yükselmiş önemli bir şahıs olan Alemdâr Mustafa Paşa’nın müsâdere süreci ve muhallefat defterinin değerlendirilmesi yapılacaktır.

79

3. ALEMDÂR MUSTAFA PAŞA’NIN TARİH SAHNESİNDEKİ ROLÜ