• Sonuç bulunamadı

Kabakçı Mustafa İsyanının Başlaması ve IV Mustafa Dönemi

3. ALEMDÂR MUSTAFA PAŞA’NIN TARİH SAHNESİNDEKİ ROLÜ

3.2. Rusçuk Âyanlığından Sadarete Alemdâr Mustafa Paşa

3.2.3. Kabakçı Mustafa İsyanının Başlaması ve IV Mustafa Dönemi

III. Selim’in tahta çıktıktan sonra ordunun Avrupa usulleri dâhilinde yenilenmesinin yanında devletin diğer kurumlarının da yeniden yapılandırılması için

Darphâne ve Hazine-i Amire’ye “irâd” (gelir) ve “mesârif” (masraf) olarak kaydedilmesi ifade edilmiştir. BOA, C.AS, 401/16571, (29/Z/1222-27/Şubat/1808).

400 Yergöğü kalesine topçudan başka azap, cebeci, demirci ve sair efrad gönderildiğine dair Silistre

Valisi ve Tuna Seraskeri Mustafa Paşa’ya hüküm. BOA, C.AS, 800/33937, (11/L/1222- 12/Kasım/1807).

401 Arapyan, s. 4-5.

402 Mütercim Ahmed Âsım Efendi, Âsım Efendi Tarihi (Osmanlı Tarihi 1218-1224/1804-1809),

(Yayına Haz.: Ziya Yılmazer), I, İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, 2015, s. 600.

403 Silistre Valisi ve Tuna Seraskeri Mustafa Paşa tarafından tahrirat ile ordu-yı hümâyûna gelen

kimseye 750 kuruş harcırah verilmesine dair buyruldu ve telhis. BOA, C. DH, 25/ 2591, (01/S/1222- 4/Mayıs/1807).

404 Ahmed Âsım Efendi, I, s. 603; Efdalüddin Bey, s. 685; Uzunçarşılı, Meşhur Rumeli Âyanları, s.

60-61.

405 Ahmed Âsım Efendi, I, s. 604; Efdalüddin Bey, s. 686; Uzunçarşılı, Meşhur Rumeli Âyanları, s.

99

başlattığı Nizâm-ı Cedîd hareketi, 1805’ten itibaren gelişen tepki ve eylemlerle sarsılmıştır. Nizâm-ı Cedîd programının yürütülmesi için, kuvvetli bir ıslahatçı ekibin varlığı, aydın sınıfın ıslahat düşüncesini açık gönüllülükle kabul etmesi ve imparatorlukta barış devrinin kurulması gerekiyordu. Hâlbuki III. Selim döneminde bu şartların hiçbir vakit ve hiçbir suretle gerçekleşmediği görülmektedir406. Yapılan

uygulamalardan memnun olmayan yeniçeri ve ulema kesimi, ortak bir tavır içinde yenilikler karşısında menfaatleri zedelenen muhalefet cephesini genişletme imkânı bulmuştur.

Nizâm-ı Cedîd’in Rumeli’de uygulanması teşebbüsü, âyan ve mütegallibenin genel direnişi ve silahlı çatışmaları neticesinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır (II. Edirne Vakası, 1806)407. Bu uygulamadan vazgeçilmesi Nizâm-ı Cedîd faaliyetlerini

zaafa uğratmıştır408. Bu olaylar devam ederken Rus savaşı sebebiyle ordunun

İstanbul’dan hareketinden sonra, Karadeniz Boğazındaki kalelerin muhtemel bir Rus tehdidine karşı takviyesinin kaçınılmaz olduğundan bu husustaki bir takım tedbirler alınmasına teşebbüs edilmiştir.

Bahsi geçen kalelerde bulunan yamakların Nizâm-ı Cedîd sistemi içine sokulmak istenmesi, bunların Köse Musa Paşa tarafından el altından tahrik edilmesine fırsat tanımıştır. Yamaklara da Nizâm-ı Cedîd elbisesi giydirilmesinin düşünülmekte olduğu ve bu iş için Boğaz Nazırı Mahmud Raif Efendi ile Macar tabyası kumandanı Halil Haseki’nin görevlendirildiğine dair yapılan kışkırtmalar bunların isyanı ile bu sözü edilen iki kişinin öldürülmesine sebebiyet verimiştir. Bu olay Kabakçı Mustafa’nın önderliği ile meydana gelen isyanın çıkış noktasını teşkil etmiştir409.

Ayaklanma İstanbul’da duyulunca Köse Musa tarafından basit bir infial olarak takdim edilmiş, Nizâm-ı Cedîd ricalince de pek önemsenmemiştir. Kabakçı

406 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Nizam-ı Cedid ve Tanzimat Devirleri (1789-1856), V, Ankara:

TTK Yayınları, 1999, s. 77.

407 II. Edirne Vakası 1806 bkz.: Uzunçarşılı, Meşhur Rumeli Âyanları, s. 63; Erdoğan, Ferlibaş ve

diğeri; Karal, Osmanlı Tarihi, V, s. 80.

408 Kemal Beydilli, “Kabakçı İsyanı”, TDVİA, XXIV, İstanbul, 2001, s. 8.

409 Seydi, Alemdâr Mustafa Paşa, s. 21; Karal, Osmanlı Tarihi, V, s. 81; Yücel Yaşar ve Ali Sevim, Türkiye Tarihi, IV, Osmanlı Dönemi (1730-1861), Ankara: TTK Yayınları, 1992, s. 170; Ahmet Refik

Altınay, Kabakçı Mustafa, (Yayına Haz.: Enfel Doğan) İstanbul: Heyemola Yayınları, 2005, s. 62-64; Cevdet Paşa, IV, s. 2075; Georg Oğulukyan’ın Ruznamesi, 1806-1810 İsyanları IIII. Selim, IV.

Mustafa, II. Mahmud ve Alemdâr Mustafa Paşa, Tercüme ve Notlar: Hrand D. Andreasyan, İstanbul:

100

Mustafa önderliğindeki isyancılar sayıları giderek artan bir şekilde ulema ve yeniçerilerin de desteği ile İstanbul’a gelerek bir takım isteklerde bulunmuşlardır. İstanbul’da bulunan ve sayıları 10.000’i aşan Nizâm-ı Cedîd askerini kullanma basiretini göstermeyen III. Selim istenilen ricali feda etmiş ve Nizâm-ı Cedîd’in bütün kurum ve uygulamaları ile ilgası isteklerine de olumlu cevap vermiştir. Fakat bu durum isyanı sona erdirememiş ve III. Selim tahttan indirilerek, adamları vasıtasıyla baştan itibaren isyanı destekleyen, III. Selim’e ve Nizâm-ı Cedîd’e karşı girişilen tertiplerin içinde etkin rol oynamış olan IV. Mustafa tahta geçirilmiştir (29 Mayıs 1807)410.

IV. Mustafa padişah olmuştur ama devlet idaresinde hiçbir güce mâlik değildir. İsyan sırasında olduğu gibi devletin bütün idaresi yine asilerin eline geçmiştir. Asiler ilk iş olarak geriye kalan Nizâm-ı Cedîdçileri ortadan kaldırmaya başlamıştır. Bunun sonucunda asi başları ödüllendirilerek çeşitli görevlere getirilmişlerdir.

Nizâm-ı Cedîd düşmanı olarak bilinen yeniçeri ağası Pehlivan İbrahim Ağa’nın garip bir şekilde görevden alınacağı emrinin verilmesiyle, Pehlivan Ağa yeniçerileri Sadrazam Ekrem İbrahim Hilmi Paşa’ya karşı kışkırtmaya başlamıştır. Yeniçeri Ağasının kışkırtmaları sonucu büyük bir olay çıkacağının düşünülmesiyle görevde kalınmasına karar verilmiştir; fakat Pehlivan Ağa İstanbul’da yaşanan olayları duyunca tekrar yeniçerileri kışkırtmaya başlamıştır. Olayların büyümesi sonucu can güvenliği kalmayan Sadrazam Hilmi Paşa, kaçarak Alemdâr Mustafa Paşa’ya sığınmıştır. Sadrazamın gitmesiyle orduda nizâm, dirlik ve düzen kalmamış, birçok zorba türemiştir. Ordunun karışık halini duyan Alemdâr Mustafa Paşa, yanına beş bin kadar askerle Silistre’ye geçmiştir. Alemdâr’ın ordugâha gelmesiyle zorbalar sinmiş ve ordu yeniden nizama girmiştir411.

410 Mütercim Ahmed Âsım Efendi, Âsım Efendi Tarihi (Osmanlı Tarihi 1218-1224/1804-1809),

(Yayına Haz.: Ziya Yılmazer), II, İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, 2015, s. 776- 777; Ömer Efendi, Cabi Tarihi, s. 140. Oğulukyan ve Cabi Ömer Efendi, Sultan Mustafa’nın tahta çıkmak istemediğini fakat Sultan Selim’in zorlamasıyla tahta çıktığını söylemiştir. Yalnız diğer kaynakların da gösterdiği gibi Sultan Mustafa’nın Kabakçı isyanın da bizzat parmağı olduğunu bilinmektedir. Öyle ise Sultan Mustafa’nın, Sultan Selim’in zoruyla tahta çıktığı söylenememektedir. Oğulukyan, 1806–1810 İsyanları, s. 10–11; Ömer Efendi, s. 140; Kemal Beydilli, “Kabakçı İsyanı”,

s. 8.

411 Cevdet Paşa, IV, s. 2102; Efdalüddin Bey, s. 689; Uzunçarşılı, Meşhur Rumeli Âyanları, s. 69;

101