• Sonuç bulunamadı

Mirasçıların İhsanda Bulunması ve Muhallefatın Satışı

2. OSMANLI DEVLETİ’NDE MÜSÂDERE USULÜ

2.7. Müsâdere Sürecinin İşleyişi

2.7.2. Mirasçıların İhsanda Bulunması ve Muhallefatın Satışı

Müsâdere sürecinde tutulan defter İstanbul’a gönderilerek incelenip merkezde bulunan protokole kaydedildikten sonra, bu muhallefat konusunda yapılması gereken işlemler mübaşire bildirilirdi. Bazı defterler de belli mallar üzerine kırmızı kalemle işaret konularak (sürh ile mim konulmak suretiyle) merkeze gönderilmesi talep edilirdi. Defter yeniden mübaşire gönderilerek, mahallinde satılacak olan mallar ile merkeze gönderilecek olanların da ayrı ayrı defterlere kaydedilmesi istenirdi. Mahallinde satılan malların kayıtlı olduğu defter, satıştan elde edilen meblağ ile beraber İstanbul’a gönderilirdi301.

Tahrirat tamamlandıktan sonra muhallefatın açık artırma ile satışına başlanırdı. Bu sırada mübaşir de aile tarafından misafir edilirdi. Mübaşirin, hatta konuyla ilgili yazışmaları taşıyan ulakların konaklama masrafları ve ücretleri de merhumun parasından düşülürdü302.

Müsâdere edilen malların satış emri geldiği zaman bu işlem çoğunlukla müsâderenin uygulandığı mahalde yapılmaktadır. Satışı yapılacak olan malları kimlerin satın alabileceği konusu da bir hayli mühimdir. Muhallefat defterinde yer alan küçük kalemler bir yana, arazi, tarla, bağ, konak gibi büyük kalemleri yine zengin kişilerin satın alabileceği açıktır. Başka bir ifade ile söz konusu satılan büyük kalemler o bölgenin eşraf, âyan ve büyük tüccarlarının eline geçmektedir303.

Müsâdere sürecinde muhallefat defterine kaydedilen bazı mallar da, İstanbul’a havale edilerek orada da müzâyede ile satılabilirdi. Burada füruht olunan mallarda satış bedelleri ile ayrıca deftere kaydedilirdi. Ayrıca, müsâdere edilen mal varlığı üzerinde mevcut iddialara binaen, müsâdere edilen mallar ayrılarak taliplerine

300 Şam Defterdarı Seyyit Fethi Efendi’nin ölümü üzerine malların sayımı ve müsâderesi için Şam

Valisi Esat Paşa ve Mübaşir Cerrah-zade Mustafa Bey görevlendirilmiştir. Maktul defterdara ait muhallefatına tespitinden sonra, sahip olduğu eşyanın değeri parasal hesaplanarak deftere kaydedilmiştir. Deftere kaydedilenlerin bir kısmı da Mübaşir Mustafa Bey kontrolünde defteri ile beraber İstanbul’a gönderilmiştir. Harem odalarında tespit edilen eşya, mücevherat, mutfak eşyaları, kürk, elbise değerleriyle satılarak deftere kaydedilmiştir. Sevinç, s. 353.

301 Telci, “Osmanlı Devletinde 18. Yüzyılda Muhallefat ve Müsâdere Süreci”, s. 162.

302 Mısır Valisi müteveffa Ebubekir Paşa’nın muhallefatının tahrir ve zabtolunması, bu Muhallefat ile

müşarünileyhin ailesinin İstanbul’a gönderilmesine muktezi masarıfın muhallefattan verilmesi. BOA, C.ML, 738/ 30107, (16/M/1176-7/Ağustos/1762).

74

birer belge (temessük) karşılığında verilenler için de defter tanzim edilmiştir. Zaman zaman muhallefat içerisinde yer alan borçlar, alacaklar, gayr-ı menkuller ile kira gelirleri, miktarlarının çok ya da az olmasına bağlı olarak, topluca ya da ayrı ayrı defterlere kaydedilmiştir304.

Tereke305 nin yazılma işlemi bittikten sonra sıra borç ve alacak hesaplarının görülmesine gelirdi. İlgililer bir yandan ölenin alacaklarını tahsil etmeye uğraşırken, öte yandan ölenin borçlarını hesap ederlerdi. Eğer devlet alacaklı durumda ise bu borcun ödenmesine öncelik tanınırdı. Merkezden gelen emirde ölenin borcu ile ilgili bir kayıt varsa, aynı miri borç gibi bu da mahalli borçlara üstünlük arz etmiştir306.

Eğer ilgili bütün ödemelerin hemen yapılabilmesi için ya ölenin yeterince nakit parasının mevcut olması veya borçlarını karşılayabilecek alacakları varsa bunların hemen tahsil edilebilmiş olması gerekmektedir. Ama ne var ki merkezden “muhallefatına tahriri” ile beraber “füruhtu” yani satışı için emir gelmemişse, satış hemen yapılmaz ve merkezin cevabı beklenirdi307.

XVIII. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nde müsâdere usulünün bu yönüyle ilgili tatbikatına baktığımızda, merkezin gerektiğinde belli bir esnekliği olan bir politika içine olduğu görülür. Yani, eceliyle vefat eden ya da bir ceza mahiyetinde katledilerek mal varlığı müsâdereye tabii tutulan şahsın eğer geride bakıma muhtaç çoluk çocuk veya kendisinin bakımını sağlamakla görevli olduğu diğer kişiler var ise hükümet, bunların sefil olmaması için ölenin bazı mallarını ya bir ihsan308 şeklinde

304 Telci, “Osmanlı Devletinde 18. Yüzyılda Muhallefat ve Müsâdere Süreci”, s. 162.

305 Tereke, kadılar tarafından kaydı tutulan, vefat etmiş olan kişiye ait mal dökümlerinin olduğu

kayıtlardır. Bu kayıtlarda ölen kişilerin para değeri olan menkul gayr-ı menkul bütün malları ile borç aldığı ve verdiği miktarlar yazılmıştır. Gülser Oğuz, “Tereke Kayıtlarının Güvenirliği ve Kadıların Mirastan Mal Kaçırma Yöntemleri”, Turkish Studies, IX/ 1, (Güz 2014), Ankara, s. 409

306 Cezar, “Bir Âyanın Muhallefatı”, s. 45.

307 “…müteveffay-ı mezburin nukudi düyununa vefa itmemekle defter-i mumzada mastûr olan Süleyman karyesinde vâk’i çiftlik müşârun-ileyh Hafız Ali Paşa hazretlerine deyni mukabelesine 2500 guruşa virilüb sâir emval ve eşyanın fürûhtına irâde-i aliyye-i cihândari buyurulmadığına mebni bu cihetle çiftlik-i mezbûr paşay-ı müşârun-ileyhe virildikten sonra sah-el-bâki 5565 guruş kalup mebâliğ-i mezbûr paşay-ı müşârun-ileyh ve mübaşir-i mûmâ-ileyh ma’rifetleri ve ma’rifet-i şer’le mahall-i muhafazada temhir olnup der adalet-karara takdim olunub ve ne veçhile emr-i irâde-i katia-i hazret-i cihândari buyurulur ise ana göre amel ve harekekete kıyam olunacağı…”. Hafız Ali Paşa

kendi borcunu tahsil için satışı beklememiş ve alacağının bir kısmına mahsuben Hüseyin Süleyman köyündeki çiftliğe el koymuştur. Cezar, “Bir Âyanın Muhallefatı”, s. 46.

308 Vefat eden Gelibolu Baruthanesi sabık Emini Mustafa Kâmil Efendi’nin muhallefatının, borçları

ödenmek şartıyla ailesine verilmesine, gerek uhdesindeki mukataa ve gerek baruthane hesabının tesvidi suretine dair. BOA, HAT, 198/ 9980, (29/Z/1206-18/Ağustos 1792).

Ölen Eğriboz Muhafızı İbrahim Paşa’nın Eğriboz’da mevcut olub zabt ve temhir edilen emval ve emlâkı oğlu Mehmed Paşa tarafından 275 kese akçe teslim edilmek üzere veresesine ihsan edildiği beyanıyla ol babda muamelât-ı mukteziyenin ifasına (ödenmesi) dair, Eğriboz kadısına hüküm. BOA, C.ML, 536/ 22045, (11/Ra/1185-24/Temmuz/1771).

75

bunlara geri vermekte veyahut belli bir bedel karşılığında bazı malları onlara bırakmaktadır309.

XVIII. yüzyılda İmparatorluğun başka yerlerinde yapılan müsâderelerde de muhallefatları miras olarak alabilmek için varislerin ödediği bedeller oldukça değişkenlik göstermektedir. Saruhan âyanı Karaosmanoğlu Hacı Mustafa Ağa mütesellim olarak reayaya eziyetleri gerekçesiyle 1755 yılında idam edilmiş ve muhallefatının 15-20 milyon kuruş olduğu tahmin edilerek tümünün zaptı emredilmiştir. Ancak ailenin mal varlığının tespiti için sorgulama ve tahrir işleri devam ederken, oğlunun talebiyle varislerin 700.000 kuruş (ortalama servetinin %5’i veya 4’ü kadar) ödemesi karşılığında miras aileye bırakılmıştır310. 1785’te vefat eden

Canikli Ali Paşa’nın muhallefatı için oğlu Tayyar Bey 500.000 kuruş bedel ödemiştir. Çapanoğlu Mustafa Bey’in muhallefatı için ödenen bedel 1.900.000 kuruştur311.

Muhallefatın kaydedildiği geniş izahlı defterler ile muhallefata konu olan malların furühtü ile yazılan defterlerdeki malların satış değerleri görevliler tarafından ayrıntılı bir biçimde tahrir olunurdu. Çünkü muhallefattan sorumlu olan görevliye malların mahallinde satışı emri verilmiş ise bu durumda, eşyaların teslim senetlerinin biri biriyle denk olması, hesap olunduğu zaman mufassal muhallefat defteri ile füruht defterleri ve senetlerinin toplamının eşit olması, müsâdere işleminin önemli noktalarından birini oluşturmaktadır. Bu konu ile ilgili bazı dönemlerde bir takım problemler meydana çıkmıştır. Örneğin, muhallefatın belirlenmesi için vazifelendirilen bir şahsın, muhallefattan bazı yerlere yaptığı tahsilatlar karşılığında senet almaması veya alamaması nedeniyle, bazı malların kendi zimmetinde kaldığı durumlar yaşanmıştır312.

Hicaz’a giderken yolda vefat eden sabık Şam Mütesellimi Derviş Ağa’nın haline ve ailesine kesretine merhameten ashab-ı düyun iskat edilmek şartıyla muhallefatının mirice zaptına sarf-ı nazarla veresesine terk edildiğine dair irade-i seniyye sadır olduğu. BOA, C.DH, 224/ 11182, (17/M/1237- 14/Ekim/1821).

309 Müteveffa Dalbantzâde’nin mal varlığından hamam, değirmen ve iki adet tarla müzâyede olarak

satışa çıkarılmıştır. Fakat herhangi bir alıcı tesadüf etmemiştir. Dolayısıyla söz edilen emlak Dalbantzâde’nin yetimleri olan Mehmed Haşim Bey ve Mehmed Reşid Bey’e annelerinin vesayetiyle seneli 500 kuruş taksitle 3.000 kuruşa satılmıştır. Kıvrım, s. 59.

310 Nagata, Tarihte Âyanlar, s. 29-30. 311 Günay, s. 802.

76