• Sonuç bulunamadı

4. ALEMDÂR MUSTAFA PAŞA’NIN MALLARININ MÜSÂDERE SÜRECİ

4.3. Alemdâr Mustafa Paşa’nın Mallarının Müsâdere Edilmesine Başlanması

4.3.1. Mübaşir Tayini

XIX. yüzyıl başlarında merkezi otorite taşrada bulunan bir kişinin mallarını müsâdere ettireceği zaman önce o mahallin vali, sancakbeyi, yeniçeri zabitleri gibi görevlilerine hitaben bir ferman göndererek süreci başlatırdı. Devlet, müsâdere sürecinde varisler ya da mıntıka ahalisi gibi bazı kesimlerden tepkiler de gelebileceği için, özellikle ya o mıntıkanın ya da yakın yerin mutasarrıf, mütesellim, voyvoda gibi güç ve kudret sahibi kişilerini, bu tahrir ve zapt sürecine, nezaret etmek üzere

511 1819 senesinde malı müsâdere edilen Karaosmanoğullarından Deli Süleyman Ağa’nın

muhallefatının zaptında Aydın ve Saruhan Sancakları mutasarrıfı Süleyman Paşa “nâzır tâyin edilmiş ve kadı ile ehl-i vücûhun da iştirakiyle muhallefat değeri tespit edilmiştir”. Yuzo Nagata, Tarihte

Âyanlar, Karaosmanoğulları Üzerine Bir İnceleme, Anakara,1997, s. 168. 512 BOA, MAD.d., no: 9726, vr. 58.

513 BOA, MAD.d., no: 9726, vr. 58. 514 BOA, MAD.d., no: 9726, s. 58.

130

görevlendirmekteydi515. Çalışmamızın esasını oluşturan Alemdâr Mustafa Paşa’nın

müsâdere edilme süreci de böyle bir uygulama ile başlamıştır.

Alemdâr Mustafa Paşa’nın ölümünün ardından, Tırnova Kadısı ve Hassa silahşorlarından Tırnova taraflarında olan El-Hacı Yusuf’a gönderilen bir hüküm:

“Sen ki silh-şôr-ı mûmâ ileyhsin; Sadr-ı esbak müteveffâ Mustafa Paşa mukaddemâ müddet-i vâfirede Tırnovi Voyvodası olmak hasebiyle, kazâ’-i mezbûrda konağı ve sâ’ir-i emlâk ü akârı ve bâğ ve bâğçe ve sâ’ir-i arâzî ve emvâl ü eşyâsı olduğu tahkîk u istihbâr olunmağla; imdi, müteveffâ-yı mûmâ ileyhin kâffe muhallefâtı cânib-i mîrî içün zabt olunmuş olmağın, ber-vech-i muharrer kazâ’-i mezbûrda olan emlâk ü akâr u arâzî ve çiftliğin ve mefrûşât-ı konak ve harîr ve sâ’ir-i emvâl ü eşyâ ve dahî mezrû’ât ve der-anbâr zehâ’ir ü hayvânâtla ve’l-hâsıl teslîm-i mâl olmak üzre kalîl ü kesîr ve celîl ü hakîr her ne şey’i var ise, ma’rifet-i Şer’ ve ma’rifetin ve ser-dâr-ı mûmâ ileyhim ma’rifetleriyle yegân yegân, erbâb-ı vukûfdan su’âl ve teharrî ederek, zâhire iblâğ ve bir hardalca hâric ü mektûm kalmayarak, cümlesini ma’rifet-i Şer’ ile defter etdirüp memhûr ü mümzâ defter-i sıhhat-eserini serî’an Der- Se’âdet’e irsâl ü takdîme mübâderet eylemeni, fermânım olunmağın hâssaten me’mûriyyetini hâvî işbu Emr-i Celîlü’l-kadr’im ısdâr ile irsâl olunmuşdur.”

ile eski sadrazam Alemdâr Mustafa Paşa’nın evvelce Tırnova voyvodası olduğundan, Tırnova kazasında konağı, emlâkı, bağı, bahçesi, arazisi, malları ve eşyaları olduğu haber verilerek, muhallefatının “cânib-i mîri” için zabt edilmesi ile bahsi geçen emlâk, arazi, çiftlik, konak, bütün eşyalar, ambardaki hububat ve hayvanlar her neyi var ise teslim olmak üzere deftere kaydedilip, imzalı ve mühürlü olarak İstanbul’a gönderilmesi için Tırnova reisine ve memuru ile Tırnova serdarına hitaben emr-i şerif verilmiştir516.

Bunun yanı sıra Silistre ve Tuna Seraskeri Vezir Muhammed Hüsrev Paşa’ya ve Rusçuk Kadısı’na da Alemdâr’ın Rusçuk ve civarındaki muhallefatının zabtı için ferman gönderilmiştir517. Alemdâr’ın her türlü mallarının soruşturulup ortaya

çıkarılması ve bir defter halinde kaydedilerek gönderilmesi için Hüsrev Paşa öncülüğünde kaza mahkemesi ve mübâşir olarak da Hacı Esad Efendi tayin edilmiştir518.

515 Telci, “Osmanlı Devleti’nde Muhallefat ve Müsadere Süreci”, s. 150-151. 516 BOA, C.ML, 8722/ 212. (1224/M/10- 25/Şubat/1809); MAD, no: 9726, s. 56. 517 BOA, C.ML, 13489/ 328. (1224/S/17-3/Nisan/1809).

131

Alemdâr Mustafa’nın Paşa’nın Kehüdası olan Köse Ahmed Efendi, Alemdâr’ın sadareti sırasında yaklaşmakta olan tehlikeyi farkederek Alemdâr’a ait 14.000 keselik nakit para ile değerli mücevherleri Rusçuk’a götürmek bahanesi ve bazı başka nedenlerle İstanbul’dan ayrılmıştır. Alemdâr Mustafa Paşa’nın ölümü üzerine onun hazinesini ve Bükreş tarafına firar eden sarrafının araştırılması için Zilkade 1223’de (Ocak 1809) Ramiz Paşa ve İnce Mehmed Beylerle birlikte Kandıralı Mehmed Paşa, memuriyetle Silistre’ye gönderilmiştir519.

Kimlerin müsâdere kapsamına gireceğinin az çok belli olması, bundan kâr sağlayacak devlet, mübaşir ve kadı ile zarar görecek olan servet sahibi ve varisleri taraflarının hazırlıklı olmasına neden olmaktadır. Bab-ı Ali’de özellikle XVIII. yüzyıl sonlarında etkili ilişkiler söz konusu olmuştur. Eğer devlet ricali ile arasındaki tanıdıkları güç kaybederse bu onların korumalarını kaybetmesi, müsâdereleri için zemin oluşturması anlamına gelmektedir.

Bunun içindir ki bazı müsâdere olayında kadı ve mübaşir varislerin terekeden mal kaçırmalarını tesbit ettiği halde bunları ele geçirmemekte ya da etraftakilerle uzlaşarak buna göz yummaktadırlar. Bu gibi usulsüzlüklerin daha aza inmesi ve reayanın da hiçbir zarar görmemesi için III. Selim, bizzati mübaşiri padişahın tayin etmesi geleneğini başlatmıştır.

III. Selim döneminde merkezi kalemiyye sınıfı üzerinde yapılmış olan düzenlemeler küçük istisnalar dışında 1211 (1796-1797) yılında yoğunlaşmıştır. Devlet dairelerindeki personelin sayısı üzerine ayarlamalar ve dairelerin yazışma kalıp ve usullerinde yapılan düzeltmeler şeklinde, merkezi bürokrasi hakkında, ortaya çıkan şikâyet ve aksamaların getirdiği ihtiyaca binaen bir takım düzenlemeler yapılmıştır520.

Yine aynı yıl içerisinde, reayanın zarar görmesine ve mağduriyetine yol açan mübaşirlik sistemindeki aksamalar içinde muamelatı ilgilendiren bir ferman hazırlanmıştır. Fermanda vüzera, mir-i mirân, mütesellim, voyvoda ve bostancıbaşı gibi taşra idarecilerine yazılan emirlerde, “mübaşir hitabı” kısmına, padişah

519 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani, IV, (Yayına Haz.: Nuri Akbayar), İstanbul: Tarih Vakfı Yurt

Yayınları, 1996, s. 279.

520 Muzaffer Doğan, “III. Selim Döneminde Devlet Teşkilâtına Dair Bazı Düzenlemeler”, Nizâm-ı Kadim’den Nizâm-ı Cedîd’e III. Selim ve Dönemi, ed.: Seyfi Kenan, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, s.

132

tarafından belirtilmedikçe isim yazılmaması istenmiştir. Konu hakkında Beylikçi Efendi, mümeyyiz ve kesedar da uyarılmıştır. Ferman “düstûrü’l-amel” tutulmak üzere Divân Kalemi’ne kaydedilmiştir521.

Konunun daha iyi anlaşılması babında Alemdâr Mustafa Paşa’nın ölümüyle Rusçuk’taki mallarının müsâdere edilmesi için Silistre Valisi ve Tuna Seraskeri olan Vezir Muhammed Hüsrev Paşa’ya ve Rusçuk kadısına gönderilen hükümde, padişah tarafından belirtilmediği için mübaşir hitabı kısmı boş bırakılmıştır:

“Hâlâ Silistre Vâlîsi ve Tuna Ser-Askeri Vezîr Muhammed Hüsrev Pâşâ’ya ve Rûsçuk Kâdîsı’na ve zikr olunan muhallefâtın zabtına ta’yîn olunan [...]522 “zîde mecdühû”ye Hükm ki;

Müteveffâ Mustafa Paşa’nın Rûsçuk’da katı külliyyetlü muhallefât-ı emvâl ü emlâk ve zehâ’ir ü hayvânâtları ve hasbî çiftlikleri olduğu meşhûr u meczûm olmağın, bunların cümlesi cânib-i mîrîden zabt olunması husûsuna Fermân-ı Seniyye’m te’alluk etmekle, imdi, muhallefât-ı mezkrenin inzımâmları ve ma’rifetin ve ma’rifet-i Şer’ ve mübâşir-i mûmâ ileyh ma’rifetiyle teharrî olunarak zabt u ihrâc ve bir gılâları hâric ü mektûm kalmayarak cümlesi tahrîr u defter olunup memhûr u mümzâ defterleri Der-Se’âdet’ime takdîm ü irsâl etdirilmesine bezl-i himmet eylemen Fermân olunmağın, mübâşir-i mûmâ ileyhin me’mûriyyetini hâvî işbu Emr-i Celîlü’l-Kadr’im ısdâr ve irsâl olunmuşdur. İmdi, vusûlünde ber-vech-i muharrer me’mûr-ı merkûm ile müteveffâ-yı müşârun ileyhin Rûsçuk’da mevcûd olan emvâl ü eşyâ ve emlâk ü çiftliği ve zehâ’ir ü hayvânâtı ve’l-hâsıl her neleri var ise cümlesini ma’rifetin ve ma’rifet-i Şer’ ve mübâşir-i mûmâ ileyh ma’rifeti ile bi’t-teharrî zâhire ihrâc ve tahrîr-i defter edip mübâşir-i merkûm ma’rifeti ile Der-Se’âdet’ime irsâl ü takdîme hâssaten himmet eyleyesin!”523.

Müsâdere usulündeki genel eğilim, terekenin sayım ve yazılımına memur edilen kişilerin muhallefatı olduğundan yüksek göstermeye çalışmalarıdır. Çünkü kadının aldığı “kalemiyye” ve mübaşirin aldığı “hizmet-i mübaşiriyye” harçları terekenin % 2’si civarındadır. Tereke ne kadar yüksek gösterilirse kendi payları da o oranda artacaktır. Diğer bir durum olan memurların merkezce takdir ve taltif edilmeleri de merkeze sağlayacakları menfaatle doğru orantılıdır524.

521 Muzaffer Doğan, “Osmanlı Merkez Bürokrasisinde H. 1211/1796-97 Tarihli Düzenlemeler”, Türk Kültür İncelemeleri Dergisi, II, İstanbul, 2000, s. 86.

522 Bu kısım orijinal belgede boş bırakılmıştır.

523 BOA, C.ML, 328/ 13489, (17/S/1224-3/Nisan/1809). 524 Cezar, “Bir Âyanın Muhallefatı”, s. 46-47, 52.

133

Bazı durumlarda zengin ve varlıklı diye ibhar edilen525 ölünün terekesi

umulanın altında çıkmıştır. Bu durumda ya ihbar hatası ya da görevliler işe el koymadan ölenin yakınlarının terekeden mal kaçırmasından ileri gelmektedir. Böyle bir durum Alemdâr Mustafa Paşa içinde söz konusu olmuştur.

Alemdâr Mustafa Paşa’nın ölümüyle Rusçuk’taki mal varlığını tespit ve tahrir etmesi için mübaşir olarak tayin edilen Hacı Esad Efendi’ye, Alemdâr’ın mallarının yakınları tarafından gizlenmesi ihtimaline binaen, evvela paşanın Hazergrâd ve Tırnova kazalarındaki mal varlığını zapt etmesi ile ilgili emir gönderilmiştir:526

“Sen ki silh-şôr-ı mûmâ ileyhsin; Sadr-ı esbak müteveffâ Mustafâ Pâşâ mukaddemâ müddet-i vâfirede Tırnovi Voyvodası olmak hasebiyle, kazâ’-i mezbûrda konağı ve sâ’ir-i emlâk ü akârı ve bâğ ve bâğçe ve sâ’ir-i arâzî ve emvâl ü eşyâsı olduğu tahkîk u istihbâr olunmağla; imdi, müteveffâ-yı mûmâ ileyhin kâffe muhallefâtı cânib-i mîrî içün zabt olunmuş olmağın, ber-vech-i muharrer kazâ’-i mezbûrda olan emlâk ü akâr u arâzî ve çiftliğin ve mefrûşât-ı konak ve harîr ve sâ’ir-i emvâl ü eşyâ ve dahî mezrû’ât ve der-anbâr zehâ’ir ü hayvânâtla ve’l-hâsıl teslîm-i mâl olmak üzre kalîl ü kesîr ve celîl ü hakîr her ne şey’i var ise, ma’rifet-i Şer’ ve ma’rifetin ve ser-dâr-ı mûmâ ileyhim ma’rifetleriyle yegân yegân, erbâb-ı vukûfdan su’âl ve teharrî ederek, zâhire iblâğ ve bir hardalca hâric ü mektûm kalmayarak, cümlesini ma’rifet-i Şer’ ile defter etdirüp memhûr ü mümzâ defter-i sıhhat-eserini serî’an Der- Se’âdet’e irsâl ü takdîme mübâderet eylemeni, fermânım olunmağın hâssaten me’mûriyyetini hâvî işbu Emr-i Celîlü’l-kadr’im ısdâr ile irsâl olunmuşdur.”

Alemdâr Mustafa Paşa’nın sadrazam olmasıyla birlikte kendisine has geliri olarak Aydın muhasıllığı verilmiştir. Böylece Manisa mukâta’ası ve Aydın cizyesinin de gelirleri tasarrufu altına alınmıştır. Alemdâr’ın ölümünden sonra zımmi sıfatıyla Aydın havalisine memur kılınan sarrafı Manuk tarafından ticaret yoluyla pamuk mübâya’ası için Turgutlu kasabasından ve Manisa’dan çok fazla pamuğun İzmir İskelesi’ne nakl olduğu ihbar olunup bu mübâya’a olunan pamuğun sarrafın malı olması dolayısıyla cânib-i mîrî ye ait olduğuna binaen havalesinin yapılması babında emr-i şerif buyrulmuştur527.

525 “İhbar etme” ve bunun karşılığında alınan “ihbariye ücreti”, müsâdere olayının kilit noktasını

oluşturmuştur.

526 BOA, C.ML, 275/ 11304, (05/Ra/1224-20/Mayıs/1809).

134

Sarraf Manuk528 tarafından İzmir İskelesi’ne nakl olmuş olan pamuğun ele

geçirilmesi için 4 Safer 1224/ 21 Mart 1809 senesinde İzmir Voyvodası, Aydın Âyanı, Aydın Valisi ve bu hususa hassa-i mübaşir tayin olunan şahsa verilen hükümde;

“…muktezâ-yı me’mûriyyetin üzre serî’an mahalline varıp, sarrâf-ı mersûm tarafından her ne kadar penbe mübâye’a ve İzmîr İskelesi’ne nakl olunmuş ise, bir kıyyesi hâric ü mektûm olmayarak cümlesini ma’rifet-i Şer’ ve Voyvoda-i mûmâ ileyh ile, cânib-i Mîrî’den zabt u tahrîr ve memhûr u mumzâ defterini serî’an Der-Se’âdet’ime irsâl ve ne vechile Emr’im ısdâr ederse, ol vechile amel ü hareket ve hılâfını tecvîz ile mes’ûl ü mu’âteb olacağından, bu bâbda tehâşî vü mücânibet eyleyesin! Ve sen ki, Voyvoda ve A’yân-ı mûmâ ileyhimâsız!..”

ifadeleri ile malların müsâderesi için emir verilmiştir. Dergâh’ta bulunan muhtelif yağ ve zehayirden Varna ve civar kazalardaki iskelelerde Alemdâr’ın kendi malı olarak gösterdiği bal ve bu türden gıdaların olduğu haber verilmiştir. Bunun üzerine Varna dâhilinde mevcut olan her nesi var ise cümlesinin zahire ihtiyacı ve cânib-i mîrî için zabt ile bir taraftan Dersaadet’e gönderilmesi babında âyan, zabıta ve serdar gibi görevlilere ve söz konusu hususa mübaşir tayin olunan Seyyid Hüseyin Şakir Efendi’ye hitaben emr-i şerif gönderilmiştir529.

Müteveffâ Mustafa Paşa’nın Hezargrâd ve civar kazalarında olan bil-cümle eşya ve emlâk, akar, hayvanat, mahsul ve ismi mal olan her nesi var ise cümlesinin zahire ihracı için zapt edilerek ulaştırılması bakımından emr-i şerif verilip kayıt olunmuştur530.

528 Semavi Eyice, Sarraf Manuk’un çok varlıklı olduğunu ve Tirsiniklizâde İsmail ve Alemdâr

Mustafa Paşa’ya yakın olduğu kadar Ruslarla da arasının çok iyi olduğundan bahsetmiştir. Manuk Bey, Tirsiniklizâde’nin yanında kendini gösterme fırsatı bulmuş ve 1806 yılında Eflak Voyvodası Konstantin İpsilanti’den, Bey ünvanını almış ve İpsilanti ile gizlice anlaşarak Rus pasaportu almıştır. Aynı yıllarda servetini artıracak tek güçlü irade olarak gördüğü Alemdâr Mustafa Paşa’nın sarrafı ve akıl hocalığını yaptığı söylenmektedir. Alemdâr’ın İstanbul’a yürüyüşünü desteklemiştir. Semavi Eyice, “Goleşti (Romanya)’de Küçük Bir Türk Hatırası: Alemdâr Mustafa Adına H. 1221 (M. 1806) Tarihli Bir Kitabe”, Tarih Dergisi, S. 32, 1979, s. 378.

529 BOA, MAD.d., no: 9726, s. 56. XVIII. yüzyıl ve XIX. yüzyıl başlarında İstanbul halkının ihtiyacı

için Silistre mezbahalarında hâsıl olan muhtelif yağların ve zahire ihtiyacının Varna’ya nakledildiği ve bu nakil işine Tirsiniklizâde ve onun halefi olan Alemdâr’ın görevlendirildiğine dair hüküm. BOA, C.BLD, 124/6190, (29/Ca/1220-25/Ağustos/1805); 79/3915, (23/Ş/1220-16/Kasım/1805).

135

Alemdâr Mustafa Paşa’nın sadaret makamına geldikten 3,5 ay gibi kısa bir süre sonra vefatı üzerine İstanbul’da Emirgan’daki yalısında bulunan eşyaların tahriri için Mustafa Ağa görevlendirilmiştir531.

4.3.2. Alemdâr Mustafa Paşa’nın Sadaret Öncesi Emlâkı ve Mukâta’a