• Sonuç bulunamadı

2. OSMANLI DEVLETİ’NDE MÜSÂDERE USULÜ

2.4. Osmanlı Devleti’nde Müsâdere Uygulamasının Niteliği ve Kapsamı

2.4.2. Ölüm Halinde Müsâdere

Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarından itibaren uyguladığı müsâdere sisteminin şümûlu giderek değişmiş ve daha önceleri devlet malını zimmetine geçirenler ve devlete karşı isyan edenlerin cezalandırılmaları esnasında uygulanan müsâderenin kapsamı, bilhassa XVII. ve XVIII. yüzyıllarda sağlıklarında servetleri ile şöhret bulanların, ölümlerinin hemen ardından servetlerinin miri adına zabt edilmesine kadar gitmiştir205. Ölümünün haber verilmesi ile zenginlerin tüm mal varlıkları “mîrînin müzayâkası206 var denilerek mühürlenip muhallefat defterine

kaydedilmekte bazen belli bir bedel karşılığında hak sahiplerine geri verilmekte,

202 Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi, İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2007, s.

220.

203 Şevket Pamuk, Osmanlı-Türkiye İktisâdi Tarihi 1500-1914, İstanbul: İletişim Yayınları, 2010, s.

168; Ahmet Tabakoğlu, Türkiye İktisat Tarihi, ed.: İsmail Kara, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2010, s. 360.

204 Feridun Emecen, “Bedel”, TDVİA, V, 1992, s. 301.

205 Dersaadet’le Rumeli ve Anadolu’da ile memleketin bazı yerlerinde ikamet eden eceliyle veya

maktulen ölümleri neticesinde ya da kaçak olan vüzera, muhassıl, mütesellim, ağayan, emin, voyvoda vesair memurinin ve erbab-ı servetten isimleri muharrer kimselerin görülen lüzum üzerine muhallefatının emval ve emlakıyla çirtlikal ve arazisinin canib-i miriden zabtıyla füruhtuna ve bedelatının Darbhane’ye veya Hazine-i amire’ye teslimine ve emlakı satın alanlara mülknameleri ile tapu senedlerinin itasına ve iltizamat ve mukataat bedelatıyla sairden miri matlunatın tajsiliyle hazineye teslimine, aşhas zimematının Muhallefat esmanından tesviyesine ve bunlara müteferri sair muhtelif işlerin hal ve faslıyla muktezasının ifasına dair valilere, kadılara ve saireye yazılan hükümleri ve verilen emirlerin tarihleriyle kuyudatını ve muhtevi muhallefata dair ahkam defteri. BOA, MAD.d.., Gömlek No: 9740.

50

bazen de irade-i hükkâm (kadıların iradesi) ile mal varlığının satışından elde edilen gelir devlet adına alınarak mirasçıları haklarından mahrum bırakılmıştır207.

Aynı zamanda devlet görevinde bulunmakla, elde ettiği zenginliğin kaynağı da devlet malı olanların (erbab-ı servetten olanların), bu malın rüşvet ve yolsuzlukla mı kazanılıp kazanılmadığına dair herhangi bir husus belirtilmeden ölümleri sonucunda mal varlıkları müsâdere edilmiştir208. Bir şekilde “cânib-i mîrî ile ahz ü

itası” yani devletle münasebet içerisinde olması, ölümlerinin ardından malların müsâderesi için bir gerekçe oluşturmuştur209.

XVIII. yüzyılda müsâdere meselesine muhatap olan görevlilerin ölümleri neticesinde muhallefatlarına el koyulması iki bağlamda açıklanmaktadır. Bunlardan ilki, üzerinde mukâta’a olan vezirler ve devlet adamları ile beytülmâl ile münasebeti

207 Ölen Eğriboz Muhafızı İbrahim paşa’nın Eğriboz’da mevcut olub zabt ve temhir edilen emval ve

emlâkı oğlu Mehmed Paşa tarafından 275 kese akçe teslim edilmek üzere veresesine ihsan edildiği beyanıyla ol babda muamelât-ı mukteziyenin ifasına dair, Eğriboz kadısına hüküm. BOA, C.ML, 536/ 22045, (11/RA/1185-24/Temmuz/1771).

Adana Beylerbeyisi olub bilahire Özi Kalesi muhafızı iken vefat eden Karslızade Hasan Paşa’nın, bütün emval ve muhallefatı miriden zabt ve temhir olunarak, İstanbul’a gönderilmesi hakkında Adana kadısına hüküm. BOA, C.ML, 445/ 17999, (29/M/1183-4/Haziran 1769). Bu belgeden adı geçen temhir kelimesi malların mühürlenmesi anlamına gelmektedir. Yani kişinin ölümünden sonra eşyalarının mühürlenmesi mal varlığının müsâdere edileceğini göstermektedir.

Tarsus voyvodası Tavuzzade Ali Bey’in ölümünün ardından mal varlığının müsâderesi ve tahriri babında mübaşir tayin edilmesi. BOA, HAT, 268/ 15647, (29/Z/1205-29/Ağustos1205).

208 Vüzera ve memurin-i devlet ile erbab-ı servetten ölen veya firar eden ve isimleri yazılı olan müslim

ve gayr-ı müslim kimselerin mübaşirler marifetiyle zabta geçirilen nakit, mal, emlak ve eşyalarının satılarak bedellerinin Darphane, İrad-ı Cedid veya Hazine’ye teslimini; alacaklarının tahsil edilerek zimmetlerinin terekeden ödenmesini; emlakın satıldığı şahıslara ita edilecek mülk nameler için suret, ilmühaber ve tezkere verilmesini; maksut eşyanın zarara uğratılmamasını; müsâdereden kaçırılan mal ve eşyanın bulunmasını; Dersaadet’e sevk edilen hazinelerin temin-i selametini; bazı kalelerin mühimmatıyla mustahfazını alacaklarının mukataa emvalinden ödenmesini; muhallefatına muayyen bedel mukabilinde varsilerine terkini; müteveffa üzerindeki malikâne mukataa kayıtlarının silinmesi için vali, kadılara yazılan ferman hükümleri ile verilen emirleri ve saireyi ihtiva eden Muhallefat ahkâm defteri. BOA, MAD.d., Gömlek No: 9748.

Bu konu ile ilgili arşiv belgelerinden örnekler: Köstendil’de vefat eden Sabık Çavuşlar kethüdası Ahmed’in külliyetli nukud ve emval ve emlaki olduğu ve kendisi mukataat ve iltizam ile meşgul olmasına göre serveti emval-i miriyeden hâsıl olmuş bulunduğu cihette muhallefatının tahrir ve miriye zabtına dair. BOA, C.ML, 26/ 1208, (20/Z/1183-16/Nisan/1770).

Evvelce Mısır-ı Kahire’de ocak mütekellimi olup bu kerre vefat eden ve erbab-ı servet ve yesardan bulunan abdurrahman kethüdanın muhallefatının miriden zabtına dair Mısır Valisi eski sadrazam İzzet Paşa ile Şeyhü’lbelede vesaireye hüküm. BOA, C.ML, 45/ 2054, (29/R/1190-18/Mayıs/1776).

Birkaç sene Niğde Mütesellimliği yapan ve Develi Karahisarı’nda ölen Abuş, servet ve yesar ile şöhreti haiz ve zulmen de emval-i kesire cem etmiş olduğundan bütün muhallefatının emval ve eşyasının mirice zabtı. BOA, C.ADL, 30/ 1774, (29/Z/1193-7/Ocak/1780).

Sirozlu Mühürzade müteveffa Mustafa Efendi servet ve yesar sahibi olduğundan, bütün muhallefatının miriye zabtı. BOA, C. ML, 698/ 28541, (22/R/119-25/Şubat/1783).

209 Cezire hükümeti mutasarrıfı Mehmed Bey’in bila-veled vefat ettiği ve birkaç bin keselik serveti

olup kendisi hükümet memuru olmak itibarıyla metrkatı miriye a,t olduğu cihetle bütün muhallefatının mirice zabtına dair Bağdat Valisine hüküm. BOA, C.ML, 101/ 4463, (19/S/1207-6/Ekim/1792).

51

olan cizyedâr (cizye vergisi toplayan memur), mültezim210 ve âmil gibi görevlerde

bulunmuş olmalarıdır. Bu tür müsâdere uygulamaları vefat eden kişilerin devlete olan borçlarının sağlıklı bir şekilde tahsil edilmesi amacıyla yapılmıştır. Miriye olan borçların hesaplanarak resmi kayıtlarının tutulduğu dönemlerde, mal varlığının telef olmaması gayesiyle ölen kişinin mal varlığı zapt edilir ve tahrir olunurdu. Yapılan tahkikat neticesinde vuku bulan miri borçları, vefat eden şahısların muhallefatından ilk olarak tahsil edilen olmuştur211.

Osmanlı Hükümeti, bazı devlet ricalinden olan kimselerin konumları hasebiyle mal varlıklarını miri mal nazarında görmüştür. Bir defterdar takririnde cizyedâr, mültezim ve zekât memuru şeklinde sayılan devlet görevlileri beytülmâle hizmet edenler sınıfını oluşturmuştur212. Devletin bu kesim üzerindeki önyargılı

bakışına Kıpti cizyedârı Hüseyin’in mal varlığını müsâderesi üzerinden misâl verilebilir. Konuya ilişkin arzda müteveffanın zengin ve mültezim sınıfından olduğuna binaen emval ve eşyasının devlet tarafından zapt edilmesi gündeme gelmiştir. Müteveffanın hanesinin mühürlenmesi üzerine eşi tarafından mani olununca cebren bu işlemin yapılıp yapılmayacağı Padişah’a danışılmıştır. Padişah da “mültezim gürûhundan olduğu surette malı mîrînindir” diyerek durumu kendisine arz edenleri azarlamıştır213.

210 İltizam, özel bir kişinin devlete ait herhangi bir vergi gelirini toplamayı belirli bir yıllık bedel

ödeyerek karşılığında kendi üzerine almasıdır. Bu işle görevlendirilen kişiye mültezim denir. Mehmet Genç, “İltizam”, İA, TDVİA,XXII, s. 154.

211 Cizye eski muhasebecisi Mehmed Emin’in vefatı üzerine Varna kalesi bina eminliği hesabından ve

uhdesinden mukataa emvalinden borcu olmakla, bütün muhallefatının miriden zabtına dair. BOA, C.ML, 738/30110, (29/B/1192-23/Ağustos/1778).

Kocaeli Sancağı mutasarrıfı iken vefat eden Abdurrahman Paşa’nın, miriye olan borçlarına mukabil eşya ve emvalinin zabtı. BOA, C.ML, 655/ 26822, (7/S/1193-24/Şubat/1779).

Afyonkarahisarı Mutasarrıfı Ali Zot Paşa’nın vefatı üzerine miriyle öteden beri olan muamelat-ı maliyesine ve birçok borcu zuhuruna binaen Yanya tarafındaki bütün emval ve eşyasının, akar ve çiftliklerinin, hayvanat ve alacaklarının taraf-ı miriden zabt ve tahrir edilmesi emredilmiştir. BOA, C.ML, 171/ 7238, (10/Za/1193-19/Kasım/1779).

212 Devlette bu tür hizmetleri görenlerin miri mal ile olan ilişkileri nedeniyle üzerlerinde çokça mal

olduğuna dair bir ön yargı hâkimdir. Sultan I. Abdülhamit önemine ait bir hükümde muhasılların emval-i miriyyeyi ekl ü bel’ ettikleri etraflıca dile getirilmekte ve üzerlerindeki emvâl-i miriyyenin tahsili istenmektedir. Hüküm bu sınıfın miri olan münasebetini yansıtır niteliktedir. “Birkaç seneden

beri Halep muhassılı olanlar dest-res oldukları emv^l-i mîrîyeyi bayağıca ekl ü bel’e me’lûf olub gönderilen mübaşirlerin dâhi bi-hikmetini Te’alâ kimisi rehâvet ve betâet ve kimisi tama’a tebaiyyet birle bir iş görmeğe muvaffak olamadıklarından gerek muhasıllar yedlerinde müterâkim olan ve gerek sinîn-i sâlifeden a’yan ve ahâli zimmetinde kalan meblağ-i vâfirenin”. BOA, AE.SABH.I, 200/ 13415,

(21/B/1198-10/Haziran/1784).

213 “Mültezim gürûhundan olduğu suretde malı mîrînindir. Cümle malı harice çıkması emrimdir. Bir karıya cevab verecek haliniz yok mudur? Bunda şemâtât mülâhaza tmek ve istizân etmek oldu mu”. BOA, HAT, 1387/ 55111, (29/Z/1203-20/Eylül/1789).

52

Sultan’ın, müsâdere hükmünü verdiği ikinci türü ise mirasçısı olmadan vefat edenlerin mallarının beytülmâle intikali amacıyla yapılmış olanlardır. Ancak zamanla mirasçısı veya devlete borcu olup olmadığına bakılmaksızın, mültezim, esnaf farkı yapılmadan servet sahibi olanların mal varlığı zapt edilmiştir. Ashab-ı servetten olup da mirasçı bırakmadan vefat edenlerin müsaderesine ilişkin belgelerde, şer’i gerekçe olan mirasçı bırakmadan vefata ya da bilâ-veled vefat haline özellikle atıf yapılması da bu hassasiyeti yansıtır niteliktedir214. Hükümet, yalnızca ashab-ı servetten olmayı

mallarına el koymak için yeterli görmüş olsaydı böylesine bir gerekçelendirmede bulunmamış olurdu215.

Müsâdere uygulaması, hükümdarın defterdara takriri ile başlayan bir süreç olması münasebetiyle çoğu zaman Padişah’ın hatt-ı hümâyûnu ile sonuçlandırılmıştır. Çavuşbaşı Mehmed Seyda Efendi’nin vefatı gerekçesi ile Defterdar takriri üzerine I. Abdülhamid, “Merhumun menzil-i menhusesi duhan odasında kâffe-i emval ve eşyası kemal-i dikkat ve ihtimamen zabt ve tahrir ve taraf-ı hümâyununa arz edilsin” ifadelerinde bulunmuştur. Dolayısıyla padişahın bu hattı ile onların müsâdere uygulamasını yakından takip ettiklerinin bir göstergesi mahiyetinde olmuştur216.

Osmanlı Devleti’nde vefat eden şahısların arkalarında vârislerinin olması ile geriye kalan malların taksiminde bir mirasçının başvurusu, ölen kişinin devlete borçlu olması ya da mirasçıların reşit olmaması durumunda kassâmlar tarafından pay edilmiştir217. Vâris bırakmadan ya da mirasının tümünü hak edecek nitelikte ve

sayıda mirasçısı olmadan vefat eden kişilerin terekeleri ise, kimsenin malı olmadığı gerekçesi ile koruyucusuz mal adledildiğinden devlete kalmıştır218.

214 Tophane’de Paşa hamamcısı Mustafa Ağa bila-veled vefat ederek külliyetli serveti bırakmakla

mirice zabtına ve zevcesinin mutalebatına dair takrir. BOA, C.ML, 95/ 4280, (08/Ca/1208- 11/Ocak/1794).

215 “ Sâbıkan Rumeli Kazaskeri Veliyyüddin Efendizâde Mehmed emin Efendi kulları irtihâl-i dâr-ı bekâ idüb asabe ve zevilerhâmdan vâris-i ma’rufu olmadığı müsellem olduğuna binâen kâffe-i emv^l ve eşya ve çiftlikâtında mevcûd devâb ve mevâşi ve emlâki hazine-i beytülmâle ait ve râci’ olmağla taraf-ı Devlet-i Aliye’den zabt u tahrîr iktizâ eyledüğünü semâhatlü Şeyhülislam Efendi kulları bir kıt’a takririyle”. BOA, HAT, 106/ 4162, (29/Z/1221-09/Mart/1807). Veliyüddin Efendi’nin el konulan

malvarlığından etbânın aylıklarının verilmesine ilişkin belge. BOA, C.ML, 77/ 31735, (9/N/1220- 1/Aralık/1805).

216 BOA, HAT, 14/ 568, (29/Z/1203-20/Eylül/1789).

217 Kassamların müdahil olduğu terekeler için bkz. Said Öztürk, Askeri Kassama Ait Onyedinci Asır İstanbul Tereke Defterleri, İstanbul, 1995; Said Öztürk, “Kassâm”, TDVİA, XXIV, s. 579.

218 Arif Bilgin ve Fatih Bozkurt, “Bir Mali Gelir Kaynağı Olarak Vârissiz Ölenlerin Terekeleri ve

53

Vefat eden kişi askeri sınıfa mensup ise mal varlığı “hassa beytülmâl eminleri”, sivil halktan ise “âmme beytülmâl eminleri” tarafından kabzedilirdi. Bu türden müsâdere uygulamalarında mirasçısı olmayan terekeler ile bunları tespit ederek el koyan ve emr-i ferman üzerine satışını gerçekleştirerek gerekli masrafları yaptıktan sonra elde kalan meblağı devlet hazinesine ya da belirlenen her hangi bir harcama alanına yönlendiren beytülmâl mukâta’aları olmuştur219.