• Sonuç bulunamadı

Mahkemenin Tarafları Anlaşmaya Davet Etmes

B. KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ 1 Tebligat ve İlanların Yapılması

2. Mahkemenin Tarafları Anlaşmaya Davet Etmes

Dava dilekçesi ve ekleri tebliğe çıkarılmadan önce yapılacak ön incelemede eksik bulunmaması halinde, mahkemece duruşma günü de belirlenip, taraflara tebligat çıkarılır. Belirlenen günde yapılacak duruşmada hakim, kamulaştırılacak taşınmazın bedeli konusunda tarafları anlaşmaya davet eder. Tarafların bedelde anlaşmaları halinde hakim, taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder, bu bedeli

102 Böke, s. 169. Yıldırım – Başsorgun ise, 4650 sayılı Kanunun getirdiği bu uygulamayı şu ifadelerle eleştirmektedir: “…yapılan bu değişikliğin niçin yapıldığı anlaşılır gibi değildir. Tapulu bir taşınmazın kamulaştırılması, malik ile kamulaştırmayı yapan idareyi mutlaka ilgilendirmektedir. Ancak bunun dışındaki kişileri, mahallinde daha önemlisi Türkiye genelinde ilan yapılacak derecede neden ve nasıl ilgilendirdiğini anlamak zordur. Kaldı ki bu uygulama idareye gereksiz ve hatta bazı zamanlarda kamulaştırma bedelinden bile fazla mali bir külfet yüklemektedir. Zaten uygulamada mahkemeler de idarelerden gelen sızlanmaları nazara alarak pratikte bir faydası da bulunmayan bu ilanları yapmamakta bu husus temyiz nedeni olarak Dairemize de getirilmemektedir. … Bu nedenle ilanın pratikte bir faydası bulunmadığından, bu fıkra yürürlükten kaldırılmalıdır”. Yıldırım –

Başsorgun, s. 148. Aynı yönde bkz. Hayta, s. 119, 120.

103 Tasarı, m. 2. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan, Bakanlar Kurulunca 04.05.2004 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan, tali komisyon olarak Adalet Komisyonu’nda ve 18.04.2006 tarihinde esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüp kabul edilen tasarı gerekçesinde; gazete ilanlarının idarelere büyük bir mali yük getirdiği, satın alma usulünde uzlaşma sonucunda yapılan tescil işleminde herhangi bir ilan yapılmadığı, mahkemece verilecek tescil kararı için üçüncü şahısların tapuda kayıtlı olmayan hakları düşünülerek ilan yapılmasının uygun olmadığı, bu nedenlerle gazete ilanı usulüne son verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Haklı olarak ifade edildiği üzere; ödenen gazete ilan bedelleri kamulaştırma yapan idarelere bazı taşınmazların kamulaştırılmasında kamulaştırma bedelinin çok üzerinde mali külfetler getirmektedir. Ayrıca uzlaşma ile taşınmaz devralındığında gazete ilanı şartı aranmadığı halde mahkemece verilen tescil kararı için ilan şartı aranması hukuk mantığı ile de çelişmektedir. 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanuna göre yapılması gerekli olan ilan, üçüncü kişilerin kamulaştırılan taşınmaz üzerinde sonradan idareden ve davalıdan bir hak talep etmesine engel olmamaktadır. İdare ve davalı, dava konusu taşınmazla ilgili olarak üçüncü şahıslardan gelebilecek her türlü hak talebini yapılan bu ilanlarla bertaraf edememektedir. Ayrıca, ilan yapılmış olsa da olmasa da kamulaştırma nedeniyle hakları zarar gören üçüncü kişiler tarafından gerek kamulaştırma işlemi sırasında, gerekse kamulaştırma işleminin tamamlanmasından sonra, dava konusu taşınmazın karşılığı olan bedel üzerindeki haklarının 2942 sayılı Kanunun 14. maddesinin beşinci fıkrası gereğince talep edilmesi de mümkündür. Zira 14. madde uyarınca; kamulaştırmaya konu taşınmazın maliki tarafından 10. madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddî hatalara karşı da adlî yargıda düzeltim davası açılabilir. 2942 sayılı Kanunun 9. ve 19. maddelerine dayanılarak yapılacak kamulaştırma işlemlerinin ilan edilmesi ise gerekli ve zorunludur. Fakat 10. maddeye dayanılarak açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında ilan yapılması zorunluluğunun pratikte bir faydası görülmemektedir. Kısaca açıklanan gerekçelere dayanarak, kamulaştırma işlemlerinin hızlandırılması ve masraf yönünden tasarruf sağlanması amacıyla ilan zorunluluğuna ilişkin 10. maddenin dördüncü fıkrasının yürürlükten kaldırılması öngörülmektedir. Bkz. Tasarı, Genel Gerekçe.

peşin ve nakit olarak veya ilk taksidinin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, yapılan davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılmasını sağlar104.

2942 sayılı Kanunun 10. maddesinin beşinci fıkrasının, sekizinci fıkranın ikinci ve devamı cümlelerine yaptığı atıf uyarınca, mahkeme üzerinde anlaşmaya varılan bedelin davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması için kamulaştırmayı yapan idareye 15 gün süre verir. Gerekli görüldüğü takdirde bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.

Üzerinde anlaşılan kamulaştırma bedelinin bankaya yatırıldığına dair banka dekontunun mahkemeye sunulmasıyla taşınmazın idare adına tapuya tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir. Mahkeme, kararını paranın yatırıldığı bankaya ve tapu müdürlüğüne gönderir105.

Mahkemece belirlenecek olan kamulaştırma bedeli ile ilgili hükmün kesinleşmesine kadar taraflar arasında anlaşmaya varılması da mümkündür. Zira yeni kamulaştırma usulünde tapuda kayıtlı ve mülkiyeti üzerinde uyuşmazlık bulunmayan taşınmazlar için satın alma usulü esastır. Talepte bulunulduğu takdirde tarafların vekil veya temsilcilerine anlaşma yetkisi almaları için süre verilebilir. Zira bu anlaşma için idare temsilcisinin veya vekilinin ve davalı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate, kabule, sulhe yetkilerinin olması gerekir106. Yargıtay, "davacı idare vekili olarak duruşmalara katılan ve uzlaşmayı kabul eden Hazine Avukatının davacı Bakanlık adına uzlaşma yetkisinin bulunup bulunmadığının araştırılıp saptanmadan, mahkemece sözü edilen uzlaşmaya dayanılarak hüküm kurulmuş olması”nı doğru görmemiştir107.

Özellikle davacı taraf idare temsilcisi ya da vekilinin kıymet takdir komisyonunun belirlediği değerden daha yüksek bir değer üzerinde anlaşmaları yetkisizlik nedeniyle oldukça zordur108.

104

2942 sayılı Kanun, m. 10/5. Aksi yönde hüküm kurulması Yargıtayca doğru bulunmamıştır. Bkz. Y18HD, E. 2005/45, K. 2005/3762, KT. 18.04.2005. KY.

105 2942 sayılı Kanun, m. 10/8. 106 Tutar – Pulak, c. 1, s. 222. 107

Y18HD, E. 2003/5263, K. 2003/5734, KT. 30.06.2003. KY.

108 Akar, s. 33; Hayta, s. 121. Uygulamada yapılacak keşif ve yargılama masrafları gerekçe gösterilerek, kıymet takdir komisyonunun belirlediği değerle taşınmaz maliki tarafından talep edilen değer arasında az fark varsa nadiren anlaşmaya varılabilmektedir.

Taşınmazın mülkiyetinde uyuşmazlık varsa veya taşınmaz tapuda kayıtlı değilse taraflar kamulaştırma bedelinde anlaşma yapamazlar. Zira bu durumlarda davalı tarafın mülkiyet hakkına sahip olup olmadığı kesin olarak belli değildir109. Bu hallerde ilerideki bölümlerde açıklanacağı üzere doğrudan dava açılması yoluna gidilecek, mahkemece de tarafların kamulaştırma bedelinde anlaşmaya varmaları için herhangi bir işlem yapılmayacaktır.