• Sonuç bulunamadı

Kamulaştırma Bedelinin Bankaya Yatırılması

B. KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ 1 Tebligat ve İlanların Yapılması

5. Kamulaştırma Bedelinin Bankaya Yatırılması

Kamulaştırmanın mülkiyetin özüne dokunan bir müdahale olduğu ileri sürülmekle birlikte, kamulaştırma kamu yararına yapıldığı ve bedele dönüşen karşılığı ödendiği sürece malik ile taşınmaz arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırması, mülkiyetin özüne dokunmadan ziyade bir sınırlama olarak nitelendirilebilecektir. Zira kamu yararı ile bireysel yararlar çatıştığı zaman korunacak yarar kamu yararı olacaktır. Bununla birlikte bireysel yarar korunması gereken bir değer ve hukukun da tanıdığı bir yararsa, bu nitelikte bir yararın kamu yararı ile çatışması halinde bireye bu korunması gereken yararı yerine başka bir yararın tanınması, karşılık bedelin ödenmesi gerekir. İşte kamulaştırma yolu ile taşınmazı elinden alınıp, diğer bireylere oranla kamu yararı uğruna bir fedakarlıkta bulunan taşınmaz sahibine taşınmazının gerçek değeri kamulaştırma bedeli olarak ödenmelidir161.

Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, 10. maddeye göre mahkemece yapılan davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması istenir. Kamulaştırma bedelinin yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye 15 gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir162. Bu ek

159 Y18HD, E. 2004/533, K. 2004/1785, KT. 08.03.2004. KY. Aynı yönde bkz. Y18HD, E. 2004/1368, K. 2004/2126, KT. 18.03.2004, KY; Y18HD, E. 2004/784, K. 2004/2236, KT. 23.03.2004. KY; Y18HD, E. 2004/1361, K. 2004/2416, KT. 29.03.2004. KY; Y18HD, E. 2004/2147, K. 2004/2713, KT. 06.04.2004. KY; Y18HD, E. 2004/1720, K. 2004/4179, KT. 18.04.2004. KY; Y18HD, E. 2004/7680, K. 2005/470, KT. 07.02.2005. KY; Y18HD, E. 2005/9635, K. 2005/2821, KT. 28.03.2005. KY. 160 Y18HD, E. 2004/9692, K. 2004/9893, KT. 20.12.2004. KY. 161 Ercan, s. 83-84; Düren, s. 16-17. 162 2942 sayılı Kanun, m. 10/8.

sürenin 15 günü aşmaması yerinde olacaktır163. Yargıtay’ın da kararlarında belirttiği üzere; “Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinin 8. fıkrası gereğince kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye 15 günlük süre verilmesi, süresinde yatırılması halinde kararla birlikte kesinleşmesi beklenmeksizin ilgiliye derhal ödeme yapılması için bankaya yazı yazılması gerekir”164.

Kamulaştırma bedeli peşin ve nakit olarak ödenmelidir165. Kamulaştırma hukukunun temel ilkelerinden olan bu ilke Anayasalarımızda166 ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda yer almıştır167. Yüksek mahkeme kararlarında da bu ilke vurgulanmıştır. Buna karşın Danıştay'ın bu ilkeye uygun olmayan farklı kararları da

163

“Bu husus mahkemenin takdirinde ise de mahkeme bu takdir hakkını keyfi olarak kullanamaz. İkinci süreyi mahkeme talebe rağmen vermezse, bu konuda gerçekten kabul edilebilir hukuki ve mantıklı bir gerekçesi olmalıdır”. Yıldırım – Başsorgun, s. 153.

164

Y5HD, E. 2004/1515, K. 2004/1835, KT. 26.02.2004, YKD, c. 31, Kasım 2005, sy. 11, s. 1727, 1728. Aynı yönde bkz. Y5HD, E. 2002/7697, K. 2002/12590, KT. 03.06.2002, YKD, c. 29, Haziran 2003, sy. 6, s. 880, 881; Y5HD, E. 2002/4186, K. 2002/8954, KT. 15.04.2002, YKD, c. 29, Ocak 2003, sy. 1, s. 26, 27; “... tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacı idare adına tapuya tesciline, bedel yönünden temyizi kabil, tescil yönünden ise kesin olarak karar verilmesi de doğrudur”. Y5HD, E. 2003/13964, K. 2004/1613, KT. 24.02.2004, YKD, c. 31, Ocak 2005, sy. 1, s. 31, 32. “tespit ve bloke edilen paranın davalıya derhal ödenmesi ve tapuda tescil işleminin yapılması için hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin banka ve Tapu Sicil Müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkere yazılmasına karar vermek gerekirken bu hususun belirsiz bırakılması, ... doğru görülmemiştir”. Y5HD, E. 2002/4186, K. 2002/8954, KT. 15.04.2002. KY; "Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca bedel tespit edilip hak sahibi adına bankaya bloke edilen ve el konulan taşınmazın kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. ... 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/8. maddesi uyarınca tespit edilip bloke ettirilen kamulaştırma bedelinin davalı tarafa derhal ödenmesi için ilgili bankaya müzekkere yazılması gerekirken, bu bedelin ödenmesinin hükmün kesinleşmesi şartına bağlanmış olması, doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin çıkarılmasına, yerine (Kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen ... Liradan kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma kararında tespit edilen ve ödenen miktar indirildikten sonra kalan ... Liranın davalı tarafa derhal ödenmesi için ilgili banka şubesine müzekkere yazılmasına) cümlesinin eklenmesine, hükmün böylece düzeltilerek onanmasına, ... karar verildi". Y5HD, E. 2003/13545, K. 2004/1448, KT. 20.02.2004, YKD, c. 31, Ocak 2005, sy. 1, s. 28, 29; “kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın ara karar ile peşin ve nakit olarak hak sahibi adına bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye 15 gün süre verilmesi, bedelin hak sahibi adına bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hüküm verilip gerekçeli kararda 15 günlük süre verilmesi doğru değilse de; bedel yatırılmış olduğundan sonuca etkili görülmemiştir”. Y5HD, E. 2003/18246, K. 2003/592, KT. 03.02.2003, YKD, c. 29, Temmuz 2003, sy. 7, s. 1048, 1049.

165 Bilgen, s. 5 vd. 166

Bkz. Kanun-u Esasi, m. 21; Teşkilatı Esasiye Kanunu, m. 74; 1961 Anayasası, m. 38; 1982 Anayasası, m. 46/3.

vardır168. Yargıtay kararlarında ise, bu ilkeye titizlikle uyulması gerektiği vurgulanmıştır169.

Kamulaştırma, 2942 sayılı Kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksiti yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bankaya yatırılır.

2942 sayılı Kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrası taksitli ödemeye ilişkin şartları ve usulü belirlemiştir. Söz konusu madde uyarınca, Bakanlar Kurulu tarafından kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Ödenecek miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır. Taksitlere, peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren, devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi uygulanır170.

168 Danıştay bazı kararlarında, idarece kamulaştırma bedelinin ödenmesinin tapuda ferağ koşuluna bağlı tutulmasını Anayasa ve kanuna aykırı bulmamıştır. Bkz. D6D, E. 1988/1046, K. 1988/1049, KT. 11.10.1988. KY; D6D, E. 1988/1155, K. 1988/1681, KT. 22.12.1988. KY.

169 YHGK, E. 1977/1647, K. 1979/210, KT. 02.03.1979. KY. Aynı yönde bkz. YHGK, E. 1982/1660, K. 1982/724, KT. 23.06.1982, KY; YHGK, E. 1984/5145, K. 1985/815, KT. 16.10.1985. KY; Y5HD, E. 1984/8665, K. 1984/8740, KT. 25.10.1984. KY; Y5HD, E. 1986/1501, K. 1986/3826, KT. 25.03.1986. KY; Y5HD, E. 1990/10320, K. 1990/28778, KT. 25.10.1990. KY; Y5HD, E. 1995/11448, K. 1995/13661, KT. 13.09.1995, YKD, Aralık 1995, sy. 12, s. 1815.

170

"Anayasanın 'kamulaştırma' başlıklı 46. maddesi ... hükmünde ve gerekse, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 05.05.2001 günü yürürlüğe giren 4650 sayılı Kanun ile değişik 8. ve 10. maddelerinde, kamulaştırma işlemi tanımlanmış; kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedelinin peşin ve nakden ödenmesi kuralı konup, bu kuralın istisnaları açıklanmış; taksitlendirilen ve herhangi bir nedenle ödenmemiş olan kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı kabul edilmiştir. Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde varılan sonuç şudur: Bir uyuşmazlıkta, alacağa Anayasa’nın 46. maddesinin son fıkrası uyarınca 'kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz'in uygulanabilmesi için, ortada hukuken geçerli bir kamulaştırma işleminin bulunması ve kamulaştırma bedelinin dava yoluyla ya da dava konusu edilmeksizin kesinleşmiş olması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.06.2005 gün ve Esas: 2005/12-384, Karar: 2005/400 sayılı, ayrıca 13.07.2005 gün ve Esas: 2005/12-461, Karar: 2005/453 sayılı kararları da aynı yöndedir. Kamulaştırma bedelinin dava yoluyla belirlendiği hallerde, kesinleşmiş bir bedelden söz edilebilmesi için, bedele ilişkin ilamın derecattan geçmek suretiyle kesinleşmesinin gerekeceği de açıktır. Henüz usul hukukunun öngördüğü prosedür çerçevesinde (derecattan geçerek) kesinleşmiş olan bir ilama dayalı icra takibine konu edilen alacak, açıklanan şekilde 'kesinleşmiş alacak' niteliğinde olmadığından, böylesi bir ilama dayalı olarak yapılan icra takibinde takip alacaklısı, ilamın kesinleşeceği tarihe kadar sadece ve ancak, takibin dayanağı ilamdaki hüküm çerçevesinde faiz isteminde bulunabilir". YHGK, E. 2006/12-135, K. 2006/150, KT. 12.04.2006, YKD, c. 32, Ağustos 2006, sy. 8, s.1202-1207. Aynı yönde bkz. YHGK, E. 2005/12-384, K. 2005/400, KT. 22.06.2005. KY; YHGK, E. 2005/12-461, K. 2005/453, KT. 13.07.2005. KY.

Kamulaştırmayı yapan idare tarafından kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde, mahkemece, taşınmazın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir171. Böylece verilen karar ile kamulaştırmanın tescil ve mülkiyet konusu kesin olarak karara bağlanmış olmaktadır. Zira tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır. Kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılması ile taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkı da sona ermektedir172.

Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hakkında dava açılan taşınmaz maliklerinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakları miktarınca karar verilmelidir. Zira hakim, kural olarak iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez173.

Yargıtay’ın da bir kararında belirttiği gibi; paylı mülkiyete konu taşınmazda yapılan kamulaştırmada hakkında dava açılan paydaşların paylarının değerleri hesaplanmalı ve bu paylar için tescile karar verilmelidir174.

Hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda mahkemece, kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınır175.

Tapuda kayıtlı olmayan ya da tapuda kayıtlı olmakla birlikte mülkiyeti üzerinde uyuşmazlık bulunan kamulaştırma konusu taşınmazların, sonraki bölümlerde ayrıntılarıyla açıklayacağımız üzere tespit edilen kamulaştırma bedelleri bankaya gerçek hak sahibinin menfaatleri dikkate alınarak vadeli olarak yatırılır. Böylece bankaya yatırılmış bulunan kamulaştırma bedelinin zaman içinde değerini kaybetmemesi

171 2942 sayılı Kanun, m. 10/8.

172 Kılıç, Halil, Gayrimenkul Davaları, Turhan Kitabevi, c. 2, Ankara 1997, s. 1467. 173

HUMK m. 74. 174

Y18HD, E. 1990/791, K. 1990/3937, KT. 31.05.1990. KY. Aynı yönde bkz. Y5HD, E. 1995/12580, K. 1995/13627, KT. 13.09.1995. KY; Y5HD, E. 2001/18822, K. 2001/17082, KT. 24.09.2001. KY. 175 2942 sayılı Kanun, m. 10/10.

sağlanır. Hak sahibi olduğu kesinleşen kişiye vadeli hesapta toplanan faiz, kamulaştırma bedeli ile birlikte ödenir176.

Kamulaştırma konusu taşınmaz sahibi belli ise, mahkemece kamulaştırma bedeli üzerinde kararın kesinleşmesine kadar tedbir konulup, hak sahibine ödenmesi engellenemez177. Yargıtay da hak sahibi belli olduğu halde, bankaya yatırılan kamulaştırma bedeli üzerine tedbir konulup, hak sahibi tespit edilmemiş gibi bir aylık mevduat hesabına yatırılıp bloke edilmesi ve kamulaştıma bedelinin hak sahiplerine kararın kesinleşmesinden sonra ödenmesi yolunda hüküm kurulmasını doğru bulmamıştır178.

Kamulaştırılan taşınmazın tapu sicil kaydında, ipotek, haciz, geçit hakkı, kira ve benzeri şerhler bulunduğu takdirde taşınmazın değeri takdir edilirken bu şerhlerin taşınmazın değerini etkileyip etkilemeyeceği hususu üzerinde durulması gereken bir konudur. İpotek ve haciz şerhlerinin kamulaştırma bedelinin tespitinde doğrudan veya dolaylı, olumlu ya da olumsuz bir etkileri bulunmamakla birlikte, bunların bedel bankaya yatırılırken gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Zira bu şerhler taşınmaz malikinin üçüncü kişilere olan borçlarının güvencesidir. Tespit dilen kamulaştırma bedeli tapu sicilinde mevcut olan ipotek, haciz, vakıf ve bu gibi şerhlerle yükümlü olarak bankaya yatırtılacaktır179.

İdare verilen süre içinde, tespit edilen bedeli bankaya yatırıp, makbuzu da mahkemeye ibraz etmediği takdirde, parayı bankaya yatıramama gerekçesi ne olursa olsun mahkeme davanın reddine karar verir180. Belirlenen bedelin idarece bankaya

176

Y18HD, E. 2000/4-1842, K. 2001/27, KT. 07.02.2001. KY. . 177 Tutar – Pulak, c. 1, s. 285.

178 Y18HD, E. 2002/2900, K. 2002/5035, KT. 30.04.2002, YKD, c.28, Eylül 2002, sy. 9, s.1375, 1376. 179 Tutar – Pulak, c. 1, s. 282. Nitekim Yargıtay’a göre, "Dava konusu taşınmazın üzerinde

kamulaştırmadan önce TEK lehine kurulmuş irtifak hakkı mevcuttur. Bu irtifak hakkını taşınmazın değerine etkisi konusunda bilirkişi kurullarından ek rapor alınması ve toplam kamulaştırma bedelinden indirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir". Y5HD, E. 2004/12979, K. 2005/2965, KT. 21.03.2005, YKD, c. 32, Nisan 2006, sy. 4, s. 577.

180

Y5HD, E. 2004/1461, K. 2004/4245, KT. 06.04.2004. KY. “Mahkemece bozma kararına uyularak inceleme ve işlem yapılmıştır. Ancak; 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince açılan kamulaştırma bedelinin davacı tarafça bankaya bloke edilmesi ve makbuzun sunulması için 15 gün süre verilir. Gerektiğinde bu süre bir defaya mahsus uzatılabilir. Para bloke edilip makbuzu sunulduktan sonra mahkemece tespit edilen bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalıya ödenmesine, kamulaştırılan taşınmazın da kamulaştırma gayesine uygun (olayımızda yol) olarak tapudan terkinine karar verilip ilgili banka şubesine ve Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılır. Somut olayda verilen mehillere rağmen davacı tarafça bozmadan

yatırılmaması sonucunda dava reddedildiğinde, bu durum taraflar arasında kesin hüküm oluşturmaz. Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası bir tespit davası niteliğinde olduğundan ve mahkemece henüz kamulaştırma bedeli tespit edilmemiş olduğundan, bu aşamada tarafları bağlayacak bir hüküm kurulmamıştır. İdare tüm kamulaştırma işlemlerini yeniden yaparak, yeniden dava açabilir181.

4650 sayılı Kanunla değişik 3. maddede belirtildiği üzere; idarelerce yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanamaz. Uygulamada ise özellikle genel bütçeye dahil kamu kuruluşları ödenek temininde sıkıntı yaşamaktadır. Bir bütçe yılı içinde tamamlanamayan kamulaştırma işlemleri tekrar ödenek teminini zorunlu kılmakta, bu da ödenek temininde sıkıntılara neden olmaktadır.

2942 sayılı Kanunun 15. maddesinin son fıkrası uyarınca, bilirkişiler tarafından kamulaştırma bedeli hesaplanırken taşınmazı değerlendirme tarihi olarak kamulaştırma işlemine ilişkin belgelerin mahkemeye verildiği tarih esas alınacaktır182. Kamulaştırma işlemine ilişkin belgeler dava dilekçesi ile birlikte verildiğinden, değerlendirme tarihi dava tarihi olacaktır. Yani kamulaştırma konusu taşınmaz dava tarihinin şartlarına göre değerlendirilecektir. Böylece malikin mahkemece tespit edilen ve bankadan alacağı kamulaştırma bedelinde yargılama süreci kadar kaybı olacaktır. Zira kanun bankaya yatırılan kamulaştırma bedeli için herhangi bir faiz öngörmemiştir183.

sonra tespit edilen fark bedel ödenmemiştir. Bu itibarla davanın reddine, bozmadan önce davalıya ödenen bedelin davalıdan alınarak davacıya iadesine ve tapudan yol olarak terkin edilen taşınmazın kamulaştırılan bölümün tekrar davalı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru görülmemiştir”. Y5HD, E. 2005/4322, K. 2005/5778, KT. 10.05.2005. KY.

181 Yıldırım – Başsorgun, s. 154. Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin verilen ek sürede de idarece yatırılmaması halinde, kamulaştırma konusu taşınmaz malikinin ileri sürebileceği durumlarda doğmaktadır. Zira bu durumda idarece yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırmaya başlandığından kamulaştırma işlemi usul açısından sakat sayılır. Ayrıca kamulaştırma bedeli taşınmaz malikine geç ödeneceğinden malikin faiz talep etme hakkı da doğacaktır. Yıldırım, s. 304. 182 “değerlendirmede, idarece belgelerin mahkemeye verildiği tarih olan dava gününün esas alınması

gerekirken kamulaştırma kararının verildiği tarihe göre değerlendirme yapılması, ... doğru görülmemişitir”. Y5HD, E. 2002/3809, K. 2002/8222, KT. 08.04.2002. KY. Aynı yönde bkz. Y18HD, E. 2005/2842, K. 2005/5438, KT. 24.05.2005. KY.

183 Özkan, s. 1953. Böke, değerlendirme tarihi ile belirlenen kamulaştırma bedelinin mahkemeye depo edilmesi için verilen ara karar arasında geçen süre için faiz öngörülmemiş olmasını, 2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanunla değişiklik amacına aykırı bulmaktadır. Böke'ye göre, “4650 sayılı Kanunu doğuran nedenlerin başında, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesinden doğan tazminat kararları gelmektedir. Türkiye Avrupa Birliğine Uyum Yasaları çerçevesinde 4650 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasında köklü değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerin amacı, insanoğlunun en önemli haklarından biri olan mülkiyet hakkının korunması ve kamulaştırma işlemlerinden doğan taşınmaz maliklerinin mağduriyetlerinin en aza indirilmesidir. Dolayısıyla, değerlendirme tarihi ile depo için verilen ara

Yargıtay tarafından da henüz bir içtihat geliştirilmeyen184 bu konunun iki yolla çözümlenebileceği ileri sürülmüştür. Birincisi, değerlendirme tarihi ile kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih arasında taşınmazda meydana gelen değer artışı bir alacak davası ile talep edilebilir. İkincisi; yargılama süreci kadar faiz talep edilecek olan bir alacak davası açılabilir185.