• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: BÖLGE KAVRAMI VE BÖLGESEL KALKINMA YAKLAŞIMI

1.6. BÖLGESEL BÜYÜME MODELLERİ VE BÖLGESEL KALKINMA

1.6.1. Bölgesel Büyüme Modelleri

1.6.1.1. Keynesyen Bölgesel Büyüme Modelleri

Keynes eksik istihdamda dengenin sağlanabileceğini ileri sürerken, durgunluktan çıkabilmek için otonom yatırımların talep yaratıcı rolünü önemle vurgulamıştır ve teorik olarak devlet müdahalesi önererek sorunu çözmüştür. Keynes’e göre otonom yatırımlar

devlet eliyle yapılacaktır. Keynesyen analizin ekonominin talep yönüyle ilgili olmasından dolayı Keynesyen bölgesel büyüme modelleri de daha çok taleple ilgilidir.

Keynesyen bölgesel büyüme modelinin gelir harcama eşitliğinde; Yi=i bölgesinin geliri, AEi=bölgedeki toplam harcamaları, Ci=bölgedeki tüketimi, Ii=bölgedeki yatırımlar, G=devlet harcamaları, Xi=bölgenin ihracatını (bölge dışına satılan mallar), Mi=bölgenin ithalatı (bölgenin diğer bölgelere olan talebi) bulunmaktadır. Açık bir ekonomide bölgedeki toplam harcamalar, bölgedeki tüketim harcamaları, yatırım, devlet harcamaları ve bölgedeki net ihracattan NX = XM oluşmaktadır. Buna göre;

i i i

i

i C I G X M

AE = + + + − (1.1)

Bölgedeki yatırım, ihracat ve devlet harcamaları gelir düzeyinden bağımsız olan otonom değişkenlerdir. Aşağıdaki gibi gösterilmektedir.

I

Ii = , G =G , Xi = X (1.2.)

Buna karşın tüketim harcamaları Ci ve ithalat Mi otonom ve uyarılmış olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Tüketim harcamalarının bir kısmı gelir düzeyinden bağımsız otonom iken, harcanabilir gelir düzeyine bağlı olan kısmı uyarılmış tüketim olarak adlandırılmaktadır. Eşitlikteki c katsayısı gelir düzeyi arttıkça tüketimin nasıl değiştiğini gösteren marjinal tüketim eğilimidir. İthalatta da tüketimde olduğu gibi otonom ve uyarılmış olmak üzere iki kısım vardır ve m katsayısı marjinal ithalat eğimli olup, gelirdeki bir birimlik artışın ne kadarının ithalata gittiğini gösteriri. Bu eşitlikte harcanabilir gelir, milli gelir eksi vergilerdir. Vergiler ise milli gelirin t gibi bir oranı olarak ifade edilmektedir.

Tüketim denklemi Ci =C +cYD (1.3.)

İthalat denklemi Mi =M +mYD (1.4.)

Harcanabilir gelir YD=YitYi (1.5.)

Modelde denge için bölgedeki toplam harcamalar ya da bölgedeki toplam talep bölgedeki toplam gelire eşittir. Buna göre;

Y

AE = (1.6.)

i Keynesyen büyüme modellerinin dayandığı temel denklemdir ve ekonominin talep yönünü ortaya koymaktadır. Keynesyen bölgesel çarpanı standart Keynesyen toplam gelir-harcama modelinden uyarlanmıştır. Gelirdeki değişim ∆Y, toplam talepteki herhangi bir değişimle ∆AE ilişkilidir, buna göre ∆Y =k( AE∆ )’dir (McCann, 2001:149, Sinclair and Sutcliffe, 1978:180). k Keynesyen bölgesel çarpanıdır.

Aşağıdaki gibi gösterilmektedir. tüketim eğilimi (c-m)’dir. (c-m)’yi etkileyen faktörlerin başında bölgenin büyüklüğü gelmektedir. Küçük bölgelerde ithal mallara olan marjinal tüketim eğilimi yüksektir dolayısıyla bu (c-m)’yi düşürmektedir. Aynı zamanda uzmanlaşmış bölgelerin büyük oranda ithalata bağlı olması da (c-m)’yi etkilemektedir (Ildırar, 2004:48). Son olarak bölgenin konumu ve bölgeye özgü vergi indirimleri gibi vergi oranını etkileyecek teşvikler çarpan katsayısını değiştirecektir. Bölgesel çarpanın büyüklüğü her bir bölgenin kendine özgü özelliklerine göre değişmektedir.

Keynesyen bölgesel büyüme modelinden türetilen diğer bir bölgesel model ise, Keynesyen bölgesel ihracat modelidir. Bu bölgede bölge yatırımları ve devlet harcamaları sabit alınıp, ihracattaki değişimler izlenmektedir. (1.8) numaralı eşitlikten denkleme ulaşılmaktadır.

Bu denkleme göre bölge ihracatının ∆Xi kadar artması, bölge gelirini ∆Y kadar arttırmaktadır.

(

11(1t)(cm)

)

bölgeler arası dış ticaret çarpanıdır. Bölgesel büyümenin temel kaynağı bölgenin ihracatıdır. Bu denklemle bölgesel büyüme literatüründe önemli bir yeri olan bölgesel ihracat modeli export-base model ortaya konmaktadır.

Diğer Keynesyen bölgesel büyüme modeli Hartman-Seckler tarafından geliştirilen Keynesyen Bölgesel Yatırım Modelleridir. Buna göre denklemde Yit

bölgenin gelirini, Cit bölgenin tüketimini, Iit bölgenin yatırımını, Mit bölgenin ithalatını göstermektedir. Bölgesel gelir harcama eşitliğinden denklem aşağıdaki gibidir.

it

Bu modelde bölgenin tüketim (Ci) bir önceki dönem gelirinin (Yit-1) fonksiyonu iken, bölge içi yatırımlar (Ii) bölgenin tüketimi ve ihracatının bir fonksiyonudur. Ayrıca bölgenin ithalatı, tüketim malları ithalatı (Mitc)ve yatırım malları ithalatı (Mitk) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Buna göre tüketim, ithalat ve yatırım denklemleri aşağıdaki gibi gösterilmektedir. sermaye/tüketim oranını göstermektedir. Denklem (1.12)’deki eşitlikleri (1.11)’deki bölge geliri denkleminde yerine konulup düzenlendiğinde aşağıdaki yeni denklem elde edilmektedir (Ildırar, 2004:48). II. Dünya Savaşı sonrasında dönemin en popüler modellerinden biri olmuştur.

Harrod-Domar modelinde büyüme sürdürülmesi zor bıçak sırtı denge şartlarına bağlanmıştır.

Bu dengesizliklerin doğmaması, doğmuşsa giderilmesi için devlet sürekli dengeleyici rolü üstlenmiştir. Harrod Domar Modelinde büyümeyi belirleyici etkenler olarak tasarrufların önemi vurgulanmıştır. Modelde ulusal gelirin belirlenmesi çerçevesinde bir ekonominin büyümesi yatırımların miktarına, yatırımların miktarı da tasarrufların düzeyine bağlı kabul edilmektedir. Harrod Domar Model ile ilgili çeşitli varsayımlar yapılmıştır. Buna göre kapalı bir ekonomi vardır, üretimde sermaye ve emek sabit Rafert,2007). Bir ekonomide i bölgesinin t zamanındaki geliri Yti, tüketim Cti ve yatırım Iti düzeyine eşittir. i bölgesinin tüketim düzeyi, C =ti ciYti’dir. ci marjinal tüketim eğilimidir ve c+s=1’dir. Buna göre;

Yti =Cti +Iti (1.14)

Yukarıdaki eşitlikler denklem (1.14)’de yerine koyulduğunda;

ti verimliliğe) göre artmaktadır (Easterly,1997:3). Ekonominin dengeli büyümesi için, bütün bölgelerin aynı büyüme hızına sahip olmalıdır, başka bir değişle si ki oranının eşit olması gerekmektedir.

Harrod-Domar modelinde, tam istihdamın sağlanması veya enflasyonsuz bir ekonominin ortaya çıkması mümkündür; ancak, bu geçici bir durumdur. Dolayısıyla, devlet müdahalesi gerekmektedir. Planlama modelde önemlidir ve bir ülkenin

(bölgenin) ne kadar zenginleşmesi gerektiği, için ne kadar yatırım ve tasarruf yapılması gerektiği hesaplanmalıdır. Bu modelde, bir ekonominin büyümesi, yatırımların miktarına, bu da tasarrufların düzeyine bağlıdır. Ekonomiler, gelirlerinden ne kadar çok tasarruf edip yatırıma dönüştürebilirse o denli büyüyebilir. Bu da yatırımlarından elde edecekleri ek hasılaya bağlıdır. Söz konusu hasıla ise, sermaye-hasıla oranınca belirlenmektedir. Dolayısıyla, yeni yatırım oranı ile verimliliğinin çarpılması sonucu ulaşılan değer, gelirin ne kadar artacağını ortaya koymaktadır (Dolun ve Atik, 2006:8).

Bununla birlikte, Keynesyen bölgesel büyüme modelleri bölgeler arası geri besleme etkisi ihmal edildiği, kısa dönemli olduğu, faktör piyasaları göz ardı edildiği, sadece talep yönünü ele alındığı, paranın bölgesel ekonomiye etkileri modele dahil edilmediği ve analizlerde tek bir sektör ele alındığı için çeşitli eleştiriler almıştır. Sermaye hasıla katsayısı hesaplanırken ekonomide sektörel ayrıma gidilmemiş, ekonominin tamamını temsil eden tek bir katsayı dikkate alınmıştır. Oysa sektörlerin ekonomi içindeki ağırlıkları birbirinden farklıdır, tek bir katsayı hesaplanarak yapılan analizler yanıltıcı olabilmektedir (Berber,2006:137, Ildırar, 2001:51).