• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: BÖLGE KAVRAMI VE BÖLGESEL KALKINMA YAKLAŞIMI

1.3. BÖLGESEL KALKINMANIN ÖNEMİ

Gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler zaman içinde bölgesel dengesizlik sorunuyla yüz yüze gelmiştir. Bölgesel dengesizliklerin birçok ülkede ulusal bir sorun olarak toplumların ekonomik ve siyasal gündeminde yerini alması, özellikle II. Dünya Savaşı sonrası döneme rastlamaktadır. Kaynakların mekansal dağılımı ve refahın mekansal dağılımı arasında görülen paralellik, modern ekonomi bilimine ve özellikle kalkınma disiplinine mekan faktörünün girmesine neden olmuştur. Mekan faktörü;

kaynakların etkin kullanımı ve dengeli bir kalkınma sağlanması yönünde önem kazanmıştır.

Ekonomik kalkınmanın ilk aşamalarında ortaya çıkan mekansal kutuplaşmalar, kıt olan kaynakların etkin kullanımı mümkün kıldığı için analizlerde meşru ve gerekli görülmüştür. Fakat çeşitli ülke deneyimleri göstermiştir ki, kutuplaşma olgusu her ne kadar gelişme sürecinin ilk aşamalarında kaynakların etkin kullanımına elverişli bir ortam hazırlasa da, belirli bir aşamadan sonra ekonomik ve toplumsal maliyetleri arttırmaktadır. Bunun sonucunda hemen hemen tüm ülkelerde bölgelerarası dengesizliklerin yaşanmasına neden olmaktadır.

Belirli bir düzeye kadar makul karşılanabilecek bölgelerarası kalkınma farklılıklarında temel sorun dengesizliklerin boyutuyla ilgilidir. Kalkınma sürecini ilk evrelerinde gelişme merkezi konumundaki büyük kentler, sundukları mal, hizmet ve istihdam olanakları nedeniyle üretim faktörleri için çekim odakları olmaktadır. Fakat diğer bölgelerden gelişme kutuplarına yönelen başta insan göçü ve faktör hareketliliği zaman içinde bu bölgelerin kalabalıklaşmasına ve bu merkezlerdeki optimal ölçeğin aşılmasına ve yaşam maliyetinin artmasına neden olmaktadır. Göç dalgalarıyla büyüyen gelişmiş bölgelerin yada kentlerin sorunları eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği, trafik sıkışıklığı, kalabalık, gürültü ve çevre kirliliği, arsa ve konut ihtiyacı, su, enerji, alt yapı gibi çeşitli kamu yatırım eksiklikleri olarak ortaya çıkmıştır.

Gelişmiş bölgelerde yaşanan sorunlarının yanı sıra geri kalmış bölgelerde de çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. İşgücü ve diğer üretim faktörlerinin gelişmiş bölgeye kayması, zaten geri olan bölgeyi daha da durgunluğa itmektedir. Bununla birlikte, bölgelerarasında ortaya çıkan farklılıklar ekonomik büyüme belli bir düzeye ulaştıktan sonra iç pazarın yeterince genişleyememesi ve talep yetersizliği, bunun sonucu üretimde artış sağlanamaması, sermaye birikiminin yavaşlaması, rekabet gücü yüksek işletmelerin kurulamaması gibi engeller oluşturarak kalkınma üzerinde önemli darboğazlara neden olmaktadır.

Bu şekilde bölgesel farklılıklar ülke genelinde yoğun bir göç, yerleşme sorunları ve toplumsal huzursuzluğu beraberinde getiriyorsa, ülkenin uzun vadeli kalkınmasını kesintiye uğratan en önemli istikrarsızlık unsurlarından biri olmaktadır. Bu şekilde bölgesel dengesizliğin yarattığı ekonomik etkinlik rasyoneli ve sosyal etkinlik rasyoneli ikilemi karşı karşıya gelmiş demektir. Bu nedenden dolayı, bölgesel kalkınma konusunu ülkelerin önemle üzerinde durduğu ve çözmeye çalıştığı sorunlardan biridir. Hemen her ülkenin kalkınma ve büyüme planları ile hükümet programlarında bölgesel dengesizliği giderici yönde devletin kısmi ekonomik müdahale tedbirlerine yer verilmektedir (Dinçer vd.,1996:7).

İhtiyaçlar ile kaynaklar arasında uzun süreli denge kurulması olarak da nitelendirebileceğimiz istikrarlı kalkınma, ulusal boyutun yanı sıra bölgesel düzeyde de oldukça önem taşımaktadır. Bölgesel kalkınmanın amaçları içinde;

- Bölgeler arası dengesizliğin azaltılması,

- Her türlü kaynağın, ekonomik faaliyetlerin ve nüfusun bölgeler arasında uyumlu olarak dağılımının sağlanması,

- Nüfus ve gelirin dengeli dağılımı kadar, kaynakların sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmek amacıyla dengeli kullanımına en iyi zemini hazırlanması,

- Bölgelerde sağlıklı büyümenin teşvik edilmesi,

- Sanayileşmenin bölgelerarası dağılımının düzenlenmesi - Bölgesel kalkınmanın ülkeye yayılması,

- Bölgelerin düzenlenmesi ve değerlenmesi,

- Bölgesel ekonominin entegrasyonun sağlanması, bulunmaktadır.

Bir ülkenin bölgeleri arasında yaşanan farklılıklar ya da dengesizlikler aynı ülkenin farklı yerlerinde görülen her türlü eşitsizliği kapsamaktadır. Bu durumda aynı ülkede yaşayan insanlar arasında ekonomik ve sosyal fırsat eşitsizliğinin ortaya çıkmaktadır.

Ekonomik fırsat eşitsizliği farklı bölgelerdeki kişilerin gerek iş bulma, gerekse eşit işe eşit reel ücret elde etme fırsatına sahip olmamaları şeklinde tanımlanabilir. Sosyal fırsat eşitsizliği ise, farklı bölgelerde yaşayan insanların sağlık ve eğitim hizmetlerinden ve kültürel faaliyetlerden eşit olarak yararlanamamasıdır (Dinler, 2001:100). Bu eşitsizliklerden dolayı bölgeler arasında yaşanan göç ve işgücünün daha gelişmiş bölgeye gitmesi sermayenin de bu bölgeden kaçmasına neden olacak, sanayileşememenin getirdiği ekonomik darlık tekrar bölgelerarasında dengesizliklere neden olacaktır (Hoover vd.,1985:332). Bu farklılıkların giderilmesi için gerekli önlemlerin zamanında alınmaması ülkede ve bölgede sosyal çalkantıların ve siyasal istikrarsızlıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için bölgelerarası dengesizlikleri giderme ve derinleşmesini engelleme zorunluluğu ülkelerin öncelikleri arasında yer almakta ve bölgesel kalkınma konusunun önemini ortaya koymaktadır. Günümüzde gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde mekana göre ekonomik faaliyetlerin ve dolayısıyla refah dağılımının farklı olması, ülkelerin bölgesel kalkınma konusuna odaklanmasına, stratejiler geliştirmesine ve yığılma ekonomileriyle ilgili çalışmalar yaparak bu konuya eğilmesine neden olmuştur. Bölgesel kalkınmanın tüm bölgelerde dengeli bir şekilde gerçekleştirilmesi için her ülke kendi ekonomik ve toplumsal yapısına uygun politika ve

uygulama araçları kullanmaktadır. Bu nedenle, ülkenin genel anlamda bölgeleriyle bütünleşerek kalkınabilmesi bölgelerarasındaki dengesizliğin giderilmesiyle ve bölgesel kalkınmayla gerçekleşecektir.

1.4. BÖLGELERARASI KALKINMA FARKLILIKLARININ