• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ZEYD B. SÂBİT’İN RİVÂYETLERİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

2.1.5. Mescidler/Mesâcid

2.1.6.2. Kabir Ziyareti

ُّيِناَرَ بَّئلا ُهاَوَر ْب ُدَّمَُمُ اَنَ ثَّدَح ، رْكَب وُبَأ ُّيِصيِّصِمْلا َةَدْبَع ُنْب ُدَّمَُمُ اَنَ ثَّدَح ْنَع ،ِداَنِّزلا ِبيَأ ُنْب ِنَْحَّْرلا ُدْبَع اَنَ ثَّدَح ،ُِّنييِطْسَلِفْلا َناَوْرَم ِنْب ِيرِثَك ُن َو ِهِلآَو ِهْيَلَع ُهَّللا ىَّلَص ِهَّللا ُلوُسَر َلاَق :َلاَق ِهيِبَأ ْنَع ، تِباَث ِنْب ِدْيَز ِنْب َةَجِراَخ ْنَع ،ِهيِبَأ :َمَّلَس « وُبُقْلا اوُروُز اًرْجُه اوُلوُقَ ت َلََو , َر »

Taberânî şöyle rivâyet etti. Dedi ki: Bize Muhammed b. Abde el-Mıssîsî tahdîs etti. (o) dedi ki: Bize Muhammed b. Kesîr b. Mervân el-Filıstinî anlattı. (o) dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebî’z-Zinâd, babasından, o, Hârice b. Zeyd’den, o da babasından nakletti. Rasûlullah (s.a.v.) “Kabirleri ziyaret edin, (fakat ziyaret esnasında sakın) kötü söz söylemeyin” dedi.402

Taberânî’nin hadisi aldığı Muhammed b. Abde el-Mıssîsî (ö. 288/796’den sonra) ‘mechûlu’l-hâl’ olarak nitelen bir râvîdir. İbn Manzûr Muhtasaru Tarihi Dımeşk’in de onun bir rivâyetinin tarihini 288 olarak verir. Bundan dolayı bu tarihten sonra ölmüş olmalıdır.403 Muhammed b. Kesîr b. Mervân (ö. 230/845) ise, batıl şeyler rivâyet eden metrûk, münkeru’l-hadîs bir râvîdir.404 Diğer râvîler hakkında 3. hadiste bilgi verilmişti. Başka bir kaynakta bulunmayan bu rivâyetin isnadı, Muhammed b. Kesîr’den dolayı çok zayıftır. 405

2014), s. 265-330; a.mlf, “Kabir azabı ile ilgili bazı hadislerin metin ve içerikler üzerine inceleme”, Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2/3 (2014): 55-123.)

402 Taberânî, el-Mu‘cemu’s-sağîr, 2: 118.

403 İbn Manzûr, Muhtasaru Târîhi Dımeşk, 23: 35; Nâyif b. Salâh, İrşadü'l-kâsi, 584.

404 İbn Adî, el-Kamil, 7: 501-503; Zehebî, Siyer, 10: 385; a.mlf, Mîzânü’l-i’tidâl, 4: 20.

405 Heysemî, Mecmeu’z-zevâid, 3: 58-9. (Elbânî bu hadise sahih hükmünü vermiştir. Bkz. Elbânî, Sahihu Camiu’s-Sağîr, 669. . Elbânî, İbn Mâce’de bulunuyor anlamına gelen he rumuzuyla verdiği rivâyet Ebû Hureyre rivâyetidir. Ayrıca lafzın da ilk kısmı aynı ikinci kısmındaki َةَرِخ ْلْا ُمُكُرِّكَذُت اَه نِإَف şeklindedir. İbn

Hz.

Peygamber Zeyd b. Sâbit Ebû Saîd el-Hudrî Ebû Nadre el-Curayrî

Yezîd b. Hârûn Ahmed b. Hanbel İdris b. Ca'fer Taberânî İsmail b. Uleyye İbn Ebi Şeybe Abd b. Humeyd Yahya b. Eyyûb Müslim Ubeyd b. Gannem Taberânî Osman b.

Ebi Şeybe Hüseyin b İshâk Abdülvehhab

b. Ata Mâlik b. Yahya Tahâvî

97

Ancak bu konuda sahih rivâyetler mevcuttur. Kabir ziyareti İslam’ın ilk yıllarında, Müslümanların cahiliye âdetlerinden yeni kurtulmaya çalıştıkları bir dönem olduğu için yasaklanmıştı. Yasağın amacı sahâbeyi İslam dışı davranışlardan korumak, İslâm’ın düsturlarını onların kalplerine ve içtimai hayatlarına yerleştirmekti. Bu durum onların hayatına iyice hâkim olduktan sonra, Rasûlullah (s.a.v.) kabir ziyareti için gereken âdab ve erkâna riayet etmek şartıyla yasağı, yukarıdakine benzer bir söz ile kaldırmıştır. Bu konuda Ebû Hureyre’den (r.a), “Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü onlar size ölümü/ahireti hatırlatır” hadisi ile Âişe’den (r.ha) “Allah Rasulu kabir ziyaretine ruhsat verdi.” ve isnadı zayıf da olsa Abdullah b. Mes‘ûd’dan “Önceleri sizi kabir ziyaretinden men etmiştim. Artık ziyaret edebilirsiniz...” hadisi nakledilmiştir.406 Hadisin isnad zinciri şöyle gösterilebilir:

2.1.7. Zekât

Zekât ibadeti hakkında Zeyd b. Sâbit’ten gelen iki rivâyet bulunmaktadır. Her ikisi de fıtır sadakası hakkında olan bu rivâyetler şöyledir:

2.1.7.1. Fıtır Sadakası ُّيِناَرَ بَّئلا ُهاَوَر َْلْا دَّمَُمُ ُنْب ُدَّمَُمُ اَنَ ثَّدَح َمْيَلُس ُنْب ِدَمَّصلا ُدْبَع انث ،ِناَمَيْلا ُنْب ُناَمْثُع انث ،ٍّيِلَع ِنْب ِرْصَن ُنْب ُّيِلَع انث ،يِضاَقْلا ُّيِعوَُ : َلاَق َنا ُلوُسَر َلاَق :َلاَق تِباَث ِنْب ِدْيَز ْنَع ،َديِزَي ِنْب ِللها ِدْبَع ْنَع ،ِديِمَْلْا ِدْبَع ُنْب َيََْيَ ِنيَثَّدَح ِللها َمَّلَسَو ِهْيَلَع ُللها ىَّلَص َعَم َ ِسْأَر َةاَكَز ِطْعَأ ،ُدْيَز اَي ٍةَئْنِح ْنِم اًعاَا َّلَِإ ْدِجَت ْمَل ْنِإَو ِساَّنلا »

Taberânî dedi ki: Bize Muhammed b. Muhammed el-Cezûî el-Kâdî tahdîs etti. (o) dedi ki: Bize Ali b. Nasr b. Ali tahdîs etti. (o) dedi ki: Bize Osman b. el-Yemân tahdîs etti. (o) dedi ki: Bize Abdüssamed b. Süleyman tahdîs etti. Dedi ki: Bana Yahyâ b. Abdulhamîd, Abdullah b. Yezîd’den, o da Zeyd b. Sâbit’ten nakletti. Rasûlullah (s.a.v.) Mâce cenaze kitabının ‘kabirleri ziyaret’ başlıklı 47. babında Ebû Hureyre, Hz. Aişe ve İbn Mes’ud’dan olmak üzere 3 rivâyet tahric etmiştir. Bu üç rivâyetin dışında kabirleri ziyaret ile ilgili herhangi bir hadis bulunmamaktadır. Elbânî muhtemelen hadisin metnine sahih demiş olmalıdır.)

406 Müslim, “Küsûf”, 105, 106; Ebû Dâvûd, “Cenâiz”, 76; İbn Mâce, “Cenâiz”, 47. Hz.

Peygamber

Zeyd b.

Sâbit Hârice Ebu'z-Zinâd İbn Ebi’z-Zinâd

Muh. b. Kesîr b. Mervân Muh. b. Abde el-Mıssîsî Taberânî 26

98

şöyle buyurdu: “Zeyd! Bir ölçek buğdaydan başka bir şey bulamasan bile insanlarla birlikte başının zekâtını ver.”407

Hadisin râvilerinden Taberânî’nin hocası Muhammed b. Muhammed el-Cezûî 291/903 senesinde Bağdat’ta vefat etmiş sika ve âlim bir kadıdır.408 Onun hadisi aldığı râvî Ali b. Nasr b. Ali (ö. 250/864) Müslim ricalinden sika ve hafız bir râvîdir.409Ali b. Nasr’ın hocası, Osman b. el-Yemân’a (ö. ?) İbn Hibbân, es-Sikât’ında yer vermiş ancak bazen hata yapardı kaydını koymuştur. İbn Hacer onu, rivâyetleri i’tibâr için alınan makbûl bir râvî olarak değerlendirir.410 Abdüssamed b. Süleyman el-Ezrak (ö. ?) Buhârî ve Ebû Hâtim’in münkeru’l hadîs, Dârekutnî’nin, metrûk şeklinde değerlendirdiği bir râvîdir.411 Yahyâ b. Abdulhamîd kendisinden sadece Amr b. Merzûk el-Vâhışî’nin rivâyette bulunduğu meçhûl bir râvîdir.412 Onun rivâyeti aldığı sahâbî râvî Abdullah b. Yezîd el-Hatmî genç sahâbîlerdendir. Zeyd b. Sâbit ve Huzeyfe b. el- Yemân’dan pek çok rivâyeti vardır. On yedi yaşındayken Hudeybiye’ye şahid olduğu bilinen Abdullah b. Yezîd, Abdullah b. Zübeyr’in hilafeti döneminde 70/689 yılından önce ölmüştür.413 Heysemî’nin zayıf olarak değerlendirdiği414 bu rivâyeti Taberânî, el-Evsat’ında farklı bir hocasından naklen tekrar zikretmiştir. Bu rivâyette buğday (hınta) yerine iplik (hayt) kelimesi zikredilmektedir.415 Bu senetlerin şeması şöyle gösterilebilir:

407 Taberânî, el-Mu‘cemu'l-kebîr, 5: 120.

408 İbn Kesîr, el-Bidâye, 14: 727; Nâyif b. Salâh, İrşadü'l-kâsi, 607.

409 Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, 6: 299; İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-ta’dîl, 6: 207; İbn Hibbân, es-Sikât, 8: 471; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, 21: 159-161; Zehebî, Siyer, 12: 138-141; İbn Hacer, Takrîb, 706.

410 Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, 6: 256; İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-ta’dîl, 6: 173; İbn Hibbân, es-Sikât, 8: 450; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, 19: 510-1; İbn Hacer, Takrîb, 670.

411 Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, 6: 106; İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-ta’dîl, 6: 51; Dârekutnî, ed-Duafâ, 173; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, 18: 98; Zehebî, Mîzânü’l-i’tidâl, 2: 620; İbn Hacer, Takrîb, 610.

412 Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, 8: 290.

413 İbn Sa‘d, et-Tabakât, 6: 560-562, 8: 141; İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-ta’dîl, 5: 197; İbn Hibbân, es-Sikât, 3: 279; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, 16: 301-304; Zehebî, Siyer, 3: 197-198; İbn Hacer, Takrîb, 557.

414 Heysemî, Mecmau'z-zevâid, 3: 81.

415 Taberânî, el-Mu‘cemu'l-evsat, 2: 335. Hz.

Peygamber Zeyd b. Sâbit Abdullah b. Yezid Abdul hamîd Yahya b. Abdüssamed b. Süleyman Osman b. el-Yemân

Ali b. Nasr b. Ali Muh. b. Muh. el-Cezûî Taberânî Muh. b.

99