• Sonuç bulunamadı

III. ÖDEME YÖNTEMİ

3. Kıymetli Evrak İle Ödeme

Kira bedellerini ödemek için kiraya verene bono ya da çek verilebilir. Bu durumda, tarafların anlaşmasıyla kira alacağının tahsili, ticari senede bağlanmış456

sayılır457.

450 GÜMÜŞ, Kira, s. 282.

451 Yarg. 6. HD 25.10.1995, E.1995/10297, K. 1995/10369, “”… Davalının ödemeli olarak kira

borcunu PTT’ye yatırdığı tarih alacaklıya ödediği tarih olarak kabul etmek gerekir.” TUNABOYLU, BK, s. 285-286; Yarg. 6. HD 15.06.2004, E. 2004/4833, K. 2004/4942, “Kiranın davacının adresine 6.9.2003 tarihinde konutta ödemeli olarak gönderilip … aynı tarihte alıcısına ihbarlandığı ve alıcının havaleyi almaya gelmediği bildirilmiştir. Davaya ve ihtara konu edilen kira parası, davalı tarafından temerrüt ihtarnamesinin keşide edilmesinden önce davacı adresine konutta ödemeli olarak gönderildiğine göre temerrüt olgusunun gerçekleştiğinden söz edilemez.” TUNABOYLU, BK, s. 258-259.

452 BGE 124 III 145. 453

Kira bedelinin veya yan giderin PTT gişesine yatırıldığı tarihin, bedelin ödendiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde bkz. WEBER, Art. 257d N.3, s. 1379.

454 Bkz. ZEVKLİLER/GÖKYAYLA, s. 283.

455 Aynı görüş için, bkz. GÜMÜŞ, Kira, s. 282; Yargıtay’ın aksi görüşteki kararı için bkz. Yarg. 6.

HD 15.12.1997, E. 1997/10439, K. 1997/10602, “Banka hesap numarasındaki maddi hata sebebiyle asıl hesaba geçirilmeyen ödeme bütün ihtarlardan önce olmakla temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir” TUNABOYLU, BK, s. 268-269.

456 Kural olarak, ifanın konusu edim’dir. Edim, borcun ve ifanın konusunu oluşturur. Bu çerçevede

borçlu neyi borçlanmışsa kural olarak, onu ifa ile yükümlüdür. Alacaklısını borçlandığı şeyden başka bir şey vererek borcundan kurtulamaz. Fakat bu kuralın da istisnaları mevcuttur. İlk olarak, taraflar asıl edimin yerine başka bir şeyin verilmesini kararlaştırabilirler. Bu durumda borçlu alacaklısına, onun da arzusuna dayanarak, asıl edime uygun olmayan bir ifada bulunduğu takdirde “asıl edimin yerini tutan bir şeyle ifa (ifa yerine)”dan söz edilir. Bu durumda asıl borç ifa edilmiş gibi, borçlu, borcundan kurtulur. İkinci istisna ise, “asıl edimi hedef tutan bir şeyle ifa (ifa uğruna)”dır. Borçlu burada da şüphesiz alacaklının muvafakatine dayanarak, alacaklıya asıl edimi değil de, bu edimi

Bu halde Yargıtay’a göre, kira bedelini ödeme borcu aranacak borca dönüşür458

ve kiracının kira bedelini ödemede geciktiğinin kabul edilebilmesi için, bononun kiracıya ibraz edilmesi ya da tahsil için bankaya verilmesi gerekir459. Dolayısıyla

kiraya verenin kira bedeli alacağını elde etmek için bu belgelere dayanarak bir yöntem izlemesi gerekir. Buna göre senetle ödeme yönteminde kiraya verenin kiracıyı temerrüde düşürebilmesi için bu belgeleri kullanması gerekir. Öncelikle senede dayanarak kira bedelini alması, yine senede dayanarak icra takibini yapması gerekir. Senedin karşılıksız çıkması ya da icra takibinin sonuçsuz kalması halinde kiraya verenin temerrüde dayanarak sözleşmenin feshedilip, alacak davası açılması gerekir460.

Çek, görüldüğünde ödenmesi gereken ödeme aracıdır.

Örneğin iki yıl süreli bir iş yeri kira sözleşmesinde kira bedelinin yıllık ve peşin olarak, çek ile ödenmesinin kararlaştırıldığı durumlarda, ikinci yıl verilen çekin karşılıksız çıkması halinde, kanaatimizce kiraya verenin, kambiyo senetlerine ilişkin takip yolunu seçmesi gerekir. Zira kiraya veren, senedi kabullenerek kira bedelini de

alacaklının elde etmesini sağlayan başka bir şeyi ifa eder. Asıl edimi hedef tutan bir şeyle ifada borçlunun borcu derhal sona ermez. Ancak bu şey aracılığıyla alacaklı tatmin edilmiş olduğu takdirde (örneğin satıp parasını aldığı durumda) borçlu borcundan kurtulur. Fakat, asıl edimin yerini tutan bir şeyle ifa halinde, borçlnun borcu sona ermektedir. Burada kira bedeli alacağının ticari senede bağlanması durumunda da, kanaatimizce, “asıl edimi hedef tutan bir şeyle ifa” söz konusu olur. Kavramlar ve ayrıntılı bilgi için bkz. TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, s. 762 vd; OĞUZMAN/ÖZ, C.I, s. 280 vd. ;EREN, s. 914 vd.

457 Bkz. Y. 6. HD 14.11.1994, E. 1994/11368, K. 1994/11653, DOĞAN, s. 193, dpn. 642; Y. 6. HD

28.10.1987, E. 1987/7829, K. 1987/10458, BURCUOĞLU, Tahliye, s. 246.

458 Yarg. 6. HD 23.11.1998, E. 1998/10025, K. 1998/10025458, “Taraflar arasındaki kira sözleşmesi

18.9.1996 başlangıç tarihli olup iki yıl sürelidir. Aylık kiralar karşılığı kiracı davalı tarafından davacıya senet verildiği sözleşmenin ödeme ve özel şartlar 4. maddesinde belirtilmiştir. Davacı vekili de dava dilekçesinde tanzim edilen senetlerin ödeme günlerinin ait oldukları ayın birinci günü olduğunu açıklamıştır. Davacı kira bedelleri karşılığı bonoyu kabul etmekle ticari senetlere ilişkin ödeme şeklini de peşinen rıza göstermiş olmaktadır. Ticari senetle ödenmesi vaadedilen borç aranan borç niteliğindedir. Kira borcunun götürülüp alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiği halde bu borcun bonoya dönüşmesiyle götürülen değil aranan borç niteliğini aldığını, böylece vasfının değiştiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca senedi elinde bulunduran kişinin borçluya ihtarda bulunması, onu takip etmesi ve ayağına kadar giderek senedi verip karşılığı olan parayı alması gerekir. TTK. 667. maddesi de buna amirdir. Bono ciro edilerek elden ele geçebileceğinden borçlunun peşinen ödemeyi kime yapacağını bilmesi mümkün değildir. Bu durumda senedi elinde bulunduran şahsın öncelikle senet borçlusuna ihbarda bulunması gerekir. Davacının da aynı şekilde önce ihbar etmesi sonra temerrüt ihtarı göndermesi icap eder. Doğrudan doğruya temerrüt ihtarı göndermeye hakkı yoktur. Bu hususlar nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur

.”

459 BURCUOĞLU, Tahliye, s. 246; ARAL, s. 278; GÜMÜŞ, s. 443-444. 460 Bkz. AYDEMİR, s. 89.

bunlara göre alacağını kabul etmiş sayılır461. Ayrıca, kiraya veren için de bu yol

daha avantajlıdır462

.

Kiraya veren aynı zamanda çekin karşılıksız çıkması üzerine kiracıya bir ihtar göndererek Türk Borçlar Kanunu’nun 315’inci maddesi çerçevesinde vereceği süre zarfında, kira bedeli ödenmezse, temerrüde ilişkin olarak sözleşmeyi feshedebilir ve alacak yönünden de dava açabilir.

Aynı zamanda, kiraya veren, kira bedelinin ödenmemesi dolayısıyla kiracının kiralanan taşınmazdan tahliyesini de istiyorsa, İcra ve İflas Kanunu’nun 269’uncu maddesinde düzenlenen ilamsız icra yoluyla taşınmazların tahliyesine ilişkin takip yapması gerekir463. Bu takip yoluyla kiraya veren iki talebini de birleştirmiş

olacaktır464

. Hem ödenmeyen kira bedellerinin tahsili hem de kiralananın tahliyesini talep etmiş olacaktır465

.

461 AYDEMİR, s. 89

462 Kambiyo senetlerine özgü takibin en önemli avantajı, diğer takip yollarından daha kısa sürmesidir.

Bunun nedeni ise, itiraz ve şikayet süresinin beş gün olması ve itirazın tek başına cebri icrayı durdurmamasıdır. Bu çerçevede, icra işlemleri, itiraza rağmen, haczedilen malların şatışı aşamasına kadar devam edecektir. Ancak, itirazın reddedilmesi üzerine hacizli malların satışı talep edilebilecektir. Borçlunun, itirazın reddedilmesine ilişkin karar için temyiz yoluna başvurması halinde dahi, borçlu, alacağı karşılayacak teminatı göstermezse, satış işlemleri gerçekleşecektir. Kambiyo senetlerine özgü takip, İcra ve İflas Kanunu’nun 167-176’ncı maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacaklının bu yola başvurabilmesi için elinde kambiyo senetlerinden birinin olması gerekir. Alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile haciz ya da borçlu iflasa tabi bir şahıs ise iflas yollarından birini seçebilir. Ayrıntılı bilgi için bkz. ERGÜN Mevci, Kambiyo senetlerine Özgü Takip Yolları, Yetkin Yayınları, Ankara 1989, s. 39 vd.

463 PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKİN ÖZKAN/ÖZEKES, s. 427 vd; KURU, s. 817;

KURU/ARSLAN/YILMAZ, s. 371; YILMAZ Halil, “Kiralanan Taşınmazların İlamsız İcra Yoluyla Tahliyesi”, Terazi Hukuk Dergisi, Seçkin, S.4, Aralık 2006 (Bundan sonra “YILMAZ, İlamsız İcra” şeklinde anılacaktır), s. 54.

464 YILMAZ, İlamsız İcra, s. 54.