• Sonuç bulunamadı

3. Osmanlı Devleti’nde İskân İşiyle İlgilenen Komisyon Ve Kuruluşlar

1.3 Mübadele İle Türkiye’ye Gelenler Ve İskân Uygulamaları

1.3.7 İskân Bölgelerinde Hastalıklarla Mücadele

Göçmenlerde en çok görülen hastalık sıtmadır. Sıtma bölgelerinde daha önce meydana gelen önemli nüfus azalmasının, Türkiye’ye gelen göçmenler tarafından telafi edilebileceği umulsa da, nüfus mübadelesinden sonra gelen mübadillerin de büyük çoğunluğunun sıtmalı olması, Türkiye’de nüfusun azalması konusunda endişe oluşturmuştur. Bir yandan nüfus artırılmaya çalışılırken, bir yandan da kişilerin çalışma kudretini artırmak için sıtmayla mücadeleye girişilmiştir267.

Atatürk, gerek ülke içerisinde, düşman istilasına uğramış yerlerdeki sefaletten dolayı yayılan hastalıklar, gerekse, kötü koşullarda, dışarıdan gelecek göçmenlerde görülen salgın hastalıklarla mücadele için yerinde, zamanında ve daha geniş bir sağlık kadrosuyla çalışılmasını isteyerek, o dönemde alınan tedbirlerle bu tür hastalıkların önlenmesini şu şekilde ifade etmiştir; “Memleketin büyük bir kısmı düşman tarafından bir harabe şeklinde ve mazlum ahalisi amik bir sefalet içinde terk edildiği, dâhilden, harice ve hariçten dâhile mütemadi bir muhaceret cereyanının devam etmekte olduğu vaziyeti hâzıra karşısında bu gibi hastalıkların görülmesi o kadar şayanı istigrab olmayıp belki oldukları yerlerde süratle itfasında gösterilen muvaffakiyet müstelzimi

memnuniyettir”268 demiş ve hastalıkların yerinde ve zamanında önlenmesine işaret

etmiştir.

Vekâlet’in verdiği bilgilere göre, Selanik ve Kavala irkab iskelelerinden gelen göçmenler arasında 5 kızamık ve 6 çiçek vakasına rastlanmış, bunun haricinde bulaşıcı

265

Kemal Yalçın, Emanet Çeyiz, Mübadele İnsanları, İstanbul, 2005, s. 186. 266

Cumhuriyet, 7 Şubat 1933. 267

TBMM Zabıt Ceridesi, D.II, İ.III, C.24. 268

hastalık görülmemiştir. Büyük misafirhanelerin hastanelerinde de çok fazla hastalık şikâyeti olmamıştır. Askeri hastanelerde sivillerin kabul edilememeleri hakkında verilen emir üzerine Müdaafa-yı Milliye Vekâleti’ne müracaat edilerek, göçmenlerin kabulleri temin edilmiştir. Yeni gelecek göçmenler için sıtma ve dizanteri gibi hastalıklara karşı gerekli tedbirler alınmış, göçmenlere tahsis olmak üzere bütün mıntıkalarda Kızılay tarafından bölgenin gerektirdiği ölçülerde hastaneler oluşturulmuş, Trakya’da 14 kaza merkezinde revir halinde 10’ar yataklık yerler hazırlanılmış, tıbbi ilaçları bulundukları yerden temin edemeyeceklerin ihtiyacı, Tekfur Dağı’nda Kızılay tarafından temin olunmuş ve Kızılay cemiyetiyle görüşülerek çeşitli mıntıkalarda seyyar etıbba ve hasta bakıcılar tayin edilerek bunların köy köy dolaşıp iskân edilen göçmenlerin sağlıklarıyla daha yakından ilgilenmesi sağlanmıştır269.

Her ne kadar limanlarda ve geldikleri misafirhanelerde göçmenlerin, sağlık durumları kontrol edilmişse de, iskân edildikten sonra da sağlık sorunları devam etmiştir. Çünkü ülkede ciddi bir sıtma salgını vardır. 9 Mart 1924 tarihli Menteşe (Muğla) Valiliği’nden İskân Vekâleti’ne gönderilen bir telgrafta; Doğrudan doğruya vekâletin emriyle Kavala’dan Gökova Limanı’na gönderilen göçmenlerden Kavala, Tikveş ve Langaza muhacirlerinden olup Muğla’nın Cazgırlar Köyü’ne iskân edilen ahalinin bir kısmının sıtma hastalığından muzdarip olduğu, bu nedenle bu güne kadar bunların arasından 17 kişinin vefat ettiği bildirilmiştir. Şayet, Sıhhiye Müdürlüğü’nden para yardımı yapılabildiği takdirde, bu köyde oturanlara kinin dağıtımı yapılabildiği, ancak köyün etrafının bataklıkla çevrili olmasından dolayı dağıtılan kininin bir faydasının olmadığı, bunların haklarında alınacak kararın köyde inceleme yapan Vali’nin işaretine atfen Menteşe (Muğla) İskân Müdürlüğü tarafından verileceği ve bilmuhabere vilayet dâhilinde bunların bir başka yere nakil ve iskânlarının imkânsız olmakla beraber dağlık mıntıka ahalisinden olan bu insanların burada oturmak istemediği, hayatlarını kurtarmak için, Vekâlet emriyle Trakya’da Tekirdağ’a nakledilmiş olan hemşehrilerinin yanına gitmek istedikleri ve kendilerine verilen araziyi de işletemedikleri bildirilmiştir. Muhacirlerin bataklıkta bulunması nedeniyle kendilerine yapılan tedavinin daima sonuçsuz kalacağının anlaşıldığı ve muhacirinin dağlık mıntıka ahalisinden olması nedeniyle de bunların uygun görülen yerlere göç etmelerine izin verilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır270. Canik vilayetinde polis ve iskân

269

Hâkimiyet-i Milliye, 21 Mart 1924. 270

müdürlüğünün, göçmenler arasında bulaşıcı hastalık bulunduğuna dair ihbarı üzerine de, bu bölgede araştırma yapmak üzere iskân sağlık müşaviri ile birlikte, göçmenlerin iskân edildiği yer olan Tekkeköy ve Aşağı Cinik köylerine gidilerek, yapılan çalışmalar sonucu buradaki göçmenlerin yüzde ellisinin sıtmalı oldukları anlaşılmıştır. Bunun için, İskân Müdürlüğü, bölgeye kinin ilacı temin ederek göndermiştir. Ayrıca, Tekkeköy, Yukarı ve Aşağı Cinik köylerine iki tıbbiye ve iki sıhhiye memuru gönderilmiştir. Aynı bölgede dizanteri, ishal ve özellikle çocuklar arasında boğmaca hastalığı da tespit edilmiştir. Kendilerine barınma yeri temin etmek için, çalı çırpıdan yapılmış kulübelerde ve topraklar üzerinde yaşayan göçmenlerin sefalet içinde bulunduğu, şayet meskenleri inşa edilmeyip iskân edilemezlerse, geçici bir tedbir olan kinin dağıtımının da bir fayda getirmeyeceği ve hastalıklardan dolayı kayıpların önüne geçilemeyeceği bildirilmiştir271.

İskân yerlerine sevk edilmiş göçmenlerden, Konya, Samsun, Tokat ve Çorum vilayetlerinde 156 lekeli humma hastalığı görülmüş, fakat bunlardan 138’i iyileştirilmiştir. Mübadele ve İskân Vekili Necati Bey, göçmenlerin sağlık durumları ile ilgili sürekli bilgiler vermiş, Müdafaa-yı Milliye ve Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâletleri de göçmenlerin sağlık durumlarıyla ilgili tedbirler almışlardır272.

Adana’nın Kozan kazasına sevk edilen mübadiller arasında bulaşıcı hastalık olmamış, fakat sağlık durumlarının iyi olmadığı sıhhiye müdürleri tarafından rapor edilmiştir. Kozan merkez kazasında bulunanlar 14 Eylül 1924 itibariyle henüz iskân ve iaşe edilemedikleri gibi, köylere sevk edilenler de uzunca bir süre açıkta kalmışlardır. Şayet, bunlar bir an önce çatı ve çadır altına sokulmazsa, yağmur ve kış mevsiminin gelmesiyle sağlık durumlarının kötüleşeceği bildirilmiştir273.