• Sonuç bulunamadı

3. Osmanlı Devleti’nde İskân İşiyle İlgilenen Komisyon Ve Kuruluşlar

2.3. Balkanlardan Gelenler İçin İskân Uygulamaları

2.3.3. Göçmenlerin İskân Yerlerinin Tespiti ve Yerleştirilmeleri

2.3.3.2. Doğu Bölgesi

Boş olan Trakya bölgesinin yanında, doğu bölgesine yönelik 1925 yılında hazırlanan Şark Islahat Planı’nda da geçtiği gibi, bir kısım göçmenlerin de doğuda iskân edilmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Bu plandaki amaç, dönem itibariyle, bölgeye Türk nüfusunun yerleştirilerek, bu bölgenin Türk nüfusunu artırmak ve dolayısıyla her dönem şekavede açık bu bölgeyi devlet ve halk açısından güvenilir bir bölge haline getirmektir. Her ne kadar mübadeleden sonra böyle bir plan hazırlanmışsa da, mübadeleyle gelen göçmen nüfusun doğuda yerleştirilemediği görülmüştür. Yerleşen mübadiller ise,

406 BCA, 030.10 72.472.8. 407 BCA, 030.10 72.474.6 408 Ulus, 29 İlk Teşrin 1936.

bölgede uzun süreli kalmamış, gerek iklim gerekse verimsiz topraklar gibi olumsuz şartlardan dolayı bölgeyi terk ederek, batıya yerleşmişlerdir. Ancak, Bulgaristan, Romanya ve diğer yerlerden gelmeye başlayan Türk nüfus, doğuya yerleştirilebilmiştir. Bölgede kurulan Birinci Umum Müfettişlik, iskân işleriyle de ilgilenmiş, gerekli hazırlıkları yapmıştır. 1932 yılında Romanya’dan bölgeye 100 ev göçmen getirilip iskân edilmesi planlanmıştır. Fakat Umumi Müfettişlik’in Dâhiliye Vekâleti’ne ivedi olarak gönderdiği yazıda, planda 100 ev göçmenin iskânı varken, Köstence’den 120 evin gelmiş olduğu ve hatta daha 200 evin de hareket halinde olduğunu haber aldıklarını bildirmiş, gelmiş olan 120 evin barınma ihtiyaçları giderilse bile, gelecek olanların yerleştirilmesine ve mevsim dolayısıyla inşaat yapılmasına imkân olamayacağı, kış ortasında perişan olmamaları için, ilkbahara kadar sevkiyatın durdurulmasının konsolosluğa bildirilmesini istemiştir. Ayrıca 1933 yılında getirilecek ve bölgeye yerleştirilecek göçmenlerin, hazırlık yapmak açısından sayısının verilmesi istenmiştir409. 1933 yılında başlayan ve sonraki yıllarda devam eden göçlerle Türkiye’ye gelen göçmenler, Anadolu’nun doğusunda, daha çok Elazığ ve Diyarbakır’a yerleştirilmişlerdir. 1933 yılında gerek Balkanlardan gerekse Rusya, Suriye gibi diğer yerlerden Türkiye’ye gelen göçmen miktarı, toplam olarak 6191 hanede 26.002 nüfus olmuş, bunlar arasında, Romanya’dan gelen 222 hanede 820 nüfus, Yugoslavya’dan gelen 1 hanede 6 nüfus Elazığ’da, Romanya’dan gelen 23 hanede 83 nüfus, Yugoslavya’dan gelen 24 hanede, 82 nüfus da Diyarbakır’da iskân edilmiştir410.

1933 yılında Balkanlardan ziyade en çok göçmen Rusya’dan gelmiştir. Rusya’nın politikası gereği Müslüman Türklere yapılan zulümler sonucu, Türkiye’ye gelenler, bölgeye yakınlığı ve toprakların boş olması dolayısıyla doğu vilayetlerine gönderilmiştir. Bu yılda, Beyazıt vilayetine 468 hanede 2360 nüfus, Elazığ vilayetine 2 hanede 15 nüfus, Kars vilayetine, 987 hanede 4088 nüfus, Malatya vilayetine 27 hanede 135 nüfus, Muş vilayetine 416 hanede, 1197 nüfus, Van vilayetine de 113 hanede, 582 nüfus göçmen gelmiştir. Bunun dışında İran’dan gelen 287 hanede 1504 nüfus göçmen de Van, Muş ve Malatya’ya gönderilmiştir411. Diğer doğu vilayetlerinde 1933 yılı içerisinde göçmen iskân edilmemiştir.

409 BCA, 030.10 81.530.20. 410 BCA, 030.10 81.531.8 411 BCA, 030.10 81.531.8

Özellikle 1934 yılında İskân Kanunu’nun kabulünden hemen sonraki tarihlerde, Bulgaristan, Romanya ve Sırbistan’dan hemen her gün gelen, 30–40 göçmen, Trakya yoluyla gelip Trakya’da iskân edilmişlerdir. Yeterince Türk nüfusun bulunmadığı doğu bölgesine, göçmen yerleştirmek amacıyla, vapurla gelen göçmenlerin iskân hakkı istedikleri durumda, doğu bölgesine gönderileceği bildirilmiş, iskân hakkı istemeyenler ise istedikleri yere gitmekte serbest bırakılmışlardır412.

Ayrıca, 1934 yılının Haziran ayında, 2502 sayılı “Kars Vilayetiyle, Beyazıt, Erzurum ve Çoruh vilayetlerinin bazı parçalarında muhacir ve sığıntıların yerleştirilmesi ve yerli çiftçilerin topraklandırılmasına dair bir kanun kapsamında da göçmenlerin doğudaki bu yerlerde iskânları düşünülmüştür413. Kanuna göre, Kars vilayeti ile Bayazıt vilayetinin Iğdır ve Tuzluca (Kulp), Erzurum vilayetinin Oltu ve Çoruh Vilayetinin Artvin, Şavşat ve Borçka kazalarında ve Kemalpaşa nahiyesinde, Türk vatandaşlığından çıkıp, buraları bırakmış olan Rus tebaasına ait toprak ve yapıların mülkiyeti, devlete intikal etmiştir. Genel olarak muhacir, mülteci ve harikzedeler hakkında çeşitli kanun hükümleri kabul edilmiş ve uygulanmış ise de, adı geçen bu vilayet ve kazalarda, devlete ait olan bu toprak ve yapılardan faydalanılamamıştır. Dolayısıyla bu kanunun hedefi, bu vilayet ve kazalarda bulunan muhacir, mülteci ve harikzedelerin, bu durumdan dolayı mahrumiyetlerinin giderilmesi ve iskâna müsaade edilmesi olmuştur414. Kanuna göre, gerek devlete intikal etmiş ve gerekse devlete ait başka toprak ve yapılardan muhacir ve mültecilere yerleşmek üzere adi iskân dahilinde verilmiş olan ev, ahır, samanlık, dükkân ve topraklar, parasız olarak temlik edilerek tapuya bağlanacaktır. Henüz yerleştirilmemiş olanlar ise, iskân kanunu hükümlerine göre, bu yerlerde parasız olarak iskân edilecektir415.

1934 ve 1935 senelerinde çoğu Trakya’ya olmak üzere, yaklaşık 14 bin göçmen ise çoğunlukla Doğu Anadolu’ya yerleştirilmiştir. Doğuya gönderilen göçmenler, Dördüncü Umumi Müfettişlik tarafından hazırlanan programa göre dört mıntıkaya iskân edilmişlerdir. Önem derecesine göre 1-4 şeklinde kademelendirilen bu iskân mıntıkalarından ilki Elazığ, ikincisi Çapakçur ovası, üçüncüsü Elazığ-Muş demiryolunun ve şosesinin onar kilometrelik sağ ve sol tarafları ve dördüncüsü de Diyarbakır-Erzurum ve Palu-Erzincan yolu üzeriydi. Bu planlama doğrultusunda

412

Cumhuriyet, 28 Ağustos 1934. 413

Ayın Tarihi, 4 – 9 Haziran 1934. 414

TBMM ZC, C.1, İ.64, 1934. 415

yapılan iskân çalışmaları sonrasında göçmenlerin çoğunlukla Elazığ’a yerleştirildiği tespit edilmektedir416. Elazığ, 1933 yılında, Romanya’dan çok sayıda göçmenin bölgeye gelmesiyle bir iskân bölgesi halini almıştır417. Bulgaristan’dan 1285418, Romanya’dan ise bir ay içerisinde 443 hane, 2453 göçmenin Elazığ’a gönderilmesiyle, vilayette iskân işleri başlamış, göçmenlere ilk geldikleri andan itibaren sıcak yemek verilmiş ve istirahatları temin edilmiştir. Şehirde kurulan misafirhanelerde kaldıktan sonra, düzenli bir plan çerçevesinde otomobillerle gideceklere yerlere gönderilmişlerdir. Göçmenlerin sağlık durumları sürekli takip edilmiş, valilik, göçmenlerin yerleşmesiyle bizzat ilgilenmiştir419. Ayrıca, 1934 yılında Romanya’dan gelen 300 hanelik göçmen kafilesinin, yine Elazığ’a gönderilmesi planlanmış, bu göçmenlere, devlet tarafından mahalli tarzda kerpiçten evler yaptırılmış, göçmenler buralara yerleştirilmişlerdir420. Bunlar için 230 adedi ikişer ve diğerleri birer katlı olmak üzere 687 ev yapılmıştır. 4 müstakil köyde, 342 ve merkeze bağlı 32 köyde de 345 bina yapılmıştır421. Ayrıca Romanya ve Bulgaristan’dan gelen göçmenler, Çakırkaş (Hoşmat) köyüne de yerleştirilmiştir422.

1935 yılında, Romanya ve Bulgaristan’dan gelen göçmenlerden 10.000 kişinin doğu vilayetlerine gönderilmesi kararına binaen, göçmenler, Diyarbakır ve Elazığ vilayetlerine gönderilmiştir. Diyarbakır’da, Kıtırbil köyünde göçmenlere yeni evler yapılmıştır. Birinci Umumi Müfettiş Abidin Özmen iskân ve göçmen işleriyle bizzat ilgilenmiş ve her türlü ihtiyaçlarının teminine çalışmıştır. Birinci Umumi Müfettişlik bölgesine gelen göçmenler için, zamanında evler tedarik edilmiş, boş yerlerde yeni güzel köyler kurulmuştur. Bu mıntıkalardaki vilayetlerden Elazığ merkez kazasında iki katlı 403, birer katlı 64 göçmen evi yapılmıştır. 40 ev daha iki katlı yapılmıştır. Elazığ’a bağlı Palu kazasında da 460 göçmen evine başlanmış ve birinci katları bitirilmiştir. Bütün göçmenler müstahsil hale geçmiş çiftçi ve sanatkârlardan her birine gereken yardımlar yapılmıştır. Sıhhi ve iktisadi durumlarının iyi olduğu bildirilmiş. Kış günlerinde gelen göçmenler geçici olarak uygun binalara yerleştirilmiş evlerinin

416

Duman, “Atatürk Döneminde Balkan Göçmenlerinin İskân Çalışmaları”, s.480. 417

Bu rakam daha önce 222 hanede 820 olarak verilmiştir. BCA, 030.10 81.531.8. Fakat dönemin basınında bu rakam, 282 hanede 1123 nüfus olarak verilmiştir. Cumhuriyet, 16 Eylül 1936.

418

Akşam, 5 Kanun-ı Evvel 1934. 419

Ayın Tarihi, 14 Birinci Kanun 1934. 420

Kovancılar Yıllığı, 1998, Ankara, 1998, s. 35 421

Cumhuriyet, 16 Eylül 1936. 422

yapılması için bahar ayları beklenmiştir423. Yugoslavya’dan da, Selanik yoluyla İzmir’e gelen göçmenler de, Elazığ’a sevk edilmiştir. Gelen muhacirlerin iaşe ve ibatesi Kızılay tarafından temin olunmuş ve sevkleri sırasında hükümet tarafından ayrıca iaşe parası verilmiştir. Yugoslavya göçmenlerinin bir kısmı da Yozgat’a yerleştirilmiştir424.

Elazığ merkez ve kazaları ile bunlara bağlı köylere iskân edilen göçmen miktarı, 1933 yılından, 1935 yılı sonu itibariyle 1419 ailede 5.600 nüfus olmuştur425. Yine aynı dönemde, Iğdır’a 1.300, Muş’a 700 göçmen iskân edilmiştir. 1935 yılı sonuna kadar doğuya yönelik yoğun sayılabilecek bu iskân faaliyetleri sonraki yıllarda azalmıştır. 1936–1938 arasındaki dönemde, yaklaşık olarak Van’a 212 ve Diyarbakır’a 1.369 göçmen yerleştirilebilmiştir. Doğuya yönelik tüm bu iskân faaliyetlerine karşılık göçmenlerin bir kısmının bölgede kalmadığı, iskân hakkından vazgeçmek uğruna batıya döndükleri görülmüştür426.

Doğuda göçmenden çok, topraksız köylüler ve muhtaç kimseler olduğu için, bu bölgedeki iskân faaliyetleri birbirinden ayrılamamıştır. Yani, toprak dağıtımında miktar belli olsa da bunun ne kadarının göçmene ayrıldığı belirtilmemiştir. Mesela, 1936 yılında Üçüncü Umumî Müfettişlik’ten Bakanlıklara gönderilen bir yazıda, Iğdır kazasında yapılan iskân, toprak dağıtılması ve temlik işleriyle uğraşıldığı ve yapılan işler sonucunda, merkez kasabasında 326 evde, 1639 nüfusa 134 ev, 48 ev yeri, 10 dükkân, 8 dükkân yeri ile 13.503 dekar arazi ve kazanın diğer köylerinde 623 evde 3473 nüfusa 573 ev, 58 ev yeri, 27 dükkân ve 33.523 dekar toprak dağıtıldığı, tapularının verildiği ifade edilmişse de, bunun ne kadarının göçmene ait olduğu belirtilmemiştir427.