Sultan II. Abdülhamid, İngiltere’nin Mısır’da uluslararası çözüm arayışlarını
tıkadığının farkındaydı ve özellikle, İstanbul Konferansı’ndan bir sonuç çıkmayacağını
düşünüyordu. Bu yüzden Mısır’da ortaya çıkan karışıkların ortadan kaldırılması ve
İskenderiye’deki İngiliz askerinin tahliye edilmesi için büyük oranda Osmanlı
Devleti’nin eliyle bir girişim başlatmıştır. Mısır’a bir fevkalade komiser ve bir de
kumandan tayini, Mısır’daki sorunların devletin lehinde halledilmesini sağlayacaktı.
Bunun için Bâbıâli, 23 Ramazan 1299/7 Ağustos 1882 tarihinde, Hıdiv Mehmed Tevfik
Paşa’ya bir hatt-ı hümayun gönderdi. Bu hatt-ı hümayunda, Mısır’da emniyet ve asayişin
iadesi için askerî müdahale ile Mısır üzerindeki Osmanlı hâkimiyetinin teyidine lüzum
görüldüğünden bahisle, fevkalade komiserliğe Mahmut Server Paşa’nın ve Asâkir-i
Şâhane kumandanlığına ise Derviş Paşa’nın memur edildiği bildirildi
286.
Osmanlı Devleti, İskenderiye’nin işgali sonrasında, İngiliz askerî harekâtının
devam ettiği sıralarda, Derviş Paşa’yı yeniden Mısır’a gönderme kararı almıştır. Meclis-i
Vükelâ tarafından Derviş Paşa’ya, Mısır’da yürüteceği çalışmaları ve diplomasiyi hâvî
uzun bir talimat verilmiştir. Bu talimat Osmanlı Devleti’nin, İngilizlerin Mısır’ı
işgalinden itibaren Mısır’a dair politika tanzimi için önemli ipuçları vermektedir. 23
madde hâlinde hazırlanan talimâtnâmede, devletin Mısır’daki varlığını göstermesi
konusunda önemli girişimler yer almıştır.
284
Kızıltoprak, s.119.
285 Valentine Chirol, “The Egyptian Question”, Journal of the British Institute of International
Affairs, V: 1, I: 2, 1922, s.56.
İlk madde, Mısır’da Osmanlı Devleti’nin hükümranlık hukukunun ve otoritesinin
güçlendirilmesine ayrılmıştır. Bu madde uyarınca özellikle işgalden sonra devletin
Mısır’da kaybolan otoritesi ve devleti temsilen Hıdiv olarak tayin edilen Mehmed Tevfik
Paşa’nın konumunun güçlendirilmesi ve Hıdiv’in sarsılan nüfuzunun takviye edilmesi
için Mısır’a Osmanlı askerinin müdahalesinin lüzumu üzerinde durulmuştur. Bunun
sağlanması için de Derviş Paşa ile birlikte Osmanlı askeri gönderilmesi düşünülmüş ve
devleti temsilen Server Paşa fevkalâde komiser olarak Mısır’a tayin olunmuştur. Bu
görevlerle Mısır’a gönderilen Derviş ve Server Paşalar, ilk olarak devletin verdiği
talimâtların izahını yapmak üzere Hıdiv’in yanına gideceklerdir. Mısır’ın içinde
bulunduğu buhran halinin çaresine hızlı bir şekilde bakılması ve emniyetin sağlanması
lüzumuna işaret edilecektir. Bu madde, Mısır’da İngiliz askerinin varlığına sebep olarak
gösterilen gerekçelerin ortadan kaldırılması amacını taşımaktaydı. Bu, aynı zamanda
İstanbul’da devam eden konferansta devletin elini güçlendirme amacına hizmet
edecektir
287. Bu yolla, İngiltere’nin istediği şartlarda Mısır’a asker sevkinin önüne
geçmek istenmiştir
288. Heyetin çalışmalarını sağlıklı bir şekilde yapmalarını sağlamak
üzere gerekli olan tedbirlerin bir an evvel alınması hususunda Hıdiv’e tavsiyede
bulunulacaktır. Mısır’da asayişin sağlanmasına yönelik olarak, karışıklık sürecinde yerli
ve yabancıların mal, can ve haklarına tecavüz edenler olmuş ise, bunların
cezalandırılması için gerekli tedbirlerin alınması ve bu konuda halkın aydınlatılmasına
yönelik olarak yapılan çalışmaların resmî gazetede Arapça olarak yayınlanarak, birer
suretlerinin yerli ve yabancı gazetelere verilmesi sağlanacaktır. Hıdiv’in İngilizlerle
ilişkileri Server Paşa vasıtasıyla gerçekleşecektir. Bu karar, Mısır’da otoritenin ve idarî
kontrolün sağlanması yönünde atılmış bir adımdı.
Mısır’a asker sevki konusunda alınan kararlar doğrultusunda uygulanacak strateji
ise İskenderiye ve çevresinde askerî yönden stratejik önemi hâiz olan yerlerin tutulması
ve gerekirse asker sevk edilmesidir. Mısır askerinin kat’î surette verilecek emirlere tâbi
olması, sevk edilen askerin korunması, Mısır’da yeni tedbirlere başvurmak gerektiğinde,
bunun, Server ve Derviş Paşa’nın görüşleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi
kararlaştırılmıştır. Yapılacak düzenlemelere ilişkin kararlar, Server ve Derviş Paşaların
yanında bulunan memurlarla tartışıldıktan sonra, rapor şekline getirilerek imzalanıp
287 Y.A.RES., 16/12. 288 Y.EE., 124/50.
Server Paşa riyasetinde bulunacaktır. Derviş Paşa, alınan tedbirlerde, uygulanacak
muamelâtta encümende alınan kararlara bağlı olacaktır. Görevlerinin gerektirdiği teknik
detaylara dair alınacak tedbirlerde sorumluluğu yüklenecektir.
İstanbul’da toplanan Elçiler konferansında alınarak Osmanlı Devleti’nce, 27
Temmuz 1882/15Temmuz 1298 tarihinde kabul edilmiş olan ve bu karara verilen
cevapların tartışıldığı konferansın beyanından bir suret de Server Paşa’ya verilmiştir.
Server Paşa, bu beyanda yer alan hükümlerin tatbikinde dikkat edecektir. İsyanın patlak
verdiği yerlerde ve isyancıların bulunduğu bölgelerde örfî idare ilan edilecek ve tedbirler
alınacaktır. Alınan kararlar Hıdivlik makamınca uygulanacaktır. Örfî idare altına alınan
mahallerde görevliler Derviş Paşa tarafından seçilerek bir divan-ı harb teşkil olunacaktır.
Bu divan-ı harpler görevlerini Osmanlı Devleti’nin örfî idare kararnamesine göre
yürütecektir. Örfî idare ilanı halkın isyancılara katılmalarına karşı caydırıcı olacağından,
emniyetin sağlanmasına engel teşkil edecek şahısların gözaltında bulundurulmaları ve
mevcut düzene tâbi hale getirilmeleriyle asayişin sağlanmasının önündeki engellerin
ortadan kaldırılması sağlanacaktır.
Mısır’a gönderilen maiyet askerleri vazifeye itaat dairesinde, seviyelerine uygun
bir şekilde davranacak, Mısır’da bulunan yabancılara karşı uygunsuz hareketlerde
bulunmayacaktır. Bunların tersine hareket edenler Divan-ı Harb’de yargılanacak ve
aldıkları cezalar Server Paşa’nın nezâretinde verilecektir.
Mısır’a gönderilen heyetin dikkat etmesi gereken iki özel mesele daha
bulunmaktadır. Bunlardan birisi, Ahmed Arabî ve taraftarlarının Mısır’daki maksat ve
düşüncelerini meşru gayelere dayandırmalarına rağmen, kendi emel ve ihtiraslarının
peşine düşerek gayr-i meşru faaliyetlere yönelmeleridir. Bu, Mısır’ın karışıklığa ve
buhrana sürüklenmesi ve yabancı işgali altına girmesinden başka bir netice
vermeyecektir. Bundan dolayı bunların, uygun bir lisan ile Mısır’ın ileri gelenlerine
anlatılması, halkın aydınlatılması ve Mısır’ın şimdiki ve gelecekteki varlığı, emniyeti ve
huzuru için Osmanlı Devleti ile irtibat halinde olmaları gerektiği ifade edilecektir.
İkincisi, Mısır ahalisi ve ileri gelenlerinden Ahmed Arabî ve taraftarları ile ya da
yabancılarla gizli ilişkisi olanlar var ise bunların açığa çıkartılması, Ahmed Arabî’nin
Mısır’a gelen yabancı devlet gemileri ile ilişkileri var ise bunların araştırılması için casus
kullanılması ve bu konuda gerekli masraftan kaçınılmamasıdır.
Heyetin bu olağan üstü görevleri arasında, başta İskenderiye olmak üzere bazı
şehirlerin telgraf ve postanelerinde, geçici olarak Osmanlı memurlarının
görevlendirilmesi ve bu memurların, Hıdiv’in onayı ile telgraf nezâretinden talep
edilmesi, bu memurların görevi şüpheli ve dikkat çeken telgraf ve mektupların
ulaşmasına engel olmaktır. Heyet, Mısır gazetecileri ve muhabirleri ile işbirliği içinde
olup tahrikte bulunan birtakım yabancıların, bağlı bulundukları konsoloslarıyla
müzakere ile sınır dışı edilmelerine çalışacaktır, şeklinde belirlenmiştir.
Server Paşa, Mısır ileri gelenlerini ve askerlerini Osmanlı Devleti’ne bağlı
kalmaya ve alınan tedbirlere gönüllü olarak katılmaya teşvik için rütbe ve nişan
verilmesi konusunda izinlidir. Fransızların Vatanîlerle münasebette olduklarına ve
onların belli başlı faaliyetlerini emsal göstererek, devlete karşı başkaldırmaya
kışkırttıklarına dair haber alınmıştır. Mısır’da belli bir imtiyaza sahip olduğu hâlde kötü
maksatla halkı Ahmed Arabî ile birlikte hareket etmeye teşvik eden Mösyö de Lesseps
ile ilgili dikkat çeken bir bilgi alınmaktadır. Bu hususun doğruluğunun araştırılıp haber
verilmesi gerekmektedir
289. Yapılacak önemli işlerden bir diğeri, Hıdiv ile Heyet-i
Nüzzâr arasında olan ve karışıklıklara sebebiyet veren anlaşmazlıklara ve Hıdiv’in
şikâyetine sebep olan sorunlara dair bir araştırma yapılmasıdır. Bu konuda Hıdiv’in ne
kadar mesuliyetinin olduğu, gizlice araştırılarak haber verilmesi gerekmektedir. Bunun
yanında, Mehmed Tevfik Paşa’nın Hıdiv olarak tayininden itibaren yabancılarla yapmış
olduğu malî anlaşmaların bir suretinin gönderilmesi sağlanmalıdır. Mısır’da istihdam
olunmuş ve birtakım usulsüzlük ve karışıklıktan dolayı şimdi çoğunluğu ayrılmış ve
memleketlerine göç etmiş olan yabancıların sayısı ve maaşları öğrenilerek toplu halde
bildirilmesi lazımdır. Yine Mısır’da yürürlükte olan kanunların birer suretinin elde
edilerek İstanbul’a gönderilmesi, bu kanunlardan meşru görülmeyen ve halkın
hükümetten soğumasına sebep olanlarının ıslahına yönelik tavsiyeler verilmesi ve ıslah
çalışmalarının yapılmasının sağlanması gerekmektedir.
Osmanlı Devleti, İngilizler tarafından İskenderiye’ye çıkarılan askerin geri
çekilmesi için çalışmaktadır. Bu meseleden bir sonuç alınana kadar da, mevkii ve
vazifeleri yükselmiş olan askerlerin Osmanlı Devleti adına buraya tayin edilmeleri
kararlaştırılmıştır. Osmanlı askeri Mısır’a girdikten sonra askerî müdahalenin gerektiği
durumlarda İngiliz askerinin karışmasını engelleyecektir. Gerekirse İngiliz askerinin
ikametlerini tehditle durdurma yoluna gidilecektir. Bu hususta Komiser ve İngiliz
kumandanı arasında görüş birliğine varılacak ve karar imzalanmak şartıyla müsveddesi
Bâbıâli’ye ulaştırılacaktır. Mevcut duruma göre, İngiliz askerinin işgal ettikleri genel
binaları, İngiliz bandırası çekilirken tahrip etmektedir. Bunu önlemek için İngiliz
kumandanı ihtar edilecektir. Süveyş Kanalı’nın muhafazası hususunda Osmanlı Devleti
hareketini İstanbul konferansında alınan kararın neticesine göre tayin edecektir. Komiser
Server Paşa, Bâbıâli ile sürekli haberleşme halinde olmakla birlikte telgrafların birer
nüshasını mabeyne gönderecek, şifrelerde bir yazım hatası olursa, ya da başkasının eline
geçerek tahrif edilirse, bunun anlaşılabilmesi için her hafta sonunda önceden gönderilmiş
olan telgrafların birer sureti tekrar merkeze posta vapuruyla iletilecektir
290.
Derviş ve Server Paşa heyetine verilen bu talimat, Osmanlı Devleti’nin Mısır’da
kontrolü yeniden sağlayacak ve devletin nüfuzunu yeniden kuracak tedbirleri içeriyordu.
Bu talimat, başta İngiltere olmak üzere diğer devletlerden bağımsız bir şekilde hareket
edildiğini gösterir nitelikteydi. Çünkü burada verilmiş olan talimatların tamamı
dikkatlice incelendiğinde; Osmanlı Devleti’nin Mısır’daki konumunu İngiltere’nin kabul
etmeyeceği bir boyutta yeniden güçlendirmeyi sağlamaya dönük tedbirleri içerdiği
görülecektir. Bu durum, bir süreliğine de olsa, devletin Mısır politikasını daha güçlü
delillerle desteklemek istediğini göstermektedir. İngilizler ise Mısır’a gönderilecek
askerin kumandasını Hıdiv’in yapmasını istiyorlardı. Bu da, Osmanlı Devleti’nin Mısır’a
asker göndermekteki amacına uygun bir teklif olmadığı için reddedildi.
Osmanlı Devleti Mısır işlerini diplomatik yollarla halletmek için çabalarına devam
etmiştir. Mısır’a fevkalade komiser ve kumandan gönderdikten sonra İngiltere’nin
diplomasi yoluyla Mısır’dan çıkarılmasını sağlamak için 5 Eylül 1882/24 Ağustos 1298
tarihinde İngiltere ile askerî anlaşma imzalamıştır
291.
Bu anlaşmadan sonra da Derviş Paşa ikinci kez Mısır’a gönderilirken, heyete
verilen talimat uyarınca Mısır’a asker göndermeye karar verilmişti
292. İngiltere ile
yapılan askerî anlaşmadan sonra da sözü edilen askerin Mısır’a gönderileceğine dair
karar alındı. Osmanlı Devleti, Mısır’a ilk başta 5-6 bin kişilik bir kuvvet gönderecek,
290 BOA, YEE, Nr. 39/A-41/131/116’dan naklen Altunay-Şam, s.117-122. 291 Karaca, s.457.
ileride yeni kuvvetlere lüzum görülürse iki devlet arasında yapılacak anlaşmaya göre
lüzumu derecesinde arttırılması yetkisini saklı tutacaktır. Asker Portsaid ile Süveyş
Kanalı arasında, iki ordunun rahat iletişim kurabileceği bir noktaya sevk edilecek,
Mısır’a bir askerî harekât düşünülürse bunun zamanının tayini iki ordunun kumandanları
tarafından yapılacaktır. Ancak birlikler kendi kumandanlarına tâbi olacaklar, Mısır’da
askerî tedbirlerin lüzumu ortadan kalktıktan sonra iki tarafın askeri aynı zamanda Mısır’ı
terk edecek ve iki ordunun irtibatının sağlanmasına yönelik olarak her orduda, diğer
ordunun yüksek rütbeli bir zâbiti bulunacak ve bu zâbitler eşit rütbelerde olacaktır.
Sultan II. Abdülhamid, anlaşma metninin hazırlandığı gün, İngiliz elçiyi mabeyne
çağırmış ve bu anlaşmayı imzalamayı reddetmiştir. Ancak daha önce reddettiği Ahmed
Arabî’nin âsi ilan edilmesi teklifini bu kez kabul etmiştir
293. Bâbıâli’de hazırlanan ve
Ahmed Arabî’nin âsi olduğunu ilan eden kararname gazetelerde yayınlandı. Buna göre
Ahmed Arabî, meşru Hıdiv’e karşı gelerek Mısır’ın emniyet ve asayişini ihlal ile yabancı
askerinin Mısır’a müdahalesine sebep olmuştur. Yine Ahmed Arabî’nin, devletin eski
dostu İngiltere’nin İskenderiye önlerinde bulunan donanmasına düşmanca hareketlerde
bulunması, kendisine verilen nasihat ve emirlere itaat etmemesi dolayısıyla İngilizler
tarafından İskenderiye’nin topa tutulmasına yol açmıştır. Yabancıların askerî
müdahalesini davet ederek Devlet-i Aliyye’yi müşkül duruma düşürmüştür.
İskenderiye’nin topa tutulmasının ardından Ahmed Arabî ikinci kez Hıdiv’in sarayını
kuşatarak İngilizlere emniyetin sağlanması bahanesi ile karaya asker çıkarmasına zemin
hazırlamıştır. Ahmed Arabî, Mısır’daki Osmanlı heyetinin nasihatlerine uymamış ve
Mısır’a Osmanlı askeri gelecek olursa, kabul olunmayacağını ilan etmiştir. Ahmed
Arabî, idare heyeti teşkil ederek şer’î hükümet aleyhinde harekete kalkışması ile
gerçekleri bilmeyen kişiler de bazı yayınlarla milleti kandırıp kendisine bağlamıştır.
Ahmed Arabî, İngilizler İskenderiye’yi bombalamadan önce hareketlerinden dolayı
Hıdiv ve padişah tarafından affolunup nişanla ödüllendirilmiştir. Ancak Ahmed Arabî,
bu affın ve ödülün kadrini ve şükrünü bilmeyerek kötü düşüncelerine devam ile isyan
ederek hakkındaki âsi hükmünü kendisi davet etmiştir
294. Ahmed Arabî hakkında
çıkarılan hükümler, Osmanlı Devleti’nin Mısır Meselesi konusunda İngiltere’nin
293 Y.A.RES., 16/42. 294 İ.MTZ.(05)., 23/1052.
tavırlarına bağlı kararlar almaya başladığını göstermesi bakımından önemlidir ve bu
süreçte diplomatik çaresizlik içinde olduğuna işaret eder
295.
Belgede
Sultan II. Abdülhamid'in Mısır politikası
(sayfa 67-73)