• Sonuç bulunamadı

Âna Hükmetmenin Sırrı: Saatler

Tanpınar’da ayna, geçmişi ve geçmişin hayalini hatırlatan bir eşya iken, saat, zamanı tespit eden bir araç olmasının yanı sıra bir kültür birikiminin simgesidir. Ay- nalar geçmişi olduğu gibi hatırlatırken saatler ise şimdiyi yönlendirmenin aracı ol- dukları için önemlidirler.

Saat ve dolayısıyla zamanın kendisi, Tanpınar’ın üzerinde önemle durduğu bir meseledir. Zamanı eserlerinde bir problem olarak ele alan Tanpınar’ın kendisinin de zamanla bir problemi vardır. Kendi iç zamanı ile dış zaman arasında bir uyum sağlayamayan, eşikte kalan, etrafına bir rüya hâlinin ardından bakan Tanpınar, “Ne içindeyim zamanın/ Ne de büsbütün dışında/ Yekpâre geniş bir ânın/ Parçalanmaz akışında” derken, Bergson’un zaman anlayışını hatırlatır. Eserlerinde de zaman, bu bakış açısıyla ortaya konmuş bir problemdir.

Tanpınar, şiir ve sanat algısında Bergson’un zaman anlayışının etkisindedir. Böylece Bergson’un ‘geçmiş-şimdi-gelecek’ten oluşan üçlü zaman telakkisini be- nimser; zamanı, geçmiş-yaşanan ân-gelecek olarak birlikte ve tek bir bütün olarak idrak eder.

Bergson’a göre, saat ve takvime hayatını mahkûm eden dünya yanlış yoldadır. Tanpınar da zaman meselesine bu pencereden bakan bir aydındır. Tanpınar’ın ‘za- man’ı, Bergson’un ‘süre’ dediği kavrama denk düşer. Süre yerine zamanı tercih eden Tanpınar, Proust’un zaman kavramından bu adı alır, bu kelimeye Bergson’daki anla- mı yükler. Marcel Proust’ta da geçmişe hep özlemle bakılır. Bu bakımdan iki yazarda da geçmiş her an hatırlanır. Fakat Proust geçmişi, kendi çocukluğuyla sınırlarken Tanpınar için medeniyetin geçmişi ve devamlılığı önem kazanmaktadır.

Tanpınar’ın eserlerinde ânı yaşamayı seven kişiler, o âna hükmetmeyi sağlayan saatleri severler. Hükmedebildiği zamanı ve onun göstergesi saatleri seven Behçet Bey’in hayatı, “kendi ömrüyle bir taraftan bağlanan şeyler” ve “ona yabancı olanlar” diye ikiye ayrılır.15 Behçet Bey, odasını kendi ömrüne ilişkin eşyalarla doldurmuştur, bu eşyalar arasında saatlerin ayrı bir yeri bulunmaktadır. Yalnız geçen ömrünün tek avuntusu saatleri ve kitapları olan Behçet Bey için eşyalarının, canlı varlıklardan farkı yoktur; hatta saatleri, ciltlediği kitapları, ona çevresindeki insanlardan daha yakındır:

Eski saatler bakılması, iyileştirilmesi lâzım gelen temiz yüzlü, iyi yürekli hastalardı ve

kitaplar, iyi ciltlenince, birdenbire gençleşiyor, güzel giyinmiş kadınlara benziyorlardı.16

Böyle bir yığın eşya, Behçet Bey’in dünyasının merkezidir. Bu nedenle, onun

15 Tanpınar, 2007, age., s. 13. 16 Tanpınar, 2007, age., s. 15.

için “hayatın en mânalı tarafı bu cins eşya arasında geçirilen zaman”dır.17 Tanpı- nar’a göre eşya, insanla hayat bulur; insansız eşya ise uykusunu uyur. Behçet Bey’in eşyaları da onunla birlikte hayat bulurlar. Tanpınar bütün eserlerinde bir bütünlük peşindedir, bu bütünlüğü sağlayan “yekpâre zaman”ı ve onun ortaya çıkaracağı “iç insanı” arar.18 Behçet Bey’le özdeşleşen tüm bu eşyalar, onun geçmiş ve şimdiki za- manlarının bütünleşmesini sağlayan zaman parçalarıdır. Tanpınar’da geçmiş, şimdiyi ve geleceği kurmak için kullanılır.

Tanpınar’a göre Osmanlı medeniyetinde, Tanzimat devrinden sonra yüzünü Ba- tı’ya dönen toplumda yaşanan kırılma, zamanda sürekliliğin de bozulmasına neden olmuş; mevcut zamanla geçmiş zaman arasında bireyin kendisini bütünleştirip ma- ziyi geleceğe taşımasında problemler meydana gelmiştir. Bergson’un “zamanların iç içeliği” (durée/süre) dediği, Yahya Kemal’de de karşımıza çıkan bu kavram, geçmişe duyulan özlemin mekân ve zaman yoluyla ifadesidir. Fakat bu kavramla geçmişe körü körüne bir bağlılık ve geçmişten kopamamak değil; geçmişi bugünde yaşamak özlemi baskın gelmektedir. Tanpınar’a göre zaman tarafından kutsanmış olan eşya, ölümsüzlüğe ulaşır. Eşya ancak insan elinde insansı nitelikler kazanır. Genelde insan- lar, eşyayı pasif olarak görürler. Oysa eşya, eskidikçe değer kazanır, sahibinin yaşam öyküsüyle bütünleşip özel bir varlık hâline gelir ve bir sembol niteliği kazanır.19 Beh- çet Bey’in odasında bulunan, babasının “alaturka ve alafranga zamanı beraberce gös- teren pusulalı, takvimli büyük cep saati”,20 Tanpınar’ın vurgulamaya çalıştığı kültür birikiminin, dolayısıyla sürekliliğin, yekpare zamanın simgesi niteliğindedir. Behçet Bey, bu saati ve daha nice eski saati hâlâ odasında tutar. Nitekim babasının saati, Osmanlı medeniyetinin son yıllarına tanıklık etmiş ve Behçet Bey’in ailesinin “şöyle böyle yüz, yüz yirmi yıllık bir ömrünü” kaydetmiştir.21 Eski eşya tutkunu Behçet Bey için bunun gibi eski saatlerin tik taklarını dinleyerek uyumak pek çok mutluluğa eştir; çünkü o, hükmedebildiği zamanı gösteren saatlere hayrandır. Kaldı ki eşi Atiye Hanım bile Behçet Bey’i saatlerinden ve kitaplarından bir an olsun alıkoyamadan ölmüştür.

Zaman, bir problem olarak en çok Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanında karşı- mıza çıkar. Bu romanıyla Tanpınar, yaşadığı dönemde, dünya edebiyatıyla aynı anda zaman problemini ele almaktadır. Zira Bergson’un zaman algısı bu sırada tüm dün- yada tartışılmaktadır.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanında en geniş mekân Türkiye’dir ve toplu-

17 Mahur Beste, s. 16.

18 Erol Köroğlu, “Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Zaman Anlayışı”, Cogito Zaman: 12’ye 1 Var, YKY,

İstanbul, 1997, S: 11, s. 203.

19 Bilgin, age., s. 2-3. 20 Tanpınar, 2007, age., s. 24. 21 Tanpınar, 2007, age., s. 24.

mun, hayatını yönlendiren saatlere ayak uydurma problemini işleyen yazar, anlatısını hicve ve ironiye taşır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü tarzında bir kuruma toplumun gös- terdiği ilgi, yazarın hicvinin temel noktasını oluşturur. Romanda Tanpınar, Batı’da insanın ölümlülüğü, Tanrı’nın ölümsüzlüğü üzerinden yürüyen zaman anlayışını ön plana çıkararak kendi toplumunun da zamanda sıkışmışlığını eleştirir. Çünkü toplum- sal olarak bir zaman, nesnel zaman varken bireyin iç-öznel zamanı göz ardı edilmek- tedir. Böylece kendi iç zamanı ile dış zaman arasında uyum sağlayamayan bireyler ortaya çıkmaktadır. Etrafına bir rüya halinin ardından bakan Tanpınar da kendi arada kalmışlığını eserlerine yansıtmaktadır.

Hayri İrdal’ın hayatını değiştiren şey, bir doğum gününde dayısının hediye ettiği kol saati olur. Bu saat, onun başıboş hayatına bir düzen getirir. Asıl hürriyeti ona çok sevdiği sokak değil, bu saat verir.22 Hayri, saati hediye aldığı o günü asıl doğum tarihi olarak kabul eder. Bu saat, gördüğü ilk saat olmamasına rağmen kendisine ait olu- şuyla Hayri’nin diğer oyuncaklarını, vakit geçirdiği her şeyi bırakmasına neden olur. Ayrıca bu saat sevgisi, onun, ustası Nuri Efendi ve Halit Ayarcı’yla münasebetlerinin kaynağı olur. Hayatında saatin büyük önemi olan İrdal, toplumun eski hayatında da saatin etkileyici bir rolü olduğunu düşünür:

Herkes bilir ki, eski hayatımız saat üzerine kurulmuştur. Hatta sonraları Muvakkit Nuri Efendi’den de öğrendiğime göre Avrupa saatçiliğinin en büyük müşterisi daima Müslü- manlar ve onlar içinde en dindar olan memleketimiz halkı imiş. Günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. Saat Allah’ı bulmanın en sağlam

çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi.23

Saatle Müslüman halkın bağına dikkati çeken Hayri’nin ailesinin hayatına da bir saat damgasını vurmuştur. Hayri’nin babasının dedesi, bir cami yaptırmak ister ve öncelikle camiye koyacağı bir duvar saati, sonra da hasırlar, kilimler, yazı levha- ları ve kandiller satın alır. Fakat ömrü vefa etmeyince cami tamamlanamaz, “büyük ayaklı duvar saati” ile birlikte diğer eşyalar, Hayri’nin babasına miras kalır.24 Kendi hâlinde çalışan, bazen çalan, uzun zaman ses çıkarmayan bu duvar saati, Hayrilerin komşusu İbrahim Bey’in öldüğü gün birdenbire çalmaya başlayınca bütün aileyi bir korku sarar. Annesi bu saate, “Mübarek” adını koyarken babası “Menhus” der.25 Böy- lece bu ayaklı duvar saati, ailenin simgesi haline gelir.

Saatleri Ayarlama Enstitü çalışanları ‘Saat Sevenler Cemiyeti’ni kurduklarında “Mübarek” de orada bulunur, fakat bu o eski saat değildir. Cemiyetin başkanı olan Hayri’nin halası Zarife Hanım, yeni bir saati “Mübarek” diye tanıtır. Hayri İrdal’ın

22 Tanpınar, 2005b, age., s. 23. 23 Tanpınar, 2005b, age., s. 24. 24 Tanpınar, 2005b, age., s. 24. 25 Tanpınar, 2005b, age., s. 28.

deyişiyle zenginlik ve para, “Mübarek”in de değişmesinde rol oynamıştır. Eşyalar, istikrarlı bir benlik kavramına sahip olmamızı sağlayan temel kaynaklardır, diyen Nuri Bilgin’in söz ettiği istikrar26 Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanının kişileri ve eşyaları için geçerli olmamış; bu istikrarsızlık, aile yadigârı “Mübarek”i de değiştir- miştir. Bu yeni saatle Hayri’nin ailesinin geçmişi yeniden kurulmaya, ailenin eskiden de zengin olduğu gösterilmeye çalışılmış; böylece saat, hayatı ve belleği yeniden kurmak için bir araç olarak kullanılmıştır.

Tanpınar’ın eserlerinde saat genel olarak, şimdiki zamana hükmetme aracı ola- rak ya da yazarın vurgulamaya çalıştığı döneminin zaman algısı problemini, insanla- rın zaman kavramı etrafındaki sıkışmışlıklarını ifade etmek amacıyla kullanılmıştır.

Outline

Benzer Belgeler