• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: MEDYA ENDÜSTRİSİNDE İŞGÜCÜ PİYASASI DURUMU VE FREELANCE GAZETECİLER

1.8 Değişen Gazetecilik Kimliği ve Yetenekleri

1.8.6 Freelance Gazeteciliğin Yasal Statüsü

İş kanunları kısmen, çalışma koşullarının oluşturulmasında kolektif sese ve temsilciliğe erişim de dahil olmak üzere, işçilere yeterli asgari iş standartlarını sunmak üzere tasarlanmıştır. Koruyucu yasalar, genel olarak ücretli çalışanlar üzerine odaklanmaktadır.

69

Ancak günümüzde çok sayıda çalışan, artık bu kapsamda yer almamaktadır. Judy Fudge (2012:3)'in gözlemlediği gibi iş biçimleri ve iş hukuku kapsamı dışındaki işçi sayıları hızla artmaktadır.

Freelance gazetecilik, bir kendi hesabına çalışma biçimi olarak görülmektedir. Kendi hesabına çalışma ise girişimcilik ile bağdaştırılan net bir yasal tanımlaması yapılamayan bir çalışma şeklidir. Öncelikli olarak asgari ücret, yıllık izin, yasal doğum izni gibi hak talebinde bulunan çalışanlar bu haklara sahip olabilmek için yasal statüsü yasalara uygun olması gerekmektedir. Kollektif pazarlık mevzuatının kapsamına dahil olabilmek için de istihdam statüsü önemli bir ön koşuldur(Fudge, 2003:37). Freelance gazeteciler, bir başkası tarafından istihdam edilmeyen ve hizmetlerini farklı müşterilere satan kendi hesabına çalışan olarak tanımlanmaktadır. Tek bir firma/işveren tarafından istihdam edilmeyen freelance çalışanlar, yayıncılar ile hizmetleri için antlaşma yapmakta ve yalnızca performanslarını kiralamaktadır (Cohen, 2013:6). Dolayısıyla Freelance gazetecilerinin iş ve finansal güvensizliklerinin çoğu istihdam durumlarından kaynaklanmaktadır.

Freelance gazetecilerin yaptıkları işler, gelirleri, çalıştıkları saatler ve işlerine yönelik öznel algıları farklılık gösterse de, ortak noktaları yasal anlamda bir istihdam ilişkisine sahip olmamalarıdır. Freelance gazetecilerin olumlu ya da olumsuz deneyimleri freelance çalışmanın bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Kendi hesabına çalışanlar, girişimci ya da küçük işletme sahibi” olarak karakterize edilmesine rağmen freelance gazetecilerin çoğu üretim araçlarının mülkiyetinden yoksun oldukları gibi aynı zamanda çok sınırlı özerklik ve bağımsızlık deneyimine de sahip olmaktadırlar (Stanworth ve Stanworth, 1995:221).

Aslında freelance gazetecilerin yasal durumu karmaşık bir konudur ve ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla freelance gazetecilere ilişkin ülkelerdeki yaklaşımların ve uygulamaların farklı olduğu görülmektedir (ILO, 2014:17). Uygulamada iş kanunları sadece "işçiler" için geçerlidir. Freelance çalışanlar bir kendi hesabına çalışan (Stanworth ve Stanworth, 1995), ya da Amerika’daki söylem ile bağımsız yüklenici (Davidov, 2012:171) gibi görüldüğü için iş yasalarının emek koruma kapsamının dışına itilmektedir.

70

Fakat Almanya, İtalya gibi ülkelerde, belirli bir şirkete veya işverene -teknik açıdan çalışanlar olmasa bile- ekonomik bağımlılık pozisyonunda çalışan freelance gazetecileri tanımlayan bir ayrı bir statü bulunmaktadır. Benzer şekilde, İspanya'nın 2007 Kendi Hesabına Çalışanlar Yasası "ekonomik açıdan bağımlı kendi hesabına çalışanlar" kavramını da içermektedir (ILO, 2014:18). Almanya’da gazetecinin yasal bir tanımı yoktur. Almanya'da gazetecilik mesleği, düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü güvence altına alan ve sansürü yasaklayan Anayasa'nın 5. maddesinden doğrudan kaynaklanmaktadır. Mesleğin hukuk tarafından tanımlandığı ülkelerin aksine, Almanya'daki gazeteciler resmi veya zorunlu prosedürlere girmek zorunda değildir. Gazetecilik mesleği, herhangi bir eğitim veya seçim şartı olmaksızın herkese açıktır. Alman gazeteciler ve profesyonel örgütler, parlamentonun veya genel olarak siyasi makamların genel olarak özgürlüklerini kısıtlayacakları korkusuyla bağlayıcı veya düzenleyici bir yasal tanıma her zaman karşı çıkmışlardır. Bununla birlikte, Alman Gazeteciler Cemiyeti'nin üyelik formu bir gazeteciyi, asıl mesleği gazetecilik olan ya da çalışma zamanının çoğunda gazetecilik yapan kişi olarak tanımlamaktadır. Bir gazeteci, yazılı haber ve raporlar, resimler veya sesler veya bu üretim araçlarının bir kombinasyonu aracılığıyla medyada haber, düşünce ve eğlencenin üretilmesine ve yayılmasına katılmalıdır (Drobinski-Weiss, 2017:4). Dolayısıyla Almanya’da freelance gazetecilik işi, herhangi bir özel yasa ile düzenlenmemektedir. Sadece tatil ücreti, hastalık ödemesi ve analık izni gibi birkaç temel çalışma hakkı toplu pazarlık yoluyla düzenlenmektedir. Fakat bu toplu pazarlık kapsamına tüm freelance gazeteciler dahil değildir. Almanya’daki yasal tanıma göre, gelirlerinin en az üçte birinin bir işverene bağımlı olduğu kendi hesabına çalışanlar, ekonomik olarak bağımlı kendi hesabına çalışan statüsünde yer almaktadır. Bu tanımlama içinde yer alan freelance gazeteciler de Almanya’da bir takım haklara sahiptir. Bu grup için toplu pazarlık yapma imkanı, 1974'te toplu pazarlık yasasına (Tarifvertragsgesetz) dahil edilmiştir. Almanya’daki freelance gazetecilerin yasal statüsü bu kriterlerin gerçekleşmesine bağlıdır. Dolayısıyla ekonomik olarak bağımlı freelance gazeteciler ücretli çalışan ile kendi hesabına çalışan arasında hassas bir konumda yer almaktadır. Bu kriterlere sahip olmayan freelance çalışanlar, yani 'arbeitnehmerähnlich' olarak nitelendirilmeyen tüm freelance çalışanlar

71

sözleşmeyle ilgili konularda genel medeni hukuk düzenlemelerine tabidir. Uygulamada, bunlar yalnızca müzakere edilen sözleşme şartlarına, yani genellikle işveren tarafından belirlenen şartlara tabi oldukları anlamına gelmektedir. Sadece haksız koşullara itiraz edilebilmektedirler. Dolayısıyla Almanya’da freelance gazetecilerin toplu pazarlık haklarından faydalanabilmesi için "arbeitnehmerähnlich' olup olmadıklarına bakılmaktadır (Nies ve Pedersini, 2003:28-29).

İtalya’da ise freelance gazetecileri kapsayan spesifik bir düzenleme yer almaktadır. Son yıllarda freelance gazetecilerin durumu ile ilgili dikkat çekmek için özellikle emeklilik sistemine dahil olma konusundaki düzenlemelerin çerçevesinde değişiklikler gerçekleşmiştir. Kendi hesabına çalışan gazetecilerin varlığı İtalyan gazeteciliğinde geleneksel bir durumu yansıtmaktadır. Fakat freelance istihdam ilişkilerinin karakteristiği son dönemlerde değişmekte ve bu istihdam biçiminin yayılımı artmaktadır. İtalyan gazeteciliğinde görülen en önemli şey meslekle ilgili konuların özel bir yasa (ALBO) ile düzenlenmesi ve kamusal nitelik kazanmasıdır. Bu özel düzenleme ile mesleğin kalitesi, gazetecilerin bağımsızlığı, özerklik gibi konularda güvence sağlanmak istenmektedir. Nitekim, mesleğe ilişkin özel bir yapı oluşturularak mesleğin ahlaki bilimsel kuralları tespit edilmektedir. Bir kişi gazeteci olarak sicile kayıt olmak için ya bir devlet sınavından geçmesi ya da uzun yıllar gazeteci olarak çalıştığını kanıtlaması gerekmektedir. Sicile kaydederken kişi ya “profesyonel gazeteciler” listesine ya da “profesyonel olmayan gazeteciler” listesine kaydolmaktatır. Profesyonel gazeteciler bağımlı gazetecilerden ve freelance gazetecilerden oluşurken, prfesyonel olmayan gazeteciler (Publicits) daima freelance’dır. Profesyonel olmayan gazetecilerin ana işi gazetecilik değildir. Örneğin Üniversite hocası , freelance olarak bir gazetede yazmaktadır. İtalya’da gazeteciler için iki farklı sosyal koruma programı vardır. Birincisi CASAGİT sağlık sigortası FNSI tarafından 1970’li yıllarda kurulmuş ve 1980’lerde toplu sözleşmeleri de kapsamıştır. Diğeri ise 1990’larda toplu pazarlık ile sağlanan emeklilik sistemidir. Freelance gazeteciler CASAGİT’e dahil olurken, bağımlı gazeteciler emeklilik sistemine dahil olmaktadır(Nies ve Pedersini, 2003:35). Çünkü İtalya'da gazetecilik statüsü, , gazetecilik mesleğinin basın organlarını düzenleyen bir ulusal konsey ve bölgesel şubeleri ve bir disiplin sistemini içeren İtalyan Gazeteciler Cemiyeti (Ordine dei Giornalisti) tarafından yönetildiği için Avrupa'da benzersizdir.

72

Yasa, gazetecilerin ODG'ye profesyonel olarak kayıt yaptırmasını şart koşmaktadır (Drobinski-Weiss, 2017:5).

Fransa'da " düzenli olarak ve bir ücret karşılığında bir veya birkaç medya kuruluşunda, günlük veya süreli yayınlarda veya basın ajanslarında mesleği icra eden ve gelirlerinin çoğunu bu şekilde alan herkes" gazeteci olarak kabul edilmektedir.. Fransız mevzuatının önemli bir özelliği, freelance gazetecilere ücretli çalışanlarla aynı şekilde tam gazetecilik statüsü vermesidir: Fransa'daki freelance gazetecinin statüsü, genel olarak kollektif haklara sahip olmayanlar dışında, diğer ülkelerdeki çalışanlardan önemli ölçüde farklıdır (Drobinski-Weiss, 2017:4).

Ülkemizde freelance gazeteciliğin yasal statüsüne ilişkin bir düzenleme yapılmamaktadır. Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı yasanın 1. maddesinde, “Bu Kanun hükümleri

Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelere (periyodik olarak sürekli ve çıkış yada yayın zamanı belirli ola,) haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunu’ndaki işçi tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanır. Bu kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir.” bulunmaktadır. Freelance gazetecilik doğası gereği

burada yapılan yasal tanımlamaya uymadığı için freelance gazeteciler 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla diğer mevcut gazetecilerin sahip olduğu haklardan faydalanamamaktadırlar.