• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: MEDYA ENDÜSTRİSİNDE İŞGÜCÜ PİYASASI DURUMU VE FREELANCE GAZETECİLER

1.8 Değişen Gazetecilik Kimliği ve Yetenekleri

1.8.4 Freelance Gazeteciliğin Kapsamı

Freelance kavramı, doğası gereği, "girişim" fikrinin gelişmesiyle paralel yaygınlaşmaktadır. Aslında freelance çalışma 'statüsüne' yönelik yapılan yorumlar, toplumsal ve bireysel yorumların bir ürünü olmaktadır (Cohen ve Mallon, 1999:330). "Girişimcilik" ya da “girişim” gibi kavramlara yapılan olumlu değerlendirme eğiliminin artması çağdaş söylemin egemenliğinin doğrudan bir sonucu olarak kabul edilmektedir (Du Gay, Salaman ve Rees, 1996 :268). Böylece, 'portföy çalışması' olumlu çağrışımlar oluştururken, 'geçicileşme' negatif çağrışımlarla doludur. Dolayısıyla, 'freelance' gibi yeni çalışma statüleri hakkında yapılan yorumlar , aynı zamanda toplumsal kimliğin yönlerini de taşımaktadır (Storey, Salaman ve Platman, 2005:1034).

Literatürde atipik çalışma, kalıcı ve / veya tam zamanlı olmayan istihdam türlerini tanımlamak için sıklıkla kullanılmaktadır . Kavram bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla aşağıdaki çalışma biçimlerini içermektedir:

• Kısa vadeli sözleşmeler • Taşeron çalışma

• Geçici çalışma • Gündelik çalışma • Freelance çalışma

Dolayısıyla, freelance çalışma atipik çalışmanın bir alt kategorisidir (Walters, Warren, Dobbie, 2006). Daha önce ifade edildiği gibi freelance çalışma, medya endüstrisinde her zaman var olmuş bir çalışma biçimidir. Lakin geleneksel freelance çalışmada gazeteciler, işverenin kontrolünden kaçmak için freelance çalışmaya gönüllü olarak yönelmiştir. Çünkü bazı gazeteciler işverenin belirlediği sınırlar içinde ve onun kontrolü altında çalışmak istememektedir.

64

Bu yolla freelance gazeteciler birden fazla yayıncı için çalışabilmekte ve çoğu da emek sürecinin kontrolünü ellerinde tutabilmektedir. Bununla birlikte, güvencesiz istihdamın yaygınlaşması ve freelance çalışmanın normalleştirilmesi, yayıncıların bir işçi sınıfı olarak freelance çalışanlar üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarını sağlamıştır (Cohen, 2013:7).

Dolayısıyla freelance gazetecilerin varlığı, işverenlerin bağımlı olmayan istihdam ilişkileri konusundaki yeni eğilimine uyum sağlamak için uygun bir ortam sağlamaktadır. Hem maliyet açısından hem de örgütsel nedenlerle işverenler açısından önemli bir işlev görmektedir. Aynı zamanda, mevcut düzenlemelere büyük ölçüde aykırı olarak algılanabilecek tamamen yeni istihdam biçimlerinin kullanılmasını gerektirmeyen freelance çalışma, nispeten sosyal açıdan kabul edilebilir bir çözüm sunmaktadır (Nies ve Pedersini, 2003:5). Çünkü istihdam koruması ile kısmi zamanlı çalışma veya kendi hesabına çalışma arasında teorik bir ilişki kurulması zordur.

Öte yandan, yeni kendi hesabına çalışma (özellikle de 'bağımlı' veya sahte kendi hesabına çalışma), bazı durumlarda dış kaynak kullanımı olarak tercih edilmekte; böylece, istihdam koruması ve kendi hesabına çalışma arasındaki ilişkiyi daha da sorunlu hale getirmektedir. Çünkü sahte kendi hesabına çalışma fenomeni, bağımlı çalışma ile gerçek kendi hesabına çalışma arasındaki belirgin sınırları aşındırmaktadır (Schmid, 2010:42). “Moldova Bağımsız Gazeteciler Merkezi” tarafından organize edilen “Medya Endüstrisinde Endüstri İlişkileri” adıyla gerçekleştirilen proje (SEENPM) sonuçlarına göre, freelance çalışmaya zorlanan birçok gazetecinin (çoğunluğu gizli istihdam içinde sahte freelance çalışanlar) çalışma koşullarının ağırlaştığı iddiası Güney Avrupa ülkeleri için de geçerlidir. Çünkü freealanca gazeteciler, yasal istihdam statüleri kapsamına dahil olmadığından, sosyal koruma programlarına dahil olamamaktadırlar. SEENPM araştırması genel olarak medyadaki tüm gazetecilere ve iş ilişkilerine değinmekte, ancak dış kaynak kullanımı (özellikle bir örgüte ekonomik açıdan bağımlı olan ancak bu örgüt tarafından kalıcı olarak istihdam edilmeyenler için) ve emek ilişkilerinin genel güvensizliği konularının altını çizmektedir. Yeni iş düzenleme biçimleri, istihdam edilenlerin pazarlık gücünü azaltmaktadır ve tüm gazetecilerin pozisyonunu zayıflatmaktadır.

65

Zorunlu çalışan ve sahte freelance gazeteciler her zamankinden daha yaygındır. Medya yöneticileri ne gazetecileri istihdam etmeyi, ne de freelance çalışanlar ya da bağımsız girişimciler olarak kayıt yaptırmalarını istemektedir. Çalışanlardan istihdam sözleşmelerini feshetmesini ve bunları sivil sözleşmelerle değiştirmelerini talep etmektedir (Nahtigal, 2008:11-12,25).

Gazetecilik mesleğinin bağımsızlık, özerklik, özgürlük gibi özellikleri dolayısıyla sektördeki zorunlu, gönüllü ve sahte kendi hesabına çalışan gazetecileri ayırt etmek gerçekten güç olmaktadır. Çünkü sektörde niteliği dolayısıyla freealance gazeteci olmadığı halde freealance olduğunu iddia eden gazeteciler de bulunmaktadır. Ya da işverenle aralarında tanımlanmış bağımlı bir iş ilişkisi kurulmuş olmasına ragmen işveren tarafından freelance gazeteci olarak çalıştırılmaktadır. Bunlar “sahte freelance gazeteciler” olarak tanmlanmaktadır (Nies ve Pedersini, 2003:15). Özellikle bir işverenle bağımlı iş ilişkisine sahip kendi hesabına çalışanlar, literatürde “bağımlı kendi hesabına çalışan” olarak tanımlanmaktadır (Eichhorst vd. 2008:25). Avrupa Endüstriyel İlişkiler Gözlemevi (EIRO) tarafından yapılan araştırma, ekonomik açıdan bağımlı işçilerin resmen kendi hesabına çalıştıklarını, genellikle bir hizmet sözleşmesi yapıldığını ve gelirleri için tek bir işverene bağımlı olduklarını ortaya koymaktadır.

Bununla birlikte, ekonomik açıdan bağımlı çalışan işçiler, tam zamanlı çalışan işçilerle bir çok yönden benzerliklere de sahiptir. Bağımlı kendi hesabına çalışanlarla daimi işçiler arasında açık bir örgütsel ayrım bulunmamakta ve her iki tarafın görevleri de aynı ya da benzer olmaktadır. Zaten kendi hesabına çalışma homojen bir çalışma statüsünü tanımlamamaktadır. Bu yüzden zaman zaman bağımlı çalışanlar ve kendi hesabına çalışanlar arasında bulanık sınırlar bulunmaktadır (ILO, 2014:11).

Sahte freelance gazeteciler de bir işverene bağımlı olarak çalışmakta ve diğer mevcut gazetecilerle benzer işleri yapmaktadır. Fakat kendi hesabına çalışması dolayısıyla diğer gazetecilerin sahip olduğu haklardan ve yardımlardan faydalanamamakta, emeklilik ve sağlık ödemelerinin sorumluluğu kendine ait olmaktadır. Bu gibi durumlarda, "sahte", "yanlış" ve "zorla" freelance çalışanlardan bahsetmek ve geleneksel istihdam kapsamının dışında çalışan toplam gazeteci sayısında gerçek freelance çalışanların payını tespit etmek önemlidir.

66

Bazı araştırmalarda freelance gazetecilerin çoğunluğunun bilinçli tercihleri doğrultusunda freelance çalışmaya yöneldiği ifade edilirken günümüzde zorunlu olarak çalışan freelance gazetecilerin sayısının arttığı da vurgulanmaktadır. Nies ve Pedersini, (2003) tarafından Avrupa’da freelance gazetecilerin görünümüne ilişkin gerçekleştirilen çalışmada freelance gazetecilerin en az üçte ikisinin gönüllü olarak freelance çalışmaya yöneldikleri kanıtlanmıştır. Bunlar arasında düzenli tam zamanlı istihdam için aktif olarak çaba harcayan freeance gazetecilerin yüzdesi üçte birden daha azdır. Fakat Avrupa’da farklı ülkelerde gerekleştirilen anket sonuçlarından yola çıkılarak ulaşılan sonuçlar tam anlamıyla genel durumu yansıtmamaktadır. Çünkü ülkelerde Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’na üye sendikalara kayıtlı sınırlı sayıda freelance gazeteci ile yapılan görüşmeler neticesinde böyle bir sonuca ulaşılmıştır (Nies ve Pedersini, 2003:15). Slovenya'da, fiili sahte ya da zorla çalışan freelance gazeteci sayısının çok büyük olduğu vergi ve çalışma mevzuatında değişiklik yapıldığı zaman belirginleşmiştir. Yeni şartların uygulanmasını ne vergi ne de iş yasaları etkili bir şekilde denetlemektedir. Gazetecilerin yükümlülükleri ile hakları arasında tipik bir eşitsizlik vardır. Bunlar çoğu durumda rekabet sözleşmesi de dahil olmak üzere istihdam sözleşmelerindekilerle aynı sorumluluk taşımaktadır; ancak işverenlerinin finansal, ekonomik ve diğer yükümlülükleri düzenli olarak çalışanlardan çok daha düşüktür (Nahtigal, 2008:37-38).

Dolayısıyla gazetecilere tam zamanlı işler yaptırırken sahte freelance çalışma statüsüne girme konusunda baskı yapmak "işverenlerin refah ve sosyal sigorta ödemelerini önlemek için yaygın olarak kullandıkları bir strateji"dir (Nahtigal, 2008:38).