• Sonuç bulunamadı

3. ÂHİRET İNANCI

3.1. EHL-İ SÜNNET'TE ÂHİRET İNANCI

Ehl-i Sünnet'in hadis kaynaklarında âhiret menzillerinin ilki olan kabir hayatı ve kabir azabına dair çok sayıda hadis bulunmaktadır. Buhârî, kabir azabına tahsis

ettiği bölüme âyetleri zikrederek başlar.487

Hadis kaynaklarında geçen rivâyetlerde ölü kabre konulduğu zaman ona cennet veya cehennemdeki yeri gösterildiği, Hz.

Peygamber'in kabir azabından Allah'a sığındığı ve ashabına da bunu tavsiye ettiği488

kaydedilmektedir. Bu konuyla ilgili aşağıdaki rivâyetler örnek olarak verilebilir. 1. İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göre, Hz. Peygamber (s.a.s) bir gün mezarlıktan geçerken iki kabirdeki ölülerin büyük sayılmayacak günahlardan dolayı azap çektiklerini hissetmiş, sonra da "Bunlardan biri koğuculuk eder, diğeri de

idrarından sakınmazdı" buyurmuştur. Akabinde yaş bir dal alarak iki parçaya bölmüş

ve her birini bir kabrin üzerinde dikerek şöyle buyurmuştur: "Bu dallar kurumayıp

taze kaldıkları sürece umulur ki, kabirdekilerin azabı hafifler."489

2. Ebû Hüreyre'den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Ölü kabre konulduğunda ona -birine Münker, diğerine Nekir denilen - iki melek gelip: "Siz bu zat hakkında ne dersiniz?" diye sorar. Eğer o mümin ise: "O, Allah'ın kulu ve rasûlüdür. Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed onun peygamberidir" cevabını verir. Melek de: "Biz de dünyadayken böyle dediğinizi biliyorduk" der. Sonra o kimsenin kabri yetmiş zira genişletilir ve aydınlatılır. Sonra ona "uyu" denir. Bundan sonra o, ailesine giderek mutluluğunu haber vermek ister. Fakat melekler ona: "Döşeğinden ancak ailesinin muhabbeti ile uyandırılan gelin ve güvey gibi uyu" derler. O, yeniden dirilinceye kadar bu hal üzere kalır. Eğer ölü münafıksa şöyle cevap verir: "İnsanlardan ona Allah'ın

486

Tirmizî, Zühd, 5; İbn Mâce, Zühd, 32.

487 Buhârî, Cenâiz, 86.

488 Buhârî, Deavât, 43; Müslim, Cennet, 17 (2867). 489 Buhârî, Cenâiz, 88.

peygamberi dediklerini işitir ben de öyle derdim. Hakikaten onun peygamber olup olmadığını bilmiyorum." Bunun üzerine melekler: "Biz de öyle söylediğini biliyorduk" derler. Bunun üzerine toprağa "Onu şiddetle sık" denilir. Toprak da onu sıkar, kemikleri birbirine geçer ve yeniden dirileceği güne kadar bu hal üzere kalır."490

3. Abdullah b. Ömer'den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri öldüğü zaman ona kalacağı yeri sabah akşam gösterilir. O kimse cennetlik ise cennetten, cehennemlik ise cehennemdeki yeri gösterilir ve ona; "Bak senin kalacağın yer burasıdır. Allah seni kıyamet günü buraya gönderecek" denilir."491

Bu ve benzeri hadis rivâyetlerini ve Kur'ân'dan bazı âyetleri492 delil olarak

gösteren Ehl-i Sünnet âlimleri kabir azabının hak olduğunu söylerler. Lakin bu konudaki âyetlerin zannî oluşu ve hadislerin de bir kısmı sahih olmakla beraber tevatür derecesine ulaşmaması sebebiyle sübut yönünden kesin bilgi ifade etmedikleri gerekçesiyle Ehl-i Sünnet kabir azabını inkâr edenlerin küfürle itham

olunmayacağı kanaatindedir.493

Sonuç olarak, kabir azabı Mutezile'den ayrılan Dırar b. Amr ve Cehmiyye'ye mensup bazı kimseler hariç, bütün İslam mezhepleri

tarafından kabul edilmektedir.494

Kabir merhalesi ile ilgili diğer bir konu da kabir nimetidir. Hem Kur'ân'da hem de hadislerde kabir nimetinden bahsedilmiştir. Kur'ân'da Allah yolunda öldürülenlerin hakikatte mahiyeti anlaşılmayacak bir şekilde diri oldukları, insanların bunu anlamadıkları ve bu kimselerin Allah katında nimetlere mazhar kılındıkları

haber verilmektedir.495 Yukarıda kaydedilen ikinci hadis ile kabir suali ve azabıyla

ilgili hadislerin ekserisinde müminlerin kabirlerinin genişletilip aydınlatılacağı, cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüştürüleceği ve mümine sabah akşam

490 Tirmizî, Cenâiz, 70.

491 Buhârî, Cenâiz, 89; Müslim, Cennet, 65.

492 Bakara, 2/28; Mümin, 40/11, 45-46; Nuh, 71/25; Secde, 32/21, Tur, 52/47, Tevbe, 9/101. 493

Topaloğlu ve dğ, İslam'da İnanç Esasları, s. 270.

494 Bekir Topaloğlu ve dğ, İslam'da İman Esasları, DİB Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2015, s. 405-

406.

cennetteki yerinin gösterileceği ifade edilmiştir.496

Bu âyet ve hadislerden hareketle Ehl-i Sünnet kabirde müminlere verilecek nimetlerin varlığını kabul etmektedir.

Hadis kaynaklarında geçen ve kabir hayatı ile ilgili olan diğer bir konu da kabir sorgusudur. Yukarıda kaydedilen ikinci hadis kabir sorgusuyla ilgili rivâyetlere örnek teşkil etmektedir. Benzer bir rivâyet Buhârî ve Müslim'in Sahih'lerinde

geçmektedir.497 Kur'ân'da Allah'ın müminleri hem dünya hem de âhirette sağlam bir

söz ve kararlı bir davranışa mazhar kılacağını bildiren âyetin498

kabir suali hakkında

indiği nakledilmiştir.499

Âhirete iman başlığı altında ele alınan başka bir konu da kıyamet'tir. Kur'ân'da ve Hadis kaynaklarında kıyamet'in kopuşuna kadar geçen süre, kıyamet alametleri ve kıyamet'in kopuşu sırasında ve koptuktan sonra baş verecek olaylar hakkında geniş bilgi verilmektedir. Öncelikle kıyamet'in ne zaman kopacağına dair bilginin hem Kur'ân'da hem de hadislerde yalnız Allah'a malum olduğu

geçmektedir.500 Bu konuda, dünya hayatının ebedi olduğunu iddia eden

materyalistler dışındaki bütün felsefi akımlar ve dinler hemfikirdirler. Kıyamet kopmadan önce vuku bulacak bazı olay ve hâdiseler vardır ki, bunlar kıyamet'in küçük ve büyük alametleri olarak hadis kitaplarında fiten ve melâhim başlıkları altında toplanmıştır. Hadis külliyatında geçen ve kıyamet'in küçük alametleri olarak değerlendirilen rivâyetlerin belli başlıları şunlardır:

- Cariyenin efendisini doğurması,501

- İnsanların yüksek binalar inşa etmede yarışmaları,502

- İlmin azalması ve cehaletin yaygınlaşması,503

- Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması, servetin çoğalması,504

- Çıplak ve yalın ayak kişilerin insanların başına geçmesi,505

496 Müsned, III, 3-4; Müslim, Cennet, 65-66; Tirmizî, Cenâiz, 71. 497

Bkz; Buhârî, Cenâiz, 67, 86; Müslim, Cennet, 70-72.

498

İbrahim, 14/27.

499 Buhârî, Cenâiz, 86; Müslim, Cennet, 73-74. 500 Bkz; Araf, 7/187; Taha, 20/15; Ahzab, 33/63. 501 Müslim, Fitne, 1; İbn Mâce, Fiten, 25. 502

Buhârî, Fiten, 25.

503 Buhârî, Fiten, 4, 25; İbn Mâce, Fiten, 26. 504 Tirmizî, Fiten, 34; İbn Mâce, Fiten, 25. 505 İbn Mâce, Fiten, 25.

- Emanetin ehline geri verilmemesi ve iş başına ehliyetsiz insanların

gelmesi,506

- Hak iddiasında bulunan iki büyük Müslüman ordusunun birbiriyle

savaşması507

Kıyamet'in büyük alametlerine gelince, bunlardan bazıları hem Kur'ân'da hem de hadislerde zikredilmiş, bazıları ise sadece hadis kaynaklarında geçmiştir. Ye'cûc

ve Me'cûc,508 duhân,509 dabbetü'l-arz510 ve ayın ikiye bölünmesi511 haberleri

hadislerin yanı sıra Kur'ân'da da geçmektedir. Hadis kaynaklarında ise Deccal'ın

kıyamete yakın zuhur edeceği,512

Hz. İsa'nın nüzûlü,513 güneşin batıdan doğması,514

Yemen taraftan kuvvetli bir ateşin zuhur edeceği,515

yeryüzünde çöküntülerin

başlaması516

gibi belli başlı alametler dikkat çekmektedir. Bu rivâyetlerin sayılarını daha da çoğaltmak mümkündür. Bu konudaki rivâyetlerin birleştiği tek nokta şudur ki, kıyamet'ten önce insanlar kendi davranışlarıyla dünyayı üzerinde yaşanmayacak hale getirecekler. Kıyamet de işte bundan sonra kopacaktır. Ehl-i Sünnet ve Şia kaynakları bu konularda hemen hemen benzer rivâyetler serdetmektedirler. Şia'nın bu konudaki rivâyetlerine ileriki bölümlerde yer verilecektir.

Kıyamet'ten sonraki merhalede insanların yeniden dirilerek (ba's) haşr olunacakları, amel defterlerinin kendilerine arz edildikten sonra hesaba çekileceklerine dair hadis kaynaklarında rivâyetlere rastlanmaktadır. Ayrıca, sırat köprüsünün mahiyeti ve şefaat konusu da hadis kaynaklarında âhiretle ilgili bahsi

geçen konulardandır.517

506 Buhârî, İlim, 2; Rikâk, 35.

507 Buhârî, Fiten, 25; Müslim, Fiten, 17.

508 Kehf, 18/83-101; Enbiya, 21/95-97; Müslim, Fiten, 40. 509

Duhan, 44/10-11; Müslim, Fiten, 128.

510 Neml, 27/82; Müslim, İman, 249.

511 Kamer, 54/1; Buhârî, Menâkıbü'l-ensâr, 36.

512 Buhârî, Enbiya, 3, 7; Fiten, 25-26; Müslim, Fiten, 84, 95. 513

Buhârî, Enbiya, 48.

514 Buhârî, Fiten, 25; İbn Mâce, Fiten, 32. 515 Buhârî, Fiten, 24; Tirmizî, Fiten, 42.

516 Ebû Dâvud, Melâhim, 12; İbn Mâce, Fiten, 29. 517

Buhârî, Tefsir, 39; Rikâk, 44, 49, 52; Tevhîd, 36; Mezalim, 2; Müslim, Cennet, 41; Tirmizî, Kıyamet, 11; Cennet, 20; Ebû Dâvûd, Cenaiz, 1; Nesâî, Cenâiz, 117. Bu konularla ilgili geniş bilgi için bkz; Ebû Muhammed Abdulhak el-İşbilî, el-Âkıbe, (thk. Ubeydullah Ebû Abdirrahman), Dâru's-sahâbe, yy. 1990.

Âhiret menzillerinin sonuncusu olan cennet veya cehennem de kaynaklarda sıkça zikri geçen konulardandır. Cennet ve cehennemin yapısı hakkında hadislerde muhtelif bilgiler verilmişse de, bunların akılla bilinebilecek bir şey olmadığını bilmek gerekir. Bir hadiste Hz. Peygamber'in, cennetin tuğlalarının altın ve gümüşten, harcının misk kokulu, çakıllarının inci ve yakuttan, toprağının da

zaferandan olduğunu söylemesi,518

meseleyi sadece insan zihnine yaklaştırmak maksadıyla olsa gerektir. Cennet ve cehennemle ilgili tartışılan konuların başında hiç şüphesiz ki cehenneme girenlerin orada ebedi kalıp-kalmayacakları konusu gelmektedir. Enes b. Mâlik'ten nakledilen bir rivâyete göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Bir kısım insanlar kendilerine cehennem ateşi dokunduktan sonra

siyaha yakın kırmızı bir renkte çıkıp cennete girecekler. Cennettekiler onlara "Cehennemlikler" adını verecekler."519

Bu ve benzeri rivâyetlerden hareketle Ehl-i Sünnet, tövbe etmeden günahkâr olarak ölüp cehenneme düşenlerin, günahlarından temizlendikten sonra yeniden cennete girecekleri görüşünü savunurken, Hariciler ve bazı Mutezilî âlimler bunların cehennemde devamlı kalacaklarını iddia

etmektedirler.520

Tartışılan diğer bir konu da cehennemin ebediliği konusudur. Cehennemin

sonsuz olmadığını savunanlar da,521

sonlu olduğunu savunanlar522 da Kur'ân'dan

âyetlerle istidlalde bulunmaktadırlar. Bu konu Kur'ân merkezli ele alındığı için konuyla ilgili tefsir kaynaklarına müracaat edilebilir.

Sonuç olarak, âhiret inancı usul-i selase'den olduğu için önceki semâvî dinlerde de genişçe yer almaktadır. Bu konuda hadis külliyatında çok sayıda rivâyetler bulunmaktadır. Âhiretle ilgili bazı konularda Ehl-i Sünnet kendi içinde bile farklı görüşler ileri sürerken bu farklılıklar âyetlerin yorumlanmasından ve genellikle de konu ile ilgili muhtelif rivâyetlerin bulunmasından kaynaklanmıştır.

518 Tirmizî, Cennet, 2. Bu hadis sened açısından zayıftır. Ancak başka tariklerinin de bulunması onu

kuvvetlendirmektedir. Cennet ve cehennemin yapısıyla ilgili geniş bilgi için bkz; Yavuz Köktaş, Tüm Yönleriyle Akaid Hadisleri, İFAV Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2013, s. 203-230.

519

Buhârî, Rikak, 51; Tevhîd, 25.

520 Topaloğlu v.dğr. İslamda İnanç Esasları, s. 311. 521 Hud, 11/108; Kasas, 28/88.