• Sonuç bulunamadı

Nevevî’nin bâb başlıklarına baktığımız zaman genel itibariyle ilgili bölüm içerisinde zikredilen hadislerin muhtevasını bâb başlığında özetlemeye çalıştığı görülmektedir. Her ne kadar kimi bâb başlıklarında hadislerle ilgili kanaatini yansıtan hüküm cümlesi kullansa da bunun Nevevî’nin genel prensibi ve bâb başlıklarını koymadaki asıl gayesi olduğunu söylemek zor görünmektedir. Çünkü Nevevî, çoğu zaman bâb başlığı seçiminde kendi kanaatini yansıtmak yerine bâbın muhtevasını özetleyecek tarzda başlıklar tercih etmiştir. Bu kimi zaman rivayetlerde açık olarak zikredilen bir cevaz hükmü olabilirken, kimi zaman da nehyi ifade eden bir cümle halinde gelebilmektedir. Bazen de herhangi bir durum belirtilmeksizin sadece zikredilen bâbın hükmü şeklinde bir başlık tercih edilmiştir. Mesela köpeğin yalamasının hükmü, süt emen çocuğun bevlinin hükmü ve bunu yıkamanın keyfiyeti, meninin hükmü, şeklinde genel ifadelerin seçilmiş olması, şârihin bâb başlığı tercihte her daim kendi kanaatini yansıtmak gibi özel bir gaye taşımadığını göstermektedir. Yine mest üzerine mesh etmenin ahkamının zikredildiği bâbın girişinde,677 “Seferde

veya hazarda ihtiyaç olsa da olmasa da mest üzerine mesh etmenin cevazı hususunda kendisine itimat edilen âlimler nazarında icmâ bulunmaktadır.” şeklinde konu ile ilgili kanaatini açık olarak beyan etmesine mukabil, şârihin bâb başlığının tespitinde bu görüşünü yansıtan herhangi bir başlık tercihi yerine, bâbın muhteviyatına şamil olan bir başlık koymuş olması mezkur tavrın bir yansıması durumundadır.

“İstinca” bâbı adı altında zikredilen hadisleri678 şerh ederken, kıbleye

dönmenin ahkâmına dair farklı görüşleri ve bunun yanında kendi tercih ettiği kanaati giriş mahiyetinde ifade eden Nevevî’nin, görüşlerini yine bâb başlığında bulmak zordur.679 Haliyle Nevevî’nin bu yaklaşımı, bâb başlığı seçiminde genel metot olarak Buhârî’nin gözettiği gayeyi taşımadığını göstermektedir. Öyle ki şayet bu maksat gözetilse idi, Nevevî’nin bu konudaki kanaatinin bâb başlığında ifade bulması gerekirdi. Buna mukabil şârihin birçok bâb başlığında kendi kanaatini yansıttığı da

677 Bkz. Nevevî, el-Minhâc, c.3, s.156.

678 Müslim, Tahâret, 57-71; Nevevî, el-Minhâc, c.3, s.144-155. 679 Bkz. Nevevî, el-Minhâc, c.3, s.144.

172

müşahede edilmektedir. Ancak buna binaen Nevevî’nin bâb başlığında kendi tercihini yansıtmak gibi genel bir metot takip ettiğini söylemek zordur.

Nevevî, bâb başlığında muhtevayı kapsayacak bir ifade tercihinin yanında kimi zaman da hadislerin maksadını beyan eden bir başlık kullanabilmektedir. Nitekim “zekat” bölümünde zikredilen bir rivayette Hz. Peygamber, dilenmekten ve aç gözlülükle bir şeyler talep etmekten sakındırmaktadır. Nevevî, her ne kadar bu rivayetin680 başında “نيدلا يف ههقفي اريخ هب الله دري نم” “Allah kimin hakkında hayır murad ederse, dinde onu fakih kılar.” ifadesi yer alsa da ilgili bâb için “Dilenmenin yasaklanması” şeklinde bir başlık seçmiştir. Ayrıca Nevevî, şerhine “Bâbın ve ilgili hadislerin maksadı dilenmekten nehyetmektir.” ibaresi ile başlayarak bâb başlığı tercihinde hadisin maksadını öncelediğini ifade etmiştir.681

Nevevî, genellikle muhtevayı kapsayan başlık tercih etse de kimi zaman bu uyumun yeterince gerçekleşmediğini görebilmekteyiz. Mesela “cenaze” bölümünde Ebû Hureyre’den nakledilen bir rivayette Hz. Peygamber’in annesine istiğfar etme ve kabrini ziyaret etme hususlarında Allah’tan izin istediği, buna mukabil Allah’ın sadece kabir ziyareti talebine izin verdiği nakledilmiştir.682 Bu

rivayetin bulunduğu bâb için “هماربق ةرايز يف لجو زع هبر يبنلا ناذئتسا” “Peygamber’in Allah azze ve celleden annesinin kabrini ziyaret hususunda izin istemesi” şeklinde bir başlığı tercih eder. Seçtiği başlıklarla Müslim’in hadislerini konularına göre tasnifte mahir olduğu görülen Nevevî’nin burada tercih ettiği başlığın muhtevayı yeterince kapsamadığı görülmektedir. Çünkü bu bâbın içerisinde yukarıda rivayetin yanında kabir ziyareti, kurban etlerinin üç günden fazla tutma vb. bazı yasakların kaldırıldığını ifade eden rivayet de bulunmaktadır.683 Haliyle burada seçilen başlığın

muhtevaya şamil olması noktasında Nevevî’nin genel prensibine uymadığı görülmektedir.684 680 Müslim, Zekat, 98. 681 Nevevî, el-Minhâc, c.7, s.128. 682 Bkz. Müslim, Cenâiz, 105. 683 Bkz. Müslim, Cenâiz, 107.

684 Nevevî, el-Minhâc, c.7, s.49, 50. Muhakkikin dipnotunda buradaki bâb başlığının yazma nüshada

173

“Zekât” bölümünde zikredilen bir rivayette Hz. Peygamber, zekâtını vermeyen mal sahiplerinin ahiretteki akıbetlerinden bahseder.685 Haliyle Nevevî bu

rivayet için “zekâtı vermeyenlerin ağır cezaya çarptırılacakları” şeklinde bir başlık tercih eder. Ancak bu bâbın kapsamında yer alan diğer bir rivayette ise Hz. Peygamber’in “Benim Uhud Dağı kadar altınım olsa üçüncü gece gelirken yanımda onlardan bir dinar bile kalmasını arzu etmem. Ancak borcum için hazırladığım dinar müstesna.”686 şeklindeki sözleri nakledilmiştir. Bu hadis muhtevası gereğince

“لاملا جارخا و ةقدصلا يف بيغرتلا” “sadaka vermeye ve malı çıkarmaya teşvik” şeklindeki bir sonraki bâbın kapsamında yer alması gerekirken, mevcut yeri itibariyle bâbın muhtevasıyla uyumsuzluğa sebebiyet vermiştir. Nevevî’nin mezkur rivayetin benzer muhtevasını içeren ve birbirini takip eden iki rivayeti687 farklı bâblarda zikretmesinin

muhtemel bir nüktesi olmakla birlikte bu gibi durumların müntensihlerden kaynaklanması da ihtimal dahilindedir. Ancak bu haliyle mezkur rivayetin bâb ile uyumunu ifade etmek bir hayli zor gözükmektedir.688

Bâb başlığı ile hadislerin muhtevasının yeterince uyum sağlamadığına dair benzeri bir misali “kitâbü’l-eşribe” bölümünde rastlamaktayız. Ebû Humeyd es- Sâidî’den nakledilen bu rivayette Hz. Peygamber’e üzeri örtülmemiş bir kasede süt ikram edilir. Bunun üzerine Allah Rasulü, “O’nun (kâsenin) üzerini aykırı bir çırpıyla bile olsa örtseydin ya!” şeklinde uyarıda bulunur.689 Nevevî, bu hadisi “Süt

belirtilmiştir. Biz muhakkikin dipnotlarını değerlendirmekle birlikte genel olarak elimizdeki şerh

baskısında tercih edilen başlığı esas aldık. Haliyle her ne kadar yazma nüshadaki başlık Nevevî’nin prensibine uyum bakımından daha kabul edilebilir olsa da değerlendirmeyi esas aldığımız baskı üzerinden yaptık. Ancak şu da belirtilmelidir ki, yazma nüshanın esas alınması durumunda da farklı açıdan sıkıntı olacağı şüphesizdir. Çünkü başlıkta “Kabirleri ziyaret ve onlar için istiğfar etme” ifadesi geçmektedir. Ancak mezkur rivayette istiğfar talebi Hz. Peygamber’in annesine has bir durumken bunun bütün kabir ehline şamilmişcesine ifade edilmesi yine muhteva başlık uyumsuzluğunu getirecektir. Hasılı Nevevî’nin genel prensibinde olduğu üzere Hz. Peygamber’in annesinin kabrini ziyaret iznini içeren rivayet ile kabir ziyaretinin umumi olarak iznini ihtiva eden rivayetleri farklı bâblar içerisinde kaydetmeksizin veya bu ikisini içeren bir başlık belirtmeksizin mevcut uyumu sağlamak zor görülmektedir. Yine burada mevcut eserin nüsha farklılıkları bağlamında incelenmesinin müntensihlerden kaynaklanan hataların tashihi ve Nevevî’ye ait olan ifadelerin tespiti noktasında önemli bir hizmet göreceği şüphesizdir.

685 Bkz. Müslim, Zekat, 30. 686 Müslim, Zekat, 31.

687 Bkz. Müslim, Zekat, 31-32.

688 Bkz. Nevevî, el-Minhâc, c.7, s.75-78. 689 Bkz. Müslim, Eşribe, 93.

174

içmenin cevazı” bâbının son hadisi olarak zikretmiştir. Oysa bu hadisi bir sonraki “Nebiz içmek ve kapları örtmek hususunda” bâbı içerisinde kaydetmiş olsaydı daha isabetli olabilirdi. Nitekim bu bâb içerisinde yer alan her iki hadis690 de bir önceki bâbda kaydedilen Ebû Humeyd’in hadisi ile aynı muhtevayı içermektedir. Sunulan içeceğin süt olmasına binaen “süt içmenin cevazı” bâbında yer almış olması imkân dahilinde olsa da hadisin maksadı itibariyle bir sonraki bâb içerisinde zikredilmesinin daha uyumlu olacağı muhakkaktır. Nitekim, Nevevî Ebû Humeyd hadisini, “Süt içmenin cevazı” bâbı içerisinde şerhetmeyip, kapların örtülmesini emreden bâbdaki hadislerle beraber şerh etmiştir.691 Aynı zamanda Davudoğlu şerhinde Ebû Humeyd

hadisini, “Süt içmenin cevazı” bâbında değil, bir sonraki “Nebiz içmek ve kapları örtmek hususunda” bâbı içerisinde zikretmiştir.692

Nevevî, bazı bâb başlıklarının tesmiyesinde, hadisin delâlet ettiği ahkama işaret etmiştir. Mesela, “oruç” bölümünde İbn Abbas’dan nakledilen bir rivayette693

bir beldede görülen hilalin diğer bölgeler için ne derecede bağlayıcı olacağı beyan edilmiştir. Nevevî, bu rivayet için “Her belde halkı için ayı kendilerinin görmelerinin muteber olduğu, bir beldede hilal görülürse, onlardan uzak olan yerler için bu hükmün sabit olmadığının beyanı” şeklinde bir başlık tercih eder. Akabinde ise bu terâcimle alakalı olarak şu izahatta bulunur: “(ةمجرتلل ةللادلا رهاظ وه و) “İbn Abbas’dan nakledilen bu hadis, terâcimin zâhirî delâletidir.”694