• Sonuç bulunamadı

AB KOBİ POLİTİKALARI İÇERİSİNDE STRATEJİK İŞBİRLİKLERİ VE İNOVASYON İLİŞKİSİ

ÇERÇEVE PROGRAMLARI KAPSAMINDA KOBİ DESTEKLERİ

2. AB KOBİ POLİTİKALARI İÇERİSİNDE STRATEJİK İŞBİRLİKLERİ VE İNOVASYON İLİŞKİSİ

AB’nin KOBİ politikası, öncelikle AB tarafından kabul edilmiş ve Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik’in 18.11.2005 Tarih ve 25997

Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanması ile Türkiye’de de uygulamaya geçirilmiş olan KOBİ tanımına dayanmaktadır. Bu tanım uyarınca Madde 5 - KOBİ'lere yönelik yeni sınıflandırmayı; a) Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu bir milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan çok küçük ölçekli işletmeler, b) Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu beş milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler, ve c) Orta büyüklükteki işletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmibeş milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler olarak vermektedir. AB verilerine göre KOBİ’ler AB ekonomisi içerisindeki en önemli işletme grubudur. Avrupa Toplulukları İstatistik Bürosu verilerine göre AB’deki işletmelerin %99’u AB’nin geniş KOBİ tanımı nedeniyle KOBİ olarak kabul edilmektedir. KOBİ’ler özel sektörde istihdam edilen işgücünün üçte ikisini oluşturmaktadır. KOBİ’lerin sınıflandırılmasına yönelik çalışmalar, mikro işletmelerin %47 ve %41 ile en fazla İtalya ve Polonya’da, orta boy işletmelerin ise %46 ile en fazla İngiltere’de bulunduğunu göstermektedir (Eurostat, 2007).

2005 yılında yayınlanan “Büyüme ve İstihdam için Lizbon Programının Modern KOBİ

Politikasına Uygulanması” başlıklı Komisyon Bildirisinde KOBİ’lerin AB ekonomisinin en önemli

parçası olduğu ve tekstil, inşaat veya mobilya gibi sektörlerde istihdamın %80’ini sağlayarak inovasyon ve grişimcilik alanında büyük katkı yarattığı belirtilmektedir (Commission of the European Communities(a), 2005). Komisyon Bildirisinde Lizbon hedeflerine KOBİ’lerin entegrasyonu konusu ele alınmış ve üye ülkelerde KOBİ’lere yönelik olarak uyumlaştırılmış programların hayata geçirilmesi, KOBİ’lerin inovasyon yeteneklerinin geliştirilmesi ve aralarında sinerji yaratılarak küresel rekabet güçlerinin arttırılması amaçlanmıştır. AB genelinde iş destek ağları ile KOBİ’lerin birbirleri ile olan ilişkilerinin geliştirilmesi ve farklı düzeylerde bulunan işletmelere farklı destek programlarının sunulması planlanmıştır. Bu doğrultuda Çerçeve Programları ve Rekabetçilik ve İnovasyon Çerçeve Programı hayata geçirilmiş, programlarda KOBİ’lerin ar-ge alanında finansman erişimlerinin iyileştirilmesi, ar-ge ağları içerisinde yer alma olanaklarının çeşitlendirilmesi ve inovasyon uygulama süreçlerine katılımlarının özendirilmesi hedeflenmiştir. AB, KOBİ’lerin gelişimde üç önemli nokta bulunduğuna inanmaktadır, finansman erişimi, inovasyon sürecine katılım ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı. Bu çerçevede sürekli ve sürdürülebilir inovasyon konusu KOBİ’lerin zorlandıkları alanlar içerisinde yer almakta, KOBİ’lerin inovasyon ve ar-ge süreçlerine katılımının ve yenilikçi ürün ve uygulamaları firmalarında kullanarak teknoloji transferini gerçekleştirebilmeleri için ar-ge kapasitesinin geliştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.

AB, KOBİ’lerin inovasyon süreçlerine katılımlarında stratejik işbirliklerinin büyük önem taşıdığını savunmaktadır. “Daha Fazla Araştırma ve İnovasyon – Büyüme ve İstihdam için Yatırım: Ortak

Bir Yaklaşım” başlıklı Komisyon Bildirgesinde, KOBİ’lere yönelik olarak gerek AB genelinde gerekse

üye ülkeler arasında ar-ge ve inovasyon yatırımlarının arttırılmasını sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi önerilmiş ve 2010 yılında ar-ge yatırımlarının GSYİH içerisindeki payının %1.9’dan %3’e yükseltilmesi hedefi kabul edilmiştir (Commission of the European Communities(b), 2005). Üye ülkelerin kamu-özel sektör işbirliğini güçlendirmeleri, cazip eğitim programları ile KOBİ’lerin istihdam ettiği iş gücünün inovasyon ve ar-ge konusunda bilgilendirilmesi ve özel mali paketler ile KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarına cevap verilmesi Bildiri hedefleri arasında yer almaktadır. AB; KOBİ’lerin küresel rekabet gücüne büyük önem vermekte ve son zamanlarda ABD ve Japonya dışında küresel inovasyon yatırımları için cazip merkezler olarak kabul edilen Çin, Hindistan ve Brezilya ile de rekabet etmektedir. AB, bu yeni merkezler karşısında, AB üye ve aday ülkelerinin kendi aralarında kuracakları işbirliklerinin rekabet açısından hayati önem taşıdıkları düşüncesiyle sınır-ötesi sinerjiyi arttıran, araştırma ve inovasyon performanslarının etkinliğini yükselten ve geliştiren işbirliklerini destekleme kararı almıştır. Bu çerçevede Avrupa içerisinde sektörel kümelenme ağlarının geliştirilmesi ve kümelenme grupları arasında en iyi deneyimlerin paylaşımına olanak sağlayan bilgi akışının temin edilmesi, inovasyon ağlarının KOBİ’lerin finansman olanaklarını çeşitlendirilecek şekilde tasarlanması ve sanayi sektörlerinde uzmanların ortak projeler vasıtası ile KOBİ’ler ile iletişim ve paylaşım içerisine geçebilmesi en temel hedefler olarak belirlenmiştir.

A. D. Helvacıoğlu Kuyucu, A. Karataş, İ. H. Eraslan

28

2007 tarihli “Araştırma Kurumları ile Sanayi Arasında Avrupa Genlinde Bilgi Transferinin

Geliştirilmesi: Açık İnovasyonu Kucaklama-Lizbon Ajandasını Uygulama” başlıklı Komisyon Bildirisine

ek olarak hazırlanan “Avrupa Genelinde Üniversiteler ile Diğer Araştırma Kurumlarının Sanayi ile

Bağlarını Güçlendirmeleri için Gönüllü Kılavuz Kurallar” isimli Komisyon Çalışma Belgesinde, Avrupa

üniversitelerinin, ar-ge ve teknoloji örgütlerinin ve diğer kamu fonları ile destelenen ar-ge kurumlarının bilgi yönetimi ve transferi konusunda sanayi ve özellikle KOBİ’ler ile işbirliğine gitmelerinin, AB’nin küresel rekabet gücü açısından önemine dikkat çekilmektedir (Commisison Staff Working Document, 2007). Sözkonusu belgede gerçekleştirilebilecek işbirliklerinin çeşitleri ile ilgili örnekler verilmektedir. Belgeye göre araştırma kurumları ile sanayi arasında stratejik işbirliğine gidilebilecek alanlar, ortak ar-ge projeleri, uzman işgücü değişimi, yaşamboyu eğitim programları ve meslek-içi eğitim paketleri ve danışmanlık hizmetleridir. Bu tip işbirlikleri sonucunda elde edilen yararlar aşağıda verilmektedir:

• araştırma kuruımları ve sanayi arasında güven ortamının sağlanması

• ortaya çıkan ürün ve hizmete bağlı fikri ve sanayi mülkiyet hakkından doğan gelir paylaşımı sonucunda yeni araştırmalar için fon kaynağı yaratılması

• bilgi transferinin sürekliliğinin kazanılması

• uzun vadeli stratejik ortaklıklar için gerekli ortak araştırma alanının tesis edilmesi • farklı araştırma konularında proje yönetimi yeteneklerinin geliştirilmesi

• sanayi ve pazar ihtiyaçlarına yönelik bilimsel araştırmalara öncelik verilmesi • prestij ve statü kazanımı

• yeni müşteri ve ortakların tanımlanması

• girişimci yetenekleri olan araştırmacıların sektöre kazandırılması

• kamu fonları ile desteklenen projelere özel sektör finansmanının aktarılması • yerel veya bölgesel ekonomiye katkı

• eğitim programları ile araştırma alanında elde edilen bilgilerin mesleki eğitimlere yansıltılması

• yeni ürün ve hizmetlerin pazara sunulması.

Öte yandan AB’de yapılan araştırmalar sadece ar-ge kurumları ile sanayi arasındaki işbirliklerinin değil işletmeler arasında yapılan stratejik işbirliklerinin de inovasyona dayalı rekabet gücü üzerinde olumlu etkiler yarattığını göstermektedir. 2007 yılında yayınlanan “Seçilmiş Ekonomik

Alanlarda İşletmeler Arası İlişkiler” başlıklı çalışma işletmelerin stratejik işbirliklerine gitme

nedenlerinin başında rekabet gücünü artırma amacının geldiğini göstermektedir (Schmiemann, 2007). Araştırmaya göre bu tip işbirlikleri firma esnekliğini arttırmakta, kaynak kullanımında ve maliyet azaltmada etkinlik sağlamaktadır. Araştırmaya katılan firmaların %70’i artan esnekliği stratejik işbirliklerinin en önemli nedeni olarak tanımlamışlardır. Esneklik kavramı, araştırmacı trarafından pazarın rekabetçi yapısında, ürün farklılaşmalarında, arz zinciri yönetiminde, doğrusal entegrasyon veya dağıtım ağlarında meydana gelen maliyet-etkili değişikliklere en kısa zamanda cevap verebilme yeteneği/kapasitesi olarak tanımlanmıştır. Araştırma, işletmelerin ortak proje, ortak yatırım, ilişki ağları, taşeronluk, lisanslama ve franschising alanlarında işbirliğine gittiklerini göstermektedir. Kısa vadeli proje amaçlı ortaklıklar ile işbirlikleri, taşeronluk ilişkileri ve ilişki ağları firmalar tarafından en fazla tercih edilen üç ilişki tipidir. Taşeronluk en fazla Portekiz’de tercih edilirken, ilişki ağları İskandinav ülkellerinde büyük önem taşımaktadır. Fransa’da ise ortak yatırımlar işletmeler arasındaki stratejik işbirlikleri içerisinde öne çıkmaktadır.

Çerçeve Programları bu kapsamda sanayi, üniversite, kamu ve özel sektör arasında çok boyutlu ve çok ortaklı işbirlikleri için etkin bir proje ortamı sunmaktadır. “Daha Fazla Araştırma ve İnovasyon –

Büyüme ve İstihdam için Yatırım: Ortak Bir Yaklaşım” başlıklı Komisyon Bildirgesinde uzun vadede AB

genelinde stratejik işbirliklerinin geliştirilebilmesi için “Ortak Teknoloji Girişimleri” olarak tanımlanan inovasyon odaklı düzenlemelere gidilmesi önerisi yer almaktadır. Ancak halihazırda Çerçeve Programları KOBİ’leri inovasyona en yüksek düzeyde yakınlaştıran Topluluk insiyatifi olarak görülmektedirler. AB, 7.ÇP altındaki KOBi destekleri ile özellikle “İşbirliği Programları” altında kendi teknolojilerini kendileri

geliştiren KOBİ’lerin stratejik işbirlikleri oluşturmasını desteklemektedir. 7.ÇP kapsamında yer alan İşbirliği Özel Programı 32.3 milyar Avro tutarındaki dev bütçesi ile yüksek ar-ge potansiyeline sahip, kendi ar-ge’sini kendi yapan KOBİ’ler için çok büyük fırsatlar sunmaktadır. Komisyon bu başlık altında dağıtılacak hibelerin belli bir bölümünün, projelerde ortak olunması yolu ile KOBİ’lere ayrılmasını öngörmektedir. Bütçesi 4.7 milyar Avro olan Kişiyi Destekleme Özel Programı araştırmacıların mesleki gelişimi ve hareket imkanlarının arttırılması amacını taşımakta ve başlık altında KOBİ’lere deneyimli araştırmacıları kısa ve orta vadede istihdam etme imkanı sunulmaktadır. 4.2 milyar Avro bütçeli Kapasiteler Özel Programı ise ar-ge için gerekli olan altyapıları desteklemek amacını taşımaktadır. Bu başlık 7 alt başlıktan oluşmaktadır. Bunlar arasında “KOBİ’ler Yararına Araştırma” ismini taşıyan başlık 1.336 milyar Avro bütçeye sahiptir. KOBİ’ler Yararına Araştırma Programının genel yapısı KOBİ ve KOBİ’ler adına, KOBİ birliklerinin ar-ge ihtiyaçlarını dışarıdan satın alınması üzerine kurulmuştur. Bu yapı iki hedef kitlenin etkileşiminden oluşmaktadır: (i) KOBİ’ler veya KOBİ birlikleri ; (ii) ar-ge sağlayıcıları. Hedef KOBİ’lerin veya KOBİ’ler adına KOBİ birliklerinin ihtiyaçları doğrultusunda ar-ge ihtiyaçlarının belirlemesi ve KOBİ’lerin ayakta durabilmek ve rekabetçi yapılarını koruyabilmek için ihtiyaç duydukları ar-ge ve teknolojiye erişimlerinin sağlanmasıdır. 7.ÇP hiçbir ar-ge faaliyeti bulunmayan KOBİ’lere dahi KOBİ’ler Yararına Araştırma programı ile destek verebilmektedir. (7.ÇP ile ilgili detaylı bilgi için bkz.www.tubitak.gov.tr). Çerçeve Programlarında ar-ge alanında sağlanan stratejik işbirlikleri ve kurulan konsorsiyumlar ile KOBİ’lerin inovasyon sürecine katılımlarını sağlamak ve inovasyon odaklı üretim ve yönetim anlayışını kabul etmelerinde yardımcı olmak mümkün olmaktadır.

3. TÜRKİYE’NİN 6. ÇERÇEVE PROGRAMINDAKİ İNOVASYON ODAKLI

İŞBİRLİKLERİNE DAYALI PROJE PERFORMANSI

Tübitak tarafından 20 Ekim 2006 tarihinde yayınlanan “AB 6.Çerçeve Programı Türkiye’nin

Katılımı Organizasyon Tiplerine Göre Dağılım Analizi” başlıklı raporunda, 6.ÇP süresince, Programda

yer alan tüm öncelikli alanlar genelinde Avrupa Komisyonu’na Türkiye’nin ortak olarak yer aldığı toplam 2,947 proje başvurusu yapıldığı, bu başvurular sonucunda, % 15.4’lük bir başarı oranı ile toplam 453 proje ortağı kuruluşun 6.ÇP kapsamında Avrupa Komisyonu tarafından desteklendiği ifade edilmektedir (Tübitak (b), 2006). Tübitak çalışmasına göre 6.ÇP kapsamında yapılan proje başvurularının, Avrupa genelinde, yaklaşık %12’sinin desteklenmekte olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin başarı oranının oldukça yeterli seviyededir. olduğu görülmektedir (Tübitak (b), 2006, 2). AB’de 6.ÇP’ye ülkemizden giden proje ortaklığı başvurularının organizasyon tiplerine göre dağılımı incelendiğinde, başvuruların yaklaşık yarısının (% 54) üniversiteler tarafından yapıldığı görülmektedir. En çok başvuruların yapıldığı organizasyon tipleri sırasıyla, üniversiteler (%54), KOBİ’ler (%17) ve araştırma merkezleridir (%15) (Tübitak (b), 2006, 3).

“AB 6.Çerçeve Programı Türkiye’nin Katılımı Organizasyon Tiplerine Göre Dağılım Analizi”isimli Tübitak çalışmasında Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen proje ortaklıklarına

bakıldığında toplam ortaklıkların % 51’inin üniversitelere ait olduğu görüldüğü ifade edilmiştir. Üniversiteleri, % 20 ile araştırma merkezleri ve % 15 ile KOBİ’ler takip etmektedir. Avrupa Komisyonu tarafından AB 6.Çerçeve Programı kapsamında desteklenen projelerde en çok ortaklığı bulunan organizasyon tipleri sırasıyla üniversiteler, araştırma merkezleri ve KOBİ’lerdir.

Tübitak tarafından 30 Haziran 2006 tarihinde yayınlanan “7. Çerçeve Programı Hazırlıkları ve

Türkiye’nin 6. Çerçeve Programı Performansı” başlıklı raporda Türkiye’den konsorsiyum ortağı olarak

yapılan başvuru sayısı 2836 olarak verilmiştir. Bu proje başvurularından 206 adedi KOBİ alanındadır. Yine aynı çalışmada fonlanan 6.ÇP projelerinde yer alan Türk ortakların alanlara göre dağılımına bakıldığında KOBİ alanında 33 projenin fon kazandığı görülmektedir. 6.ÇP projelerinde yer alan sanayi kuruluşları ve KOBİ’ler bir arada değerlendirildiğinde, genel olarak sanayinin % 20 oranında temsil edildiği ortaya çıkmaktadır.

A. D. Helvacıoğlu Kuyucu, A. Karataş, İ. H. Eraslan

30

4. TÜRK KOBİ’LERİN 6. ÇERÇEVE PROGRAMINDAKİ BAŞARI ÖYKÜLERİ

Benzer Belgeler