• Sonuç bulunamadı

Yeni Dönemde HÖH’ün Seçim Stratejileri ve “Bulgar Etnik Modeli”…

4. Bulgaristan Türklerinin Partileşme Çalışmaları, HÖH ve Türk-Bulgar İlişkileri

4.3. Yeni Dönemde HÖH’ün Seçim Stratejileri ve “Bulgar Etnik Modeli”…

Parlamentosu’nda ilk genel seçimde 23 milletvekiliyle temsil edilmiştir. HÖH böylece Bulgaristan Meclisi’nde ülkenin en büyük üçüncü siyasi gücü haline gelmiştir.

Seçim bildirilerinde ülkedeki azınlıkların dinsel, dilsel ve kültürel hakları ile isimlerinin iade edilmesi ve okullarda anadili eğitiminin gerçekleştirilmesi yönünde çaba harcayacağını deklare eden HÖH’ün söz konusu söylemleri ve kazandığı başarı yine milliyetçi grupların büyük tepkisine neden olmuştur.377 Buna paralel olarak, 11 Temmuz 1990’da Veliko Tırnovo’daki Parlamento’nun sembolik açılışında HÖH milletvekillerinin binaya girmeleri engellenmek istenmiş ve HÖH’ün Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olarak kurulduğuna yönelik milliyetçi milletvekillerinin itirazlarına maruz kalmışlardır. Ayrıca, 25 Ekim 1990’da partinin Şumnu’daki binasının bombalanması gibi bazı terörist eylemler de yaşanmıştır.378

Eylül 1991’de Parlamento’daki milletvekillerinin başvurularıyla aynı gerekçeyle yeni bir kapatma davasıyla karşılaşan HÖH, Ekim 1991’deki seçimlerden hemen sonra yine milletvekillerinin imzalarıyla Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması istenmiştir.

Mahkeme her iki başvuruyu da reddederek, HÖH’ün siyasî hayatına devam etmesi yönünde karar tesis etmiştir.379

Partinin yeni döneminin başlangıcında azınlık hakları konusunda hayli cesur hareket ettiği gözlenirken, kapatma davaları tecrübesi ile faaliyetlerini Bulgar milliyetçilerinin tepkisini çekmemek üzere gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, HÖH Bulgaristan siyasetindeki kilit rolünü stratejik yerlerde kullanmayı bilmiştir. Örneğin 1992’de Dimitrov Kabinesinin düşmesinde HÖH’ün Jelev ile birlikte hareket etmesinin payı büyüktür.

Böylece HÖH ülkenin kritik anlarda dengelerini değiştirebilen bir konuma gelmiştir.

Ekim 1991’deki milletvekili seçimlerinde 24 sandalye kazanan HÖH, ülkenin en büyük üçüncü siyasî gücü olmaya devam ederken, çifte başarısını ise genel seçimlerle aynı gün yapılan yerel seçimlerde elde etmiştir. Yerel seçimlerde HÖH, 27 belediye başkanlığı, 653 köy muhtarlığı ve 1.144 belediye meclis üyeliği kazanmıştır.380 Bu başarıya rağmen, 1994 yılındaki seçimlere kadar HÖH, bir yandan milliyetçileri yatıştırmaya çalışırken, öte yandan

377 Dayıoğlu, a.g.e., s.425.

378 Dayıoğlu, a.g.e., ss.425-426.

379 11 üyeden oluşan Anayasa Mahkemesi’nde HÖH’ün kapatılmasına ilişkin davada bazı hakimlerin çekinceleri olduğu halde milletvekillerinin başvuruları reddedilmiştir. Ne var ki, söz konusu karar pek çok açıdan siyasi açıdan değerlendirilmiş ve mahkemenin politize olduğu ifade edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde karar vermesinin nedeni genellikle BSP’nin Türk ve Müslüman oylarının HÖH ekseninden kayıp, DGB’ye gitmesini önlemek ove HÖH’ü varlığını kalıcılaştırarak milliyetçilik kartını oynayabilmek olarak açıklanmaktadır. Özgür, a.g.e., s.114.

380 Eminov, a.g.e., s. 169.

azınlıkla ilgili bir takım reformların yapılması için Parlamentodaki çalışmalarına devam etmiştir. Ayrıca, HÖH’te bu dönem bazı bölünmeler de yaşanmış, özellikle milliyetçi kadroların partiden koptuğu ve alternatif oluşumlara gittiği gözlenmiştir.

Söz konusu gelişmelerin ışığında Aralık 1994 seçimlerine giden HÖH, fazlasıyla oy kaybına uğramıştır. Ahmet Doğan 1994 seçimlerini ‘çöküş’ olarak ifade ederken; 1991 genel seçimlerine nazaran oylarının 1/3’ünü kaybeden partinin, Meclisteki sandalye sayısı 24’ten 15’e düşmüş ve kalesi olan Kırcaali’de bile iki milletvekili fire vermiştir.381 HÖH’ün oy kayıplarında partideki kopmaların ve alternatif olarak değerlendirilen diğer Türk partilerinin etkisi bulunmakla birlikte, asıl sorun Türk azınlığın haklarının geri kazanılmasında sürecin azınlığın beklediğinden daha uzun sürmesi/sürecek olması sonucuna kanaat getirmesi olmuştur. Asimilasyon politikalarının ve zorunlu göç hatıralarının taze olduğu bir dönemde, beklentilerin karşılanamaması ve HÖH’ün Bulgar Parlamentosu’nda yapıcı bir tutum izlemesi, Türk azınlığın tepkisine neden olmuştur. Ayrıca, Romanların sosyo-ekonomik anlamda yeni dönemde yaşadıkları sıkıntıların geçmişe özlem duymalarına yol açması ve BSP’ye yönelmelerine neden olması, 1992 yılında Türk azınlığın Türkiye’ye yönelik gizli göçü ve başta Ahmed Doğan olmak üzere, HÖH’teki çok sayıda siyasetçinin komünist dönemde ajanlık yapması gibi iddiaların özellikle seçim döneminde gündeme gelmesi HÖH’ün oylarının düşmesine neden olmuştur.382

1994 seçimlerinin ardından Kırcaali Belediye Başkanlığı seçimlerinden dolayı Mahkeme ile uğraşmak zorunda kalan HÖH, Nisan 1996’da bu süreçten haklı çıksa da; yeni sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Aralık 1996’da BSP’den 92 milletvekilinin imzası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş ve HÖH’ün Bulgaristan’ın ulusal birliği için tehdit oluşturduğu iddiasıyla kapatılması istenmiştir. Ne var ki, HÖH bundan da beraat etmiştir.383

Öte yandan, 1994 seçimlerinden sonra HÖH’ün Meclis’teki sandalye sayısının sürekli artırdığı görülmektedir. 1997 yılındaki seçimlerde Meclis’teki koltuk sayısını 15’ten 19’a çıkaran HÖH’te kısa süreli bir rahatlama dönemi yaşansa da; asıl başarı 2000’li yıllardan itibaren yakalanmıştır. Ancak, 1997-2001 arası HÖH için kolay geçmedi. Bu dönemde Bulgar yetkililer, HÖH’ün parti yapısını bozmak ve Türk azınlığın oylarını bölmek için çeşitli manevralarda bulunmuşlardır. HÖH’ten gerçekleşen kopmaları destekleyen Bulgarlar, alternatif oluşumlara gidilmesini de teşvik etmişlerdir. Bu dönemde sadece Bulgaristan’ın

381 Özgür, a.g.e., ss.212-213.

382 Dayıoğlu, a.g.e., ss. 430-431.

383 Dayıoğlu, a.g.e., s.436.

stratejik kurumlarının değil; siyasi partilerin de HÖH’e karşı kampanyada etkin görev üstlendikleri görülmüştür. Örneğin, 1997 yılına kadar olan süreçte, daha ziyade BSP, HÖH ile uğraşırken; Dimitrov hükümetini düşürdükten sonra DGB de HÖH ile ilgilenmeye başlamıştır. Özellikle 1997 yılı seçimlerinde iktidara gelen DGB, üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu HÖH’e karşı pek çok negatif açılımlarda bulunmuştur. Örneğin, HÖH’teki kopmalar desteklenerek yeni partileşme hareketlerine yeşil ışık yakılmış, HÖH’ten ayrılmaları karşılığında üyelere devlette üst düzey görevler vaat edilmiş, Bulgaristan Türkleri nezdinde HÖH üst düzey yetkililerinin komünist dönemde ajanlık yaptığı teması sıkça işlenmiş ve DGB üyesi olan azınlık mensuplarına ‘EVET’ isimli bir dernek kurdurulmuştur.384

Haziran 2001’deki seçimlerde Kral Simeon’un partisi sandıktan birinci parti olarak çıkarken, HÖH Meclis’te 21 sandalye alabilmişti. 2001 yılında, parti için en önemli gelişme ise hiç şüphesiz Kral Simeon ile geçmişten gelen iyi ilişkilerin doğrudan Parlamento’nun yapısına yansıması olmuştur.385 2001 seçimleri sonrasında HÖH, II. Simeon’un partisi ISUH ile birlikte koalisyon hükümetinde yer almıştır. Aslında, ISUH, 240 sandalyeli Parlamento’da 120 koltuk kazanmıştı. 1 milletvekili daha çıkarsa veya transfer etse tek başına iktidar olabilirdi. Ne var ki, eski Kral, bunu tercih etmek yerine HÖH’ü yanına çekmiştir. 17 bakandan oluşan Kabinede 2 bakanlıkta Türk isimler yer almıştır: Tarım ve Orman Bakanı olarak Mehmet Dikme ile Doğal Afet ve Sanayi Kazalarından Sorumlu Devlet Bakanı olarak Necdet Mollov.386 Bunun yanı sıra, Bulgaristan’daki Türkler, 5 bakan yardımcılığı ile 3 valilik görevi de elde etmişlerdir.387

384 Dayıoğlu, a.g.e., s. 437.

385 1997 yılındaki seçimlere “UKİ” adındaki bir blokla seçime giren HÖH, II. Simeon’un kuruluşunda rol oynadığı bir parti ile seçim ittifakına gitmiştir. Eski Kral bu dönemde, söz konusu ittifaktan duyduğu memnuniyeti dile getirmişti. Bkz. Coşkun-Özkan, a.g.m., s. 32. Ayrıca 1992 yılında Ahmed Doğan ve partinin üst düzey yöneticisi Ünal Lütfi, II. Simeon’u Madrid’teki evinde ziyaret etmişlerdir. Bkz. Ivan Palchev, Ahmed Dogan and the Bulgarian Ethnic Model, Bulgarian Diplomatic Review - National Museum of Bulgarian Books, Sofya, 2002, s.

124. 2001 yılındaki seçimlerden kısa bir süre önce de HÖH ile ISUH arasındaki işbirliği sürmüş ve Simeon bazı sandık başarına adam bulmayınca HÖH’ten yardım istemiştir.

386 Mustafa Balbay, Balkanlar, 5. Baskı, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul 2007, s.69. Necdet Mollov HÖH milletvekili olmamasına rağmen, dışarıdan atanmıştır. Mollov Omurtag Belediyesi başkan yardımcısıydı.

387 Balbay, a.g.e., a.y. HÖH’ün bakan yardımcısı olarak görev yaptığı kurumlar Milli Savunma, Maliye, Bölgesel Gelişme, Ekonomi ve Çevre Bakanlıkları olmuştur. 6 vali yardımcılığı görevini de eline alan Türkler, Sofya, Eski Cuma ve Razgrad valilerini atamışlardır. Bkz. Dayıoğlu, a.g.e., s. 39. Sofya’ya Bulgar vali atamasına izin verilen HÖH’e, milliyetçi tepkilerden dolayı Kırcaali verilmemiş; onun yerine Kırcaali valisini ISUH atamıştır.

Mustafa Balbay, “Bulgaristan Seçimleri: Kinden Ekine”, Cumhuriyet, 26 Temmuz 2001.

YIL HÖH MİLLETVEKİLİ

SAYISI

1990 23 1991 24 1994 15 1997 19 2001 21 2005 34 2009 38

2001 seçimlerine Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşları da aktif bir şekilde destek vermişlerdir. Örneğin 1994’teki seçimlerde sadece 2.000 Türk oy kullanırken; 2001’deki seçimlerde, bu sayı 55.000 olarak gerçekleşmiştir.388 Türkiye’den yaklaşık 15.000 seçmen Kırcaali’ye giderken;389 yaklaşık 40.000 kişi de başta Bursa ve İstanbul olmak üzere İzmir, İzmit ve Ankara’da oy kullanmışlar ve sonuçta HÖH’e tahminen iki milletvekili daha kazandırmışlardır.390 Bursa ve İstanbul’da 2001 Bulgaristan seçimlerine yoğun bir katılım olmuş ve hatta zaman zaman izdihamlar yaşanmıştır. Zira Türkiye’de açılacak sandıklarla ilgili daha önceden seçmen kaydını yaptırmayan ve dilekçesini vermeyen Bulgaristan vatandaşı Türklerin en az 6.000 kadarının oy kullanamadığı tahmin edilse de; 2001 seçimlerine Türkiye’deki Bulgaristan Türkleri yoğun bir katılım gerçekleştirmişlerdir.391 Bu katılım 2005 ve 2009 seçimlerinde artarak devam etmiştir.

2001 seçimlerinin bir başka önemi ise, koalisyon ortağı olan HÖH aracılığıyla Bulgaristan’daki Türkler 1878 yılından beri ilk defa ülkede fiili anlamda yürütme erkini oluşturmuşlardır. Bu durum, Bulgaristan’da uzun zamandır tecrübe edilmeyen bir vaziyet olurken; Bulgar milliyetçileri bu duruma büyük tepki göstermişlerdir. Ne var ki, HÖH Türk azınlığın bir anlamda fiili temsilci görünümde olduğundan, bu partinin Bulgaristan’ın AB üyelik sürecinde hükümet koalisyonunda yer alması dolayısıyla Sofya’nın Brüksel yolculuğunu hızlandırıcı bir işlev üstlenmesi yaralı görülmüştür. HÖH’ün koalisyon hükümetinde yer alarak iktidar ortağı olması ve yakın zamana kadar etnik sorunlar yaşayan Bulgaristan’ın bu sorunlarını içselleştirerek çözdüğü mesajını vermesi, Brüksel tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.

25 Haziran 2005 seçimlerinde Bulgaristan’da komünist dönem çöktükten sonra hiç görülmemiş bir seçim sonucu ortaya çıkmıştır. BSP’nin 82 sandalyesine karşılık, Kral’ın partisi ISUH 53 milletvekili elde ederken; HÖH ise oylarını büyük ölçüde artırmış ve 34 milletvekili ile Bulgaristan Parlamentosu’nda yer almıştır. HÖH’ün 2001 seçimlerine nazaran oylarını artırmasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Birincisi, 2005 seçimlerinden kısa bir süre önce kurulan ve marjinal söylemlere sahip olan aşırı Bulgar milliyetçisi ATAKA Partisi’nin Türk azınlığı rencide edici açıklamalara girişmesi önemli bir etken olmuştur. Bu durum Bulgaristan’daki Türklerin seçimlere yoğun katılımına neden olmuş ve Türk seçmenin HÖH üzerinde odaklanmasına yol açmıştır. İkincisi, Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşları

388 Crampton, a.g.e., s. 231.

389 Milliyet, 18 Haziran 2001.

390 Coşkun-Özkan, a.g.m., s.31.

391 Coşkun-Özkan, a.g.m., a.y.

2005 seçimlerine etkili bir şekilde katılırken; Türkiye’deki Bulgaristan merkezli çalışan derneklerin bundaki payı büyük olmuştur. 2001 seçimlerine nazaran, 2005’te Türkiye’deki seçmenler için daha iyi organize olunduğu dikkat çekmiştir. Ayrıca, Türkiye’deki seçmenler üzerinde de ATAKA faktörü etkili olmuş ve Bulgaristan vatandaşlığı da bulunan ancak daimi ikametgâhı Türkiye olan seçmenler, “geride kalan kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”

anlayışıyla hareket etmişlerdir.392 Ayrıca 2001 seçimleri sonunda koalisyon ortağı olan HÖH’ün bu durumu sürdürebilme ihtimali ile ülkenin AB üyeliğine girişi yaklaşırken; güçlü bir Türk azınlığın ülkede bulunduğunu göstermek için Bulgaristan’daki ve Türkiye’deki seçmenler sandık başına gitmişlerdir. 2005 seçimleri sonunda ülkede yaşanan hükümet krizi HÖH’ün girişimleri ile aşılırken; kurulan koalisyonda HÖH de yer almış ve üç bakanlık ile başbakan yardımcılığını elde etmiştir.393 Bulgaristan’da 25 Haziran 2005 seçimlerinden sonra bir buçuk ayı aşkın bir süre hükümet kurulamazken; Cumhurbaşkanı Pırvanov hükümeti kurma görevini Ahmed Doğan’a vermiş ve Doğan kısa bir süre içerisinde yeni Bulgaristan hükümetini kurmuştur. BSP-ISUH-HÖH koalisyon hükümetinin oluşturulması geciktikçe ülkedeki hoşnutsuzluklar artmıştır. Doğan’ın hükümeti oluşturmasının ardından Pırvanov, yaptığı açıklamada söz konusu koalisyonun mekanik bir birliktelikten ziyade; ideoloji ve siyaset birliğinden meydana geldiğini ifade etmiştir.394 Azınlık partisinin Bulgaristan’da koalisyon hükümetini oluşturması her zamanki gibi milliyetçi çevrelerin tepkilerini toplasa da; Brüksel yolculuğunda Sofya’nın işini kolaylaştıran pozitif yönde bir gelişme olmuştur.

HÖH’ün seçim sınavlarından birisi de Ekim 2009’da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. Ülkede iki turlu olarak yapılan seçimlerde, ikinci tura gidilmiş ve en yüksek puanı alan iki aday olarak eski Cumhurbaşkanı Pırvanov ile milliyetçi ATAKA partisi lideri Siderov karşı karşıya gelmiştir. Sağ kanadın güçlü bir aday gösterememesi, sağdaki oyların Siderov’a gideceği kaygısını yaratsa da, sağ kesimdeki partiler bile ATAKA tehdidine karşı sol kesimin adayı olan Pırvanov’a yönelmişlerdir.

Neticede Pırvanov yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçimleri kazanırken; bunda HÖH’ün de katkısı büyük olmuştur. HÖH, seçmenlerini Pırvanov’u desteklemeye çağırırken; Türkiye’de açılan 43 sandıkta oyların 28.621’i yani yüzde 94,9’u Pırvanov’a gitmiştir.395 Türkiye’de çifte

392 25 Haziran 2005 seçimlerinde tarafımızca Bursa’daki sandıklarda vatandaşlarla yapılan görüşmelerde, seçmen tarafından söz konusu söylem fazlasıyla ön plana çıkarılırken; yerel basın ve sivil toplum örgütleri de bunu enine boyuna işlemişlerdir. Söz konusu seçimlerde demokratik haklarını kullanmak için hamile kadınların sandık başlarına geldiği ve orta yaşın üzerindeki kişilerin ağlayarak oylarını verdikleri gözlenmiştir.

393 Celal Erdoğan, “Türk Dünyası’nın Bir Parçası Olarak Bulgaristan”, 2023 Dergisi, Sayı:63, 15 Temmuz 2006, s.

69.

394 Zaman Gazetesi, 16 Ağustos 2005.

395 Gözde Kılıç Yaşın, “Bulgaristan’da Sağduyu Kazandı”, Cumhuriyet Strateji, Sayı:123, 6 Kasım 2006, s.4.

vatandaşlık statüsünde bulunan seçmenin Pırvanov’u tercih etmesinin başlıca gerekçesi ATAKA tehdidi olmakla birlikte, tercih edilebilecek başka bir adayın olmaması da cabasıydı.

Ayrıca, HÖH’ün Pırvanov’a destek çağrısına karşın; Türkiye’deki seçmeni yönlendiren sivil toplum örgütleri ise, Ankara’nın onayını beklemişlerdir. Farklı bir ifadeyle, Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşları HÖH’ün Pırvanov’a destek çağrısından ziyade, Ankara’nın gösterdiği adaya oy vermişlerdir. Söz konusu farklılık göz ardı edilmemesi gereken ince bir detaydır. Jelev ve Stoyanov’dan farklı olarak sosyalist bir geçmişe sahip olan Pırvanov, demokratik dönemde Cumhurbaşkanlığı seçimlerini üst üste iki kez kazanan tek devlet adamı olmuştur.

Partinin bir diğer sınavı ise, Ekim 2007’de yapılan yerel seçimler olmuştur. Yerel seçimlerde hedeflediğinden daha fazla oy olan HÖH, Bulgaristan’ın en büyük üçüncü partisi olduğunu kanıtlamıştır. 40 belediye başkanlığı hedefiyle seçimlere katılan HÖH, 2007 yerel seçimlerinde toplam 41 belediye başkanlığı kazanmıştır.396 Hatta Kırcaali kırsalındaki yerel yönetimlerde pek çok belediye başkanı yüzde 100’lük oy oranıyla yeniden seçilmişlerdir.

Örneğin, tarafımızca da oy kullanılan bölge olan Cebel’de hâlihazırdaki belediye başkanı Bahri Ömer, bu oy oranıyla seçildiğini açıklamıştır. Bunun çeşitli nedenleri bulunmakla birlikte, en önemli faktör başka bir Türk adayın bulunmaması olmuştur. İkincisi, HÖH kendi kalelerini Türk de olsa kendi adayı olmayanlara kaptırmak niyetinde olmamıştır. Demokratik hakkını kullanmak isteyen Türk adaylar engellenmiştir. Yapılan gözlemlerde, azınlığın HÖH’e can-ı gönülden oy vermediği, alternatifsizlikten HÖH’e yöneldikleri ve partinin seçimlerden hemen önce ve seçim günü legal veya illegal anlamda olağanüstü çalıştıkları sonucuna varılmıştır. Yerel seçimlerde de Türkiye’den otobüslerle seçmen taşınırken;

bölgelerinde oy kullanan vatandaşların yerine oy kullanıldığı ve sadece imza atmaları istenmiştir. Dolayısıyla, köy ve ilçelerde oy verilmek için gidildiğinde, çoktan seçmen yerine oylar verilip, zarflar kapatılmış, geriye sadece sandığa atmak kalmıştır. Tarafımızca bizzat tecrübe edilen işlemde yapılan itirazlara, ilk tepkiyi sandık başındaki görevli Bulgarlar göstermiş ve Türkiye’den oy vermek için gelenlerin neden bu kadar demokratik davrandıklarını sorgulamışlardır. Ayrıca, köy ve ilçelerde yaşı ilerlemiş olan ihtiyarların seçime katılımlarını sağlamak için, parti görevlileri tarafından evlerine kadar araçlar gönderilmiştir. Özetle, söz konusu sıra dışı gayretler sonucunda HÖH, yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmiştir.

396 Olay Gazetesi, 6 Kasım 2007.

Haziran 2009’da Avrupa Parlamentosu için, AB üyesi ülkeler çapında yapılan seçimlerde398 ise, HÖH oyların yüzde 14’ünü alarak 3 temsilcisini Brüksel’e göndermiştir.

Söz konusu 3 parlamenterden ikisi Türk kökenlidir. GERB ise, bu seçimlerden ülke genelinde galip ayrılarak 5 vekil çıkarmıştır.399

5 Temmuz 2009 seçimleri de HÖH açısından önemli bir sınav olmuştur. Bu seçimde adı geçen Parti, milletvekili sayısını 34’ten 38’e çıkarırken, yine seçimlerden üçüncü olarak çıkmıştır. Borisov’un liderliğindeki GERB 116 koltuk kazanmış, BSP ise 40’ta kalmıştır.

Seçimin sürprizi ise, eski Kral’ın barajın altında kalmasıydı. 5 Temmuz 2009 seçimleri HÖH açısından oldukça farklı sonuçlar doğurmuştur. Örneğin, HÖH oy sayısını artırırken; 5 milletvekili çıkaran Kırcaali’den 4 vekil kazanmıştır. GERB ise, Kırcaali’de HÖH tekelini Bulgaristan Türklerinin ‘Rodopların Bülbülü’ olarak isimlendirdiği Kadriye Latifova’nın oğlu, dünyaca ünlü ressam ve heykeltıraş Vecdi Raşidov ile yıkmıştır. Kırcaali’de Türk

397 BAL-GÖÇ’ün resmi internet sitesinden alınmıştır. http://balgoc.org.tr/2009/secim/sonuc.html, 30 Mart 2010.

398 2009’daki seçimlerden 2 yıl önce, 2007 yılında Bulgaristan AB üyesi haline gelmiş ve ülkede AB Parlamentosu’na temsilci gönderilmesi için seçimler yapılmıştır. HÖH’ün söz konusu seçimlerde gösterdiği adayların yüzde 50’si Türklerden oluşurken; yüzde 50’si Bulgarlardan meydana gelmiştir. Makro Hajdinjak,

“Thou Shalt Not Take The Names Ethnic or Minority and I Will Bless Thee: Political participation of Minorities in Bulgaria”, International Center for Minority Studies and Intercultural Relations - IMIR,

http://www.imir-bg.org/imir/reports/Political%20Participation%20Of%20Minorities.pdf, s. 15, 23 Şubat 2010.

399 Ivan Dikov, “Bulgaria’s 2009 EU Parliament Elections: Fair Enough”, Sofia News Agency, 8 June 2009.

BULGARİSTAN VATANDAŞLARININ 5 TEMMUZ 2009’DA TÜRKİYE’DE KULLANDIKLARI OYLAR 397

ŞEHİR TOPLAM OY SAYISI HÖH’ÜN ALDIĞI OY HÖH’ÜN OY ORANI (%)

İSTANBUL 29.534 28.282 95,76

BURSA 23.531 22.853 97,12

İZMİR 14.360 12.200 84,96

ÇORLU 8.710 8.411 96,57

KOCAELİ 5.463 5.443 99,63

LÜLEBURGAZ 2.273 2.248 98,90

ÇERKEZKÖY 1.759 1.661 94,43

YALOVA 1.350 1.286 95,26

ANKARA 1.208 1.119 92,63

TEKİRDAĞ 1.100 1.080 98,18

MANİSA 994 983 98,89

EDİRNE 863 806 93,40

SAKARYA 622 581 93,41

ESKİŞEHİR 582 570 97,94

KIRKLARELİ 455 439 96,48

ANTALYA 402 366 91,04

BALIKESİR 281 269 95,73

TOPLAM 93.487 88.597 94,77

seçmenin azımsanmayacak bir bölümünün HÖH’ü protesto ettiği gözlenirken; buna karşın yine de oylarını artırmasının temel nedeni, Türkiye’deki yoğun katılım ve ATAKA faktörü olmuştur. HÖH’e Türk seçmenden tepki sadece Kırcaali’de olmuş, Türklerin yoğun olarak yaşadığı diğer yerlerde Türk, Pomak ve Romanların oyları HÖH’e gitmiştir. Ayrıca Parti, Bulgaristan’ın bir partisi olduğunun altını tekrar çizercesine, Bulgarlardan da önemli denilebilecek oranda oy almıştır.

5 Temmuz 2009 genel seçimlerinde 610.808 oy alan HÖH’ün bu başarısında Türkiye’de oy kullanan ve Bulgaristan’a oy vermek için giden seçmenin katkısı büyüktür.400 Tabloda görüldüğü üzere, Türkiye’de yaşayan ve Bulgaristan vatandaşlığı bulunan seçmenler son genel seçimlere yoğun ilgi göstermişlerdir. Ayrıca, Bursa ve İstanbul gibi illerdeki seçim sandıklarında yoğun ilgiden dolayı sorunlar yaşanmıştır. Ortaya çıkan sorunların başlıca nedeni ise, seçimlerden önce yurtdışında açılacak sandıklarla ilgili dilekçe verilmesi mecburiyetine karşın, dilekçe vermeyerek seçim günü sandıklara giden vatandaşların aşırı ilgi göstermesi olmuştur. Ne var ki, Şubat 2010’da Türkiye’de kullanılan oyların bir bölümü Bulgaristan Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir.

Temmuz 2009 seçimleri sonucunda HÖH, hükümet dışında kalarak muhalefet partisi olarak siyasî hayatına devam ederken; aradan geçen süre zarfında yüzünü biraz daha Ankara’ya çevirdiği görülmekte ve Türkiye’ye daha fazla yakınlaştığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde GERB’in sıra dışı söylem ve eylemleri, HÖH’ün Türkiye ufkunu şekillendirmiştir.

Ayrıca, HÖH tabanı ile daha yakın ilişkiler kurma eğiliminde görünmektedir. Örneğin 19 Mayıs 2010 tarihinde Cebel’de gerçekleştirilen etkinlikler, uzun bir aradan sonra ilk defa HÖH lideri Ahmed Doğan da katılmıştır.401

Demokratikleşmeyle koşut olarak, Bulgaristan’daki resmi azınlık söyleminde de önemli bir değişim meydana gelmiştir. Özellikle 2000’li yıllarla birlikte, uluslararası ilişkiler literatüründe ‘Bulgaristan Etnik Modeli’ kavramı daha fazla duyulmaya başlanmıştır. Aslına bakılırsa, 1980’li yıllarda Sofya Yönetiminin etnik açıdan yaşadığı/yarattığı sorunların ortaya çıkardığı tablo, 1990’lı yıllarda Bosna’da yaşananlara neden olan gerekçelerden daha ağır olmasına karşın, Bulgaristan’da Yugoslavya’nın dağılma süreci gibi bir hadise veya uluslararası literatürde bölgenin kaderi olarak bahsedilen ve ayrışma/parçalanma anlamında kullanılan ‘Balkanlaşma’ kavramının pratik yansıması yaşanmamıştır. Yeni dönem Bulgaristan’ında azınlık sorunlarının çözümüyle ilgili ciddi gayret gösterilmiştir. Zira 1984’te

400 Kırcaali Haber, 6 Temmuz 2009.

401 Kırcaali Haber, 19 Mayıs 2010.

katı asimilasyonla başlayan sürecin 1989’da yüz binlerce Türk’ün göç etmesiyle sona ermesi, Bulgaristan’ı uluslararası platformlarda zor durumda bırakmıştı. Bu bağlamda, Bulgaristan, içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulmak için Jivkov sonrası dönemde azınlık sorununun çözümüne öncelik vermiştir.402

Bulgaristan’ın konuya yönelik gayretleri ve ortaya çıkan başarı zamanla “Bulgar Etnik Modeli” kavramının kullanılmasına yol açmıştır. Yeni dönemin hemen başında ortaya çıkan tehdide ve ardından söz konusu modelin nasıl oluşturulduğuna ilişkin ortaya değişik görüşler ileri sürülmüştür. Daha yeni döneme geçilmeden 1989 yılında dönemin DGB Lideri Jelev Bulgaristan’ın “Lübnanlaşma” ihtimaline dair gazetecilere röportaj verirken; Continent Gazetesi söz konusu tehdit olasılığına karşı geniş bir çalışma yayımlamış ve daha önce Lübnan’da görev yapan dört gazeteci böylesi bir olasılığın gerçekleşmesinin mümkün olmadığını ifade etmişlerdir.403 Ancak konuyla ilgili asıl şaşırtıcı açıklama Amerikalılardan gelmiştir. Bulgaristan’daki azınlıkla ilgili gelişmelerde Sofya Yönetiminin doğru yolda olduğunu ifade eden Amerikalılar, Bulgaristan’daki Türk azınlık deneyimi gibi, kolay kolay şiddete başvurulmadan çözülemeyecek olan problemlerin, azınlık partilerinin politik becerileriyle başarılı bir şekilde çözülebildiğini örnek olarak göstermişlerdir.404 ABD’li yetkililere göre, bu çözümde, hükümetler ve azınlık partileri arasındaki uyum da son derece belirleyici olmuştur.

Öte yandan, Bulgaristan’daki etnik sorunları en iyi bilen kişi olduğu iddia edilen Antonina Zhelyazkova’nın Bulgar etnik modeline dair yaklaşımı ilginçtir. Söz konusu modeli çok demokratik olarak ifade eden Zhelyazkova, bunu iki katmana ayırmaktadır: Birincisi, alt katman olarak “halk” boyutu; diğeri ise, üst tabaka olarak ifade edilen “politik” boyut.405 Bulgaristan’daki insanlar arasında siyasetçilere rağmen yıllarca süren iyi ilişkiler, etnik çatışmaların yaşanmasının önüne geçmiştir. Zhelyazkova’nın yaklaşımı, Bulgaristan’daki beşeri ilişkilerde her zaman karşılıklı saygı ve hoşgörünün egemen olduğu yönündedir.

Zhelyazkova politik boyutta ise, azınlık gruplarına pek çok hakkın verildiğine değinmektedir:

azınlıklar için radyo ve TV yayınları, azınlık gazeteleri için sübvansiyonlar, güç hiyerarşisinin her yerinde azınlık mensuplarının da yer alması gibi… Ayrıca, Zhelyazkova, Bulgaristan’da

402 Palchev, a.g.e., s. 94.

403 Palchev, a.g.e., a.y.

404 Palchev, a.g.e., a.y.

405 Palchev, a.g.e., s. 95.