• Sonuç bulunamadı

3. Demokratik Dönemde Bulgaristan İç Siyaseti

3.2. Gerçek Geçiş Dönemi (1997 - …)

bankalar, hiperenflasyon ve yaşam standartlarındaki radikal düşüşü protesto etmek için halk, Sofya’daki Millet Meclisi’nin önünde toplanmıştır.340

10 Ocak 1997 tarihinde göstericilerin Parlamento’yu kuşatarak, sosyalist milletvekillerini binaya hapsetmeleri, hükümet içinde erken seçimle ilgili büyük tartışmaların yaşanmasına yol açmıştır. Ayrıca, gösteriler esnasında Başbakan Videnov ile İçişleri Bakanı Dobrev arasında da anlaşmazlıklar çıkmıştır. Videnov göstericilerin güvenlik güçlerince dağıtılmasını isterken; Dobrev bunu kabul etmemiştir.341

Aralık 1996’da Bulgaristan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılırken; Jelev’in yerine DGB’nin adayı Petar Stoyanov seçilmiştir. DGB yönetimi böylece Jelev’den, Dimitrov kabinesinin de intikamını da almış oluyordu. Stoyanov’un cumhurbaşkanlığına gelmesiyle Dobrev seçimlere gitmek üzere bir hükümet kurmuş ve 1997’de yapılan genel seçimlerde342 DGB ezici bir farkla galip çıkmıştır. DGB bu seçimde 137 sandalye ile parlamentoda yer alırken; BSP, 58, HÖH ise 19 milletvekili çıkarabilmiştir.

çözmüş ve Romanya ile de ilişkilerini geliştirmiştir. Öte yandan ekonomik anlamda da başlangıçta bir dizi olumlu gelişme yaşanmıştır. Kostov Hükümeti IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği yoluna giderek, BSP döneminde çökmüş olan ekonomiyi canlandırmak istemiş; bu kapsamda küresel finans kurumlarının makro ekonomik düzeydeki tavsiyelerine uymuştur.

Bunun yanı sıra, verimsiz çalışan eski sanayi kuruluşlarına verilen sübvansiyonların kesilmesi, bütçe açıklarının azaltılması, batık bankaların kapatılması ve yeni bankacılık düzenlemelerinin yapılması, özelleştirmelerin kararlılıkla gerçekleştirilmesi343 gibi bir dizi ekonomik önlem alınmıştır. Kostov Hükümeti döneminde faiz ve enflasyon oranları iki yıl içinde tek haneli rakamları görse de; IMF ile imzalanan program ve para kurulunun uyguladığı politikalar, işsizlik sorununa çözüm bulamamış, genel refah seviyesinde yaşanan kısa süreli bir düşüş ise iktidarın sonuna doğru halk nezdinde hoşnutsuzluk yaratmıştır.344 Özetle, DGB Yönetimi döneminde ekonomik sorunlara çözüm aranırken; ülkenin yüzü tamamen Batı’ya çevirmiş; dış politikada başarılı bir performans sergilense de; aynı başarıyı tam anlamıyla ülke ekonomisinde gösterememiştir.345

Haziran 2001’de yapılan seçimler sonucunda eski Kral II. Simeon346 Bulgaristan’a geri dönerek, II. Simeon Ulusal Hareketi’ni (ISUH) kurmuş ve sandıktan büyük bir zaferle çıkmıştır. Eski Kral Simeon 2001 Parlamento seçimlerinde %42’lik oy oranıyla 120 milletvekili çıkarırken; DGB 51, BSP 48, HÖH347 ise 21 milletvekilliği kazanmıştır.

Simeon’un sandıktan böylesi bir zaferle çıkmasının arkasında pek çok husus bulunmaktaydı. DGB döneminde ülkede yaşanan kısmî iyileşmeye karşın, suç oranlarında, yolsuzlukla mücadelede ve işsizliği azaltılmasında kayda değer bir ilerleme kaydedilememiş ve bunun sonucu olarak da DGB iktidarı yıpranmıştır. Ayrıca, eski Kral komünizm döneminde ülkede bulunmamış ve yapılan yanlışlıklara ortak olmamıştı. Diğer bir deyişle, Kral’ın sicili temizdi. Simeon’un karizması, kadınları ve gençleri ön plana çıkararak onları

343 Bkz. Pond, a.g.m., s.42.

344 Nuray, a.g.tz. 128.

345 Bkz. Birgül Demirtaş Coşkun – Ayşe Özkan, “Kral ‘Baba’ Simeon’un Zaferi: Bulgaristan’ın Umuda Yolculuğu”, Stratejik Analiz, Sayı: 16, Ağustos 2001, ss. 28-29.

346 Kral II. Simeon II. Dünya Savaşı sonrasında Sovyet ordularının ülkeyi işgal etmesi ve yönetimini Komünistlerin ele geçirmesinin ardından yapılan referandumla henüz 6 yaşındayken; önce Mısır’a, oradan da İspanya’ya sürgüne gönderilmişti. 6 yaşında sürülen Simeon, 63 yaşında Başbakan adayı olarak ülkesine kesin dönüş yapmış ve Bulgar halkının büyük bir bölümü tarafından “Kralımızı istiyoruz” sloganlarıyla karşılanmıştır.

Milliyet, 17 Haziran 2001. Simeon Avrupa’da komünizmin çökmesinden sonra oylama ile politik gücünü ele geçiren ilk hanedan mensubu olarak, Bulgaristan’ı bir alanda daha tarihe geçirmiştir. Aslında Simeon’un ülkeye geri dönüş yapmadan önce, gelişiyle ilgili yapılan yorumlarda Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağı konuşulmaktaydı. Ancak, 1991 Anayasa’sında yer alan hükümler itibariyle bu hakka sahip olamamıştır.

347 HÖH bu seçimlere Liberal Birliği ve Romanların örgütü olan Evroroma ile ittifak yaparak seçime katılmıştır.

Bkz. Milliyet, 18 Haziran 2001.

partinin vitrinine koyması ve ülkenin Batı’yla entegrasyonuna hız vereceğini deklare etmesi gibi hususlar348 da Kral’ın işini kolaylaştırıcı olmuştur.

Simeon Yönetimi, HÖH’ten ve BSP’den ikişer milletvekiline hükümette yer vererek görevine başlamıştır. Ekonomiye öncelik veren Simeon, yolsuzlukla, işsizlikle ve suç örgütleriyle mücadele etmiştir. Ancak, komünizm sonrası dönemde iyice yaygınlaşan mafya-iş adamı-siyasetçi üçgenindeki organize şebekeler hükümetin bu mücadele sürecinden ağır hasar görmeden kurtulabilmiştir. Kral’ın en büyük başarısı ise, Batı’yla entegrasyon sürecinde sağlanan gelişmeler olmuştur. 2004 yılında ülke NATO’ya üye olurken; Aralık 2002’deki Kopenhag Zirvesi’nde ise, AB ile müzakerelere başlanmış ve üyelik tarihi olarak 2007 yılı belirlenmişti. Diğer taraftan, Simeon döneminde dış politikada yaşanan önemli gelişmelerden biri de Rusya ve Yunanistan ile varılan mutabakat sonucunda uzun zamandır sürüncemede bulunan Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattının yapımına başlanması olmuştur.349

Bulgaristan Kasım 2001’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken; BSP’nin lideri Georgi Pırvanov seçimlerden galip çıkarak büyük bir sürpriz yapmıştı. Stoyanov’un ise yeniden seçilememesinde DGB’nin desteğini çekmesi önemli faktör olmuştur.350 Bu gelişme, Kral açısından başlangıçta sorun yaratacak gibi görünse de, zamanla taşlar yerine oturmuştur.

Pırvanov, bir takım konu başlıkları dışında hükümetle uyumlu bir tablo çizmiştir.

Aslına bakılırsa, bu durum Cumhurbaşkanlığı makamıyla doğrudan ilintilidir. Bulgaristan’ın Batı’ya yönelişinde ısrarlı olmasının arkasında Sosyalistler de bulunmaktaydı. Dolayısıyla 1997 sonrasında, DGB, BSP ve ISUH arasında konuyla ilgili tam bir mutabakat olmuştur.

Daha önce, Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Jelev ve Stoyanov gibi eski rejim muhaliflerinin bu makamda oturmasının ardından, BSP’nin liderliğini de yapmış olan Pırvanov’un bu makama gelmiş olmasına rağmen, herhangi bir politika değişikliğinin olmaması, zamanla Sosyalistlerin de demokratlaştığını göstermektedir. Dolayısıyla, Stoyanov ve Pırvanov, Jelev’in izinden gitmişlerdir.351

II. Simeon Hükümeti de görev süresini sonuna kadar kullanırken; 25 Haziran 2005’te Bulgaristan halkı sandık başına giderek, hükümeti değiştirmiştir. BSP yüzde 34 oy oranıyla 82 milletvekili çıkarıp seçimleri önde tamamlarken; Simeon’un partisi ISUH 53, HÖH ise 34 sandalye kazanmıştır. 2005 seçimlerinde Bulgaristan halkı bir kez daha hükümeti değiştirmiş ve tepkisini ortaya koymuştur. Hiç şüphesiz seçimin en büyük sürprizi, aşırı milliyetçi

348 Bkz. Crampton, a.g.e., s.231.

349 Gözde Kılıç Yaşın, “Bulgaristan Siyasetinde Türkler”, Cumhuriyet Strateji, Sayı:50, 13 Haziran 2005, s.18.

350 Crampton, a.g.e., s.233.

351 Bulgaristan Eski Cumhurbaşkanı Jelyu Jelev ile Röportaj, Sofya, 29 Ocak 2010.

söylemleriyle 21 milletvekili çıkaran ATAKA partisi olmuştur. ATAKA seçimlerden kısa bir süre önce kurulmasına karşın, halk nezdinde hayli taraftar bulmuştur. Bunun arkasındaki nedenlerden en önemlisi, Türk karşıtı bir seçim kampanyası yürütmesidir. Seçmenlere Türkçe yayınların kaldırılması, Türk isimlerinin değiştirilmesi ve HÖH’ün kapatılması gibi bir dizi vaatte352 bulunan ATAKA, Bulgaristan’daki etnik sorunların hâlâ çok canlı olduğunu siyasi vitrine taşımıştır.

Haziran 2005 seçimleri sonucunda Bulgaristan bir süre hükümet krizi yaşarken; en sonunda BSP, ISUH ve HÖH’ün oluşturduğu üçlü bir koalisyon hükümeti kurulmuştur. Yeni hükümet, Brüksel’le entegrasyon konusuna öncelik vermiş ve yine AB üyeliği bu hükümet döneminde gerçekleşmiştir. Ancak, BSP-ISUH-HÖH koalisyonu yolsuzlukla ve organize suç örgütleriyle mücadelede sorunlar yaşamıştır. Özellikle, AB üyeliğinden sonra ülkeye belli alanlarda kullanılmak üzere verilen kredilerde yapılan yolsuzluklar, Brüksel tarafından Bulgaristan’a yaptırım olarak geri dönmüş ve Sofya yönetimi bazı fonlardan faydalanamamıştır. Ortaya çıkan yolsuzluklar ve ülkenin Brüksel nezdinde saygınlığının azalması ise, Bulgaristan’da 5 Temmuz 2009 seçimlerine yansımıştır. Söz konusu seçimde Kral’ın partisi ISUH meclis dışında kalırken; BSP ve HÖH muhalefete düşmüşlerdir.

352 ATAKA seçim kampanyasını Türk karşıtı söylemeler üzerinde yoğunlaştırsa da, sadece anti-Türk ideolojiyi benimsememiştir. Örneğin, “Irak’taki ABD askerleri geri çekilmeli”, “Amerika’nın Bulgaristan’da üs kurmasına izin verilmemeli”, “Bulgaristan NATO üyeliğinden çıkmalı”, IMF ve Dünya Bankası ile ilişkilere son verilmeli”,

“AB ile ilişkiler gevşek tutulmalı”, “Rusya ve Çin ile sıkı ilişkiler geliştirilmeli” gibi söylemler ATAKA’nın 2005 seçim kampanyasında yer alan sloganlar olmuştur. Bkz. Erhan Türbedar, “Bulgaristan’ın Batı’ya Yolculuğu”, Stratejik Analiz, Sayı:64, Ağustos 2005, ss.76-77.

1990 yılı itibariyle Bulgaristan Parlamentosu 400 kişilik iken; 1991’de Anayasa’nın kabulü ile birlikte bu sayı 240 olmuştur.

DEMOKRATİK DÖNEM BULGARİSTAN SİYASETİNDE YAPILAN GENEL SEÇİMLER VE PARTİLERİN MİLLETVEKİLİ SAYILARI

1990 1991 1994 1997 2001 2005 2009

BSP 211 106 125 58 48 82 40

DGB 144 110 69 137 51 - -

ISUH - - - - 120 53 -

HÖH 23 24 15 19 21 34 38

ATAKA - - - 21 21

GERB - - - 116

Görüldüğü üzere, Bulgaristan halkı demokratik dönemde yapılan her genel seçimde hiçbir siyasi partiyi üst üste iki defa iktidara taşımamıştır. 1990-2001 arası dönemde BSP ve DGB arasında iktidar değiştirirken; 2001 yılında eski Kral Simeon’un partisi ISUH, 2005’te BSP, 2009’da ise GERB partisi (Bulgaristan’ın Avrupai Kalkınması için Yurttaşlar) sandıktan galip ayrılmıştır. Bulgaristan halkının her seçimde iktidar değişikliği yönünde oy kullanması, siyasilerden duyduğu tatminsizliğin yanı sıra; yeni gelecek olan hükümeti ‘kurtarıcı’ gözüyle değerlendirdiği anlamına gelmektedir. 1997’den beri iktidara gelen her hükümet görev süresini sonuna kadar tamamlasa da, siyasi anlamda bir istikrarsızlık olduğu görülmektedir.

4. Bulgaristan Türklerinin Partileşme Çalışmaları, HÖH ve Türk-Bulgar