• Sonuç bulunamadı

Aile şirketlerinin aile ile şirket gibi iki farklı dinamikten oluştuğu ve genellikle aile olgusunun bir öncelik olarak alındığı belirtilmişti. Bu bağlamda, aile olgusunun öncelendiği bir şirket yapısında yabancılaşma tehlikesinin şirkette karşılaşılan birçok sorunun nedeni niteliğinde olduğu baştan ifade edilmelidir.

281 TORUN, s.39.

282 ÖZLER, ERGUN ÖZLER, EREN GÜMÜŞTEKİN, s.449. 283 ÖZBİRECİKLİ ve TÜM, s.20.

Aile şirketleri genel olarak hem mülkiyet yani pay sahipliği bakımından hem de yönetsel manada homojen bir yapıya sahiptir. Aile, şirketi payları üyelere paylaştırıldığı ve herkesin kendi payı doğrultusunda strateji uyguladığı bir alan olarak görmemektedir. Hatta kimi zaman şirketin kaderi pay sahibi olarak dahi yer almayan aile üyelerine örneğin kurucusuna bağlıdır. Dolayısıyla aile üyeleri ortak bir stratejiyi benimsemişlerdir. Şirket kısaca ailenin çıkarları ve servetinin istikbali için oluşturulan strateji çerçevesinde yine aile üyesi olan yönetim kurulu üyeleri ve idarecileri tarafından yönetilmektedir. Toplumda aile üyeleri, özellikle bizzat kurucu, ailenin soyadı ve şirket gibi unsurlara ilişkin birbirlerini manevi olarak da bütünleyen bir algı oluşturmaktadırlar. Aile gelirini de şirketten sağlamakta ve ailenin maddi ve değerler, misyon ve vizyon bağlamında manevi geleceği de şirketle birlikte çizilmektedir. Bu çoğunlukla aile şirketlerinde itici bir güç de oluşturmaktadır.

Diğer yandan, piyasa koşulları ve ailede şirketteki pozisyonları karşılayacak üyenin olmaması, borçlanmalar, aileye katılan damatlar, gelinler ve bu evliliklerin boşanmaya dönüşmesi, şirkete yatırım yapılması gerekliliği, kurumsallaşma ihtiyacı ve bunun gereği alınması gereken danışmanlık ve denetim hizmetleri, profesyonel idarecilere ve hatta yönetim kurulunda aile üyesi olmayan üyelere ihtiyaç duyulması da söz konusu olabilmektedir.

Bu durum ve ihtiyaçlar, aile şirketlerinin her aşamasında kendilerini gösterebilmektedirler.

1. Profesyonellerin İstihdamı Bağlamında Görülen Yabancılaşma Tehlikesi

Aile şirketlerinde istihdam ihtiyacının aile üyeleri ile çözülememesi veya şirketteki aile üyelerinin de şirket içindeki ve piyasadaki uygulama ve gelişmelere yetişememesi ve hâkim olamaması284 ile şirket yönetiminin ve şirket sahipliğinin

birbirinden uzaklaşması neticesi ortaya çıkmaktadır285. Bununla birlikte

284 İLTER, s.19-20; YAZICIOĞLU ve KOÇ, s.499. 285 UÇKUN ve YÜKSEL, s.35.

kurumsallaşma sürecinin uzun ve zorlu olması ile çatışmaların artması da aile üyelerini çaresiz ve iş yapamaz hale getirebilmektedir. Bu nedenlerle profesyonellerin istihdamı ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Ancak bu durum örneğin yönetimsel konumlara profesyonellerin getirilmesi ile, ailenin veya doğrudan kurucunun kontrolü kaybedeceği286 veya aile değerlerini ve kültürünü taşımadığından şirkete gereği gibi sahip çıkmayacağı ve şirketin ve dolayısıyla ailenin isminin itibarının da bundan etkilenebileceği gibi korkuları da beraberinde getirmektedir287.

Bir diğer neden de profesyonellere karşı güven eksikliğinin söz konusu olmasıdır. Aile ve şirket sırlarının, çatışmaların, stratejilerin dışarıya yayılacağı noktasında tedirginlikler de söz konusudur288. Özellikle hafta sonu olmak üzere aile üyelerinin

şirket ile ilgili konuları karara bağladığı, bu kararların da yine profesyonellerle üst düzey yönetici dahi olsa paylaşılmadığı görülebilmektedir; dahası bu kararlar sır niteliğinde korunmaktadır289. Bir başka tedirginlik ise nepotizme bağlı olarak

şirketin yönetiminde çalışan aile üyelerinin ve kimi zaman doğrudan kurucunun yetersiz veya başarısız olarak nitelendirilebileceği290 ve bu kişilerin öneminin

azalacağı hususunda ortaya çıkmaktadır291. Profesyonellerin istihdamına engel

oluşturacak tüm bu sebeplerin altında yatan sebep ailenin yabancılaşma tehlikesi olup, aile şirketlerinde farklı tezahürleri ile görülen bu sorun şirketlerin gelişmesinde büyük bir engel olarak ortaya çıkmaktadır.

286 İLTER, s.18.

287 ERDOĞMUŞ, s.108.

288 Şirket sırlarının gizliliğinin korunmayacağına ilişkin bkz. Y. SÖNMEZ, s.51. 289 ALAYOĞLU, Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma, s.19.

290 Yabancılaşma tehlikesi bağlamında şirketin aile üyesi olmayan bir kişi tarafından yönetilmesi

durumunda da aynı kaygının ortaya çıktığına ilişkin bkz. Y. SÖNMEZ, s.51.

2. Sermaye Artırımı, Yatırım ve Borçlanma Bağlamında Yabancılaşma Tehlikesi

Aile şirketleri genel olarak dışarıya borçlanma yoluna gitmemektedirler. Bu bir avantaj olarak değerlendirilmekle beraber bazı hallerde birçok yatırım fırsatına engel olabilmektedir. Özellikle, kardeş ortaklıklarında veya kompleks yapılı aile şirketlerinde genç ve dinamik aile üyelerinin veya profesyonel yöneticilerin yatırım ve genişleme istekleri olabilmektedir. Pek tabii risk analizi yapılması ile bu tarz genişleme hareketlerine ve geleceğe dair yatırımların sermayesine ihtiyaç duyulmaktadır. Aile şirketlerinin genellikle izlediği yol aile servetinin bu ihtiyaçlarda kullanılmasıdır292. Aile servetinin kullanılması ile hem borçlanmanın

şirkete maliyeti ve riski azalmakta hem de şirket çok daha hızlı ve agresif hareket edebilmektedir.

Şirketin büyümesi ya da sermayeye ihtiyaç duyulmasına karşın aile servetinin yeterli gelmemesi halinde aile üyesi olmayan pay sahibi alınması da söz konusu olabilmektedir. Bu durumda ise şirketin tamamının aile üyelerinden oluşan pay sahipleri yapısının bozulması ve şirketin genel kurul bağlantısı ile yabancılara açık hale gelmesi söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla, aile şirketleri yabancılaşma tehlikesini göze alarak böyle bir yola girmek durumunda kalmaktadır.

Diğer yandan, Türkiye’de öncü aile şirketlerinin büyük bir bölümü genç yöneticileri ile farklı içerik ve süreçte kredi anlaşmaları yaparak dışarıya borçlanmaya başlamışlardır293. Bu durum yeni olup, şirketlerin yabancılaşma

tehlikesine karşı korkularının bir yönüyle azaldığı söylenebilecektir.

292 İLTER, s.17.

3. Yönetim Kurulu Bağlamında Yabancılaşma Tehlikesi

Kurumsallaşma veya büyüme yolunda olan şirketlerde özellikle yönetim kurulu üyeliğine yöneticilik yapmış ve çeşitli tecrübelere sahip kişileri getirerek şirketin danışmanlık almasını sağlamak önem taşımaktadır294. Bu kişiler, sektörde

deneyimli kişiler olabileceği gibi belli alanlarda, finans, hukuk gibi, uzman kişiler de olabilecektir. Diğer yandan aile üyeleri, özellikle kurucular, sektörü en iyi kendilerinin bildiğini, bir başkasının fikrine ihtiyaç duymadıklarını, gereksiz bir harcama olduğunu ve en önemlisi aile ve şirket sırlarının bir yabancıyla paylaşılarak tehlikeye atıldığını295 düşünmektedirler.

4. Çeşitli Yasal Hükümlere Bağlı Olarak Yabancılaşma Tehlikesi

Diğer bir durum ise, aile üyelerinin evlenmesi ile aileye katılan gelin ve damatların boşanması neticesinde mal ayrımına bağlı olarak şirketin yabancılaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasıdır. Aile üyesinin vefatı halinde miras kalan aile üyelerinin aile üyesi olmayan kişilere devretme ihtimali de yine yabancılaşma tehlikesinin sebeplerindendir. Cebr-i icra yoluyla pay devri söz konusu olması halinde de yabancılaşma tehlikesi ortaya çıkabilmektedir. Pek tabii, aile üyelerinin aralarının bozulması gibi sebeplerle devri önlemeye yönelik hukuki araçlarla gerekli önlemler alınmadı ise aile üyesinin payını üçüncü bir kişiye devretmesi riskinde de şirketin yabancılaşması söz konusu olabilecektir.

Yukarıda sayılı durumlar çeşitlendirilebileceği gibi esasında hepsi temelinde aynı güdülere dayanmaktadır. Aile şirketleri bakımından düzenleme yapılabilecek hukuki araçlar bağlamında en çok karşılaşılan soru veya sorunlar da yabancılaşma tehlikesine karşın hangi önlemlerin alınabileceği ile ilgilidir.

294 İLTER, s.55, 60; UÇKUN ve YÜKSEL, s.37. 295 Y. SÖNMEZ, s.51.