• Sonuç bulunamadı

Şirkette Danışma Kuruluna Yer Verilmesine Yönelik

C. Aile Şirketlerine İlişkin Esas Sözleşme Düzenleme Önerileri

3. Şirkette Danışma Kuruluna Yer Verilmesine Yönelik

Çalışmamızın devamında yer verilecek olan hukuki araçlardan bir kısmı da aile anayasası, aile meclisi ve aile konseyi gibi kurumlardır. Bu kurumların oluşturulmasına neden olan ihtiyaçlar ayrıntılı olarak kendi başlıkları altında değerlendirmeye alınacaktır. Ancak aile şirketlerinin kendine özgü yapısı sebebiyle ailenin de bir sistem olarak ele alınması ve bu sistemin dinamiklerinin doğru değerlendirilmesi için ise birtakım kurumlara ihtiyaç duyulduğu ifade edilebilecektir. İlgili kurumların da genellikle işletme literatürü bağlamında ele alınmaları sebebiyle ihtiyaçlara tam olarak karşılık verememektedirler. Çalışmamızda bu kurumlar işletme literatürü bağlamında ele alınmakla birlikte hukuken işlevsel kılınmaları da TTK ve TBK anlamında değerlendirilmektedir. Bu başlık altındaki değerlendirmemize ise yalnızca aile konseyi konu edilecektir. Zira aile meclisi ile aile konseyi birbirleriyle iş birliği içerisinde çalışan kurumlar olup her ikisinin de görevi ve etkin olduğu alanlar farklıdır. İleriki başlıklarda her iki kurumun ayrımına temas edilecekse de kısaca aile meclisinin aile düzeni ile ilgili destek sağlayan bir düzenleyici araç olduğu, aile konseyinin ise aile şirketleri bakımından şirket ile aile unsuru arasındaki iletişimi sağlayıp ilişkiyi sürdüren en önemlisi bu süreci yöneten bir kurum olduğu ifade edilmelidir. Her aile şirketi bakımından aile meclisi ve konseyinin bulunması zorunlu değildir; ancak özellikle kompleks yapıdaki aile şirketleri bakımından ailenin genişlemesiyle birlikte aile meclisine ve bu sebeple birlikte şirketin de büyümesi ile aile konseyine gerek görülmektedir. Aile konseyi bir yönüyle ailenin yönetim kurulu görevini üstlenen bir kurumdur. Aile üyesi pay sahiplerinin şirket üzerinde etkin olma isteği ve bu

etkinliğin pay sahibi sıfatı olmayan aile üyelerince de sağlanmaya çalışılması birçok çatışmaya neden olabilmektedir. Bu çatışmaların önüne geçilmesi ve de şirketin doğrudan bu çatışmalarla yüz yüze gelmemesi için aile konseyinin şirket ile aile arasında esasında bir tampon görevi gördüğü söylenebilecektir473. Bununla birlikte aile şirketlerinde şirketin ailenin tamamının mülkiyeti altında olduğuna ilişkin genel bir kabul olması ve ailenin geleceği olarak görülmesi gibi nedenlerle aile üyelerinin şirketten beklentileri ve şirkete etki etme çabaları söz konusu olduğundan aile konseyinin şirket yani yönetim kurulu ile iletişimde olması ve politikalar oluşturması önem arz etmektedir. Esasında bu yönüyle aile konseyi üyelerinin aynı zamanda pay sahibi olması önem taşımaktadır.

Aile konseyinin şirketler hukuku bağlamında şirkete etki edebilmesi veya iletişim kurabilmesi kanunun sağladığı birtakım imkânlar ve tamamlayıcı hükümler ile mümkün olabilmektedir. Çalışmamızda da aile şirketleri bakımından aile ile şirket arasında bir tampon görevi de gören aile konseyinin şirketler hukuku bağlamında bir etkiye sahip olması bakımından esas sözleşmede düzenlenebilecek iki öneriye yer verilecektir.

a. Danışma Organı Niteliğinde Aile Konseyi

Esas sözleşme ile TTK bağlamında oluşturulması zorunlu organlar dışında bir danışma organının konumuz bağlamında ise aile konseyinin oluşturulması mümkündür474. Böyle bir düzenlemeye yer verilmesi esas sözleşmede yer verilecek

tamamlayıcı nitelikte bir hükümle söz konusu olacaktır. Bu bağlamda aile konseyi, emredici hükümler, pay sahiplerinin müktesep hakları ve şirketin organlarının

473 KARASU, “Emredici Hükümler İlkesinin Kapalı Tip Anonim Şirketler ve Limited Şirketler

Açısından Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, s.127.

474 OKUTAN NILSSON, s.150; KARASU, “Emredici Hükümler İlkesinin Kapalı Tip Anonim

Şirketler ve Limited Şirketler Açısından Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, s.127; TTK m.340 gerekçesinde “…komisyonlar ve kurullar oluşturulmasına; şeref başkanlıkları ve danışma konseyleri ihdas olunmasına, kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasına engel değildir. Çünkü, her anonim şirket, yöneticilerinde Kanunda öngörülenlere ek olarak nitelikler aramak, yaş sınırları koymak ve danışma kurulları kurmak hakkına sahiptir” denilmekle de bu imkânın açıkça sağlandığı ortaya konulmuştur.

görev ve yetkilerinin devredilemezliği sınırlarına tabi olarak danışma organı konumunda şirkette yer alacaktır. Dolayısıyla aile konseyi tarafından alınan kararlar yönetim kurulu ve nihayetinde şirket bakımından bağlayıcı olmayacaktır475. Aile konseyi danışma kurulu olarak, şirketteki aile içi ihtilafların

çözümü, kâr dağıtımı476 noktasında politika oluşturulması ya da aile şirketleri için

önem taşıyan halefiyet planlamasının yapılması ve uygulanması, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin adayların -hiçbir bağlayıcılığı olmaksızın- önerilmesi gibi hususlarda genel kurul ve yönetim kuruluna destek sağlayabilecektir477.

Esas sözleşme ile oluşturulan danışma kurulu niteliğindeki aile konseyinin pay sahibi olmayan aile üyelerinden oluşturulması mümkün olup hatta ailenin tecrübelerinden veya uzmanlığından faydalanmak istediği üçüncü kişilere de konseyde yer verilebilecektir478. Aile konseyi genel kurulda ve yönetim kurulunda yaşanan kilitlenmelerin çözülmesini, aile ile iletişimsizlik sebebiyle ortaya çıkan çatışmaların engellenmesini, aile üyelerinin şirketten haberdar olma ve şirkete etki edebilme ihtiyaçlarının bir yönüyle karşılanmasını “danışma kurulu” rolüyle sağlayabilecektir479. Ancak özellikle belirtmek gerekir ki, danışma organı niteliği

taşıyan aile konseyinin şirket ve şirket organları bakımından hiçbir bağlayıcılığı olmayıp organların karar alma mekanizmalarına müdahale etmesi de mümkün değildir480. Aile şirketleri bakımından bu sınırın çizilmesi oldukça önemlidir. Aile

konseyine tanınan bu statünün konsey üyelerince veya konseyin iletişimde olduğu aile meclisi ve dolayısıyla tüm aile üyelerince net bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Aksi halde aile konseyi şirket üzerinde baskı aracı olarak

475 KARASU, “Emredici Hükümler İlkesinin Kapalı Tip Anonim Şirketler ve Limited Şirketler

Açısından Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, s.127; OKUTAN NILSSON, s.151.

476 FINDIKÇI, s.214.

477 OKUTAN NILSSON, s.150, 153.

478 OKUTAN NILSSON, s.151; KARASU, Anonim Şirketlerde Emredici Hükümler İlkesi, s.157. 479 OKUTAN NILSSON, s.151.

480 OKUTAN NILSSON, s.154. Ayrıca aile konseyinin birtakım hususlarda bağlayıcı kararlar

alabilmesinin sağlanmasına yönelik değerlendirmelere bir sonraki “Aile Konseyine Yönetim Yetkilerinin Devredilmesi” başlığı altında yer verilmiştir.

kullanılmak istenebilecek ve konseyin amacı dışında hareket ederek şirkete zarar vermesi söz konusu olabilecektir.

b. Aile Konseyine Yönetim Yetkilerinin Devredilmesi

TTK m.367’de esas sözleşmede yer verilecek bir düzenleme ile yönetim kurulunun kanunda belirtili devredilemez yetki ve görevleri sınırına uyulmak kaydıyla kurul tarafından “yönetimi” kısmen veya tamamen devretmesi mümkün kılınmış olup, yönetimin devredileceği kişi veya kişiler yönetim kurulu üyeleri ve hatta pay sahibi olmayan üçüncü kişiler olabilecektir. Aile konseyi üyelerine TTK m.367 bağlamında yönetimin devrinin yapılması ile konsey tarafından bağlayıcı kararlar alınması da söz konusu olabilecektir481. Yetki devrinin yapılabilmesi esas

sözleşmede düzenleme yapılabilmesine bağlanmış olup sonrasında da yönetim kurulu tarafından bir iç yönerge oluşturulması gerekli kılınmıştır. TTK m.367 uyarınca yönetim kurulunca düzenlenecek iç yönerge ile şirketin yönetimi düzenlenecektir. Şirketin yönetimi için gerekli olan görevler, bunların tanımları, görevleri yerine getirecek kişiler, bu kişilerin bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olacakları durumlar ve kişiler gibi hususlara iç yönergede ayrıntılı olarak yer verilmesi gerekecektir. İç yönergenin düzenlenmesi ile aile konseyi üyelerine devredilen yönetim bağlamında görevleri ve sorumlulukları net olarak ortaya konabilecektir482. Bu bağlamda yönetim kurulunun TTK m.375’te sayılı ve

kanunun diğer maddelerinde yer alan bu neviden devredilemez görev ve yetkilerinin çizmiş olduğu sınıra uygun bir iç yönerge düzenlemesi yapılması önemli olup aksi halde ilgili iç yönerge hükümleri emredici hükümler ilkesine de aykırılık teşkil edecek ve geçersiz kabul edilecektir483. Son olarak önemle belirtmek

gerekir ki, aile konseyi, yönetimi devraldığı alanlarla sınırlı olarak TTK m.553’te

481 KARASU, “Emredici Hükümler İlkesinin Kapalı Tip Anonim Şirketler ve Limited Şirketler

Açısından Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, s.127.

482 KARASU, Anonim Şirketlerde Emredici Hükümler İlkesi, s.152.

483 TTK m.516 ve 518’de yer alan yıllık faaliyet raporunun hazırlanması gibi görevler de

devredilemezdir; ayrıca TTK m.375 devredilemez yetki ve görevler için bkz. KARASU, Anonim Şirketlerde Emredici Hükümler İlkesi, s.152-156.

düzenlenen yönetim kurulu üyelerinin şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı sorumluluklarını da üstlenmiş olacaklardır.

Aile konseyinin danışma kurulu olarak şirkette yer alması veya bununla birlikte TTK m.367’ye bağlı olarak birtakım yetki ve görevlerinin olmasının şirket ile aile arasındaki veya her birinin bizatihi içindeki sorunların önlenmesi veya çözülmesi noktasında yararlı olacağı kabul edilmelidir. Ayrıca yönetim kurulu tarafından düzenlenecek iç yönergenin şirketin yönetimi ile ilgili olarak görev ve tanımların, ast üst ilişkilerinin ve sorumlulukların tanımlanmasına yönelik içeriği aile şirketleri bağlamında rol çatışmaları sorununun çözümü bakımından da yararlı olacaktır.