• Sonuç bulunamadı

5. PİŞMANLIK VE ISLAH KURUMUNUN BENZER HUKUKİ KURUMLARLA

5.6. Uzlaşma ile Karşılaştırılması

Uzlaşma, doktrinde, ortaya çıkan vergi uyuşmazlıklarının idari (barışçıl) çözüm yollarından biri olarak kabul edilmektedir. Türk hukuk sistemine Alman hukuku örnek alınarak getirilen uzlaşma kurumu313, özü itibariyle, belli bir miktardaki re’sen, ikmalen ya da idarece yapılan vergi tarhiyatı ile kesilen ceza üzerinde vergi dairesi ve mükellefin aralarında yaptıkları pazarlık sonucunda bir anlaşmaya varmaları şeklinde ifade edilmektedir314. Bu kurumun uygulanmasında, vergi uyuşmazlıklarının yargıya taşınmasını ve tahsil sürecinin uzamasını önlemek, böylelikle hem yargının iş yükünü azaltmak hem de mükellefin idareyle olan ilişkilerinin iyi düzeyde kalmasına destek olmak şeklinde özetlenebilecek amaçlar güdülmektedir 315

Pişmanlık ve ıslah ile uzlaşma kurumlarının amaçları arasında bir benzerlik söz konusudur. Uzlaşma ile vergi uyuşmazlığının yargı aşamasına intikal etmesi önlenerek vergi alacağının çok daha kısa sürede tahsil edilmesi amaçlanır. Pişmanlık ve ıslah kurumunda da idari ya da yargısal bir uyuşmazlık çıkarılmadan, verginin bir an önce hazineye aktarılması hedeflenir. Her iki kurum da vergi idaresi ve mükellef açısından vergisel bir uyuşmazlığın doğurabileceği emek ve zaman kaybı gibi muhtemel olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına karşı engel oluşturur.

.

Pişmanlık ve ıslah ile diğer benzerlik ise (cezalarda indirimde olduğu gibi) mükellefin, uzlaşma kurumundan yararlanma konusunda bir hakka sahip olmasıdır. Mükellefin, yargı yoluna gitmeden önce idari yolları tüketmek gibi bir mecburiyeti olmadığı için uzlaşma yolunu kullanıp kullanmama konusunda serbestçe karar verme imkânı vardır.

Bu hakkı kullanmaktan mahrum edilemez. Aynı şekilde pişmanlık ve ıslah kurumundan yararlanmak da mükellef için bir hak olarak kabul edilmektedir.

Bu benzerliklerin dışında pişmanlık ve ıslah kurumuyla uzlaşma arasında birçok esaslı fark sıralanabilir. Öncelikle, pişmanlık ve ıslah, beyan esasına dayanan vergiler için uygulanabilir. Oysa uzlaşma yoluna gitmenin ön şartı, ortada re’sen, ikmalen ya da

313 19.02.1963 tarihli 205 sayılı Kanun

314 Öncel-Kumrulu-Çağan, s. 170

315Aksoy, Vergi Hukuku, s. 109.

idarece tarh edilmiş bir verginin olmasıdır. Buradan çıkarılabilecek bir başka fark da idarenin, mükellefin vergi ödevleriyle ilgili hukuka aykırı bir durumdan haberinin olmasında belirir. Uzlaşma kurumunda mükellefin ödemesi gereken vergi ve bununla ilgili cezayı gerektiren suç, vergi idaresinin bilgisi dâhilindedir. Pişmanlık ve ıslahta ise olmazsa olmaz şartlardan biri, mükellefin pişmanlık beyanında belirttiği hukuka aykırı durumun vergi idaresi tarafından daha önceden bir şekilde öğrenilmemiş olmasıdır.

Uzlaşma, tartışmasız olarak, bir vergi uyuşmazlığının idari aşamada çözümünü sağlayan barışçıl bir yol olarak kabul edilmektedir. Bu yolda, üzerinde ihtilaf olan bir vergi borcu ve cezası hakkında mükellef ve idare karşılıklı olarak görüşür, pazarlık yapar ve bir uzlaşmaya varılmak istenir. Buna karşılık pişmanlık ve ıslah, vergi uyuşmazlıkları için getirilen çözüm yollarından biri değildir316. Daha önce de üzerinde durulduğu üzere bir vergi uyuşmazlığından söz edilebilmesi için vergi uygulamalarında elde edilen belirli sonuçlar hakkında vergi ilişkisinin tarafları olan mükellef ve idare arasında fikir ayrılığının olması şarttır317. Başka bir ifadeyle, mükellef ve idare arasında bir vergi olgusunun hukuk normları karşısındaki durumu hakkında uyuşma olmaması, yani fikir ayrılığı olması gerekir318

Uzlaşmanın pişmanlık ve ıslah kurumundan bir farkı da iki taraflı bir işlem olmasıdır.

Mükellefin kabul etmesine bağlı olarak hukuki geçerlik kazanması bakımından . Pişmanlık ve ıslah, vergi mükellefinin kendi bildiği fakat idarenin bilmediği bir hukuka aykırı durumun yine mükellef tarafından idareye haber verilmesi ve bu durumun hukuka uygun hale getirilmesi çabasını ifade eder. Tüm bu yapılanlar ortaya bir fikir ayrılığı çıkarmamakta, aksine mükellefle vergi idaresi arasında potansiyel bir vergi uyuşmazlığı, mükellefin itirafıyla henüz doğmadan önlenmektedir. Pişmanlık beyanı veren mükellef, kanuni şartlara uygun olarak beyannamesini olması gerektiği hale getirmekte kanunkoyucu da bu davranışı bir anlamda ödüllendirmektedir. Kanun hükmünde pişmanlık ve ıslah sürecinin bir an önce neticelendirilmesine yönelik bir süre düzenlemesinin getirilmesi ve gerekli şartları haiz bir pişmanlık başvurusu karşısında idareye takdir hakkı dahi kullanma imkânı tanınmamış olması da pişmanlık ve ıslahın bir uyuşmazlık çözümü olmadığı yönündeki fikri destekler niteliktedir.

316 Dönmez, Pişmanlık, s.77; Karakoç, Pişmanlık, s. 12.

317 Aksoy, Vergi Yargısı, s. 57.

318 Güneş, s. 259.

uzlaşma, idari sözleşmeye de benzemektedir319

Uzlaşmaya varılarak tahakkuk eden bir vergi borcu ve gecikme faiziyle vergi ziyaı cezasının vadesinde ödenmemesi halinde bu durum uzlaşmayı hukuken geçersiz kılmaz.

Pişmanlık ve ıslah kurumundan yararlanmak için başvuran bir mükellef ise şartları ihlal ettiği ve süresinde gerekli ödemeleri yapmadığı takdirde pişmanlıktan faydalanamaz.

Buna ilaveten 1. derece 2 kat usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezasının yarısı kıyaslanarak miktar itibariyle en ağır olanını ödemek zorunda kalır.

. Uzlaşma komisyonu ve mükellef daha önceden belirlenen yer ve tarihte uzlaşma görüşmelerinde bir araya gelir ve mükellef, komisyonun teklifini kabul etmezse uzlaşma da gerçekleşmemiş olur. Pişmanlık ve ıslahta ise bu anlamda mükellefle idarenin karşılıklı olarak bir araya gelip müzakere ortamına girmelerinden ve dolayısıyla bu türden iki taraflı bir işlemin varlığından söz edilemez.

Vergi aslının akıbeti açısından da iki kurumun getirdiği düzenlemelerde fark görünmektedir. Uzlaşmada, vergi idaresi, tarh edilmiş olan vergi aslının (borcunun) bir kısmından ve bununla bağlantılı olarak vergi cezasından feragat etmektedir320

Son olarak da iki kurumun kamusal nitelikteki vergi cezalarına etkileri açısından bir farkın olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıda da ifade edildiği gibi şartlarına uygun olarak yapılan bir pişmanlık ve ıslah başvurusu, vergi ziyaı cezalarına karşı mükellefi koruduğu gibi ceza mahkemelerinde yargılaması yapılan vergi kaçakçılığı suçları sebebiyle mükellef hakkında kamu davası açılmasını önlemektedir. Uzlaşma kurumu ise yalnızca idari nitelikteki vergi cezalarını kapsamına alır. Tarhiyat öncesi uzlaşmada hem . Pişmanlık ve ıslah kurumundan yararlanan mükellefin ödeyeceği vergi aslı miktarında ise idarenin kısmi de olsa tahsilden vazgeçmesi mümkün değildir. Ödenmesi gereken vergi aslı tutarı ne ise hesaplanır ve eksiksiz olarak ödenir. Hatta normal süresinde ödenmemesi nedeniyle bu vergi borcuna pişmanlık zammı da ilave edilir. Mükellefin işlediği vergi suçuna ilişkin olarak kanunda açıkça vergi ziyaı cezası uygulanmayacağı belirtildiği için bu cezalar üzerinden bir feragat de haliyle söz konusu olmamaktadır.

319 Öncel-Kumrulu-Çağan, s. 171; Dönmez, Vergi Afları, s. 29.

320 Uzlaşma uygulamasında, ortalama olarak, vergi aslı için % 10’ a, vergi cezasında ise % 90’ a varan indirimler yapıldığı görülmektedir. (Nurettin Bilici, Vergi Hukuku, Yirmibirinci Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2009, s. 117.)

usulsüzlük hem de vergi ziyaı cezaları, tarhiyat sonrası uzlaşmada ise sadece vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamındadır. Vergi ziyaına sebep olan kaçakçılık suçları ise tarhiyat öncesinde ya da sonrasında uzlaşma konusu yapılamaz.