• Sonuç bulunamadı

2.2. 1973 GENEL SEÇİMLERİ

5) Tüm vergi ve sigorta primi ceza ve zamları, asıllarının 8 ay zarfında ödenmesi şartıyla sınırsız olarak affedilmiştir.”297

2.4. I. MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETİ

2.7.1. Uyarı Mektubunun Verilmesi

Siyasiler ülkedeki durumu düzeltmenin yerine birbirleri ile laf yarışına girişmişlerdi. Kimileri iktidarını korumanın kimileri ise iktidar olmanın derdindeydiler. Onlar için parlamentonun giderek çalışamaz hale gelmesi bile iktidar olmaktan daha önemli değildi.

1978 yılının Aralık ayında meydana gelen Kahramanmaraş olaylarından sonra ilan edilen sıkıyönetimi görüşmek üzere bir araya gelen komutanlar III. Selim tarafından Nizam-ı Cedid için inşa ettirilmiş olan Selimiye kışlasında toplandılar. Toplantılar gizli görüşmeler haline geldi ve 12 Eylül’ün temelleri atıldı. Bu toplantılar artık bir gelenek halini aldı. Dışarıya renk vermemek için eşlerini de getiren komutanlar amaçlarını gizlediler.511

Her yılın Aralık ayında Brüksel’de NATO Askeri Komite Toplantısı yapılırdı. Bu toplantıya Genelkurmay Başkanları katılırlardı. Kenan Evren’de 1979 yılındaki toplantıya gitmeden önce Genelkurmay II. Başkanına dönüşte bir toplantı yapacağını bildirmiş, bu toplantıya bütün Kuvvet Komutanlarının yanı sıra Ordu ve Kolordu Komutanları ile Harp Akademileri Komutanının da katılmasını istemişti. Evren’in Türkiye’ye dönmesinden sonra komutanlar yine Selimiye’deydiler. Burada ne yapılacağı konusunda tartışmalar ortaya atıldı. Bazı komutanlar bir an önce darbe yapılması gerektiğini söylüyorlardı. Gerekçe olarak ise ekonominin iyice kötüye gitmesini, anarşi ve terör olayları nedeni ile artık daha fazla can kaybının olmamasını gösteriyorlardı. Evren anılarında anlattığına göre bu aşamada müdahale taraftarı değildi. Çünkü kendisi 27 Mayıs ve 12 Mart müdahalelerini görmüş ve TSK’nin maddi ve manevi açılardan ne kadar zarar gördüğünü bizzat yaşamıştı.512 Bu aşamada Kenan Evren burada herkesi memnun edecek bir formül sundu. Siyasetçilere bir şans daha

      

510 Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi, s.251. Ayrıca suikastlarla ilgili daha detaylı bilgi için bkz. Balbay, 12 Eylül Sol-Kırımı-78’liler, s.74-82.

511 Pope, Modern Türkiye’nin….., s.140.

verilmesini, belki bu arada toparlanacaklarını, bir uyarı mektubu verilmesini teklif etti. Zaten eğer toparlanmazlarsa bizim müdahalemizin en son çare olduğu başka hiçbir çare kalmadığı iyice anlaşılmış olur, dedi. Böylece Selimiye kışlasından uyarı mektubu kararı çıkmış oldu.513

1979 Aralık’ında siyasilere iletilmek üzere Cumhurbaşkanı Korutürk’e verilen uyarı mektubu şöyleydi:

“Sayın Cumhurbaşkanım,

Ankara, 27.12.1979

Ülkemizin içinde bulunduğu ortamda devletimizin bekası, milli birliğinin sağlanması, halkın mal ve can güvenliğinin temini için anarşi ve terör ve bölücülüğe karşı parlamenter demokratik rejim içerisinde Anayasal kuruluşların ve özellikle siyasal partilerin, Atatürkçü milli bir görüşle müştereken tedbirler ve çareler aramaları kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Milli Güvenlik Kurulu’nun muhtelif toplantılarında bu konuda alınan kararların muhalefete siyasi partilerin kısır tutum ve davranışları yüzünden olumlu sonuçlara götürülemediği yüksek malumlarıdır.

Kuvvet Komutanları ile beraber yaptığım son gezilerimde Ordu ve Kolordu Komutanı seviyesindeki general ve amirallerle görüşmelerimde, milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, süratle bir sonuca ulaşabilmek için gerekli tedbirlerin müştereken tesbiti amacı ile, tüm Anayasal kuruluşlar ve siyasi partilerin bir kere daha uyarılması bütün komutanlarca müştereken dile getirildi.

Bu karar ışığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşlerini, Milli Güvenlik Kurulu Başkanı olarak zat-ı alilerine sunuyorum.

Gereğini yüksek takdirlerinize arz ederim. Saygılarımla

Kenan Evren Orgeneral

      

513 Cüneyt Arcayürek, 12 Eylül’e Doğru Koşar Adım (Kasım 1979-Nisan 1980), Bilgi Yayınevi, Ankara 1998, s.260-261.

Genelkurmay Başkanı”514

Mektuba bir mektup daha iliştirilmişti. Bu ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görüşünü bildiriyordu:

“Ülkemizin içinde bulunduğu son derece önemli siyasi ve ekonomik ve sosyal ortamda her geçen gün hızını biraz daha artıran anarşi, terör ve bölücülüğe karşı milli birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için, Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke yönetiminde etkili ve sorumlu Anayasal kuruluşları ve özellikle siyasi partileri göreve davet etmek mecburiyetinde kalmıştır.

Kahramanmaraş olaylarının yıldönümünde, henüz ilk ve ortaöğretim çağında evlatlarımızın örgütlü eylemciler tarafından zorla sürüklendikleri anarşik olaylar ibretle müşahade edilmektedir. Anayasamızın getirdiği geniş hürriyetleri kötüye kullanarak, İstiklal Marşımız yerine komünist enternasyonali söyleyenlere, şeriat düzeni davetçilerine, demokratik rejimi yerine her türlü faşizmi getirmek isteyenlere, anarşiye, yıkıcılığa ve bölücülüğe milletimizin tahammülü kalmamıştır.

İktidar olan siyasi partilerin bütün devlet kademelerini kendi siyasi görüşleri doğrultusunda hareket edecek kişilerle doldurulması, kamu görevlilerinin ve vatandaşların bölünmesini zorunlu hale getirmektedir. Siyasi partilerce yaratılan bölünme giderek anarşi ve bölücülüğü destekleyen iç kaynakların şekillenmesine, himayesine, polis, öğretmen ve diğer birçok kuruluşun birbirine düşman kamplara ayrılmalarına neden olmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarına bir çözüm getiremeyen, anarşi ve bölücülüğün ülke bütünlüğünü tehdit eden boyutlarına varmasını önleyemeyen, bölücü ve yıkıcı gruplara tavizler veren ve kısır siyasi çekişmeler nedeni ile uzlaşmaz tutumlarını sürdüren siyasi partileri uyarmaya karar vermiştir.515

      

514 Evren, 12 Eylül’den Önce ve Sonra….., s.12.

515 Mektuptaki bu ifadeye dikkat edilmelidir. Çünkü siyasilerin hepsi bu uyarının kendisine yapılmadığını iddia edeceklerdir. Oysa burada iktidar ya da muhalefet diye herhangi bir vurgu yapılmamış, siyasi partiler ibaresi kullanılmıştır. Bu da uyarının muhatabının tüm partiler ve liderleri olduğunu göstermektedir.

Bölgemizdeki gelişmeler Ortadoğu’da her an sıcak bir çatışmaya dönüşebilecek durumdadır. İçte anarşist ve bölücüler yurt sathında genel bir ayaklanmanın provalarını yapmaktadır.

Ülkede birlik ve beraberliğin, vatandaşın can ve mal güvenliğinin süratle sağlanabilmesi için gerekli kısa ve uzun vadeli tedbirlerin yüce meclislerimizde en kısa zamanda kararlaştırılması bugünkü ortam içinde hayati bir önem taşımaktadır.

Diğer yandan meclislerin açılışından bir buçuk ay sonra komisyonların ancak teşkil edebilmesi ve ülkenin acilen çözüm bekleyen konularını müzakere için bugüne kadar müşterek bir gündemin saptanamaması üzüntü ile izlenmektedir.

Atatürk milliyetçiliğinden alınan ilham ve hızla vatandaşlarımızı kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde milli şuur ve ilkeler etrafında toplamanın, iç barış ve huzurun sağlanmasında temel unsur olduğu apaçık bir gerçektir. Ülkenin içinde bulunduğu bu durumdan biran evvel kurtulması hükümetler kadar diğer siyasi partilerimizin de görevleri arasındadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri iç hizmet yasası ve kendisine verilen görev ve sorumluluğunun idraki içinde ülkemizin bugünkü hayatı sorunları karşısında siyasi partilerimizin, bir an önce milli menfaatlerimizi ön plana alarak, anayasamızın ilkeleri doğrultusunda ve Atatürkçü bir görüşle bir araya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik her türlü hareketlere karşı bütün önlemleri müştereken almalarını ve diğer Anayasal kuruluşların da bu yönde yardımcı olmalarını ısrarla istemektedir.

Kenan Evren Nurettin Ersin Bülend Ulusu

Orgeneral Orgeneral Oramiral

Tahsin Şahinkaya Sedat Celasun Orgeneral Orgeneral

Hava Kuv. Kom. Jandarma Genel Komutanı”516

Görüldüğü gibi uyarı mektubu siyasilere adeta müdahalenin sinyallerini veriyordu. Burada dikkat çeken bir nokta da mektupta hem iktidarın hem de muhalefetteki partilerin uyarılmasıydı. Oysa mektubu öğrenen siyasilerin hiçbiri bu mektubu kabullenmeyeceklerdi.

Uyarı mektubu Cumhurbaşkanı Korutürk’e ulaştırıldığında Korutürk, Evren’e yılbaşının yaklaştığını, mektup şimdi verilirse bir tedirginliğin yaşanacağını, mektubu yılbaşından sonra siyasilere ileteceğini söyledi.517 1 Ocak 1980 tarihinde Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı mektubu görüşmek üzere Çankaya Köşkü’ne gittiler. Korutürk, Kuvvet Komutanlarının görüşlerini de öğrenmek istemişti. Kuvvet Komutanları da Evren ile benzer düşünceler dile getirdiler. Ordunun yönetime el koyma gibi bir niyetlerinin olmadığını, fakat ülkenin içinde bulunduğu durumun hiç iyi olmadığı ve önlem alınmaz ise daha kötüye gideceğini, bir aylık hükümetten istifa etmesini istemek gibi bir haklarının olmadığını, bütün partiler ve anayasal kuruluşlar el ele verirlerse içinde bulunulan durumdan çıkılabileceğini belirttiler. Cumhurbaşkanı da ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı durumu anlatarak, ordunun müdahalesinin doğru olmayacağını, sorunun parlamenter sistem içerisinde halledilmesi gerektiğini söyleyerek müdahaleye taraftar olmadığını açıkça dile getirdi.518

Mektup yılbaşından sonra siyasilere ulaşıyor ve kamuoyunda bomba etkisi yaratıyordu. Siyasilerin hiçbiri mektubu üzerine almıyordu. Ecevit kendisinin iktidar olmadığını söylerken, Demirel de henüz yeni iktidar olduğunu ve mektubun muhatabının kendisi olmadığını söylüyordu. Ecevit, kendisini muhtıranın muhatabı olarak görmüyor ve cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra gazetecilere şu açıklamayı yapıyordu:

      

516 Evren, 12 Eylül’den Önce ve Sonra….., , s.2-15.

517 Ruscuklu, Demokrat Partiden 12 Eylül’e, s.351.

“Mektup 12 Mart’a oranla değişik, hiç olmazsa bir model göstermiyor, ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir döneminde demokrasiyi koruma açısından bir uyarı almadı, oysa bu hükümet daha 51. gününde böyle bir uyarı almıştır. Bu aramızdaki farkı göstermektedir.”519

Demirel ise, “35 günde ne yapılabilirse onun azamisini yaptık” diyordu.520

Basının mektuba tepkisi ise olumlu olmuştu. Gazetelerin günlük haberlerinde bunun beklenen bir durum olduğu ve askerlerin haklılıkları vurgulanıyordu. Kenan Evren de mektubun basında olumlu karşılandığını “… basının hemen hemen hepsinde uyarı mektubu eleştirilmemiş, aksine haklı bulunmuştur. Hiçbir yazar arkadaşımız ‘Silahlı Kuvvetler hükümetin emrindedir. Hükümetin emrinde olan bu güç nasıl oluyor da müdahale niteliği taşıyan böyle bir uyarı mektubunu Cumhurbaşkanı’na verebiliyor? Bu mektubu imzalayan komutanların hemen emekli edilmeleri ve haklarında gerekli yasal işlem yapılmalıdır’ şeklinde bir makale kaleme almamıştır. Bu da gösteriyor ki, mektup, basın tarafından da onay görmüştür.” cümleleri ile anlatıyordu. 521

Basında mektup ile ilgili olarak çıkan bazı başlıklar şu şekildeydi:

“ ‘AP ile CHP işbirliği için hâlâ müsait zemin arıyor.’, ‘Demirel, Evren’le mektubu konuştu. Demirel: ‘Gnkur. Bşk. bu mektup hükümete karşı değildi’ dedi. Meclis’teki anarşi yasalarının bir an önce çıkarılması için verildiğini, söyledi.”, “Demirel, Evren ve Kuvvet Komutanları ile Başbakanlıkta üç saat görüştü.”, “Demirel, ‘Ordunun sıkıntısına çare bulmak görüşündeyiz.”, “Ecevit: ‘Ordunun demokrasi dışı bir niyeti olmadığı kanısındayım.’, “Ecevit koalisyon istedi, Demirel: Ortak aramam, dedi.”522

Uyarı mektubu 2 Ocak 1980 tarihli bir telgraf ile yurtdışında da yankı buluyordu. Buna göre Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği’nden Londra’ya, NATO Genel Merkezi’ne, Atina ve Washington’a TSK’nin bütün anayasal kurumlara iletilmek üzere cumhurbaşkanına bir uyarı mektubu verdiği bildiriliyordu. Telgrafta TSK’nin bütün anayasal güçlerin teröre karşı birleşmelerini istediğini, mektubun muhatabının tek bir

      

519 İba, Ordu Devlet Siyaset, s.242.

520 İba, Ordu Devlet Siyaset, s.242-243.

521 Evren, 12 Eylül’den Önce ve Sonra….., s.11.

522 Nevzat Bölügiray, Sokaktaki Asker (Bir Sıkıyönetim Komutanının 12 Eylül Anıları), Tekin Yayınevi, İstanbul 2001, s.196-197.

parti ya da partiler olmadığı ve istenilen gerçekleşmezse geriye tek bir seçeneğin kaldığı bilgileri yer alıyordu.523

Bazı askerler ise müdahale için sabırsızlanıyorlardı. Bedrettin Demirel’in ilerleyen yıllarda söylemiş olduğu, biz 1979 yılının Ağustosunda darbe yapacaktık fakat henüz ihtilalin alt yapısının oluşmadığını gördük, sözleri de askerlerin bazılarının müdahale için sabırsızlandıklarının göstergesi olarak kabul edilebilir.524