• Sonuç bulunamadı

Ecevit Hükümetinin Kurulması ve Faaliyetleri

2.2. 1973 GENEL SEÇİMLERİ

5) Tüm vergi ve sigorta primi ceza ve zamları, asıllarının 8 ay zarfında ödenmesi şartıyla sınırsız olarak affedilmiştir.”297

2.4. I. MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETİ

2.5.4. Ecevit Hükümetinin Kurulması ve Faaliyetleri

Milliyetçi Cephe hükümetinin verilen önerge ile düşürülmesi üzerine Ecevit hükümet kurma arayışlarına girdi. Ecevit, AP’den ayrılan 11 milletvekili ile Güneş Motel’de görüşmeler yaptı ve bakanlık vaadinde bulundu. Çalışmaları sonucunda Ecevit, AP’den istifa eden 11 milletvekili, CGP ve DP’den de aldığı destek ile 5 Ocak 1978 tarihinde 229 evet ile güvenoyu aldı. Böylece üçüncü Ecevit hükümeti kurulmuş oldu. Ecevit bu hükümette AP’den istifa eden 11 milletvekilinden 10’una vaat ettiği bakanlıkları veriyordu. Bakanlık istemeyen tek kişi ise Oğuz Atalay’dı.438 Bu koalisyonda ilginç olan ve o günün siyasilerinin yaklaşımını da ortaya koyan bazı tuhaflıklar vardı. 1967-1968 yıllarında Ecevit’in komünistleri koruduğunu iddia ederek CHP’den ayrılan ve Güven Partisi’ni kuran Turhan Feyzioğlu da bu kabinedeydi. CGP’den ise 2 bakan kabinedeydi. Komünizme aşırı derecede karşı çıkan DP’li Faruk Sükan da yine bu hükümetteki yerini almıştı.439 Yani iktidarda olma hevesi geçmişi unutturuyordu.

Ecevit’in bu hareketi kamuoyu tarafından pek hoş karşılanmadı. İktidar olabilmek için AP’nin 11 milletvekilini kendi saflarına çekmesi ve adeta rüşvet verir gibi bakanlık vermesi gayrı etik olarak değerlendirilmişti. Hükümet Güneş Motel’de yapılan pazarlıklar sonucunda kurulduğu için bu hükümete “Güneş Motel Hükümeti” adı verilmişti. Bu isim de hoşnutsuzluğun bir göstergesiydi.

Hükümet programını, “Dış faaliyetlere karşı demokrasiyi ve cumhuriyeti korumak ve savunmak tüm ulusumuzun ve onun temsilcisi olan parlamentonun görevi haline gelmiştir.

Hükümetimizin temel amacı bu görevi yerine getirmektir.

Hükümetimiz ülkede barışı sağlamaya, gelişmemizi sosyal adalet içinde gerçekleştirmeye ve insan haklarına dayalı milli, demokratik ve laik bir sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni güçlendirmeye çalışacaktır.

Anayasa düzeni her alanda egemen kılınacak… devlet ve devlet sözüne güven sağlanacaktır.

Devlet kapısı siyasal inançları ne olursa olsun bütün yurttaşlara, okul kapısı bütün gençlere açık olacaktır.

      

438 Karpat, Osmanlı’dan Günümüze….., s.145-146.

Ayrıca hükümetimizde yeni çalışma düzeni uygulanacaktır! Çevre sağlığı korunacaktır, yurtdışında çalışanların sorunlarına sahip çıkılacaktır. Ekonomik işler koordine edilecektir.”440 şeklinde açıklamıştı.

MC hükümeti döneminde devam eden sıkıntılar Ecevit hükümeti döneminde de devam ediyordu. Anarşi ve terör bütün şiddetiyle devam ediyor, hükümetin 100. gününde ölü sayısı 210’a yaralı sayısı ile 1216’ya ulaşıyordu. Muhalefet partileri hükümeti ve Ecevit’i hedef alan beyanatlarda bulunuyorlardı.

Ülkede kurtarılmış bölgeler oluşturulmuştu. Bu bölgelere polis ve asker dahi giremiyordu. Kurtarılmış bölgelere sağcılar ya da solcular hâkim oluyor ve bölge onların denetimi altına giriyordu. Karşı taraf ise buraya artık giremiyordu. Kahramanmaraş Olayları olarak adlandırılan ve ülkedeki kutuplaşmayı daha da artıran olaylar da yine bu dönemde yaşanıyordu. Artık olaylar sağ ve sol çatışmalarının ötesine geçiyor, Alevi-Sünni çatışmaları haline dönüşerek mezhepsel bir nitelik kazanıyordu.

1978 yılında meydana gelen önemli olaylardan birisi de 1974 Kıbrıs Barış Harekatı nedeni ile ABD tarafından Türkiye’ye konulan ambargonun kaldırılmasıdır. Aslında ABD’nin bu kararı almasında SSCB’nin etkisi vardır. SSCB’nin özellikle Orta Doğu’da gücünü giderek artırması ABD’yi tedirgin ediyordu. Bu nedenle de Türkiye’yi kaybetmemek için ambargoyu kaldırma kararı alıyordu.

1978 yılının dönüm noktalarından birisi de Org. Kenan Evren’in Genelkurmay Başkanı olmasıydı. Genelkurmay Başkanı Org. Semih Sancar’ın görevi 6 Mart itibarı ile sona eriyordu. Zaten Sancar’ın görevi Demirel hükümeti zamanında birer yıl olmak üzere iki kez uzatılmıştı. Şimdi ise iktidarda Ecevit vardı. İstenildiği takdirde Genelkurmay Başkanının görev süresini bir yıl daha uzatılabilmenin yasal imkânı vardı. Fakat Ecevit, Demirel’in yaptığını yapmadı ve Sancar emekli edildi. Ordudaki gelenek KKK’nın Genelkurmay Başkanı olmasıydı. Bu gelenek doğrultusunda da KKK olan Org. Kenan Evren Genelkurmay Başkanı oldu. Kenan evren anılarında Org. Sancar’ın görev süresinin uzatılmamasında dönemin İçişleri Bakanı olan emekli General İrfan Özaydınlı’nın etkisinin olduğunu anlatmaktadır. Çünkü İrfan Özaydınlı geçmişte kendisinin emekli olmasına neden olan Sancar’ın görev süresini uzatacak olan kararnameyi

      

imzalamayacağını Ecevit’e bildirmişti.441 Böylece Genelkurmay Başkanlığı görevine Kenan Evren getirilmişti. Bazı çevreler Kenan Evren’in bu göreve getirilmesinde darbe isteyen dış güçlerin etkisinin olduğunu ileri sürmektedirler. Fakat olaylar iyi bir şekilde etüt edildiğinde Evren’in daha çok ülke içerisindeki siyasi çekişmelerden dolayı bu göreve getirildiği görülmektedir.

1970’lerin başlarından itibaren kötü giden ekonomi 1977 ve 1978’e gelindiğinde daha da kötüleşiyordu. 1977 zamlar yılı olmuştu. Bu zamlar ise özellikle işçi, memur, emekli gibi sabit gelirlileri etkilemişti. Gıda maddelerine % 100 ile % 200 arasında zam yapılmıştı. Döviz sıkıntısı da gittikçe artıyordu. Hacca gitmek için bankalarda döviz bulamayan hacı adayları Ankara’da ilk kez protesto yürüyüşü yapmışlardı. Yine yurtdışına okuma ve tedavi için gidecek olan kişiler de döviz bulamadıkları için gidemiyorlardı. Uluslararası bankalarda bu gelişmelerden dolayı Türkiye’yi kara listeye almışlardı. 1977 yılında ekonomideki bu kötü gidişatın nedenlerinden birisi de uygulamaya konulan planların göz ardı edilmesiydi.442 Türkiye’nin de dâhil olduğu Arjantin ve Peru gibi bazı gelişmekte olan ülkeler artık borçlarını ödeyemez duruma gelmişlerdi.443 Çünkü Türkiye ithalat yapabilmek için kısa vadeli dış borçlanma yoluna gitmişti. Ekonomideki bu durum mal darlıklarına neden olmuştu.444 1978 yılındaki kriz Türkiye’yi olumsuz etkilemiş, döviz rezervleri yetersiz kalmıştı. 1979 yılında da dünya yeni bir petrol kriziyle karşı karşıya kalmıştı. Bunun nedeni ise İran’da yaşanılan devrimdi. 1979 Şubatında İran’da meydana gelen devrim ile Şah devrilmiş ve Humeyni işbaşına geçmişti. Humeyni’nin ilk işlerinden birisi Batı dünyası ile ilişkileri kesmek olmuştu.445 Batı dünyası ile ilişkilerin kesilmesi demek İran petrolünün artık o bölgelere gitmemesi anlamına geliyordu. Bu da petrol fiyatlarına yansıyor ve birden bire aşırı bir yükseliş görülüyordu. Yani yeni bir petrol krizi meydana geliyordu. Geçen yıllardaki diğer krizlerde olduğu gibi 1979 yılındaki bu krizden de Türkiye yine olumsuz etkileniyordu.

Ecevit hükümeti döneminde 1979 yılında 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı. Bunun nedeni 1977 yılında yaşanılan olaylardı, provokasyon oluşmasını engellemekti.

      

441 Evren, Kenan Evren’in Anıları, Cilt:1, s.186-187.

442 12 Eylül Öncesi ve Sonrası, s.26-30.

443 Kazgan, Türkiye Ekonomisinde….., s.137.

444 Ayan, “Siyasi Yapılanma Sürecinde 1961 ve 1982 Anayasası”….., s.6-7.

Kutlamalar yasaklandığı gibi sokağa çıkma yasağı da ilan edildi. Bu durum ise çeşitli parti ve kuruluşların tepki göstermelerine neden oldu. Bunların başında da Behice Boran ve TİP geliyordu. Bunu protesto etmek için sokağa çıkarak yürüyüş yaptılar. Bu yürüyüş nedeni ile birçok kişi gözaltına alındı.446

Gerek ülke içerisinde gerekse dünya çapında bahsi geçen olaylar gerçekleşirken yeni bir seçim dönemine gelinmişti. 14 Ekim 1979’da Cumhuriyet Senatosu’nun üçte bir yenileme seçimleri vardı. Bu seçimler aynı zamanda boş bulunan beş milletvekilliğini de kapsıyordu. 1973 yılından beri gerek genel seçimlerde olsun gerekse yerel seçimlerde olsun sürekli olarak bir yükseliş gösteren CHP bu sefer hayal kırıklığına uğruyordu. Seçimler sonucunda CHP’nin oy oranı düşerken boş olan 5 milletvekilliğinin 5’ini de AP kazanıyordu. Elli senatörlüğün ise 34’ünü kazanmıştı. Bu gelişmeler sonucunda seçim sonuçlarına saygılı olduğunu söyleyen Ecevit hemen istifa ediyordu. Demirel ise “Bunlar istifa etmedi, millet bunları hükümetten kovdu”447 diyordu ve askeri darbeden önceki son sivil hükümet yani Demirel azınlık hükümeti kuruluyordu.