• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Deniz Yatağı

1.2. Açık Deniz Kavramı

1.2.2. Açık Denizlerin Ġstisnai Rejimler

1.2.2.4. Uluslararası Deniz Yatağı

91

modern teknolojinin o ana kadar eriĢilmez görünen derin sulardaki maden yumru veya yataklarının iĢletilebilme imkanını sunması ile literatüre girmiĢtir. O ana kadar ekonomik bir değere sahip olmayan okyanus tabanları özellikle 1970‟li yıllardan sonra modern teknolojinin magnezyum yumrularını (nikel, magnezyum, kobalt ve bakır içeren demir oksit kaplı taĢlar) dağılmıĢ biçimde bulundukları Pasifik Okyanusu‟ndan çıkarılmalarıyla ekonomik ve politik ilgi alanlarına dahil olmuĢtur. Ayrıca, buradan çıkartılabilecek diğer madenler ile petrol gibi hidrokarbonların varlığı ve iĢletilmesi konusu henüz açıklığa kavuĢmamıĢ olmasına rağmen mevcudiyet ihtimali bile dikkatleri bu alana çekmektedir (Toluner, 1996: s. 122).

Açık denizin yatağı ve toprak altının sunduğu ekonomik imkanların artması bu konuda hukuki bir rejimi gerekli kılmıĢtır. Ġlk kez 1967‟de BM Genel Kurul çalıĢmalarında Malta delegesi tarafından ortaya atılan uluslar arası deniz yatağının bir rejime bağlanması düĢüncesi bu konuda bir komite kurulmasıyla sonuçlanmıĢtır. Komitenin çalıĢmaları ile 1970 yılında BM genel kurulu uluslar arası deniz yatağına iliĢkin ilkeler bildirisini kabul etmiĢtir (Pazarcı, 2006: s. 59). Müteakiben konu, 3 üncü Deniz Hukuku Konferansı‟nda ayrıntılarıyla incelenmiĢ ve onun sonucu olarak ortaya çıkan BMDHS‟de XI inci kısımda yer almıĢtır.

Öncelikle BMDHS‟deki adıyla “Saha”nın hangi deniz kesimini tanımladığını incelemek gerekir. BMDHS madde 1‟de “Saha, milli yetki sınırları ötesindeki deniz yatağı ve okyanus tabanı ve bunların toprak altı anlamına gelir.” ifadesinden de anlaĢılabileceği gibi; devletlerin egemenlik alanı olan karasularına ilaveten deniz tabanı ve toprak altının doğal kaynakları bakımından devletlere münhasır yetkiler tanıyan kıta sahanlığı ile MEB dıĢında kalan alanların saha olarak tanımlanması doğru olacaktır.

Bahse konu deniz kesiminde uygulanacak ilkeler BMDHS‟nin çeĢitli maddelerinde Ģu Ģekilde yer almıĢtır;

 “Saha ve kaynakları insanlığın müĢterek mirasıdır ” (BMDHS, 1982: mad. 136).

92

bulunmayacaktır ” (BMDHS, 1982: mad. 137/1).

 “Bu alanda var olan kaynaklar hiçbir devlet yada kiĢinin malı değildir ” (BMDHS, 1982: mad. 137/1).

 “Bu alanın iĢletilmesi tüm insanlık hesabına hareket eden Uluslar Arası Deniz Yatağı Otoritesince düzenlenecektir" (BMDHS, 1982: mad. 137/2).

 “Bu alanlarda yapılacak çalıĢmalar tüm insanlığın yararına olacak bir biçimde gerçekleĢtirilmek zorundadır" (BMDHS, 1982: mad. 140/1).

 “Bu alandan yalnız barıĢçıl amaçlarla faydalanılacaktır" (BMDHS, 1982: mad. 141).

 “Bu alandan elde edilecek ürünlerin geliri Uluslar Arası Deniz Yatağı Otoritesince üye devletler arasında hakça bir biçimde paylaĢtırılacaktır" (BMDHS, 1982: mad. 141/1).

 “Bu deniz kesiminin korunması görevi de Uluslar Arası Deniz Yatağı Otoritesine aittir" (BMDHS, 1982: mad. 145).

 “Saha içi faaliyetler teĢebbüs (Enterprise) ve otoriteyle birlikte yürütmek kaydıyla ayrıntıları ilgili maddede tanımlanmıĢ bir grup tarafından yürütülecektir" (BMDHS, 1982: mad. 153/2).

 “Uluslar Arası Deniz Yatağının hukuki rejimi bu deniz kesiminin üzerindeki açık deniz ve hava sahasını etkilemeyecektir" (BMDHS, 1982: mad. 135).

Yukarıda genel hatlarını verdiğimiz ve BMDHS‟nin XI inci kısmında ayrıntılı olarak incelenen uluslararası deniz yatağı ile ilgili sorunlar sözleĢmenin imzalanması ile sonuçlanmıĢ değildir.

Uluslararası deniz yatağının gelecekte sunabileceği ekonomik zenginliği, sadece bunları elde edebilecek teknolojiye sahip çok geliĢmiĢ devletlerin tekelinden kurtarmak ve insanlığın ortak mirası adı altında geliĢmemiĢ ve geliĢmekte olan devletleri de kapsayacak Ģekilde paylaĢımını sağlamak ve geliĢmiĢlerle diğerlerinin arasındaki farkın daha da artmasını önlemek gibi bir amacı güden çalıĢmalar çıkarları bu konuda çatıĢan çok geliĢmiĢ devletler tarafından kabul görmemiĢtir. BaĢta ABD olmak üzere Almanya ve Ġngiltere gibi geliĢmiĢ devletler sözleĢmeyi imzalamamıĢ ve onaylamamıĢlardır.

93

Bahse konu devletlerin ve özellikle ABD‟nin BMDHS‟nin getirdiği rejime karĢı eleĢtirileri Ģu konularda olmaktadır;

 Otoritenin iĢletme izni verirken teknik verilerden çok siyasi nedenleri ön plana alma olasılığı,

 ĠĢletme izni verilmesi ve yürütülmesi durumunda otoriteye verilecek payın yüksekliği,

 Otorite giderlerine katılma payının yüksekliği. Bu pay ABD için yaklaĢık % 25‟dir,

 Devlet kuruluĢları ve özel ortaklıkların iĢletme izni alabilmesi için iki alan gösterip, bunlardan sadece birini iĢletebilmesi,

 ĠĢletme ve geliĢmekte olan devletlerin ortaklıkları için teknoloji transferi gereği,

 ĠĢletilecek madenlerin kotalarla sınırlandırılması,

 TeĢebbüse tanınan serbest rekabetin bozucu kimi ayrıcalıklar,

Otoritenin elde ettiği gelirlerden ulusal kurtuluĢ örgütlerine pay verilmesi görüldüğü gibi uluslararası deniz yatağının statüsü belirlenememiĢ ve hala tartıĢma konusudur. Ancak, son yıllarda özellikle ABD gibi devletlerin ön ayak olmasıyla BMDHS‟nin bu konudaki temel ilkesine aykırı olacak Ģekilde uluslar arası deniz yatağının paylaĢımı ve yetki alanlarına dahil edilmesi de görüĢülmektedir (Pazarcı, 2006: s. 79).

Uluslararası deniz yatağındaki mineral doğal kaynakların iĢletilmesi iki yöntemle gerçekleĢtirilebilmektedir. Bunlardan ilki, Otorite tarafından kurulmuĢ olan ve onun bir organı olan "TeĢebbüs” (Enterprise) adı ile anılan iĢletmenin bizzat kendisinin doğal kaynak iĢletme faaliyeti yapmasıdır. Ġkincisi ise, Otorite tarafından kendilerine doğal kaynak arama ve iĢletme (exploration and exploitation) ruhsatı verilmiĢ üye devletlere tabi kamu ya da özel giriĢimlerin doğal kaynak arama ve iĢletme faaliyetlerinde bulunmasıdır. Otoriteden izin almadan hiçbir kuruluĢ uluslararası deniz yatağında doğal kaynak araması ve iĢletmesi yapamaz (BMDHS, 1982: mad. 153). ĠĢletme faaliyetinde bulunan kuruluĢların elde ettikleri gelirlerinin

94

bir kısmını Otorite‟ye aktarmak durumunda olmaları, uygulamada sorunlar çıkarmakta ve bu alanının iĢletilmesini engelliyor gözükmektedir (Acer, 2004: s. 1).

1.2.2.5. Emniyet/Güvenlik Bölgeleri ve