• Sonuç bulunamadı

Personel sayısını sadece 2017 yılı özelinde değerlendirecek olursak emeklilik, nakil vb. nedenlerle ayrılan 57 personele karşılık sadece 6 yeni personelin göreve

3.2.3. Trafik Yoğunluğunun Çevresel Boyutu

Trafik yoğunluğu, ulaşım süresinin artmasına dolayısıyla fazla yakıt tüketilmesine bunun akabinde yüksek enerji maliyetlerine ve egzoz gazı salınımıyla da çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Emisyon kaynaklı hava kirliliği yanında ikinci bir çevre sorunu da gürültü kirli-liğidir. Bunların dışında trafik yoğunluğuna çözüm olması amacıyla yeni yollar yapılması ekolojik dengeye de zarar vermektedir.

Yıllar boyunca trafik sorununun çözümü için yeni yol yapmak, daha geniş yollar yapmak vb. yöntemlerle ilerlenmiş durumda. Ancak hem yatırım maliyetlerinde ki yükseklik hemde şim yerlerinde artık yol yapılabilecek alanların azalmış olması yönetimleri mevcut

yol-bon salınımının önüne geçilebilir, yakıt israfı azaltılarak ekonomik fayda sağlanabilir. Bu amaçla kavşaklara yerleştirilen sensörler ve kameralar aracılığıyla toplanan gerçek zamanlı veri sayesinde trafik sinyalizasyonu ihtiyaca göre düzenlenebilmektedir. Fiber optik kablo-larla veya kablosuz ağ bağlantısı sayesinde şehrin tüm trafik sinyalleri entegre edilebilmek-tedir.”[6]

“Bu tarz çalışmalarla “Los Angeles’ta akıllı ulaşım sistemleri ile duraklamalarda %35, kavşaklardaki beklemelerde %20, seyahat süresinde %13 azalma ve bunlara bağlı olarak yakıt tüketiminde %12,5 oranında düşüş sağlandığı görülmektedir.”[6]

Bir diğer örnek olarak “Japonya’daki AUS uygulamalarından birisi elektronik ödeme sistemidir. İlk defa Mart 2001’de uygulamaya konulan bu sistemle, ülke genelindeki 24 iş-letmeci kablosuz haberleşmeden faydalanarak hem otoyollarda hem de şehir içi anayollarda yol ücretlerinin tahsilâtını tek sistem üzerinden gerçekleştirmektedir. 2013 yılı itibariyle günde 6,4 milyon aracın kullandığı sisteme dâhil olan araç sayısı 40 milyon civarındadır. Bu sistemin kullanımı ile yılda CO2 salınımında 210 Bin Ton, karayollarındaki sıkışıklıkta da

%30 azalma sağlandığı hesaplanmıştır.”[10]

Ülkemizden bir örnek vermek gerekirse, “İstanbul’da bir yol ağındaki ortalama taşıt ge-cikme sürelerinin ve ortalama durma sayılarının asgariye indirilmesi amacıyla, sinyalize kavşakların plan sürelerini trafik hacmi, kuyruk oluşması gibi parametrelere göre optimize eden tam adaptif trafik yönetim sistemi çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmalarda sis-temin kurulduğu kavşaklardaki gecikme sürelerinin %15 ile % 30 arasında azaldığı gözlen-miştir.”[11] Bu oranların özellikle de İstanbul gibi bir metropolde, fosil yakıt tüketiminde ve egzos gazı salımında ciddi miktarda azalma sağladığını söylemek yanlış olmayacaktır.

TBV nin hazırladığı “Türkiye Akıllı Şehirler Değerlendirme Raporu”nda yerel yönetim-lerin akıllı şehirler kapsamında planları değerlendirildiğinde “Akıllı Ulaşım” noktasında ar-ge ve inovasyonun ar-gerekliliğinin anlaşıldığı, yenilikçi çözümler üzerine çalışma yapıldığı görülmektedir

“Ulaşım alanında en çok belirtilen planlanan uygulamalar aşağıda verilmiştir:

Akıllı durak

Akıllı kavşak/sinyalizasyon

Akıllı toplu taşıma

Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES)

Ulaşım rotası optimizasyonu

Navigasyon uygulaması

Dinamik hız yönetimi

Araçlar arası haberleşme teknolojileri

Araç-altyapı haberleşme teknolojileri

Elektrikli otobüsler/ hibrit araçlar / bisikletler

Otopark doluluk-trafik optimizasyonu”[17]

Kurgulanacak bu akıllı sistemler ile bir çok maliyette ciddi oranlarda düşüş sağlanacağı öngörülmektedir. Fikir vermesi açısından paylaşmamız gerekirse, “Main Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre 1996–2015 yılları arasında akıllı sistem uygulamalarıyla ula-şımda beklenen kazanımlar olarak; Kaza maliyetlerinde %44, Zaman kayıplarında %41, Yakıt emisyonunda %6, işletme maliyetlerinde %5, Acente maliyetlerinde %4 civarlarında bir azalma tahmin edilmiş ve şu ana kadar elde edilen veriler bunların gerçekleşme nokta-sında olduğunu da teyit etmiştir.”[12]

“Kent içi trafiğe ilişkin olarak seyahat öncesinde bilgi sahibi olma imkânı tanıyan “İstan-bul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cep Trafik” uygulaması sayesinde sürücü ve yolcular, cep telefonlarını kullanarak, günün her saatinde anlık trafik durum bilgilerine ulaşabilmektedir.

İstanbul genelindeki yolculuklara rehberlik eden ve trafik yoğunluğuna göre alternatif güzer-gâh sunulan bu uygulamada, kullanıcılar cep telefonları ile İstanbul’daki 175 noktadaki tra-fik görüntülerini canlı olarak takip edebilmekte ve 607 adet tratra-fik ölçüm detektörü ile hazır-lanan trafik yoğunluk haritası ile yoğunluk bilgilerini alabilmektedir. 2012 yılsonu itibarı ile uygulamayı cep telefonuna indiren kullanıcı sayısı 2,5 milyon civarındadır (İBB Trafik Kontrol Merkezi, 2014) . 2013 yılı sonunda Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) de Ankara il sınırı içerisindeki bütün anayolların, bulvarların, caddelerin, sokakların trafik yoğunluğu bilgilerini vatandaşlar ile paylaşmak üzere “ABB Trafik” uygulamasını devreye almış-tır.”[13]

“Sürücü ve yolcuları bilgilendirmeyi amaçlayan Türkiye’deki diğer uygulamalardan biri de sürücülerin trafik kazaları, yoğunluk, hava ve yol durumu gibi değişimlerden haberdar edilmesi suretiyle alternatif güzergâhlara yönlendirilmesi ve karayolu kapasitesinin etkin olarak kullanılmasına yardımcı olan grafik tabanlı olarak çalışan ve telsiz haberleşmesini kullanan değişken mesaj işaretleridir. Türkiye’de KGM sorumluluğundaki karayollarında 2013 yılı itibariyle toplam 206 adet değişken mesaj 64 işareti kullanılmaktadır. Öte yandan karayolunda normal trafik akışını aksatacak sis, kar, yağmur, buzlanma gibi hava olayları veya hız limiti uygulamaları, elektronik denetleme uyarıları, yoğun trafik uyarısı, dikkat ve taşıt sınırlamaları konusunda bilgilendirme ve yönlendirme amaçlı kullanılan değişken trafik işaretlerinin KGM sorumluluğundaki yollardaki sayısı ise 1.000’i geçmiştir. Yine İBB tara-fından kurulan trafik radyosu ile İstanbul’da anlık yol bilgisi ilgililere iletilmekte olup, KGM tarafından kurulan ALO 159 Yol Danışma ve İBB’nin çağrı merkezi uygulamaları benzer amaçla hayata geçirilmiş diğer uygulamalardır.”[10]

likle 1970’lerde ki petrol krizi ile başlayan enerji sorununa ek olarak 1980’li yıllarda ki tek-nolojik buluş ve yenilikler karşısında enerji talebinin artması ve paralel olarak kentleşmenin yükselmesiyle enerji-kent ilişkisi şehir planlama ve tasarım alanında sorgulanmaya başlan-mıştır. Buna ek olarak artan tüketim etkenleri karşısında gelişen küresel ısınma ve iklim değişikliği gerçekleri konuyu dünya gündemine taşımıştır.”[14]

“Günümüzde küresel rekabette öne çıkmış ülkelerin ekonomileri incelendiğinde, bunun sağlanan verimlilik artışı ve kaynakların etkin kullanımı ile doğrudan ilişkili olduğu görül-mektedir. Ülkemizde, üretilen enerjinin önemli bir kısmı iletim ve dağıtım esnasında kay-bolmaktadır Ülkemizde yaklaşık olarak 36 milyon elektrik, 23 milyon su ile 10 milyon doğal gaz sayacı kullanımda bulunmaktadır. Bu sayaçlarda yıllık yaklaşık 100 milyar TL’lik ölçüm yapıldığı dikkate alındığında; akıllı şebeke altyapısının kurularak enerji kaybının önlenmesi ile ülkemiz büyük miktarda tasarruf elde edecektir. Ülkemizde elektrik ve doğal gaz dağıtım şirketlerinin yanı sıra belediyelerin su idareleri de yavaş yavaş otomatik sayaç okuma siste-mine geçmeye başlamıştır.”[15]

“Akıllı şebeke teknolojilerinin günümüzde uygulanabilir hale gelmesiyle, dünyada birçok ülke akıllı şebeke vizyonu belirleyerek, programlar uygulamaya koymuştur. Avrupa Birliği, Akıllı Şebekeler Teknoloji Platformunu kurmuş ve akıllı şebeke ile ilgili yol haritası belirle-miştir. Avrupa Birliği’nin belirlemiş olduğu 20-20-20 hedefine yani 2020 yılında enerjinin % 20’sinin yenilenebilir kaynaklardan üretilmesi, CO2 emisyonunun % 20 oranında azaltılması ve enerji verimliliğinin %20 artırılmasına bağlı olarak, AB ülkeleri akıllı şebekeleri kurmak için gerekli altyapı çalışmalarına başlamışlardır.”[15]

“Akıllı sayaç sistemleri enerji tüketim noktalarındaki ölçü sistemleriyle merkezi veri sis-temi arasında uzaktan iletişim kurarak verilerin aktarılmasını sağlayan donanım, yazılım ve ağ ürünlerinin bütününe verilen isimdir. Akıllı sayaç ve ölçü sistemleri tüketicilerin enerji kullanımlarını anlık takibine olanak verirken enerji tasarrufunu teşvik etmektedirler. Dolayı-sıyla akıllı sayaç sistemleri akıllı şebekelerin ana unsurudur.

ABD’de Georgia, Tennessee ve Kuzey Carolina eyaletlerinde yüklenen 15.000 akıllı sa-yaç, operasyon maliyetlerinin %65, ödenmeyen fatura borçlarının %50 azalmasını sağlamış-tır.”[10]

Yoğun olarak hayata geçirilmiş en yaygın örnek olarak, sensörler vasıtasıyla ışık seviye-sini ölçüp otomatik olarak açılıp kapanan sokak aydınlatmalarından bahsedebiliriz. Örneğin

“Akıllı sokak aydınlatması sistemiyle Oslo’daki elektrik tüketimi tasarruf oranı %70 olarak hesaplanmıştır.”[10]

“Nesnelerin internetiyle çeşitli sensörlerin mevcut altyapılara entegre edilmesiyle su akışı takip edilebilirken, sızıntı veya hırsızlık gibi sebeplerden oluşan su kayıplarının önüne geçi-lebilmektedir. Ayrıca enerji ve halk sağlığı güvenliği açısından su kaynaklarının ve dağıtım sistemlerinin güvenliği teknoloji desteğiyle artırılmakta, günümüzün artan terör saldırılarına karşı risklerin daha etkin yönetimi sağlanmaktadır.”[10]

“Tahminlere göre dünyada sızıntı kaynaklı şebeke suyundan kayıp oranı %50 civarında-dır. 2030 yılında şebeke suyuna olan talebin arzı %40 geçeceği öngörülmektedir. Tokyo, 54 milyon dolar harcayarak değiştirdiği su tedarik borularıyla ve elektronik sızıntı detektörle-riyle su kaybını %3,7 oranında azaltarak 172,4 milyon ABD doları tasarruf sağlamıştır.”[10]

3.4.Akıllı Güvenlik

Kamu güvenliği yerel yönetimler için en kritik noktalardan birisidir. Yeni teknolojiler ile birlikte hayatımıza giren IOT, 5G vb kavramlar/teknolojiler ile birlikte Suçun gözlenmesi, takip edilmesi ve hatta öngörülmesi bile mümkün olmaya başlamıştır. Bu yönde yapılan çalışmalar ve ulaşılan sonuçlar için aşağıda ki örnekler incelenebilir.

“Suç olma ihtimali yüksek olan bölgeleri, eldeki verileri analiz ederek tahmin edebilen ve tehlike derecelerine göre gerçek zamanlı derecelendirebilen sistemler sayesinde kısıtlı sayı-daki güvenlik güçlerini daha verimli şekilde kullanmak mümkün olabilir. Aynı zamanda bir bölgedeki kamera, sensör ve diğer tanıma mekanizmaları yardımıyla çalışan gerçek zamanlı veri toplama ve işleme faaliyetleri sayesinde şüpheliler belli bir alan içinde tespit edilebilir ve gerekli önlemlerin daha hızlı alınması sağlanabilir.”[10]

“ABD’de Kaliforniya eyaletine bağlı Santa Cruz bölgesinde tahmini önleyici yöntemlerin 6 ay boyunca kullanımı sonunda bölgedeki hırsızlık olaylarının %19 düşüş gösterdiği tespit edilmiştir. Benzer şekilde İngiltere’nin Kent kasabasında PredPol adlı uygulama uzmanların suçların %8,5’ini tahmin etmesini sağlamıştır.”[10]

Ülkemizde MOBESE olarak bilinen kent izleme sistemleri güvenlik konusunda inovatif ürün geliştirmenin önünü açmıştır. Bu kaynaklardan toplanan verilerin geliştirilen akıllı al-goritmalar ile hızlıca işlenmesi ve süreç tabanlı yazılımlarla aksiyonların otomatize edilebil-mesi mümkün hale gelmiştir. Anlık görüntüler ile tespit edilebilen aşağıda ki durumlar için ilgililere otomatik göreve atanması, bilgi verilmesi ile hızlı müdahale mümkün olabilmekte-dir.

 Kural ihlalleri

o Hız

o Kırmışı Işık o Emniyet şeridi o Hatalı Park

o Vb.

 Güvenlik ihlalleri o Çalıntı Araç o Aranan Kişi Şüpheli Paket